Namaz Vakitleri

23 Cemâziye'l-Âhir 1446
24 December 2024
İmsak
06:48
Güneş
08:20
Öğle
13:09
İkindi
15:27
Akşam
17:47
Yatsı
19:14
Detaylı Arama

Önce İman: Yaşamın Anlamı ve İnsanın Temel İhtiyacı

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

27 Recep 1413 / 20.01.1993
Malhatun Cevre ve Kültür Dernegi

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Allah' ın En Büyük Nimeti Nedir? İslamdır, İlim Öğrenmemiz Lazım. İlimde Kafirleri Geçmemiz Lazım, Takva Nedir? Takva Sakınmak | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Önce İman: Yaşamın Anlamı ve İnsanın Temel İhtiyacı

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

27 Recep 1413 / 20.01.1993
Malhatun Cevre ve Kültür Dernegi

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Allah' ın En Büyük Nimeti Nedir? İslamdır, İlim Öğrenmemiz Lazım. İlimde Kafirleri Geçmemiz Lazım, Takva Nedir? Takva Sakınmak | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Bismillâhirrahmânirrahîm. Bismillâhirrahmânirrahîm.

Elhamdülillahi rabbi'l-âlemîn. Hamden, kesîran tayyiben mübâreken fîh.Elhamdülillahi rabbi'l-âlemîn. Hamden, kesîran tayyiben mübâreken fîh. Hamden kema yenbağî li-celali vechihî ve li-azîmi sultânih.Hamden kema yenbağî li-celali vechihî ve li-azîmi sultânih. Ve's-salâtü ve's-selâmü alâ seyyidi'l-evvelîne ve'l-âhirîn, tâcu ruûsinâ ve gurret-i uyûninâ Ve's-salâtü ve's-selâmü alâ seyyidi'l-evvelîne ve'l-âhirîn, tâcu ruûsinâ ve gurret-i uyûninâ Muhammedeni'l-Mustafâ ve âlihî ve sahbihî ve men tebiahû bi-ihsânin ilâ yevmi'd-dîn. Emmâ ba'd. Muhammedeni'l-Mustafâ ve âlihî ve sahbihî ve men tebiahû bi-ihsânin ilâ yevmi'd-dîn. Emmâ ba'd.

Çok aziz ve muhterem kardeşlerim!Çok aziz ve muhterem kardeşlerim! Müftüefendi ve hocaefendiler, diğer kıymetli dinleyici kardeşlerim, cemaat kardeşlerim! Müftüefendi ve hocaefendiler, diğer kıymetli dinleyici kardeşlerim, cemaat kardeşlerim!

Allahu Teâlâ hazretleri sizi dünyada âhirette rahmetine mazhar eylesin.Allahu Teâlâ hazretleri sizi dünyada âhirette rahmetine mazhar eylesin. Cennetiyle cemaliyle müşerref eylesin. Bir insana ilk önce ne lazım? Cennetiyle cemaliyle müşerref eylesin.

Bir insana ilk önce ne lazım?

Avustralya'da Sidney şehrinde arkadaşlarla sohbet ediyoruz.Avustralya'da Sidney şehrinde arkadaşlarla sohbet ediyoruz. Diyâr-ı gurbetteler, gayrimüslimlerin arasında bulunuyorlar. Çalışmak için oralara gitmişler. Dedim ki; Diyâr-ı gurbetteler, gayrimüslimlerin arasında bulunuyorlar. Çalışmak için oralara gitmişler. Dedim ki;

"Bir insana havadan da önce, gıdadan da önce, sudan da önce,"Bir insana havadan da önce, gıdadan da önce, sudan da önce, Kanûnî'nin beytine rağmen, sıhhatten de önce iman lazım!" Kanûnî'nin beytine rağmen, sıhhatten de önce iman lazım!"

Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi demiş,Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi

demiş,
sıhhatin çok önemli olduğunu söylemiş, padişah olduğu halde ama... sıhhatin çok önemli olduğunu söylemiş, padişah olduğu halde ama...

Çünkü oraya gitmiş kardeşlerimiz isterse cepleri milyonlar dolsun, İslâm'dan koparlarsa ne olacak?Çünkü oraya gitmiş kardeşlerimiz isterse cepleri milyonlar dolsun, İslâm'dan koparlarsa ne olacak? Evlatları İslâm'ı unuttuğu zaman ne olacak?Evlatları İslâm'ı unuttuğu zaman ne olacak? Küfre düştüğü, ayağı kaydığı zaman, günaha baktığı zaman ne olacak? Bu zenginliğin kıymeti var mı?Küfre düştüğü, ayağı kaydığı zaman, günaha baktığı zaman ne olacak? Bu zenginliğin kıymeti var mı? Bu yaşamanın kıymeti var mı? Bu arabanın kıymeti var mı? Bu sıhhatin kıymeti var mı? Bu yaşamanın kıymeti var mı? Bu arabanın kıymeti var mı? Bu sıhhatin kıymeti var mı?

Önce insana iman lazım! Evlatlarımıza da, bize de, ailelerimize de,Önce insana iman lazım! Evlatlarımıza da, bize de, ailelerimize de, dünya üzerindeki bütün insanlara da, bütün mükellef insanlara da her şeyden önce iman lazım! dünya üzerindeki bütün insanlara da, bütün mükellef insanlara da her şeyden önce iman lazım!

