Namaz Vakitleri

21 Cemâziye'l-Âhir 1446
22 December 2024
İmsak
06:47
Güneş
08:19
Öğle
13:08
İkindi
15:26
Akşam
17:46
Yatsı
19:13
Detaylı Arama

Yâhyâ İbn-i Muàz Er-Râzî (3) (Sorular ve Cevaplar)

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

5 Zilka'de 1414 / 16.04.1994
İstanbul

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN Tabakatus Sufiyye sohbetlerine Mustafa Selâmi Efendi Tekkesi’nde başlamıştır (02. 12. 1991).
Tabakàtü’s-Sùfiyye, Sülemî’nin ilk sûfilerden yüz tanesinin hayatını ve sözlerini kaydettiği eseridir.

Fudayl ibn-i Iyad hakkındadır. Daha sonraki yıllarda, İstanbul’un Anadolu yakasında muhtelif camilerde yapılmıştır.

Sohbetlerin amacını şöyle açıklıyordu: “Bizler de karınca kararınca takvâ yolunda, Rabbimizin rızası yolunda yürüyen insanlar olduğumuzdan, “Bu yolun bizden önceki büyükleri, selef-i sàlihînimiz neler söylemişler, onların nasihatlerinden istifade edelim; nasıl yaşamışlar, hayatları bize örnek olsun!” diye, tasavvuf aleminin büyüklerinin hayatlarını okumayı; sözlerini dinleyip, belleyip mûcebince amel etmeyi düşünerek; Türkçesi bulunmayan bir eser olsun, kaynak olsun, ana eser olsun; böylece yaptığımız çalışma da yapılmamış bir çalışma olarak, yeni bir çalışma olsun diye düşündüğümüz için; 412 hicrî, 1021 milâdî tarihinde, yâni yıllarında vefat etmiş olan, Nişâpurlu Ebû Abdurrahman es Sülemî Hazretleri’nin, tasavvuf ilminde kaynak olan, ana eser olan, müracaat kitabı olan Tabakàtü’s Sùfiyye’sini okumaya başladık.

Bu sohbetler Cumartesi akşamları yapılıyordu ve bir saat kadar sürüyordu. Hoca efendi seyahatte olduğu zamanlar sohbete ara veriliyor, İstanbul’da oldukları zaman devam ediyordu. 7 Mayıs 1997 günü yurtdışına çıkıncaya kadar devam etti. Fudayl ibn-i Iyad’dan başlayıp, sırayla her seferinde birkaç sayfa okuyup izah ederek sohbetlerini sürdürüyordu. 26 Ekim 1996 günü yaptığı son Tabakàtü’s-Sûfiyye sohbetinde, Ebû Osman el-Hîrî’nin 29. sözüne kadar gelmişti.

Sohbetlerde, önce o gün izah edilecek sözlerin Arapça metinleri okunuyor, kısaca anlamı veriliyor; sonra râvîler hakkında dipnotlardan bilgiler veriliyordu. Sözler izah edilip açıklanıyordu. Sohbetin sonunda da, çıkartılacak dersler anlatılıyor ve günümüzde neler yapmamız gerektiği hakkında tavsiyelerde bulunuluyordu.
Bir hanımın beyi hacca gitse zevcesi hac dönüşüne kadar hiç evden çıkmadan ibadet ve taatle meşgul olsa hac sevabı | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Yâhyâ İbn-i Muàz Er-Râzî (3) (Sorular ve Cevaplar)

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

5 Zilka'de 1414 / 16.04.1994
İstanbul

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN Tabakatus Sufiyye sohbetlerine Mustafa Selâmi Efendi Tekkesi’nde başlamıştır (02. 12. 1991).
Tabakàtü’s-Sùfiyye, Sülemî’nin ilk sûfilerden yüz tanesinin hayatını ve sözlerini kaydettiği eseridir.

Fudayl ibn-i Iyad hakkındadır. Daha sonraki yıllarda, İstanbul’un Anadolu yakasında muhtelif camilerde yapılmıştır.

