Namaz Vakitleri

22 Cemâziye'l-Âhir 1446
23 December 2024
İmsak
06:47
Güneş
08:20
Öğle
13:08
İkindi
15:26
Akşam
17:47
Yatsı
19:14
Detaylı Arama

Yunus Emre’nin Şiirleri ile Akaidi ve Allah C.C. Aşkı (Sorular ve Cevaplar)

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

25 Cemâziye'l-Evvel 1416 / 19.10.1995

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın, yurt içinde ve yurt dışında verdiği konferanslar, açılış ve kapanış konuşmalarından oluşmaktadır.

Peygamber (s.a.s.) Efendimiz’in yolunu insanlara anlatmaya çalışan hocamızın muhtelif yerlerde/ülkelerde yapmış oldukları konuşmalardan oluşmaktadır. Konuşmalarda genellikle önce İslâm’ın hak ve gerçek olduğu, büyüklüğü ortaya konuluyor ve İslâm’ın prensipleri hakkında genel bilgiler veriliyor. Geçmiş ümmetlerin kitaplarında Peygamber Efendimiz’le ilgili haberler olduğu ifade ediliyor. Sonra Peygamber (s.a.s.) Efendimiz’in ahlâkı ve bazı güzel ahlâklar anlatılıyor. Peygamber Efendimiz’e en güzel şekilde uymanın yolu olan, ihsân yolu olan tasavvuf üzerinde duruluyor. Nefsi terbiye etmek, güzel ahlâk sahibi olmak için neler yapmak gerektiği anlatılıyor. Zikir ve zikrin usûlü hakkında bilgiler veriliyor. En son bölümde ise, tebliğ ve irşad çalışmalarının önemi üzerinde duruluyor, herkesin İslâm’a hizmet etmesi gerektiği vurgulanıyor.

COŞAN, muhtelif sempozyum ve anma programlarında pek çok muhterem zat hakkında konuşmalar yapmıştır. Hakkında konuşma yaptığı kimseler arasında Hz. Ali (r.a.), Ebû Eyyûb el-Ensârî (r.a.), İmâm-ı Âzam, Ahmed-i Yesevî, Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî, Hacı Bektâş-ı Velî ve Yunus Emre vardır.

Hatırasına sempozyum ve çeşitli programlar tertip ettirdiği şahsiyetler arasında Ahmed-i Yesevî, Ahmed Ziyâüddîn-i Gümüşhânevî, Zâhid-i Kevserî, Çırpılarlı Ali Efendi, Necip Fazıl Kısakürek ve Ali Yakup Cenkçiler bulunmaktadır. Keza Mehmed Zahid Efendi, hocası Necati Lugal, Ali Yakup Cenkçiler ve Muammer Dolmacı hakkında da bağımsız yazılar kaleme almıştır.

Nakşî yolunda gidenler cehrî zikre katılamazlar, katıldıkları vakitte de imanları gider sorular sözünü bir | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Yunus Emre’nin Şiirleri ile Akaidi ve Allah C.C. Aşkı (Sorular ve Cevaplar)

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

25 Cemâziye'l-Evvel 1416 / 19.10.1995

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın, yurt içinde ve yurt dışında verdiği konferanslar, açılış ve kapanış konuşmalarından oluşmaktadır.

Peygamber (s.a.s.) Efendimiz’in yolunu insanlara anlatmaya çalışan hocamızın muhtelif yerlerde/ülkelerde yapmış oldukları konuşmalardan oluşmaktadır. Konuşmalarda genellikle önce İslâm’ın hak ve gerçek olduğu, büyüklüğü ortaya konuluyor ve İslâm’ın prensipleri hakkında genel bilgiler veriliyor. Geçmiş ümmetlerin kitaplarında Peygamber Efendimiz’le ilgili haberler olduğu ifade ediliyor. Sonra Peygamber (s.a.s.) Efendimiz’in ahlâkı ve bazı güzel ahlâklar anlatılıyor. Peygamber Efendimiz’e en güzel şekilde uymanın yolu olan, ihsân yolu olan tasavvuf üzerinde duruluyor. Nefsi terbiye etmek, güzel ahlâk sahibi olmak için neler yapmak gerektiği anlatılıyor. Zikir ve zikrin usûlü hakkında bilgiler veriliyor. En son bölümde ise, tebliğ ve irşad çalışmalarının önemi üzerinde duruluyor, herkesin İslâm’a hizmet etmesi gerektiği vurgulanıyor.

