Namaz Vakitleri

22 Cemâziye'l-Âhir 1446
23 December 2024
İmsak
06:47
Güneş
08:20
Öğle
13:08
İkindi
15:26
Akşam
17:47
Yatsı
19:14
Detaylı Arama

Allah’ın Sevdiği Ameller (Sorular ve Cevaplar)

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

13 Şevvâl 1408 / 29.05.1988
İskenderpaşa Camii / İstanbul

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Kıbrıs'a çıkarma yaptık. Bu cihat mıdır? Veya cihat nedir?, İslâm'ın hükmüyle amel etmezden önceki hayatında | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Allah’ın Sevdiği Ameller (Sorular ve Cevaplar)

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

13 Şevvâl 1408 / 29.05.1988
İskenderpaşa Camii / İstanbul

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Kıbrıs'a çıkarma yaptık. Bu cihat mıdır? Veya cihat nedir?, İslâm'ın hükmüyle amel etmezden önceki hayatında | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Kıbrıs'a çıkarma yaptık. Bu cihat mıdır? Veya cihat nedir?

Kıbrıs'a çıkarma yaptık. Bu cihat mıdır? Veya cihat nedir?

Muhterem kardeşlerimiz!

Her askerî çarpışma cihat değildir.
Muhterem kardeşlerimiz!

Her askerî çarpışma cihat değildir.
Cihat olması için çarpışanın müslüman olması lazım ve niyetinin Allah'ın rızasını kazanmak olması lazım.Cihat olması için çarpışanın müslüman olması lazım ve niyetinin Allah'ın rızasını kazanmak olması lazım. Adam kâfirse çarpışması cihat olmaz. Adamın niyeti dünyaysa onun çarpışması cihat olmaz.

Adam kâfirse çarpışması cihat olmaz. Adamın niyeti dünyaysa onun çarpışması cihat olmaz.

Li-tekûne kelimetu'llâhi hiye'l-ulyâ. Li-tekûne kelimetu'llâhi hiye'l-ulyâ. "Allah'ın dini yücelsin." diye mücadele verenler cihat etmiş olurlar.

"Allah'ın dini yücelsin." diye mücadele verenler cihat etmiş olurlar.

Bu tarifin içine girecek tarzda Kıbrıs çıkarmasında çarpışıp şehit olan, cihat etmiş insanlar vardır.Bu tarifin içine girecek tarzda Kıbrıs çıkarmasında çarpışıp şehit olan, cihat etmiş insanlar vardır. Hava almış olan insanlar da vardır. Niyetine göre.Hava almış olan insanlar da vardır. Niyetine göre. Kimisi "Oradaki müslüman kardeşlerimizin imdadına yetişmemiz lazımdı.Kimisi "Oradaki müslüman kardeşlerimizin imdadına yetişmemiz lazımdı. Vay kafirin yaptığı zulme!" filan diyerekVay kafirin yaptığı zulme!" filan diyerek niyetini öyle yaparak Allah rızası için bu işe girişmiştir, sevabı almıştır.niyetini öyle yaparak Allah rızası için bu işe girişmiştir, sevabı almıştır. Kimisi o kafada değildir; hiçbir şey kazanamamıştır. Soru güzel, doğru.

Kimisi o kafada değildir; hiçbir şey kazanamamıştır. Soru güzel, doğru.

İslâm'ın hükmüyle amel etmezden önceki hayatında artist olarak çok açık filmler çevirenİslâm'ın hükmüyle amel etmezden önceki hayatında artist olarak çok açık filmler çeviren fakat şu anda İslâm ile müşerref olmuş olan ve takvâ ehli bir insan haline gelen kimselerinfakat şu anda İslâm ile müşerref olmuş olan ve takvâ ehli bir insan haline gelen kimselerin eski filmleri kendisine vebal verir mi?

eski filmleri kendisine vebal verir mi?

Bir insanın iman etmesinden sonra geçmiş günahları affolunuyor amaBir insanın iman etmesinden sonra geçmiş günahları affolunuyor ama günah devam ettikçe de tabi seyredildikçe de devam ediyor. Oradan da bir vebal oluyor.günah devam ettikçe de tabi seyredildikçe de devam ediyor. Oradan da bir vebal oluyor. Allah affeylesin. Eski günahlar affolunuyor ama devam ettiği zaman iş biraz müşkül oluyor.