Sohbetlerin amacını şöyle açıklıyordu: “Bizler de karınca kararınca takvâ yolunda, Rabbimizin rızası yolunda yürüyen insanlar olduğumuzdan, “Bu yolun bizden önceki büyükleri, selef-i sàlihînimiz neler söylemişler, onların nasihatlerinden istifade edelim; nasıl yaşamışlar, hayatları bize örnek olsun!” diye, tasavvuf aleminin büyüklerinin hayatlarını okumayı; sözlerini dinleyip, belleyip mûcebince amel etmeyi düşünerek; Türkçesi bulunmayan bir eser olsun, kaynak olsun, ana eser olsun; böylece yaptığımız çalışma da yapılmamış bir çalışma olarak, yeni bir çalışma olsun diye düşündüğümüz için; 412 hicrî, 1021 milâdî tarihinde, yâni yıllarında vefat etmiş olan, Nişâpurlu Ebû Abdurrahman es Sülemî Hazretleri’nin, tasavvuf ilminde kaynak olan, ana eser olan, müracaat kitabı olan Tabakàtü’s Sùfiyye’sini okumaya başladık.

Bu sohbetler Cumartesi akşamları yapılıyordu ve bir saat kadar sürüyordu. Hoca efendi seyahatte olduğu zamanlar sohbete ara veriliyor, İstanbul’da oldukları zaman devam ediyordu. 7 Mayıs 1997 günü yurtdışına çıkıncaya kadar devam etti. Fudayl ibn-i Iyad’dan başlayıp, sırayla her seferinde birkaç sayfa okuyup izah ederek sohbetlerini sürdürüyordu. 26 Ekim 1996 günü yaptığı son Tabakàtü’s-Sûfiyye sohbetinde, Ebû Osman el-Hîrî’nin 29. sözüne kadar gelmişti.

Sohbetlerde, önce o gün izah edilecek sözlerin Arapça metinleri okunuyor, kısaca anlamı veriliyor; sonra râvîler hakkında dipnotlardan bilgiler veriliyordu. Sözler izah edilip açıklanıyordu. Sohbetin sonunda da, çıkartılacak dersler anlatılıyor ve günümüzde neler yapmamız gerektiği hakkında tavsiyelerde bulunuluyordu.
Bir hanımın beyi hacca gitse zevcesi hac dönüşüne kadar hiç evden çıkmadan ibadet ve taatle meşgul olsa hac sevabı | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Bir hanımın beyi hacca gitse zevcesi hac dönüşüne kadarBir hanımın beyi hacca gitse zevcesi hac dönüşüne kadar hiç evden çıkmadan ibadet ve taatle meşgul olsa hac sevabı alır mı? hiç evden çıkmadan ibadet ve taatle meşgul olsa hac sevabı alır mı?

Evet, böyle bir rivayet söylenir. Tabi hacı aylarca gidecek; eskiden aylarca sürerdi, bir yıldı.Evet, böyle bir rivayet söylenir. Tabi hacı aylarca gidecek; eskiden aylarca sürerdi, bir yıldı. Altı ay gidiyor, altı ay geliyordu. Türkiye'den hac öyle zordu. Altı ay gidiyor, altı ay geliyordu. Türkiye'den hac öyle zordu.

Hacı gidince hanımı burada ne yapacak? Hacı gidince hanımı burada ne yapacak?

Başında kendisini kollayacak beyi yok.Başında kendisini kollayacak beyi yok. "Beyi gitti." diye o mahalle senin, bu mahalle benim gezmeyecek."Beyi gitti." diye o mahalle senin, bu mahalle benim gezmeyecek. Laubali bir hayat yaşamayacak. Onun namusunu koruyacak, evde duracak.Laubali bir hayat yaşamayacak. Onun namusunu koruyacak, evde duracak. Sevabı çoktur. Böyle bir rivayet var. Ama ne kadar sevap alır? Sevabı çoktur. Böyle bir rivayet var.

Ama ne kadar sevap alır?

O sevabı Rabbimiz bilir. Onun ihlâsına, niyetine göre verecek. O sevabı Rabbimiz bilir. Onun ihlâsına, niyetine göre verecek.

Selam verdiğimiz kişi uzaktaysa elimizi selam vereceğimiz kişiye kaldırmamız doğru mudur? Selam verdiğimiz kişi uzaktaysa elimizi selam vereceğimiz kişiye kaldırmamız doğru mudur?