COŞAN, muhtelif sempozyum ve anma programlarında pek çok muhterem zat hakkında konuşmalar yapmıştır. Hakkında konuşma yaptığı kimseler arasında Hz. Ali (r.a.), Ebû Eyyûb el-Ensârî (r.a.), İmâm-ı Âzam, Ahmed-i Yesevî, Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî, Hacı Bektâş-ı Velî ve Yunus Emre vardır.

Hatırasına sempozyum ve çeşitli programlar tertip ettirdiği şahsiyetler arasında Ahmed-i Yesevî, Ahmed Ziyâüddîn-i Gümüşhânevî, Zâhid-i Kevserî, Çırpılarlı Ali Efendi, Necip Fazıl Kısakürek ve Ali Yakup Cenkçiler bulunmaktadır. Keza Mehmed Zahid Efendi, hocası Necati Lugal, Ali Yakup Cenkçiler ve Muammer Dolmacı hakkında da bağımsız yazılar kaleme almıştır.

Nakşî yolunda gidenler cehrî zikre katılamazlar, katıldıkları vakitte de imanları gider sorular sözünü bir | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Soru: "Nakşî yolunda gidenler cehrî zikre katılamazlar, katıldıkları vakitte de imanları gider"Soru: "Nakşî yolunda gidenler cehrî zikre katılamazlar, katıldıkları vakitte de imanları gider" sözünü bir tasavvuf ehli olarak nasıl buluyorsunuz? Cevap: Çok yanlış, saçma sapan bir söz bu.sözünü bir tasavvuf ehli olarak nasıl buluyorsunuz?

Cevap: Çok yanlış, saçma sapan bir söz bu.
Böyle bir şey yoktur. Nakşî tarikatının bazı kolları cehrî zikir yapar. Böyle bir şey yoktur. Nakşî tarikatının bazı kolları cehrî zikir yapar. Bazı devrelerde silsilemize mensup olan meşayıhımızın bir kısmı cehrî zikri öne geçirmişlerdir,Bazı devrelerde silsilemize mensup olan meşayıhımızın bir kısmı cehrî zikri öne geçirmişlerdir, onu ihtiyar etmiş, onunla müritlerini terbiye etmiştir. Bazıları da zikr-i hafîyi tercih etmişlerdir.onu ihtiyar etmiş, onunla müritlerini terbiye etmiştir. Bazıları da zikr-i hafîyi tercih etmişlerdir. Bu bir üslup meselesidir, zemin zaman meselesidir, muhatap meselesidir. O da güzeldir o da güzeldir. Bu bir üslup meselesidir, zemin zaman meselesidir, muhatap meselesidir. O da güzeldir o da güzeldir.

Bir insan zikrullah ile meşgul oldu mu 70 bin sevap alır, bire 70 bin sevap alır.Bir insan zikrullah ile meşgul oldu mu 70 bin sevap alır, bire 70 bin sevap alır. Kalbinden zikrettiği zaman onun 70 katı sevap alır. Yani 70.000 x 70 = 4 milyon 900 bin alır.Kalbinden zikrettiği zaman onun 70 katı sevap alır. Yani 70.000 x 70 = 4 milyon 900 bin alır. Zikr-i hafînin sevabı çoktur ama zikr-i cehrîye katılanların imanları gider sözü çok ağır bir sözdür,Zikr-i hafînin sevabı çoktur ama zikr-i cehrîye katılanların imanları gider sözü çok ağır bir sözdür, günahtır, bu sözü söylemek günahtır. Çünkü mü'min bir insanın imanı gider demek olmaz.günahtır, bu sözü söylemek günahtır. Çünkü mü'min bir insanın imanı gider demek olmaz. Hem de ilme de uygun değil, nakle de akla da uygun değil, Hem de ilme de uygun değil, nakle de akla da uygun değil, büyüklerimizden gördüğümüz örfe de uygun değil, Nakşî tarikatının tarihine de uygun değil. büyüklerimizden gördüğümüz örfe de uygun değil, Nakşî tarikatının tarihine de uygun değil. Nakşî tarikatında zikr-i hafî vardır ama başka tarikatlarda zikr-i cehrî vardır,Nakşî tarikatında zikr-i hafî vardır ama başka tarikatlarda zikr-i cehrî vardır, ayakta beraberce halka halinde zikirler vardır. Hepsi zikirdir. Tekabbelellah. ayakta beraberce halka halinde zikirler vardır. Hepsi zikirdir. Tekabbelellah.