Allah affeylesin. Eski günahlar affolunuyor ama devam ettiği zaman iş biraz müşkül oluyor.

Devam eden günahlara bizden sonra da devam edecek olan günahlara Allah bizi bulaştırmasın.Devam eden günahlara bizden sonra da devam edecek olan günahlara Allah bizi bulaştırmasın. İnsan bir köşede bir hata işlemiş, tek başına tevbe etmiş, bağışlanmış.İnsan bir köşede bir hata işlemiş, tek başına tevbe etmiş, bağışlanmış. Ama öyle günahlar var ki devam edip duruyor. Çok zor, Allah affeylesin.Ama öyle günahlar var ki devam edip duruyor. Çok zor, Allah affeylesin. Allah affeder. Temennimiz o; Allah'ın affetmesidir.

Allah affeder. Temennimiz o; Allah'ın affetmesidir.

40 seneden beri mecburi hallerde kümes hayvanı ve kurbanlık keserim.40 seneden beri mecburi hallerde kümes hayvanı ve kurbanlık keserim. Normal vaziyette ölüyordu. Bu Ramazan'da komşuya tavuk kestim. Çabuk ölmedi.Normal vaziyette ölüyordu. Bu Ramazan'da komşuya tavuk kestim. Çabuk ölmedi. Aynı zamanda hocayım. "Ramazan'da kesilmez." diye, "Hacı kesmez." diye fetva var mıdır?Aynı zamanda hocayım. "Ramazan'da kesilmez." diye, "Hacı kesmez." diye fetva var mıdır? Kesmemek daha mı iyidir?

Kesmemek daha mı iyidir?

Muhterem kardeşlerim!

Kümes hayvanlarını kesmek caizdir, mübahtır.
Muhterem kardeşlerim!

Kümes hayvanlarını kesmek caizdir, mübahtır.
Kurban kesmek de caizdir, mübahtır, kesilebilir.Kurban kesmek de caizdir, mübahtır, kesilebilir. Bunun "Ramazan'da kesilir veya kesilmez." diye bir kaydı yoktur.Bunun "Ramazan'da kesilir veya kesilmez." diye bir kaydı yoktur. "Hoca kesmez." diye bir kaydı yoktur."Hoca kesmez." diye bir kaydı yoktur. Çünkü Peygamber Efendimiz de son senesinde 100 tane deveyi dizdi;Çünkü Peygamber Efendimiz de son senesinde 100 tane deveyi dizdi; 63 tanesini kendisi lağvetti, kesti. Geriye kalanı da başkaları kestiler.63 tanesini kendisi lağvetti, kesti. Geriye kalanı da başkaları kestiler. Oradan 63yaşının her birine ait olduğu anlaşıldı. Peygamber Efendimiz'in yaptığı bir iş güzeldir.

Oradan 63yaşının her birine ait olduğu anlaşıldı. Peygamber Efendimiz'in yaptığı bir iş güzeldir.

Ben âcizâne bir hatıramı anlatayım, değerli kardeşlerim!

Ben âcizâne bir hatıramı anlatayım, değerli kardeşlerim!

Kurban Bayramı oldu, biz yedi kardeştik. Babamız da başımızda.

Kurban Bayramı oldu, biz yedi kardeştik. Babamız da başımızda.

"Camiden çıktıktan sonra gelsin kurbanı kessin." diye kasaba söylemiş.

"Camiden çıktıktan sonra gelsin kurbanı kessin." diye kasaba söylemiş.

Adam gelmedi, sözünde duramadı. Veyahut işi çok uzun sürdü.Adam gelmedi, sözünde duramadı. Veyahut işi çok uzun sürdü. Veyahut yolunu kestiler; "Gel bizimkini de kes." dediler, ev uzak geldi, gelmedi.

Veyahut yolunu kestiler; "Gel bizimkini de kes." dediler, ev uzak geldi, gelmedi.

Bu böyle beklemekle olmaz.

"Hadi kurbanımızı kendimiz keselim." dedik.

Bu böyle beklemekle olmaz.

"Hadi kurbanımızı kendimiz keselim." dedik.

Büyük bir ağabeyim var; biraz şakacıdır. Babama;

"Sen bizim babamızsın, hadi sen kes bakalım." dedi.