Sıhhat olmayabilir, insan hasta olabilir.Sıhhat olmayabilir, insan hasta olabilir. Allah âfiyet versin, sıhhat versin, saadet versin, dinç eylesin, sağlıklı eylesin.Allah âfiyet versin, sıhhat versin, saadet versin, dinç eylesin, sağlıklı eylesin. Ama hasta olunca da Allah'ın mükâfatı var. Ama hasta olunca da Allah'ın mükâfatı var. Hastanın uykusu ibadet, iniltisi tesbih, duası makbul, günahları mağfur,Hastanın uykusu ibadet, iniltisi tesbih, duası makbul, günahları mağfur, yapamadığı ibadetler yapılıyormuş gibi defterine yazılmaya devam etmekte...yapamadığı ibadetler yapılıyormuş gibi defterine yazılmaya devam etmekte... Hastalığın da kendine göre Allah tarafından verilen teselli edici mükâfatları var. Hastalığın da kendine göre Allah tarafından verilen teselli edici mükâfatları var.

İnsan havasız kalsa, susuz kalsa, ölse; imanla göçtükten sonra cennetle dünya mukayese edilir mi? İnsan havasız kalsa, susuz kalsa, ölse; imanla göçtükten sonra cennetle dünya mukayese edilir mi?

Cennet daha güzel, "daha" sözüne lüzum olmayacak kadar güzel, mukayese kabul etmeyecek kadar güzel! Cennet daha güzel, "daha" sözüne lüzum olmayacak kadar güzel, mukayese kabul etmeyecek kadar güzel!

Nasıl olsa ölmeyecek miyiz? Nasıl olsa kaderinde insanın defteri dürülmeyecek mi?Nasıl olsa ölmeyecek miyiz? Nasıl olsa kaderinde insanın defteri dürülmeyecek mi? Nasıl olsa bir gün gelip bu dünya hayatına veda etmeyecek miyiz? Nasıl olsa bir gün gelip bu dünya hayatına veda etmeyecek miyiz?

Demek ki hayat da mühim değil, sıhhat da mühim değil! Demek ki hayat da mühim değil, sıhhat da mühim değil!

Bir insan zengin olsa... Eski zenginleri düşünelim; kimler vardı, kimler vardı, kimler vardı?.. Bir insan zengin olsa... Eski zenginleri düşünelim; kimler vardı, kimler vardı, kimler vardı?..

Eleyse lî mülkü Mısra ve hâzihi'l-enhârü tecrî min tahtî diyen "Şu koca Mısır memleketleri benim değil mi?Eleyse lî mülkü Mısra ve hâzihi'l-enhârü tecrî min tahtî diyen "Şu koca Mısır memleketleri benim değil mi? Şu altından şırıl şırıl akan dünyanın en büyük nehirleri, Nil nehri ve ovalarŞu altından şırıl şırıl akan dünyanın en büyük nehirleri, Nil nehri ve ovalar ve bütün bu zenginlikler benim değil mi?" diyen Firavun yok muydu, bir zamanlar?.. ve bütün bu zenginlikler benim değil mi?" diyen Firavun yok muydu, bir zamanlar?..

Onun zamanında yaşamış ve; İnne mefâtihahû le-tenû'u bi'l-usbeti uli'l-kuvveti,Onun zamanında yaşamış ve;

İnne mefâtihahû le-tenû'u bi'l-usbeti uli'l-kuvveti,
"hazinelerinin anahtarları bir grup insan tarafından ıhlaya ıhlaya taşınılacak kadar"hazinelerinin anahtarları bir grup insan tarafından ıhlaya ıhlaya taşınılacak kadar malı mülkü parası çok olan" Karun yok muydu? malı mülkü parası çok olan" Karun yok muydu?

Ne fayda sağladı? Allah'ın azabına karşı ne fayda sağladı? Ne fayda sağladı? Allah'ın azabına karşı ne fayda sağladı?

Allah'ı azabını gördüğü zaman âhirette insanlar yeryüzünde nesi varsaAllah'ı azabını gördüğü zaman âhirette insanlar yeryüzünde nesi varsa hepsini feda etmeye razı olmayacaklar mı? Demek ki sıhhat de önemli değil, hepsini feda etmeye razı olmayacaklar mı?

Demek ki sıhhat de önemli değil,
hayat da önemli değil, para da önemli değil; iman önemli! En önemli şey iman! hayat da önemli değil, para da önemli değil; iman önemli! En önemli şey iman!

Çocuklarımıza da ilk önce öğreteceğimiz, aşılayacağımız o;Çocuklarımıza da ilk önce öğreteceğimiz, aşılayacağımız o; Allah'tan korkacak, mü'min olacak, müslüman olacak. Allah bahtını güzel eylesin, talihi güzel olsun.Allah'tan korkacak, mü'min olacak, müslüman olacak.

Allah bahtını güzel eylesin, talihi güzel olsun.
Allah güzel günler göstersin, hoş haller nasip etsin, evlatlarımızın mürüvvetlerini göstersin. Allah güzel günler göstersin, hoş haller nasip etsin, evlatlarımızın mürüvvetlerini göstersin.

Allah'ın nasip ettiği nimetleri tadar, nasip ettiği kadar yaşar; ondan sonra da âhirete iman ile göçsün. Allah'ın nasip ettiği nimetleri tadar, nasip ettiği kadar yaşar; ondan sonra da âhirete iman ile göçsün.

Allah cümlemize, verelim iman ile tâ cânımız, canımızı iman ile teslim etmeyi,Allah cümlemize, verelim iman ile tâ cânımız, canımızı iman ile teslim etmeyi, emaneti zedelemeden yerine vermeyi nasip eylesin. Önce iman lazım! emaneti zedelemeden yerine vermeyi nasip eylesin.

Önce iman lazım!