Bu söz cahil sözüdür, kim söylediyse tevbe etsin. Onu şey yapmayın. Bu söz cahil sözüdür, kim söylediyse tevbe etsin. Onu şey yapmayın.

Soru: Hiçbir tarikata girmeyen, el almayan kimsenin durumu nedir? Soru: Hiçbir tarikata girmeyen, el almayan kimsenin durumu nedir?

Cevap: İşte Yunus söylüyor, şiirlerinden okuduk, isterseniz daha da okuruz.Cevap: İşte Yunus söylüyor, şiirlerinden okuduk, isterseniz daha da okuruz. Yani bu eğitimi görmek lazım. Tahsil görmeyen, eğitim görmeyen bir insan ne olur? Yani bu eğitimi görmek lazım.

Tahsil görmeyen, eğitim görmeyen bir insan ne olur?

Yani tıp tahsili görmeyen bir insan doktorluk yapabilir mi? Yani tıp tahsili görmeyen bir insan doktorluk yapabilir mi?

Şoförlük ehliyeti almayan bir insan o eğitimi görmeden direksiyona geçerse olur mu? Olmaz. Şoförlük ehliyeti almayan bir insan o eğitimi görmeden direksiyona geçerse olur mu?

Olmaz.

Yani bu bilgiler kazanılacak ki araba doğru sürülsün, o bilgiler kazanılacak ki tedavi güzel yapılsın.Yani bu bilgiler kazanılacak ki araba doğru sürülsün, o bilgiler kazanılacak ki tedavi güzel yapılsın. İnsanın bir takım bilgileri öğrenmesi lazım ki o bilgiler üstüne hayatını idame ettirsin.İnsanın bir takım bilgileri öğrenmesi lazım ki o bilgiler üstüne hayatını idame ettirsin. Bir takım manevi bilgileri de alması lazım ki kalbini nurlandırsın, marifetullaha muhabbetullaha erişsin,Bir takım manevi bilgileri de alması lazım ki kalbini nurlandırsın, marifetullaha muhabbetullaha erişsin, kâmil insan olsun, Allah'ın sevdiği kul olsun. Bu kendi kendine olmaz, armut piş ağzıma düş diye olmaz.kâmil insan olsun, Allah'ın sevdiği kul olsun. Bu kendi kendine olmaz, armut piş ağzıma düş diye olmaz. Yolda gayret etmeyen bile eremez diyor Yunus Emre. Çalışmadan da olmaz.Yolda gayret etmeyen bile eremez diyor Yunus Emre. Çalışmadan da olmaz. Gayret edecek, çalışacak, çabalayacak. Yani tarikata bağlanmayan bir kimse manevi eğitimini tamamlamamış olur,Gayret edecek, çalışacak, çabalayacak. Yani tarikata bağlanmayan bir kimse manevi eğitimini tamamlamamış olur, cahil gelip cahil gider. Bu dünyada âmâ olan âhirette de âmâ haşrolunur. cahil gelip cahil gider. Bu dünyada âmâ olan âhirette de âmâ haşrolunur.

Soru: Türkiye'mizde Allah dostu, kalp gözü açık olan insanlar var mıdır? Soru: Türkiye'mizde Allah dostu, kalp gözü açık olan insanlar var mıdır?