Büyük bir ağabeyim var; biraz şakacıdır. Babama;

"Sen bizim babamızsın, hadi sen kes bakalım." dedi.

Babam da;

"Evlatlarım, hiç yapmadım yapamadım. Üstüme varmayın, yapamam.
Babam da;

"Evlatlarım, hiç yapmadım yapamadım. Üstüme varmayın, yapamam.
Doğru ama yapamam." dedi.

Ondan sonra en büyük ağabeyimize söyledik.

Doğru ama yapamam." dedi.

Ondan sonra en büyük ağabeyimize söyledik.

"Hadi bakalım babam yapmıyor; o halde sen kes."

"Ben de yapamam." dedi.

"Hadi bakalım babam yapmıyor; o halde sen kes."

"Ben de yapamam." dedi.

Bu sefer muzipliği yapan ağabeyimize söyledik.

"Hadi sıra sana geldi, sen kes bakalım."

Bu sefer muzipliği yapan ağabeyimize söyledik.

"Hadi sıra sana geldi, sen kes bakalım."

"Ben de yapamam." dedi.

Ondan sonra rahmetli ağabeyime sıra geldi.
"Ben de yapamam." dedi.

Ondan sonra rahmetli ağabeyime sıra geldi.
Benim yüreğim küt küt atıyor, sıra bana yaklaşıyor.

Benim yüreğim küt küt atıyor, sıra bana yaklaşıyor.

O da "Kesemem." demesin mi?

İş bana geldi.

O da "Kesemem." demesin mi?

İş bana geldi.

Neredeyse yüreğim buradan fırlayıp bir yerlere gidecek. Küt küt atıyor.Neredeyse yüreğim buradan fırlayıp bir yerlere gidecek. Küt küt atıyor. Ben de kesemem. Kesemem çünkü kurbanı hiç kesmedim.

Ben de kesemem. Kesemem çünkü kurbanı hiç kesmedim.

Bıçağı nasıl vuracağım?

Bıçağı nasıl vuracağım?

Düşündüm; "Allah bizden daha merhametli; bu mahlukâtı bizim için yaratmış.Düşündüm; "Allah bizden daha merhametli; bu mahlukâtı bizim için yaratmış. Peygamber Efendimiz, bizim numûnemiz; bizden çok daha merhametli.Peygamber Efendimiz, bizim numûnemiz; bizden çok daha merhametli. Bizim bu kurbanı kesmemizde hikmet var. Erkeklerin kesmesinde bir şey var.Bizim bu kurbanı kesmemizde hikmet var. Erkeklerin kesmesinde bir şey var. Bizim yetişmemiz lazım. Dünyanın bin bir türlü hâli olur. Trafik kazası olur.Bizim yetişmemiz lazım. Dünyanın bin bir türlü hâli olur. Trafik kazası olur. Adamın kanı çıkar. Birisi kan gördü mü fenalık geliyor, bayılıyor. Erkek adamsın, bayılma.Adamın kanı çıkar. Birisi kan gördü mü fenalık geliyor, bayılıyor. Erkek adamsın, bayılma. Ne yapalım trafik kazası oldu. Onu kurtaracaksın, bunu çekeceksin.Ne yapalım trafik kazası oldu. Onu kurtaracaksın, bunu çekeceksin. Yani hayatta bin bir türlü şey olabilir. Benim bunu yapmam lazım." dedim.

Yani hayatta bin bir türlü şey olabilir. Benim bunu yapmam lazım." dedim.

Elime bıçağı aldım. Bismillâhi Allahuekber dedim, kestim ama ben de kesildim, dermanım kalmadı.

Elime bıçağı aldım. Bismillâhi Allahuekber dedim, kestim ama ben de kesildim, dermanım kalmadı.

Kesiliyor muhterem kardeşlerim! Hikmetleri var. Sebebi var, hikmeti var.

Kesiliyor muhterem kardeşlerim! Hikmetleri var. Sebebi var, hikmeti var.

E ve lem yerev ennâ halaknâ lehüm mimmâ amilet eydînâ en'âmen fe-hüm lehâ mâlikûn.E ve lem yerev ennâ halaknâ lehüm mimmâ amilet eydînâ en'âmen fe-hüm lehâ mâlikûn. Ve zellelnâhâ lehüm fe-minhâ rakûbühüm ve minhâ ye'külûn.