Tabii bütün insanlar için böyle.Tabii bütün insanlar için böyle. Bütün insanların iyiliği, mutluluğu, selâmeti imana gelmek, mü'min olmak. Bütün insanların iyiliği, mutluluğu, selâmeti imana gelmek, mü'min olmak.

Allah nice nice kullarına nasip ediyor. Allah nice nice kullarına nasip ediyor.

"Yusuf İslâm nasıl müslüman oldu?" diye gazeteler yazmış."Yusuf İslâm nasıl müslüman oldu?" diye gazeteler yazmış. Televizyonda dinleyenler, görenler olmuştur.Televizyonda dinleyenler, görenler olmuştur. Sakal bırakmış, bir İslâm okulu açmış, Kur'ân-ı Kerîm öğretiyor.Sakal bırakmış, bir İslâm okulu açmış, Kur'ân-ı Kerîm öğretiyor. Kazandığı paraları Bosna'ya, Hersek'e, Afganistan'a, müslümanlarınKazandığı paraları Bosna'ya, Hersek'e, Afganistan'a, müslümanların yardımı nereye götürmesi gerekiyorsa oraya götürüyor.yardımı nereye götürmesi gerekiyorsa oraya götürüyor. Bir zaman önce pop şarkısı, tangur tungur caz [şarkıları] besteleyen şahıs sonra ne hâle gelmiş... Bir zaman önce pop şarkısı, tangur tungur caz [şarkıları] besteleyen şahıs sonra ne hâle gelmiş... Allah nasip edince edebi olanlara, nasibi olanlara Allahu Teâlâ hazretleri imanı da ihsan ediyor. Allah nasip edince edebi olanlara, nasibi olanlara Allahu Teâlâ hazretleri imanı da ihsan ediyor.

Biz neyiz muhterem kardeşlerim? Biz Allah'ın çok bahtiyar kullarıyız. Sizler de öylesiniz. Biz neyiz muhterem kardeşlerim?

Biz Allah'ın çok bahtiyar kullarıyız. Sizler de öylesiniz.

Ol mâhiler ki derya içredir, deryayı bilmezler. Ol mâhiler ki derya içredir, deryayı bilmezler.

Denizin içinde yaşadığı halde denizin kıymetini balık bilmez.Denizin içinde yaşadığı halde denizin kıymetini balık bilmez. Dışarı çıktığı zaman anlar; oynamaya başladığı zaman,Dışarı çıktığı zaman anlar; oynamaya başladığı zaman, "Yahu aşağısı ne kadar güzelmiş!" diye o zaman anlar. Biz Allah'ın en bahtiyar kullarıyız. Neden? "Yahu aşağısı ne kadar güzelmiş!" diye o zaman anlar.

Biz Allah'ın en bahtiyar kullarıyız.

Neden?

Allah bize en büyük mükâfatı vermiş; İslâm nimetini vermiş! Allah bize en büyük mükâfatı vermiş; İslâm nimetini vermiş!

İslâm Nimeti, ilmihâl kitabı, dört parmak kalınlığında; ama Nimet-i İslâm adını vermiş. Diyor ki; İslâm Nimeti, ilmihâl kitabı, dört parmak kalınlığında; ama Nimet-i İslâm adını vermiş. Diyor ki;

"İnsana hem dünya saadetini sağladığı için hem de âhirette ebedî cennet nimetlerini"İnsana hem dünya saadetini sağladığı için hem de âhirette ebedî cennet nimetlerini temin ettiği için Allah'ın verdiği nimetlerin içinde en büyük nimet İslâm nimetidir." temin ettiği için Allah'ın verdiği nimetlerin içinde en büyük nimet İslâm nimetidir."

Çünkü ebedî bahtiyarlığı insan sağlamış oluyor. Çünkü ebedî bahtiyarlığı insan sağlamış oluyor.

Öyle ama, bizim memleketimiz %99'u müslüman olan ahâliden müteşekkil bir memleket amaÖyle ama, bizim memleketimiz %99'u müslüman olan ahâliden müteşekkil bir memleket ama zamanımızın müslümanları İslâm'ın ellerinde ne kadar kıymetli bir cevher olduğunu hepsi bilmiyor.zamanımızın müslümanları İslâm'ın ellerinde ne kadar kıymetli bir cevher olduğunu hepsi bilmiyor. Hepsi Allah'ın rızasına uygun bir yaşayış içinde yaşamıyor; Allah'ın emirlerini tutmuyor,Hepsi Allah'ın rızasına uygun bir yaşayış içinde yaşamıyor; Allah'ın emirlerini tutmuyor, Allah'ın haramlarından kaçmıyor, ateşle oynuyor, kendisini tehlikeye atıyor;Allah'ın haramlarından kaçmıyor, ateşle oynuyor, kendisini tehlikeye atıyor; hem dünyasını, ailesini, sıhhatini, cemiyetini, toplumunu tehlikeye atıyor,hem dünyasını, ailesini, sıhhatini, cemiyetini, toplumunu tehlikeye atıyor, hem de âhirete ebediyyen cehennemde yanmasına sebep olabilecek tehlikeli iş yapıyor. hem de âhirete ebediyyen cehennemde yanmasına sebep olabilecek tehlikeli iş yapıyor.

Neden kendi sıhhatini tehlikeye atıyor? Çünkü Müslümanlık ana hedefi itibariyle,Neden kendi sıhhatini tehlikeye atıyor?