Cevap: Yoktur diye düşünürse günah olur. Çünkü hüsn-i zanna sığmaz, sû-i zan olur.Cevap: Yoktur diye düşünürse günah olur. Çünkü hüsn-i zanna sığmaz, sû-i zan olur. Allah'ın her devirde evliyası vardır, kerametleri zahir insanlar vardır.Allah'ın her devirde evliyası vardır, kerametleri zahir insanlar vardır. Ama kerameti izhar etmek istemezler. Kerametlerin izharı zarar getirir, şöhret getirir onun için istemezler, Ama kerameti izhar etmek istemezler. Kerametlerin izharı zarar getirir, şöhret getirir onun için istemezler, kerametleri saklarlar. Ekseriyetle saklarlar, maslahat icabı gösterirler. kerametleri saklarlar. Ekseriyetle saklarlar, maslahat icabı gösterirler. Ama gösterenlerin de sonradan, göstermeseydim dedikleri olmuştur. O esas değildir,Ama gösterenlerin de sonradan, göstermeseydim dedikleri olmuştur. O esas değildir, en büyük keramet istikamettir, sırât-ı müstakîmde yürümektir. en büyük keramet istikamettir, sırât-ı müstakîmde yürümektir.

Soru: Bilgi çağında tarikatların yapısı ve fonksiyonları nasıl bir yön alacaktır? Soru: Bilgi çağında tarikatların yapısı ve fonksiyonları nasıl bir yön alacaktır? Bu fonksiyonları gerçekleştirmek için bazı değişiklikler olacak mıdır? Bu fonksiyonları gerçekleştirmek için bazı değişiklikler olacak mıdır?

Cevap: Ana fikri çok iyi kavrayan mürşid-i kâmiller tabii çağın icabına,Cevap: Ana fikri çok iyi kavrayan mürşid-i kâmiller tabii çağın icabına, zemine zamana göre tarikatların metotlarını ona göre tanzim ederler. zemine zamana göre tarikatların metotlarını ona göre tanzim ederler.

Soru: Bir müslüman yüksek eğitim ve üniversite eğitimi ile tasavvufu birlikte nasıl yürütebilir? Soru: Bir müslüman yüksek eğitim ve üniversite eğitimi ile tasavvufu birlikte nasıl yürütebilir?

Cevap: Çok iyi yürütür, yani derviş olursa tasavvufta şey olursa yüksek eğitim de güzel olur,Cevap: Çok iyi yürütür, yani derviş olursa tasavvufta şey olursa yüksek eğitim de güzel olur, başka eğitimler de güzel olur. Hayattaki başarısı da güzel olur. Birbirine zıt karşıt şeyler değil bunlar.başka eğitimler de güzel olur. Hayattaki başarısı da güzel olur. Birbirine zıt karşıt şeyler değil bunlar. Birisi çok genel bir şey, tasavvuf eğitimi insanın ruh, ahlak, vicdan ve kalp eğitimidir.Birisi çok genel bir şey, tasavvuf eğitimi insanın ruh, ahlak, vicdan ve kalp eğitimidir. O olduğu zaman kâmil bir insanın her işi kâmil olur. Nâkıs bir insandan daO olduğu zaman kâmil bir insanın her işi kâmil olur. Nâkıs bir insandan da kâmil bir iş çıkmaz diye yazmışlar oraya. Nâkısın işi de nâkıs olur. Kem âlât ile kemâlât olmaz. kâmil bir iş çıkmaz diye yazmışlar oraya. Nâkısın işi de nâkıs olur. Kem âlât ile kemâlât olmaz. Bozuk aletlerle, yalan yanlış şeyler ile olmaz. Güzel aletlerle güzel işler olur. Bozuk aletlerle, yalan yanlış şeyler ile olmaz. Güzel aletlerle güzel işler olur. Onun için o onun zıttı değildir. Hatta yüksek eğitim ve üniversite eğitimi görenlerOnun için o onun zıttı değildir. Hatta yüksek eğitim ve üniversite eğitimi görenler bir de tasavvuf eğitimi görürlerse çok iyi olur. Çünkü görmezlerse mağrur olacaklar, nâkıs kalacaklar,bir de tasavvuf eğitimi görürlerse çok iyi olur. Çünkü görmezlerse mağrur olacaklar, nâkıs kalacaklar, yarım olacaklar, belki zararlı olacaklar. Türkiye'nin ve dünyanın çektiği, kendisini adam sanıp dayarım olacaklar, belki zararlı olacaklar.