Ve zellelnâhâ lehüm fe-minhâ rakûbühüm ve minhâ ye'külûn.

Yâsîn sûresinin son sayfasının başındaki âyette Allahu Teala hazretleri şöyle buyuruyor:

Yâsîn sûresinin son sayfasının başındaki âyette Allahu Teala hazretleri şöyle buyuruyor:

"Bu mahlukâtı sizin için yarattım. 'Yiyin, istifade edin, üstüne binin.' diye."

"Bu mahlukâtı sizin için yarattım. 'Yiyin, istifade edin, üstüne binin.' diye."

Hayvanın üstüne binilir mi? Zahmet çekecek. Binilir.

Hayvanın üstüne binilir mi? Zahmet çekecek. Binilir.

Ve terkebûhâ ve ziyneten.

Ve terkebûhâ ve ziyneten.

Âyet-i kerîmede müsaade ediliyor, binilir. Allah onları bizim için yarattı.

Âyet-i kerîmede müsaade ediliyor, binilir. Allah onları bizim için yarattı.

Tavuk kesilir mi?

Kesilir.

Tavuk kesilir mi?

Kesilir.

Allah "Biz gıdalanalım." diye yarattı.

Allah "Biz gıdalanalım." diye yarattı.

Balık tutulur mu?

Tutulur.

Av avlanılır mı?

Avlanılır. Usulüyle.

Balık tutulur mu?

Tutulur.

Av avlanılır mı?

Avlanılır. Usulüyle.

Ramazan'da et yemeyecek miyiz? Ramazan'da da kesilir.

Ramazan'da et yemeyecek miyiz? Ramazan'da da kesilir.

Hoca kesmez mi?

Bir iş güzelse hoca da keser hacı da keser. Lâlettayin vatandaş da keser.
Hoca kesmez mi?

Bir iş güzelse hoca da keser hacı da keser. Lâlettayin vatandaş da keser.
Bir iş güzel değilse hoca da kesmez, lâlettayin vatandaş da kesmez.

Bir iş güzel değilse hoca da kesmez, lâlettayin vatandaş da kesmez.

Lâlettayin vatandaş kessin, hoca kesmesin.

Lâlettayin vatandaş kessin, hoca kesmesin.

Öyle şey olur mu? İki şey farklı olur mu?

Kötü şeyse o da yapmasın; o da cennete girsin.

Öyle şey olur mu? İki şey farklı olur mu?

Kötü şeyse o da yapmasın; o da cennete girsin.

Hoca cennete girecek de cemaat cehennemde mi kalacak?

Hoca cennete girecek de cemaat cehennemde mi kalacak?

Beraberce cennete girelim. O bakımdan böyle şeyin aslı yoktur. Kesilir. Müsterih olsun.

Beraberce cennete girelim. O bakımdan böyle şeyin aslı yoktur. Kesilir. Müsterih olsun.

Canı çabuk çıkmadı?

Canı çabuk çıkmadı?

Normal olarak canının çabuk çıkması için tedbir almak emrediliyor.Normal olarak canının çabuk çıkması için tedbir almak emrediliyor. Peygamber Efendimiz; ahsenu kitlete. "Kurban kestiğiniz zaman kesmeyi güzel yapın." diyor.

Peygamber Efendimiz; ahsenu kitlete. "Kurban kestiğiniz zaman kesmeyi güzel yapın." diyor.

Bıçağınızı keskin yapın. Şıp kesin, hayvan ezâ cefâ çekmesin. Bu tamam.Bıçağınızı keskin yapın. Şıp kesin, hayvan ezâ cefâ çekmesin. Bu tamam. Ama bazen çabuk olmaz. Bizim acemiliğimizden olabilir. Ama bu acemi değilmiş, zaten kasapmış.Ama bazen çabuk olmaz. Bizim acemiliğimizden olabilir. Ama bu acemi değilmiş, zaten kasapmış. Bazen de hayvandan gelen bir sebepten olur.

Ne yapalım?

Bazen de hayvandan gelen bir sebepten olur.

Ne yapalım?

Çektirmek istemeyiz; ama bazen öyle oluyor. Bazen kurban kesmek için sığırı yatırıyorlar.Çektirmek istemeyiz; ama bazen öyle oluyor. Bazen kurban kesmek için sığırı yatırıyorlar. Hayvan bir kurtuluyor; kafasının yarısı kesik ortalıkta dolaşıyor.