Bizde elle ve başla selam yoktur. es-Selâmü aleyküm ve rahmetullah demek vardır. Bizde elle ve başla selam yoktur. es-Selâmü aleyküm ve rahmetullah demek vardır. Ama uzakta olunca sesimizi duyamayacaksa nasıl yapacağız? Belki o zaman olabilir.Ama uzakta olunca sesimizi duyamayacaksa nasıl yapacağız? Belki o zaman olabilir. Hacer-i Esved'in uzağında olunca böyle selam veriyoruz; herhalde o zaman olabilir. Hacer-i Esved'in uzağında olunca böyle selam veriyoruz; herhalde o zaman olabilir.

Hz. İsa inecek de Kur'ân-ı Kerîm'e göre, dinimize göre amel edecek. Bu neden? Neyi gösteriyor? Hz. İsa inecek de Kur'ân-ı Kerîm'e göre, dinimize göre amel edecek. Bu neden? Neyi gösteriyor?

Hz. İsa'nın ümmetinin bizim inancımıza gireceğini, hatalarından döneceğini,Hz. İsa'nın ümmetinin bizim inancımıza gireceğini, hatalarından döneceğini, domuzu haram bileceklerini, içkiyi yasak edeceklerini, bize tâbi olacaklarını gösteriyor.domuzu haram bileceklerini, içkiyi yasak edeceklerini, bize tâbi olacaklarını gösteriyor. Onlar bizden evvelki bir ümmetti, kalabalık bir ümmetti.Onlar bizden evvelki bir ümmetti, kalabalık bir ümmetti. Sonunda onların bize tâbi olacaklarını gösteriyor. Sonunda onların bize tâbi olacaklarını gösteriyor.

Mutlaka bir mürşide intisap etmek farz mıdır? Mutlaka bir mürşide intisap etmek farz mıdır?

Farz değildir. Ama tasavvufî eğitimi almak için mâkul olan yol budur.Farz değildir. Ama tasavvufî eğitimi almak için mâkul olan yol budur. İnsan tıp tahsili yapmak için Tıp Fakültesi'ne gidiyor.İnsan tıp tahsili yapmak için Tıp Fakültesi'ne gidiyor. Mühendislik tahsili yapmak için o fakülteye gidiyor.Mühendislik tahsili yapmak için o fakülteye gidiyor. Dinin bu önemli hususlarını halletmek, bu konularda ilerlemek için de mürşide bağlanması lazımdır.Dinin bu önemli hususlarını halletmek, bu konularda ilerlemek için de mürşide bağlanması lazımdır. Farz denmez. Farz, "mutlaka yapılması gereken" demek. Farz denmez. Farz, "mutlaka yapılması gereken" demek.

Falanca şahıs nasıl bir kimsedir? Falanca şahıs nasıl bir kimsedir?

Biz şahıslarla ilgili söz söylersek tenkit etmiş, gıybet etmiş, rekabet etmiş oluruz.Biz şahıslarla ilgili söz söylersek tenkit etmiş, gıybet etmiş, rekabet etmiş oluruz. Fikrini söyleyin; "Doğru mudur, eğri midir?" deyin. Biz de; "O fikir yanlıştır, doğrudur." diyelim.Fikrini söyleyin; "Doğru mudur, eğri midir?" deyin. Biz de; "O fikir yanlıştır, doğrudur." diyelim. Gıybete düşmeyelim. Gıybete düşmeyelim.

Kur'ân musikisini geliştirmek için Türk Sanat Müziği dinlemek doğru mudur? Kur'ân musikisini geliştirmek için Türk Sanat Müziği dinlemek doğru mudur?

Tabi her şeyi öğrenmek iyidir. Cahil kalmak yerine öğrenmek iyidir. Tabi her şeyi öğrenmek iyidir. Cahil kalmak yerine öğrenmek iyidir. Hele maksat, âdâbıyla, güzel Kur'ân-ı Kerîm okumak olursa o, faydalı da olur. Hele maksat, âdâbıyla, güzel Kur'ân-ı Kerîm okumak olursa o, faydalı da olur.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2