Türkiye'nin ve dünyanın çektiği, kendisini adam sanıp da
aslında kâmil olmayan yöneticilerdir. Görmüyor musunuz Saddam'a %99 bilmem kaçaslında kâmil olmayan yöneticilerdir. Görmüyor musunuz Saddam'a %99 bilmem kaç herkes evet dedi, ben hayret ettim yani. Irak'ı batırdı, ülkesinin yarısını bir tarafa verdi,herkes evet dedi, ben hayret ettim yani. Irak'ı batırdı, ülkesinin yarısını bir tarafa verdi, yarısını öbür tarafa verdirdi; hâlâ peşinden gidiyorlar. yarısını öbür tarafa verdirdi; hâlâ peşinden gidiyorlar.

Soru: İslâm'ın temel bilgilerini bilmeden tasavvufa girilebilir mi? Soru: İslâm'ın temel bilgilerini bilmeden tasavvufa girilebilir mi?

Cevap: Tabii bunlar da ayrı şeyler değildir. Tasavvuf da İslâm'ın temel bilgilerindendir.Cevap: Tabii bunlar da ayrı şeyler değildir. Tasavvuf da İslâm'ın temel bilgilerindendir. Yani İslâm'ın temel bilgileri vardır, tasavvuf ayrı filan diye bir şey değildir. Bunlar iç içedir, peş peşedir,Yani İslâm'ın temel bilgileri vardır, tasavvuf ayrı filan diye bir şey değildir. Bunlar iç içedir, peş peşedir, madde madde birbirine girmiş durumdadır. İkisi birden yürür, hepsi birden yürür.madde madde birbirine girmiş durumdadır. İkisi birden yürür, hepsi birden yürür. Yani tasavvufi eğitime girmiş olan bir insan bir mürşid-i kâmil tarafından temel bilgilerle şey yaparak yetişir. Yani tasavvufi eğitime girmiş olan bir insan bir mürşid-i kâmil tarafından temel bilgilerle şey yaparak yetişir.

A ben şeyi unuttum, Necmetddîn-i Kübrâ'nın yanına gelmiş Fahreddîn-i Râzî, bütün bilgilerin silinir deyince gitmiş, A ben şeyi unuttum, Necmetddîn-i Kübrâ'nın yanına gelmiş Fahreddîn-i Râzî, bütün bilgilerin silinir deyince gitmiş, bir daha gelmemiş dedim, kaldı öyle. Onun devamı şöyle: bir daha gelmemiş dedim, kaldı öyle.

Onun devamı şöyle:

Vefatı zamanı Fahreddîn-i Râzî'ye Azrail aleyhisselam gelmiş.Vefatı zamanı Fahreddîn-i Râzî'ye Azrail aleyhisselam gelmiş. Necmeddîn-i Kübrâ yanındakilere demiş ki: Necmeddîn-i Kübrâ yanındakilere demiş ki:

"Fahreddîn-i Râzî'nin ömrü bitiyor, can çekişiyor, ölmek üzere." Ama arada uzak mesafe var."Fahreddîn-i Râzî'nin ömrü bitiyor, can çekişiyor, ölmek üzere."

Ama arada uzak mesafe var.
Müritleri ile otururken demiş ki; "Şimdi Fahreddîn-i Râzî ölmek üzere." Müritleri ile otururken demiş ki;

"Şimdi Fahreddîn-i Râzî ölmek üzere."

Necmeddîn-i Kübrâ müritleri ile otururken diyelim ki Horasan'da, ötekisi Tahran'daNecmeddîn-i Kübrâ müritleri ile otururken diyelim ki Horasan'da, ötekisi Tahran'da yani Irak'ta veya Bağdat'ta neyse, vefat yerini bilmiyorum. yani Irak'ta veya Bağdat'ta neyse, vefat yerini bilmiyorum.

"Bak şimdi ölüyor, o bize geldi bir ara bizden yardım istedi,"Bak şimdi ölüyor, o bize geldi bir ara bizden yardım istedi, biz ona bu hususta yardımcı olmazsak olmaz." demiş. biz ona bu hususta yardımcı olmazsak olmaz." demiş.