Hayvan bir kurtuluyor; kafasının yarısı kesik ortalıkta dolaşıyor.

Öyle yapmasını istemiyorduk ama istisnai hadise. Müsterih olsun.Öyle yapmasını istemiyorduk ama istisnai hadise. Müsterih olsun. Bu gibi şeyleri zihne takmaya, fikr-i sâbit hâline getirmeye lüzum yok.

Bu gibi şeyleri zihne takmaya, fikr-i sâbit hâline getirmeye lüzum yok.

Olabilir, caizdir. Peygamber Efendimiz de yapmış.

Olabilir, caizdir. Peygamber Efendimiz de yapmış.

Burada çok sevdiğimiz bir hacı amcamız var. Kardeşimizin de dedesi.Burada çok sevdiğimiz bir hacı amcamız var. Kardeşimizin de dedesi. Kendisi de imamlık yapmış; ârif, kâmil insan. Dışarıda beni yakaladı.

"Ya hocam, huzura mâni.
Kendisi de imamlık yapmış; ârif, kâmil insan. Dışarıda beni yakaladı.

"Ya hocam, huzura mâni.
Öğlende ikindide bu lambaları niye yakıyorsunuz?" diyor.

Öğlende ikindide bu lambaları niye yakıyorsunuz?" diyor.

"Yakmayalım, loş olsun; huzur içinde ibadet edelim." demek istiyor.

"Yakmayalım, loş olsun; huzur içinde ibadet edelim." demek istiyor.

"Benim de içime daha ışıklı olması tatlı geliyor." dedim.

Bilmiyorum, ne dedi bana?

"Benim de içime daha ışıklı olması tatlı geliyor." dedim.

Bilmiyorum, ne dedi bana?

"Hey cahil hoca!" mı dedi içinden, "toy" mu dedi, nasıl dedi, bilmiyorum."Hey cahil hoca!" mı dedi içinden, "toy" mu dedi, nasıl dedi, bilmiyorum. Sonradan aklıma geldi ki Kâbe-i Müşerrefe ışıl ışıl. Stadyum gibi.Sonradan aklıma geldi ki Kâbe-i Müşerrefe ışıl ışıl. Stadyum gibi. Her tarafta ışıklar yanıyor. Orada ibadet ediyoruz.

Her tarafta ışıklar yanıyor. Orada ibadet ediyoruz.

Allah insanın içine huzur versin. Karanlıkta aydınlıkta her halde insan Allah'a ibadet edebilmeli.Allah insanın içine huzur versin. Karanlıkta aydınlıkta her halde insan Allah'a ibadet edebilmeli. Kâbe ışıklı olduktan sonra bizim camimiz de ışıklı olsun.Kâbe ışıklı olduktan sonra bizim camimiz de ışıklı olsun. Peygamber Efendimiz kestikten sonra ben de keserim.Peygamber Efendimiz kestikten sonra ben de keserim. Peygamber Efendimiz evlendikten sonra ben de evlenirim.

Peygamber Efendimiz evlendikten sonra ben de evlenirim.

Tevbe estağfirullah, ben kadınların yanına yanaşmam!

Tevbe estağfirullah, ben kadınların yanına yanaşmam!

Niye yanaşmayacağım?

Kadın.

Peygamber Efendimiz evlenmiş.
Niye yanaşmayacağım?

Kadın.

Peygamber Efendimiz evlenmiş.
Öteki Peygamberlerin de çoğu evlenmişler. Evlenmek, Peygamber Efendimizin sünneti; ne var?

Öteki Peygamberlerin de çoğu evlenmişler. Evlenmek, Peygamber Efendimizin sünneti; ne var?

"Geceleri hiç uyumayacağım, sabahlara kadar ibadet edeceğim."

"Geceleri hiç uyumayacağım, sabahlara kadar ibadet edeceğim."

Peygamber Efendimiz uyumuş ben niye uyumayayım? Peygamber Efendimiz uyumuş ben niye uyumayayım? Niye ticaret yapmayayım? Peygamber Efendimiz kervanda bulunmuş.

Niye ticaret yapmayayım? Peygamber Efendimiz kervanda bulunmuş.

