Namaz Vakitleri

22 Cemâziye'l-Âhir 1446
23 December 2024
İmsak
06:47
Güneş
08:20
Öğle
13:08
İkindi
15:26
Akşam
17:47
Yatsı
19:14
Detaylı Arama

Zikir Dersi Tarifi (Sorular ve Cevaplar)

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

17 Recep 1416 / 10.12.1995
Özelif Camii/ Ankara

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın sohbetlerinden özenle seçilmiş muhtelif bölümlerdir.
Ben filanca yerde öğrenciyim. Hocalarımın ve derslerimin bana bir şey vermediği kanaatindeyim. Acaba burayı bıraksam şuraya gitsem mi?, | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Zikir Dersi Tarifi (Sorular ve Cevaplar)

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

17 Recep 1416 / 10.12.1995
Özelif Camii/ Ankara

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın sohbetlerinden özenle seçilmiş muhtelif bölümlerdir.
Ben filanca yerde öğrenciyim. Hocalarımın ve derslerimin bana bir şey vermediği kanaatindeyim. Acaba burayı bıraksam şuraya gitsem mi?, | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Ben filanca yerde öğrenciyim. Hocalarımın ve derslerimin bana bir şey vermediği kanaatindeyim.Ben filanca yerde öğrenciyim. Hocalarımın ve derslerimin bana bir şey vermediği kanaatindeyim. Acaba burayı bıraksam şuraya gitsem mi? Acaba burayı bıraksam şuraya gitsem mi?

Muhterem kardeşlerim; o gideceği yerde de hocaları fena olsa orada da bir şey alamaz.Muhterem kardeşlerim; o gideceği yerde de hocaları fena olsa orada da bir şey alamaz. Bu bir şey almak biraz iyi hocaya bağlıdır, biraz da insanın kendisine bağlıdır. Bu bir şey almak biraz iyi hocaya bağlıdır, biraz da insanın kendisine bağlıdır.

Lokman Hekim'e "Bu kadar güzel ahlakı nerden öğrendin mübarek?" diye sormuşlar.Lokman Hekim'e "Bu kadar güzel ahlakı nerden öğrendin mübarek?" diye sormuşlar. "Ahlaksızlardan öğrendim." demiş. "Nasıl öğrendin?""Ahlaksızlardan öğrendim." demiş. "Nasıl öğrendin?" "Şu ahlaksızlığı gördüm; kötü, hoşuma gitmedi. Ben bunu yapmayayım." dedim."Şu ahlaksızlığı gördüm; kötü, hoşuma gitmedi. Ben bunu yapmayayım." dedim. İnsan ahlaksızdan bile ahlak dersi alabilir. İnsan ahlaksızdan bile ahlak dersi alabilir.

Köpekten, kediden ders alan evliyâullah büyüklerimiz var.Köpekten, kediden ders alan evliyâullah büyüklerimiz var. Birisine "Murakabeyi nerden öğrendin?" diyorlar. "Kediden öğrendim." diyor. Birisine "Murakabeyi nerden öğrendin?" diyorlar. "Kediden öğrendim." diyor. "Kedi fare deliğinin karşısına getirmiş, oturmuş, gözlerini açmış,"Kedi fare deliğinin karşısına getirmiş, oturmuş, gözlerini açmış, öyle dikkatli bakıyordu ki bakalım fare çıkacak mı?öyle dikkatli bakıyordu ki bakalım fare çıkacak mı? Bu fareyi bu kadar gözlerse ben Rabbimi niye gözlemeyeyim, dedim." diyor.Bu fareyi bu kadar gözlerse ben Rabbimi niye gözlemeyeyim, dedim." diyor. Kediden, fareden ders çıkartır insan. Horozdan cömertlik dersi çıkartır.Kediden, fareden ders çıkartır insan.

Horozdan cömertlik dersi çıkartır.
Kabadayı kabadayı ortalıkta dolaşır, yemi bulur, [öter.]Kabadayı kabadayı ortalıkta dolaşır, yemi bulur, [öter.] Bizi horozumuz çağırıyor diye öbür taraftaki tavukların hepsi gelir.Bizi horozumuz çağırıyor diye öbür taraftaki tavukların hepsi gelir. İşte burada yiyecekler. Çekilir kenara. Yemez, yedirir. Aferin horoza! Yemiyor, yediriyor.İşte burada yiyecekler. Çekilir kenara. Yemez, yedirir. Aferin horoza! Yemiyor, yediriyor. Ne cömert! Oradan ders alır insan. Ne cömert! Oradan ders alır insan.

Onun için bu kardeşime diyorum ki bulunduğun yerde sen de öyle ders almaya çalış. Onun için bu kardeşime diyorum ki bulunduğun yerde sen de öyle ders almaya çalış.