Çünkü Müslümanlık ana hedefi itibariyle,
ahkâmı incelenirse, hedeflerinden birisi insanın sağlığını korumaktır. ahkâmı incelenirse, hedeflerinden birisi insanın sağlığını korumaktır. İnsanın sağlığını korumakla ilgili ahkâmı uygulamazsa insan, vücuduna bakmazsa, kollamazsa sıhhati,İnsanın sağlığını korumakla ilgili ahkâmı uygulamazsa insan, vücuduna bakmazsa, kollamazsa sıhhati, ruhu, kalbi, kafası, aile saadeti tehlikeye girer ve toplum tehlikeye girer. Neden? ruhu, kalbi, kafası, aile saadeti tehlikeye girer ve toplum tehlikeye girer.

Neden?

Çünkü insanların saadetine medar olacak ilâhî kanunlara uymadığı için, ters iş yaptığından dolayı,Çünkü insanların saadetine medar olacak ilâhî kanunlara uymadığı için, ters iş yaptığından dolayı, sonucu ters çıktığından her şeyi belalı, pis, pasaklı, dertli, belalı, hastalıklı, aidsli, frengili, sonucu ters çıktığından her şeyi belalı, pis, pasaklı, dertli, belalı, hastalıklı, aidsli, frengili, vesaireli olur.Yani nokta nokta... Kısa geçmek istiyorum. Oralardan zarara uğrar, bir.vesaireli olur.Yani nokta nokta... Kısa geçmek istiyorum. Oralardan zarara uğrar, bir. Bir de Allah sevmediği zaman cezalandırdığı için başına bela yağdığından zarara uğrar, iki.Bir de Allah sevmediği zaman cezalandırdığı için başına bela yağdığından zarara uğrar, iki. Bakarsın Allah, "Sen misin benim yolumda yürümeyen!" diye bir zelzele âfeti, bir kuraklık âfeti, Bakarsın Allah, "Sen misin benim yolumda yürümeyen!" diye bir zelzele âfeti, bir kuraklık âfeti, bir hastalık âfeti, bir düşman istilası âfeti, bir başka çeşit felaket gönderir, cezalandırır. bir hastalık âfeti, bir düşman istilası âfeti, bir başka çeşit felaket gönderir, cezalandırır.

Kur'ân-ı Kerîm'de bunların Âd kavminden, Semûd kavminden misalleri yok mu? Var. Kur'ân-ı Kerîm'de bunların Âd kavminden, Semûd kavminden misalleri yok mu?

Var.

Demek ki ilk işimiz; kendimizi, dünyamızı âhiretimizi kurtaracak olan bir çizgiye getirmek. Demek ki ilk işimiz; kendimizi, dünyamızı âhiretimizi kurtaracak olan bir çizgiye getirmek.

İşte buna "tevbe" derler. Elhamdülillah müslümanız!İşte buna "tevbe" derler.

Elhamdülillah müslümanız!
Anadan babadan, dededen ecdattan İslâm diyarında yetişmişiz.Anadan babadan, dededen ecdattan İslâm diyarında yetişmişiz. Başka diyarda olan bir insan olsaydı, dönecek İslâm'a gelecekti, Yusuf İslâm gibi...Başka diyarda olan bir insan olsaydı, dönecek İslâm'a gelecekti, Yusuf İslâm gibi... Ama biz bu diyardayız. Kendimize çekidüzen vereceğiz, biz de Cenâb-ı Hakk'ın yoluna dönüp geleceğiz.Ama biz bu diyardayız. Kendimize çekidüzen vereceğiz, biz de Cenâb-ı Hakk'ın yoluna dönüp geleceğiz. Dönüp Cenâb-ı Hakk'ın istediği yola adımımızı atacağız.Dönüp Cenâb-ı Hakk'ın istediği yola adımımızı atacağız. Sırât-ı müstakîme ayak basacağız, doğru yürüyeceğiz, doğru iş yapacağız. İşte buna "tevbe" deniliyor. Sırât-ı müstakîme ayak basacağız, doğru yürüyeceğiz, doğru iş yapacağız.

İşte buna "tevbe" deniliyor.

Bunun çok çabuk yapılması lazım muhterem kardeşlerim! Hemen yapılması lazım!Bunun çok çabuk yapılması lazım muhterem kardeşlerim! Hemen yapılması lazım! Çünkü Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri; Çünkü Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri;

Accilû bi't-tevbeti kable'l-mevt buyurmuş. "Tevbeyi acele yapın,Accilû bi't-tevbeti kable'l-mevt buyurmuş. "Tevbeyi acele yapın, Cenâb-ı Hakk'a dönüşünüzü sağlam yapın, tehir etmeyin; çünkü ölüm geliverir.Cenâb-ı Hakk'a dönüşünüzü sağlam yapın, tehir etmeyin; çünkü ölüm geliverir. Ölüm gelmeden önce tevbenizi yapın!" demek. Ölüm gelmeden önce tevbenizi yapın!" demek.

İnsanın doğru yola gelmesine mâni olduğunu bildiğiniz görünmez kuvvetler var.İnsanın doğru yola gelmesine mâni olduğunu bildiğiniz görünmez kuvvetler var. O görünmez kuvvetlerden birisi, şeytan.O görünmez kuvvetlerden birisi, şeytan. Şeytanın varlığını hepimiz biliyor muyuz?Şeytanın varlığını hepimiz biliyor muyuz? Biliyoruz ki "şeytan" diye bir varlık var. Biliyoruz ki "şeytan" diye bir varlık var.

İnne'ş-şeytâne leküm adüvvün fe't-tehizûhu adüvvâ, innemâ yed'û hizbehû... diyeİnne'ş-şeytâne leküm adüvvün fe't-tehizûhu adüvvâ, innemâ yed'û hizbehû... diye âyet-i kerîmede bildiriliyor. âyet-i kerîmede bildiriliyor.