Şeytan gelmiş Fahreddîn-i Râzî'nin yanına, demiş ki: Şeytan gelmiş Fahreddîn-i Râzî'nin yanına, demiş ki:

Sen Allah'ın varlığına inanıyor musun? Elbette demiş,Sen Allah'ın varlığına inanıyor musun?

Elbette demiş,
benim Allah'ın varlığı ile ilgili 99 tane delilim var, o konuda 99 delili açıklayanbenim Allah'ın varlığı ile ilgili 99 tane delilim var, o konuda 99 delili açıklayan bir de falanca kitabı yazdım demiş. E peki hani, nedir o delil? Demiş birinci delilim kâinat hâdistir, bir de falanca kitabı yazdım demiş.

E peki hani, nedir o delil?

Demiş birinci delilim kâinat hâdistir,
her hâdis bir muhdise muhtaçtır. Binâenaleyh muhdis de Allahu Teâlâ hazretleridir,her hâdis bir muhdise muhtaçtır. Binâenaleyh muhdis de Allahu Teâlâ hazretleridir, binâenaleyh işte Allah'ın varlığı böyle ispat olur. binâenaleyh işte Allah'ın varlığı böyle ispat olur.

E peki ona falanca alim şöyle bir şey dememiş mi? E o zaman bir de hareket delilim var,E peki ona falanca alim şöyle bir şey dememiş mi?

E o zaman bir de hareket delilim var,
her hareket bir muharrike muhtaçtır, ilk muharrik de Allahu Teâlâ hazretleridir. her hareket bir muharrike muhtaçtır, ilk muharrik de Allahu Teâlâ hazretleridir.

E peki ona şu alim şöyle dememiş mi? Bir başka delilim var, başka delilim var..,E peki ona şu alim şöyle dememiş mi?

Bir başka delilim var, başka delilim var..,
hepsini böyle sıralıyor. Şeytan da her birine bir çelme takıyor, bir iğne sokuyor, hepsini böyle sıralıyor. Şeytan da her birine bir çelme takıyor, bir iğne sokuyor, bir kafa karıştırıcı laf ortaya atıyor. Sonuna gelmiş, delilleri de hatırlamamaya başlamış.bir kafa karıştırıcı laf ortaya atıyor.

Sonuna gelmiş, delilleri de hatırlamamaya başlamış.
Nefes nefese, nefes nefese böyle kaldığı sırada işte o sırada müritlerine demiş ki Necmeddîn-i Kübrâ; Nefes nefese, nefes nefese böyle kaldığı sırada işte o sırada müritlerine demiş ki Necmeddîn-i Kübrâ;

"Şimdi bak Fahreddîn-i Râzî şeytanın karşısında bocalamaya başladı."Şimdi bak Fahreddîn-i Râzî şeytanın karşısında bocalamaya başladı. Halbuki bizden yardım istemeye gelmişti, şimdi de o bize böyle teveccüh göstermişkenHalbuki bizden yardım istemeye gelmişti, şimdi de o bize böyle teveccüh göstermişken biz onun yardıma muhtaç olduğu bir sırada onu yardımsız bırakmamız arkadaşlığa, biz onun yardıma muhtaç olduğu bir sırada onu yardımsız bırakmamız arkadaşlığa, muhabbete, merhabaya sığmaz." demiş. Onun yanına keramet yoluyla varmış,muhabbete, merhabaya sığmaz." demiş.

Onun yanına keramet yoluyla varmış,
şöyle bir şamar atmış. Şeytan onu görünce zaten korkmuş.şöyle bir şamar atmış. Şeytan onu görünce zaten korkmuş. Fahreddîn-i Râzî'ye demiş ki: Evladım lâ ilâhe illallah de bakayım.Fahreddîn-i Râzî'ye demiş ki: Evladım lâ ilâhe illallah de bakayım. O şeyi görünce tabii bir lâ ilâhe illallah demiş, ondan sonra ruhunu teslim etmiş diye anlatırlar. O şeyi görünce tabii bir lâ ilâhe illallah demiş, ondan sonra ruhunu teslim etmiş diye anlatırlar.