Örneğimiz Peygamber Efendimiz'dir. Dinimiz, fıtrat dinidir.Örneğimiz Peygamber Efendimiz'dir. Dinimiz, fıtrat dinidir. Tabiidir; her şey yerli yerindedir. Akıllıdır, mantıklıdır.

Tabiidir; her şey yerli yerindedir. Akıllıdır, mantıklıdır.

Kardeşimiz müsterih olsun, üzmesin canını.

Kardeşimiz müsterih olsun, üzmesin canını.

Farz namazlarda ilk sünnetlerden sonra İhlâs-ı Şerîf okumak bid'at midir?

Farz namazlarda ilk sünnetlerden sonra İhlâs-ı Şerîf okumak bid'at midir?

Sevap kazanmak niyetiyle "O arada sünnet kılanlar da tamamlasınlar." diye okuyuveriyorlar. Sevap kazanmak niyetiyle "O arada sünnet kılanlar da tamamlasınlar." diye okuyuveriyorlar. Sûre okumak niye bid'at olsun. Bir mahzuru yoktur.Sûre okumak niye bid'at olsun. Bir mahzuru yoktur. Bid'at dini bozan; bir takım yanlış fikirler ortaya çıkaran şeylere denir.Bid'at dini bozan; bir takım yanlış fikirler ortaya çıkaran şeylere denir. Öyle bir durum yoktur inşaallah.

Öyle bir durum yoktur inşaallah.

Caminin tuvaletinde ayakta bevl etmek için yer var.Caminin tuvaletinde ayakta bevl etmek için yer var. Orada bazı kardeşlerimiz ayakta bevl ediyorlar. Bunun düzeltilmesini rica ediyorum.

Orada bazı kardeşlerimiz ayakta bevl ediyorlar. Bunun düzeltilmesini rica ediyorum.

Mâlum biliyorsunuz bu bevl, "idrar" demek; yani "küçük abdest" demek. Mâlum biliyorsunuz bu bevl, "idrar" demek; yani "küçük abdest" demek. Bunun sıçrantıları insanın üstüne sıçrarsa kabir azabına sebep oluyor.Bunun sıçrantıları insanın üstüne sıçrarsa kabir azabına sebep oluyor. Titiz olmak lazım, sıçrattırmamak lazım, dikkat etmek lazım, çömelmek lazım.Titiz olmak lazım, sıçrattırmamak lazım, dikkat etmek lazım, çömelmek lazım. Usulüne uymak lazım. Biz temiz insanlarız.Usulüne uymak lazım. Biz temiz insanlarız. Hem kendimiz temiz olacağız hem kalbimiz temiz olacak hem de elbisemiz temiz olacak.Hem kendimiz temiz olacağız hem kalbimiz temiz olacak hem de elbisemiz temiz olacak. Paçalarımıza sıçrarsa olmaz.Paçalarımıza sıçrarsa olmaz. Paçalarımız modaya uygun olarak uzun olur da yerlerde sürünürse olmaz.Paçalarımız modaya uygun olarak uzun olur da yerlerde sürünürse olmaz. Biraz kısa olacak.Biraz kısa olacak. Suudi Arabistan'da entari yapıyorlar, etekleri arkadan uzuyor, erkekler giyiyor; olmaz!

Suudi Arabistan'da entari yapıyorlar, etekleri arkadan uzuyor, erkekler giyiyor; olmaz!

Orada takvâ ehli insanlar "Yerlere sürünmesin." diye biraz yüksek yapıyorlar. Doğru.

Orada takvâ ehli insanlar "Yerlere sürünmesin." diye biraz yüksek yapıyorlar. Doğru.

Çünkü temizlik dinidir.Çünkü temizlik dinidir. Sıçrama çok olduğundan dolayı ayakta bevl etmek doğru değildir, mekruhtur.Sıçrama çok olduğundan dolayı ayakta bevl etmek doğru değildir, mekruhtur. Onun için çömeleceğiz. Sonra açıkta bevl etmek uygun değildir. Kapalı yerde yapmaya çalışması lazım.

Onun için çömeleceğiz. Sonra açıkta bevl etmek uygun değildir. Kapalı yerde yapmaya çalışması lazım.