İnsanları şaşırtmaya çalışan bir mânevî görünmez kuvvet var, günahları yaptırtıyor.İnsanları şaşırtmaya çalışan bir mânevî görünmez kuvvet var, günahları yaptırtıyor. Peygamber Efendimiz kış mevsimini severmiş.Peygamber Efendimiz kış mevsimini severmiş. Soğuktan üşüdüğümüz için kış mevsiminin neresi güzel diye biz şaşırıyoruz.Soğuktan üşüdüğümüz için kış mevsiminin neresi güzel diye biz şaşırıyoruz. "Kış mevsimi ne güzeldir. Gündüzleri kısadır, kolay oruç tutulur, sevap kazanılır."Kış mevsimi ne güzeldir. Gündüzleri kısadır, kolay oruç tutulur, sevap kazanılır. Geceleri uzundur, kolay ibadete kalkılır, teheccüd namazı kılınır sevap kazanılır." buyurmuş.Geceleri uzundur, kolay ibadete kalkılır, teheccüd namazı kılınır sevap kazanılır." buyurmuş. Peygamber Efendimiz'in her şeyi ölçüşü sevaba göre. Kış mevsimi ne güzeldir, gündüz kolay oruç tutuluyor.Peygamber Efendimiz'in her şeyi ölçüşü sevaba göre. Kış mevsimi ne güzeldir, gündüz kolay oruç tutuluyor. Yazın güneşin altında tutamaz. Yazın güneşin altında tutamaz. Geceleri de hemen çabucak yatsı oluyor, sabah oluyor. Geceleri de hemen çabucak yatsı oluyor, sabah oluyor. Arada uykuyu bölüp kalkmak da zorArada uykuyu bölüp kalkmak da zor ama kış geceleri uzun, insanın uykusunu alması, gece ibadetine kalkması mümkün.ama kış geceleri uzun, insanın uykusunu alması, gece ibadetine kalkması mümkün. Bu, maddi mevsim ayrı. O da güzel. Şu kış mevsimi de güzel, Rabbimin her şeyi güzel. Bu, maddi mevsim ayrı. O da güzel. Şu kış mevsimi de güzel, Rabbimin her şeyi güzel.

Avustralya'dan buraya çekirdek getirdim, bir meyve... Yedim, tadı çok hoşuma gitti.Avustralya'dan buraya çekirdek getirdim, bir meyve... Yedim, tadı çok hoşuma gitti. İlik gibi beyaz, mis gibi kokulu, bal gibi tatlı, yuvarlak bir meyve... İlik gibi beyaz, mis gibi kokulu, bal gibi tatlı, yuvarlak bir meyve... Soyulması kolay, yemesi 'lup' diye boğazından geçiyor.Soyulması kolay, yemesi 'lup' diye boğazından geçiyor. Şimdi istedim ki bu meyveyi bizim Türkiye'de de yetiştirelim.Şimdi istedim ki bu meyveyi bizim Türkiye'de de yetiştirelim. Çekirdeklerini sakladım, kağıda sardım, buraya getirdim. Yalova'da ziraat mühendisi arkadaşıma verdim.Çekirdeklerini sakladım, kağıda sardım, buraya getirdim. Yalova'da ziraat mühendisi arkadaşıma verdim. "Şunu üret, memleketimiz bir meyve kazansın." İlik gibi bir şey, çok güzel kokulu bir şey. "Şunu üret, memleketimiz bir meyve kazansın." İlik gibi bir şey, çok güzel kokulu bir şey. Kokusu ele sürülen esans gibi güzel... Bir hafta sonra gittim; "Ne yaptın?" Kokusu ele sürülen esans gibi güzel...

Bir hafta sonra gittim;

"Ne yaptın?"

"Hocam, senin tohumlar buzdolabında duruyor." dedi. "Yahu üşümesin tohumlar..." "Hocam, senin tohumlar buzdolabında duruyor." dedi.

"Yahu üşümesin tohumlar..."

"Yok, tohumların zaten üşümesi lazım. Her tohumun bir soğukluksoğuklama müddeti vardır."Yok, tohumların zaten üşümesi lazım. Her tohumun bir soğukluksoğuklama müddeti vardır. O soğuklama müddetinden sonra keyifli filiz verir. O soğuklama müddetinden sonra keyifli filiz verir. Bilmiyor musun; kışın buğday taneleri karın altında kalır, baharda filizler nasıl fışkırır yerden?" dedi. Bilmiyor musun; kışın buğday taneleri karın altında kalır, baharda filizler nasıl fışkırır yerden?" dedi.

O zaman aklım başıma geldi ki Rabbimiz'in kış mevsimini yaratmasında da nice hikmetler varmış... O zaman aklım başıma geldi ki Rabbimiz'in kış mevsimini yaratmasında da nice hikmetler varmış...

Aziz ve muhterem kardeşlerim! Demek ki bu günler maddî bakımdan kış mevsimi, o da güzel;Aziz ve muhterem kardeşlerim! Demek ki bu günler maddî bakımdan kış mevsimi, o da güzel; hikmetli, Allah yerli yerinde yaratmış. Elhamdülillah. eş-Şükrü lillâh. hikmetli, Allah yerli yerinde yaratmış. Elhamdülillah. eş-Şükrü lillâh.

Mânevî bakımdan hangi mevsimdeyiz? Mânevî bakımdan hangi mevsimdeyiz?