Ulûm-u dinîyye ikiye ayrılır: Din ilimleri. Bir; alet ilimleri. İki; yüksek ilimler.Ulûm-u dinîyye ikiye ayrılır: Din ilimleri. Bir; alet ilimleri. İki; yüksek ilimler. Ulûm-u âliye, ulûm-u 'âliye. Birisi 'ayın ile, birisi hemze ile medli elif ile.Ulûm-u âliye, ulûm-u 'âliye. Birisi 'ayın ile, birisi hemze ile medli elif ile. Alet ilimleri öğrenmeden olmaz. Ulûm-u âliyenin temeli âlet ilimleridir. Âlet ilimleri de tatlı değildir.Alet ilimleri öğrenmeden olmaz. Ulûm-u âliyenin temeli âlet ilimleridir. Âlet ilimleri de tatlı değildir. Nasara yensuru çekmekten bir zevk olmaz.Nasara yensuru çekmekten bir zevk olmaz. Ama o aletler elde edilecek, onlar öğrenilecek de yüksek ilimler ondan sonra öğrenilecek.Ama o aletler elde edilecek, onlar öğrenilecek de yüksek ilimler ondan sonra öğrenilecek. Onun için o alet ilimleri o okulda öğrenirsiniz. Hocalar bazen öğretemezler. Çünkü bilmezler.Onun için o alet ilimleri o okulda öğrenirsiniz.

Hocalar bazen öğretemezler. Çünkü bilmezler.
Ben üniversitelerdeki hocalarından biliyorum,Ben üniversitelerdeki hocalarından biliyorum, benim çalıştığım fakülteden hocalar biliyorum ki konusunu bilmezdi, bilmiyordu.benim çalıştığım fakülteden hocalar biliyorum ki konusunu bilmezdi, bilmiyordu. Ünvanı alır; doçent olur, profesör ünvanı alır ama vallahi bilmiyor. Alim değil. Bilmiyor.Ünvanı alır; doçent olur, profesör ünvanı alır ama vallahi bilmiyor. Alim değil. Bilmiyor. Sahtekâr. Kuru bir palavra. Balon. Bilmiyor, kendi konusunu bilmez. Neden? Sahtekâr. Kuru bir palavra. Balon. Bilmiyor, kendi konusunu bilmez.

Neden?

Kendi konusunda misaller verdim. İslâm Tarihi ise İslâm Tarihi kaynakları hep Arapça'dır, Farsça'dır.Kendi konusunda misaller verdim. İslâm Tarihi ise İslâm Tarihi kaynakları hep Arapça'dır, Farsça'dır. Onları bilmiyor. Tasavvufsa yine Arapça'dır, vesairedir. Bilmiyor. Okumamış.Onları bilmiyor. Tasavvufsa yine Arapça'dır, vesairedir. Bilmiyor. Okumamış. Tasavvuf kürsüsünde, metres tutmuş özel hayatında, zina halinde yaşıyor.Tasavvuf kürsüsünde, metres tutmuş özel hayatında, zina halinde yaşıyor. Şimdi bu adamdan ne olur? Bu kel adamdan ne hâsıl olur? Bir şey hâsıl olmaz.Şimdi bu adamdan ne olur? Bu kel adamdan ne hâsıl olur? Bir şey hâsıl olmaz. Üniversitelerin hâli böyleyken, öteki daha aşağıdaki seviyedeki ilim müesseseleri daha berbattır.Üniversitelerin hâli böyleyken, öteki daha aşağıdaki seviyedeki ilim müesseseleri daha berbattır. Maalesef berbattır. Onun için talebenin hocaya bağlı kalmaması lazım. Maalesef berbattır. Onun için talebenin hocaya bağlı kalmaması lazım. Hocayı aşması, hocadan geçmesi lazım. Bizim ihvanımız öyledir. Hocayı aşması, hocadan geçmesi lazım. Bizim ihvanımız öyledir.

Benim ihvanımdan bir doktor kardeşim imtihana girdiği zaman doktor demiş ki;Benim ihvanımdan bir doktor kardeşim imtihana girdiği zaman doktor demiş ki; "Filanca hastalığı nasıl tedavi edersin?""Filanca hastalığı nasıl tedavi edersin?" Benim bir başka ihvanım da tıpta uzmanlık sınavında geçen sene birinci oldu. Bir tane o. Benim bir başka ihvanım da tıpta uzmanlık sınavında geçen sene birinci oldu. Bir tane o. Şimdi birinci. Profesör sormuş: "Filanca hastalığı nasıl tedavi edersin?"Şimdi birinci. Profesör sormuş: "Filanca hastalığı nasıl tedavi edersin?" O da demiş ki; "Şöyle şöyle yaparım. Şu şu ilaçları veririm. Şu şu tedbirleri alırım.O da demiş ki; "Şöyle şöyle yaparım. Şu şu ilaçları veririm. Şu şu tedbirleri alırım. O hastalığı öyle tedavi ederim." Profesör yüzüne bakmış: "Ben derste hiç böyle şeyler anlatmadım.O hastalığı öyle tedavi ederim." Profesör yüzüne bakmış: "Ben derste hiç böyle şeyler anlatmadım. Benim anlattıklarım değil bunlar.Benim anlattıklarım değil bunlar. Tamamen başka bir şey anlatıyorsun." Yanındaki Amerika'dan yeni gelmiş doçent,Tamamen başka bir şey anlatıyorsun." Yanındaki Amerika'dan yeni gelmiş doçent, profesöre eğilmiş demiş ki; "Hocam tamam. Amerika'da şimdi böyle tedavi ediliyor.profesöre eğilmiş demiş ki; "Hocam tamam. Amerika'da şimdi böyle tedavi ediliyor. Şimdi Amerika'da bu hastalığın tedavisi böyle." demiş. Şimdi Amerika'da bu hastalığın tedavisi böyle." demiş.