Ama tabii o ilimlerin silinmesi konusunda da demiş ki: Ama tabii o ilimlerin silinmesi konusunda da demiş ki:

"Bize itimat edemedi, ilimler silinir ama silerdik ama"Bize itimat edemedi, ilimler silinir ama silerdik ama sildikten sonra daha güzelini muntazam olarak bozuklarını, çürüklerini ayırarak yerleştirirdik. sildikten sonra daha güzelini muntazam olarak bozuklarını, çürüklerini ayırarak yerleştirirdik.

Bunu şu bakımdan hatırladım o bahsi bitirmedim; İslâm'ın temel bilgilerini bilmeden tasavvufa girilebilir.Bunu şu bakımdan hatırladım o bahsi bitirmedim; İslâm'ın temel bilgilerini bilmeden tasavvufa girilebilir. Yani bir mürşid-i kâmil hepsini sırasıyla anlatır, o İslâmî temel bilgiler de sağlam bilinmiş olur.Yani bir mürşid-i kâmil hepsini sırasıyla anlatır, o İslâmî temel bilgiler de sağlam bilinmiş olur. Oryantasyon tasavvufun içinde var. Oryantasyon tasavvufun içinde var.

Soru: "Şişeyi vurdum taşa, ârı namusu neylerem." Bunun manası ne, yani e demek? Soru: "Şişeyi vurdum taşa, ârı namusu neylerem." Bunun manası ne, yani e demek?

Cevap: "Ben şişeyi vurdum taşa, ârı namusu neylerem." demiş şair,Cevap: "Ben şişeyi vurdum taşa, ârı namusu neylerem." demiş şair, bu da bir ilahi, ne demek bu diyor. Muhterem kardeşlerim! İnsan halkın sözüne bakarsa,bu da bir ilahi, ne demek bu diyor.

Muhterem kardeşlerim!

İnsan halkın sözüne bakarsa,
halkın tenkidine veya beğenmesine bakarsa yanılır. Hakk'a bakacak,halkın tenkidine veya beğenmesine bakarsa yanılır. Hakk'a bakacak, Cenâb-ı Hakk'ın rızasına bakacak. Cenâb-ı Hakk'ın rızasını kazanmaya çalışacak,Cenâb-ı Hakk'ın rızasına bakacak. Cenâb-ı Hakk'ın rızasını kazanmaya çalışacak, kınayanın kınamasına aldırmayacak. Bu nedir? Ve lâ yehâfûne levmete lâim vasfıdır.kınayanın kınamasına aldırmayacak.

Bu nedir?

Ve lâ yehâfûne levmete lâim vasfıdır.
Mü'min kınayanın kınamasından korkmaz. Utandım bilmem ne ayıplayacaklar demez.Mü'min kınayanın kınamasından korkmaz. Utandım bilmem ne ayıplayacaklar demez. Namazı kılacak yerde Allahuekber, durur namaza. Havaalanında Allahuekber, namaza durur. Namazı kılacak yerde Allahuekber, durur namaza. Havaalanında Allahuekber, namaza durur.

Yahu bu adamlar görür, beni ayıplar… Ayıplayan ayıplasın. Allahuekber, namaza dursun, kınayana aldırmasın. Yahu bu adamlar görür, beni ayıplar…

Ayıplayan ayıplasın. Allahuekber, namaza dursun, kınayana aldırmasın.

Kızım giyin örtün filan. E utanırım arkadaşlarım ayıplar beni. Kızım giyin örtün filan.

E utanırım arkadaşlarım ayıplar beni.

Ayıplarsa ayıplasın Allah sevecek ya! Allah'ın sevmesi mi önemli arkadaşlarının ayıplaması mı önemli? Ayıplarsa ayıplasın Allah sevecek ya!

Allah'ın sevmesi mi önemli arkadaşlarının ayıplaması mı önemli?

İşte bu duyguya sahip olmayınca, kınayanın kınamasına aldırmama durumuna gelmeyince İşte bu duyguya sahip olmayınca, kınayanın kınamasına aldırmama durumuna gelmeyince bir insan iyi derviş olamaz. Onun için "ben şişeyi vurdum taşa, ârı namusu neylerem" dediği budur,bir insan iyi derviş olamaz. Onun için "ben şişeyi vurdum taşa, ârı namusu neylerem" dediği budur, kınayanın kınamasından korkmuyorum, büyüklerimin sevdiği güzel şeyleri yapmaya hazırım demek. kınayanın kınamasından korkmuyorum, büyüklerimin sevdiği güzel şeyleri yapmaya hazırım demek.