Mânevî bakımdan "üç aylar" denilen mübarek bir mevsimdeyiz. Bu üç ayların birincisi bitiyor.Mânevî bakımdan "üç aylar" denilen mübarek bir mevsimdeyiz. Bu üç ayların birincisi bitiyor. Dün kandil gecesiydi. Efendimiz miraca nasip olmuş çıkmış. Aşikâre gördü Rabbü'l-izzeti, Dün kandil gecesiydi. Efendimiz miraca nasip olmuş çıkmış.

Aşikâre gördü Rabbü'l-izzeti,

Âhirette öyle görür ümmeti. Âhirette öyle görür ümmeti.

Efendimiz'in gördüğü gibi inşaallah âhirette sizler de bizler de görürüz.Efendimiz'in gördüğü gibi inşaallah âhirette sizler de bizler de görürüz. Rabbimiz cemâlini cümlemize göstersin. Bu ay ne ayıdır? Tevbe ayıdır. Tevbe ne demektir? Rabbimiz cemâlini cümlemize göstersin.

Bu ay ne ayıdır?

Tevbe ayıdır.

Tevbe ne demektir?

"Cenâb-ı Hakk'ın yoluna gelme, gafleti bırakma zamanı" demektir. Halkımız müslüman değil mi? "Cenâb-ı Hakk'ın yoluna gelme, gafleti bırakma zamanı" demektir.

Halkımız müslüman değil mi?

Müslüman ama gafil! Müslüman ama şeytan tesvif ile aldatıyor! Şeytanın oyunları var.Müslüman ama gafil! Müslüman ama şeytan tesvif ile aldatıyor! Şeytanın oyunları var. Hani güreşçilerin birbirlerine yaptıkları çeşitli oyunlar var; "kılçık" diyorlar,Hani güreşçilerin birbirlerine yaptıkları çeşitli oyunlar var; "kılçık" diyorlar, "boyunduruk" diyorlar, şöyle diyorlar, böyle diyorlar, oyunlar duyuyoruz. "boyunduruk" diyorlar, şöyle diyorlar, böyle diyorlar, oyunlar duyuyoruz.

Şeytanın müslümanın sırtını mindere yapıştırmak, yere sermek için oyunlarından bir tanesi nedir? Şeytanın müslümanın sırtını mindere yapıştırmak, yere sermek için oyunlarından bir tanesi nedir?

Tesvif oyunudur. Tesvif ne demek? Tesvif oyunudur.

Tesvif ne demek?

"Şimdi yapma, ileride yaparsın. Müslüman, acele etme. Yapma yapma bu iyi şeyi." demesidir. "Şimdi yapma, ileride yaparsın. Müslüman, acele etme. Yapma yapma bu iyi şeyi." demesidir.

Şimdi sen tevbe edeceksin veya sen etmişsin zaten de, senin arkadaşın,Şimdi sen tevbe edeceksin veya sen etmişsin zaten de, senin arkadaşın, hemşerin, komşun tevbe edecek. Ama diyor ki; "Yok, şimdi tevbe etmem." "E ne yapacaksın?" hemşerin, komşun tevbe edecek. Ama diyor ki;

"Yok, şimdi tevbe etmem."

"E ne yapacaksın?"

"Emekli olacağım, o zaman." "Hacca gideceğim, o zaman." "Çocuğumu evlendireceğim, o zaman." "Emekli olacağım, o zaman."

"Hacca gideceğim, o zaman."

"Çocuğumu evlendireceğim, o zaman."

"Şimdi biraz daha içeyim, ondan sonra bırakacağım." diyor. Demiyor mu bunu? "Şimdi biraz daha içeyim, ondan sonra bırakacağım." diyor.

Demiyor mu bunu?

Biliyoruz, acı bir gerçek olduğu için bunu söylüyorum. Buna "tesvif" derler. Bu şeytanın bir numarasıdır.Biliyoruz, acı bir gerçek olduğu için bunu söylüyorum. Buna "tesvif" derler. Bu şeytanın bir numarasıdır. Sizi tuşa getirmek içindir. Size "ileride yaparsın" der, onu yapmaya fırsat bulamazsınız, gider! Sizi tuşa getirmek içindir. Size "ileride yaparsın" der, onu yapmaya fırsat bulamazsınız, gider!

Hayatını Cenâb-ı Hakk'ın istediği istikamete döndürmek, günahı bırakmak, sevaplı yola girmek,Hayatını Cenâb-ı Hakk'ın istediği istikamete döndürmek, günahı bırakmak, sevaplı yola girmek, sevaplı yoldan yürümek, sahâbe-i kirâmın izinden yürümek, Kur'ân-ı Kerîm'in yolundan yürümek,sevaplı yoldan yürümek, sahâbe-i kirâmın izinden yürümek, Kur'ân-ı Kerîm'in yolundan yürümek, sırât-ı müstakîmden gitmek, başka yere sapmamak.sırât-ı müstakîmden gitmek, başka yere sapmamak. Bizim örneğimiz; Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem. Onun hadislerini okuyup o yolda yürümek... Bizim örneğimiz; Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem. Onun hadislerini okuyup o yolda yürümek...