Profesör olmuş ama tıp neşriyatını, gelişmelerini takip etmiyor.Profesör olmuş ama tıp neşriyatını, gelişmelerini takip etmiyor. 20 yıl, 30 yıl önce okuduğu bilgilerle talebeye ders veriyor.20 yıl, 30 yıl önce okuduğu bilgilerle talebeye ders veriyor. Ama talebe onun bu eksikliğini görmüş, tıbbî neşriyatı takip etmiş. Ama talebe onun bu eksikliğini görmüş, tıbbî neşriyatı takip etmiş. Hakikaten hastalığı tedavi etmek için kendisini yetiştirmeye çalıştığından en son bilgileri elde etmiş. Hakikaten hastalığı tedavi etmek için kendisini yetiştirmeye çalıştığından en son bilgileri elde etmiş.

Biz böyle talebelik istiyoruz. Talebe böyle olmalı. Hatta hocalar aslında talebeye bilgi vermezler.Biz böyle talebelik istiyoruz. Talebe böyle olmalı. Hatta hocalar aslında talebeye bilgi vermezler. Metod verirler, çalışma aşkı şevki verirler. Talebe kendisi çalışır, gelişir.Metod verirler, çalışma aşkı şevki verirler. Talebe kendisi çalışır, gelişir. Asıl kıymetli hoca talebesine bu ruhu aşılayabilen insandır. Asıl kıymetli hoca talebesine bu ruhu aşılayabilen insandır.

Onun için bana bu soruyu soran kardeşlerime; okul değiştirmeye lüzum yok, zihniyet değiştirmeye lüzum var.Onun için bana bu soruyu soran kardeşlerime; okul değiştirmeye lüzum yok, zihniyet değiştirmeye lüzum var. Okul iyidir. Okulda kendiniz çalışırsınız, hocaların eksikliğini telafi edersiniz diyorum. Okul iyidir. Okulda kendiniz çalışırsınız, hocaların eksikliğini telafi edersiniz diyorum.

Allah hepinizden razı olsun. Ben burada minderde oturuyorum, karşımda soba ile duruyorum.Allah hepinizden razı olsun. Ben burada minderde oturuyorum, karşımda soba ile duruyorum. Siz halıda oturuyorsunuz. Halı da kuru taşın üstüne oturmaktan iyidir ama yine biraz zordur.Siz halıda oturuyorsunuz. Halı da kuru taşın üstüne oturmaktan iyidir ama yine biraz zordur. Dışarıda kalmaktan, içeride durmak iyidir. Burası dışarıdan daha avantajlı ama yine soğuk içerisi. Dışarıda kalmaktan, içeride durmak iyidir. Burası dışarıdan daha avantajlı ama yine soğuk içerisi.

Allah ecirinizi, sevabınızı çok versin kardeşlerim.Allah ecirinizi, sevabınızı çok versin kardeşlerim. Şu hayatın hakiki manasını anlayıp da bu hayatı Allah'ın rızasına uygun geçirmenizi nasip etsin. Şu hayatın hakiki manasını anlayıp da bu hayatı Allah'ın rızasına uygun geçirmenizi nasip etsin. Feyzinizi çok etsin. Allah âhirette pişman olmayacağınız bir hayat sürmeyi nasip etsin.Feyzinizi çok etsin. Allah âhirette pişman olmayacağınız bir hayat sürmeyi nasip etsin. Huzûr-ı Rabbi'l -izzete vardığınız zaman... Huzûr-ı Rabbi'l -izzete vardığınız zaman...

Ben Gümüşhaneli hazretlerini düşündüm, "Hepsini isterim yâ Rabbi!" demiş.Ben Gümüşhaneli hazretlerini düşündüm, "Hepsini isterim yâ Rabbi!" demiş. Sanıyorum ki o kendisine mükâfatların hepsini istiyorum, demedi.Sanıyorum ki o kendisine mükâfatların hepsini istiyorum, demedi. Tahminime göre Gümüşhaneli hocamızTahminime göre Gümüşhaneli hocamız "Senin şu ihvanını, şu ihvanını, şu ihvanını bağışladım." deyince "Hepsini istiyorum." dedi... el-Fâtiha... "Senin şu ihvanını, şu ihvanını, şu ihvanını bağışladım." deyince "Hepsini istiyorum." dedi...

el-Fâtiha...

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2