Soru: Annesinin babasının rızası olmadan cepheye gidip şehit olunur mu? Veya annesinin babasınınSoru: Annesinin babasının rızası olmadan cepheye gidip şehit olunur mu? Veya annesinin babasının tek evladı ve bakmakla yükümlü olan bir kimse cepheye gidebilir mi? tek evladı ve bakmakla yükümlü olan bir kimse cepheye gidebilir mi?

Cevap: Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'e böyle bir kimse geldi, Cevap: Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'e böyle bir kimse geldi,

"Ya Resûlallah, ben cihada iştirak etmek istiyorum." dedi. "Ya Resûlallah, ben cihada iştirak etmek istiyorum." dedi.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem ona annesini babasını sordu. Annem babam var. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem ona annesini babasını sordu.

Annem babam var.

Onlara bakacak kimse var mı? Yok. Onlara bakacak kimse var mı?

Yok.

Yani bakacak başka kimsesi olmayınca o halde annenle babanla meşgul ol dedi. Yani bakacak başka kimsesi olmayınca o halde annenle babanla meşgul ol dedi.

Cihad eden bir sürü insan var, binâenaleyh ile herkese farz-ı ayn değildir.Cihad eden bir sürü insan var, binâenaleyh ile herkese farz-ı ayn değildir. Bazıları cihat edince ötekiler başka vazifelerin başında durabilirler.Bazıları cihat edince ötekiler başka vazifelerin başında durabilirler. Binâenaleyh öyle olması gerekli, annesinin babasının tek evladı olunca onlara bakması lazım. Binâenaleyh öyle olması gerekli, annesinin babasının tek evladı olunca onlara bakması lazım.

Annesinin babasının rızası olmadan bir insan cepheye gitse şehit olabilir mi? meselesi;Annesinin babasının rızası olmadan bir insan cepheye gitse şehit olabilir mi? meselesi; tabii o ayrı bir soru. Bir insan kalkıp da annesi babası razı olmadan cepheye gitti, şehit olabilir mi? tabii o ayrı bir soru.

Bir insan kalkıp da annesi babası razı olmadan cepheye gitti, şehit olabilir mi?

Olur. Niyeti halisse, Allah'ın sevdiği şartlara sahip olarak savaşmışsa şehit olur.Olur.

Niyeti halisse, Allah'ın sevdiği şartlara sahip olarak savaşmışsa şehit olur.
Bazı anne babalar insanın namaz kılmasına da karşıdır, sakal bırakmasına da karşıdır, Bazı anne babalar insanın namaz kılmasına da karşıdır, sakal bırakmasına da karşıdır, zikir yapmasına da karşıdır, müslüman olmasına da karşıdır.zikir yapmasına da karşıdır, müslüman olmasına da karşıdır. Yani annenin babanın Allah'ın emrine karşı çıkmaya hakkı yoktur. Allah'ın emri olduğu zaman; Yani annenin babanın Allah'ın emrine karşı çıkmaya hakkı yoktur. Allah'ın emri olduğu zaman;

Lâ tâate li-mahlûkin fî ma'siyeti'l-Hâlık. "Allah'ın emri bahis konusu olunca mahlukun sözüne bakılmaz." Lâ tâate li-mahlûkin fî ma'siyeti'l-Hâlık.

"Allah'ın emri bahis konusu olunca mahlukun sözüne bakılmaz."

Gerekiyorsa, gerekmişse cepheye gidilir, o zaman ölünce şehit olur, illa anne baba rızası şart değildir.Gerekiyorsa, gerekmişse cepheye gidilir, o zaman ölünce şehit olur, illa anne baba rızası şart değildir. Ama annenin babanın bakacak başka kimsesi yoksa vazifesini ihmal etmemesi lazım,Ama annenin babanın bakacak başka kimsesi yoksa vazifesini ihmal etmemesi lazım, annesinin babasının yanında kalması lazım. annesinin babasının yanında kalması lazım.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2