Onun için bu tevbe ayını etrafa duyurun. Kalabalık gelmişsiniz, hepinize teşekkür ederiz.Onun için bu tevbe ayını etrafa duyurun. Kalabalık gelmişsiniz, hepinize teşekkür ederiz. Hepiniz 10 kişiye duyursanız, burada 5 bin kişi olsa 50 bin kişi eder.Hepiniz 10 kişiye duyursanız, burada 5 bin kişi olsa 50 bin kişi eder. 100 kişiye duyursanız, daha büyük kalabalıklar eder, 500 bin kişi eder.100 kişiye duyursanız, daha büyük kalabalıklar eder, 500 bin kişi eder. Onun için tevbe etmek lazım geldiğini, şeytanın oyununun tevbeyi geciktirmek olduğunu düşünün.Onun için tevbe etmek lazım geldiğini, şeytanın oyununun tevbeyi geciktirmek olduğunu düşünün. Allah'ın kulları affetmiş olduğu Receb ayı içinde tevbeyi edin.Allah'ın kulları affetmiş olduğu Receb ayı içinde tevbeyi edin. Allahu Teâla hazretlerinin yoluna girin. Biliyor musunuz ki; bir kul günahları ne kadar çok olursa olsunAllahu Teâla hazretlerinin yoluna girin. Biliyor musunuz ki; bir kul günahları ne kadar çok olursa olsun tevbe edince Allah affediyor. Hakiki bir dönüş ile dönünce Allah eskileri siliyor. tevbe edince Allah affediyor. Hakiki bir dönüş ile dönünce Allah eskileri siliyor. Hatta meleklerin yazdığı yazıyı sildirtiyor, hatta azalara unutturuyor, Hatta meleklerin yazdığı yazıyı sildirtiyor, hatta azalara unutturuyor, hatta günahların işlendiği mekânlara o günahları unutturuyor.hatta günahların işlendiği mekânlara o günahları unutturuyor. Önümdeki şu kitapta hadîs-i şerîfte var ki: Allah bir kulun tevbesini kabul etti miÖnümdeki şu kitapta hadîs-i şerîfte var ki: Allah bir kulun tevbesini kabul etti mi günahları defterden de sildiriyor. Ahirette azaları aleyhine şahitlik edecekmiş ya;günahları defterden de sildiriyor. Ahirette azaları aleyhine şahitlik edecekmiş ya; eli, ayağı, dili, dudağı onlara da unutturuyor ve mekanlara da unutturuyor. eli, ayağı, dili, dudağı onlara da unutturuyor ve mekanlara da unutturuyor. Mekânlarda aleyhte şahitlik etmeyecek. Onun için Allah'tan bu kadar büyük bir tevbe kapısı açık dururken,Mekânlarda aleyhte şahitlik etmeyecek. Onun için Allah'tan bu kadar büyük bir tevbe kapısı açık dururken, bu kadar büyük bir davet varken ne yapacağız? Cenâb-ı Hakk'ın yoluna aşk ile, sıdk ile, gözyaşı ile gireceğiz. bu kadar büyük bir davet varken ne yapacağız? Cenâb-ı Hakk'ın yoluna aşk ile, sıdk ile, gözyaşı ile gireceğiz. Ya rabbi! Bundan sonra ben de sahabenin yolunda yürüyeceğim, sahabe gibi müslüman olacağım,Ya rabbi! Bundan sonra ben de sahabenin yolunda yürüyeceğim, sahabe gibi müslüman olacağım, Kur'an'ı Kerîm müslümanı olacağım, tam senin istediğin yolda yürüyeceğim,Kur'an'ı Kerîm müslümanı olacağım, tam senin istediğin yolda yürüyeceğim, bir daha günaha dalmayacağım, şeytana uymayacağım,bir daha günaha dalmayacağım, şeytana uymayacağım, dine aykırı iş yapmayacağım, her şeyi bıraktım." diye söz vereceğiz. dine aykırı iş yapmayacağım, her şeyi bıraktım." diye söz vereceğiz.

İnsanın ne rızkı eksilir, ne de takdir-i Hüdâ değişir.İnsanın ne rızkı eksilir, ne de takdir-i Hüdâ değişir. Onun için, bir insan Cenâb-ı Hakk'ın yoluna döner de âhireti hedef aldı mı,Onun için, bir insan Cenâb-ı Hakk'ın yoluna döner de âhireti hedef aldı mı, her şeyi güzel olur, çok kâr eder. Bu bir. Aziz ve sevgili kardeşlerim! her şeyi güzel olur, çok kâr eder. Bu bir.

Aziz ve sevgili kardeşlerim!

İkincisi; biz buraya gelirken üç-dört şehirde mola vere vere geldik, oralarda konferanslar yaptık.İkincisi; biz buraya gelirken üç-dört şehirde mola vere vere geldik, oralarda konferanslar yaptık. Tertiplemişler, bir haftadan beri ilan etmişler, salonlar tutmuşlar.Tertiplemişler, bir haftadan beri ilan etmişler, salonlar tutmuşlar. Eskişehir'de arkadaşlarımızla sohbet ederken ortaya bir prensip attık, dedik ki; Eskişehir'de arkadaşlarımızla sohbet ederken ortaya bir prensip attık, dedik ki;

"İlim öğrenmemiz lazım! Kâfirleri ilimde geçmemiz lazım!" "İlim öğrenmemiz lazım! Kâfirleri ilimde geçmemiz lazım!"

Geçemeyince zararını görüyoruz. Şimdi "Irak suçlu mu suçsuz mu?"Geçemeyince zararını görüyoruz. Şimdi "Irak suçlu mu suçsuz mu?" meselesini bir tarafa bırakalım da, Irak'ta biz olsaydık veyahut Amerika Irak'a yaptığınımeselesini bir tarafa bırakalım da, Irak'ta biz olsaydık veyahut Amerika Irak'a yaptığını Türkiye'ye yapsaydı ne yapabilirdik, bir düşünelim! Ne yapardık? Türkiye'ye yapsaydı ne yapabilirdik, bir düşünelim! Ne yapardık?