Bu camimiz, bu cemaate dar geliyor. Allah razı olsun, Allah adetlerinizi çoğaltsın.Bu camimiz, bu cemaate dar geliyor. Allah razı olsun, Allah adetlerinizi çoğaltsın. Allah size dünya ve âhiretin hayırlarını ihsan etsin.Allah size dünya ve âhiretin hayırlarını ihsan etsin. Bizim bu camimizin kapasitesi üstünde cemaati var. Bizim bu camimizin kapasitesi üstünde cemaati var. Biz "Bu cemaate hizmet olsun." diye o yüz numaraları büyütmeye niyetlendik. Biz "Bu cemaate hizmet olsun." diye o yüz numaraları büyütmeye niyetlendik. Niyetimizde bu var ama insanın eli her niyet ettiği şeye de kolay ermiyor. Kolay değil.Niyetimizde bu var ama insanın eli her niyet ettiği şeye de kolay ermiyor. Kolay değil. Para toplayıp bu işi yapacağız.Para toplayıp bu işi yapacağız. Sayenizde yan tarafı epeyce geliştirdik, yıktık, yeniden yapacağız, güzelleştireceğiz.Sayenizde yan tarafı epeyce geliştirdik, yıktık, yeniden yapacağız, güzelleştireceğiz. Yüz numaraları da büyüteceğiz. O zaman inşaallah öyle küçük abdest yeri hiç yapmayalım.Yüz numaraları da büyüteceğiz. O zaman inşaallah öyle küçük abdest yeri hiç yapmayalım. Daima hep kabinde olsun, kimse görmesin.Daima hep kabinde olsun, kimse görmesin. "Hem de öyle ayakta olmasın." diye kardeşimizin ikazı yerindedir. Dikkat edelim. Önemli bir şey."Hem de öyle ayakta olmasın." diye kardeşimizin ikazı yerindedir. Dikkat edelim. Önemli bir şey. Önemli bir pratik şey. İlgileniyoruz. Niye ilgilenmeyelim?Önemli bir pratik şey. İlgileniyoruz. Niye ilgilenmeyelim? Günde en aşağı iki üç defa olan bir şey.Günde en aşağı iki üç defa olan bir şey. İnsanın başına gelen bir şey; dikkat etmezsek çok olan bir şey.

İnsanın başına gelen bir şey; dikkat etmezsek çok olan bir şey.

Kimisi yüz numaraya gidiyor. Ondan sonra hemen dönüp geliyor.Kimisi yüz numaraya gidiyor. Ondan sonra hemen dönüp geliyor. Gel bakalım buraya. Aç bakalım pantolonunu. Bak iç donun sırılsıklam.Gel bakalım buraya. Aç bakalım pantolonunu. Bak iç donun sırılsıklam. Çünkü beklemedi, istibra etmedi. Temizlemeden yürüyor.Çünkü beklemedi, istibra etmedi. Temizlemeden yürüyor. Yürüyünce o birikintiler damla damla çıkar. Hem abdest bozulur. Abdesti almışsın.Yürüyünce o birikintiler damla damla çıkar. Hem abdest bozulur. Abdesti almışsın. Şadırvanda abdest aldın, yürüyüp gelirken oradaki birikmişler dışarı çıkıyor, burayı ıslatıyor.

Şadırvanda abdest aldın, yürüyüp gelirken oradaki birikmişler dışarı çıkıyor, burayı ıslatıyor.

Olmaz!

Adamakıllı berî olacak.
Olmaz!

Adamakıllı berî olacak.
İbra edecek; ondan kurtulmuş olacak. Silecek, yıkayacak, tedbir alacak.

İbra edecek; ondan kurtulmuş olacak. Silecek, yıkayacak, tedbir alacak.

Biz temiz insanlarız. Öyle kâfir gibi geliyorlar, görüyoruz.Biz temiz insanlarız. Öyle kâfir gibi geliyorlar, görüyoruz. Uluslar arası seyahatlerde benzin istasyonlarına geliyoruz. Sesini de duyuyor insan.Uluslar arası seyahatlerde benzin istasyonlarına geliyoruz. Sesini de duyuyor insan. Şaldır şuldur şaldır şuldur şaldır şuldur. Şapır şupur şapır şupur; çıkıp gidiyor.Şaldır şuldur şaldır şuldur şaldır şuldur. Şapır şupur şapır şupur; çıkıp gidiyor. Biz öyle değiliz. Bizim işimizin temiz olması lazım.

Biz öyle değiliz. Bizim işimizin temiz olması lazım.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2