Adamın gemisini mi batırabilirdik? Adamın gemisini mi batırabilirdik?

İşte bizim muâvenet zırhlısına 'pat' diye bir patlattı, bizimkiler bir şey yapamadılar. İşte bizim muâvenet zırhlısına 'pat' diye bir patlattı, bizimkiler bir şey yapamadılar.

Bu adam bu kâfirlikle bize düşmanlık yaparsa biz ne yapacağız? Âciz kalırız. Bu adam bu kâfirlikle bize düşmanlık yaparsa biz ne yapacağız?

Âciz kalırız.

Âciz kalmamak için ne yapacağız? Onları ilimde de geçeceğiz, ahlâkta da geçeceğiz.Âciz kalmamak için ne yapacağız?

Onları ilimde de geçeceğiz, ahlâkta da geçeceğiz.
İmanda geçmişiz elhamdülillah. Teknolojide de geçeceğiz. Hepsinde geçmemiz lazım! İmanda geçmişiz elhamdülillah. Teknolojide de geçeceğiz. Hepsinde geçmemiz lazım!

Bu da okumaya bağlı. Onun için dedim ki; Bakın, Avrupalılar'ın bir âdeti vardır:Bu da okumaya bağlı.

Onun için dedim ki;

Bakın, Avrupalılar'ın bir âdeti vardır:
"Cep kitabı" derler, pocket book derler, yani "cebe girecek kitap"."Cep kitabı" derler, pocket book derler, yani "cebe girecek kitap". Niye kitapların boyu böyle iken veya şöyle iken veya daha büyük iken bir cep kitabı boyu çıkarmışlar? Niye kitapların boyu böyle iken veya şöyle iken veya daha büyük iken bir cep kitabı boyu çıkarmışlar?

Çok basit bu sorunun cevabı: Cebe girsin diye. Niye cebe girsin diye kitabın boyutunu küçültüyorlar?

Çok basit bu sorunun cevabı: Cebe girsin diye.

Niye cebe girsin diye kitabın boyutunu küçültüyorlar?

Cebe sokulsun da her yerde yanında bir kitap bulunsun da okusun diye, ondan. Bu adamlar çok okuyorlar.

Cebe sokulsun da her yerde yanında bir kitap bulunsun da okusun diye, ondan.

Bu adamlar çok okuyorlar.

Ben size biraz komik biraz da tiksineceğiniz bir şey söyleyeyim.Ben size biraz komik biraz da tiksineceğiniz bir şey söyleyeyim. Gelini Japon olan bir tanıdıktan duydum: Gelini Japon olan bir tanıdıktan duydum:

"Hocam, bu Japonlar okumaya o kadar düşkün ki yüznumalarında bile bir kitap rafı vardır." diyor. "Hocam, bu Japonlar okumaya o kadar düşkün ki yüznumalarında bile bir kitap rafı vardır." diyor.

Hayret edilecek bir şey değil mi? Yüznumarada bile kitap rafı ne demek? Hayret edilecek bir şey değil mi?

Yüznumarada bile kitap rafı ne demek?

İki-üç dakika bile orada oturuyor olsa yine açıp bir şey okuyor; iki-üç dakikasını bile boş bırakmıyor. İki-üç dakika bile orada oturuyor olsa yine açıp bir şey okuyor; iki-üç dakikasını bile boş bırakmıyor.

Buraya gelirken ben de onunla inatlaşmaya başladım. Ben inatçı bir adamım.Buraya gelirken ben de onunla inatlaşmaya başladım. Ben inatçı bir adamım. Başladım onlarla inatlaşmaya... Gelirken yolda, otomobilde ben de kitap okuyorum. Başladım onlarla inatlaşmaya... Gelirken yolda, otomobilde ben de kitap okuyorum. Ankara'dan buraya gelinceye kadar 40 sayfa okudum. Az bir şey değil.Ankara'dan buraya gelinceye kadar 40 sayfa okudum. Az bir şey değil. İstanbul ile Ankara arası olsa bir kitap bitireceğim, bir kitap daha bitecek.İstanbul ile Ankara arası olsa bir kitap bitireceğim, bir kitap daha bitecek. Okuduğum kitapta -birçok yerini çizdim- yazar diyor ki; "Japonya homomekaniküs olmuştur." Okuduğum kitapta -birçok yerini çizdim- yazar diyor ki;

"Japonya homomekaniküs olmuştur."

"Homomekaniküs; kafa yok, gönül yok, makine gibi tıkır tıkır çalışan insan hâline gelmiştir." diyor. "Homomekaniküs; kafa yok, gönül yok, makine gibi tıkır tıkır çalışan insan hâline gelmiştir." diyor.

Eksik yani... Teknolojisi var, parası var ama dünyaya liderlik edecek kalbi ve kafası yok!Eksik yani... Teknolojisi var, parası var ama dünyaya liderlik edecek kalbi ve kafası yok! Kalp ve kafa yok! Çünkü inancı şu kadarcıkmış; kuş beyinliden daha beter çünkü güneşe tapıyor aptallar!Kalp ve kafa yok! Çünkü inancı şu kadarcıkmış; kuş beyinliden daha beter çünkü güneşe tapıyor aptallar! Aptallıktan öteye, hayvanlıktan aşağıya...Aptallıktan öteye, hayvanlıktan aşağıya... Allah'ın yarattığı nice güneş olduğunu astronomi okuyan herkes biliyor. Allah'ın yarattığı nice güneş olduğunu astronomi okuyan herkes biliyor.

Güneşe tapılır mı? Hiç mi beyin yok? Beyninde hiç mi hücre yok? "Homomekaniküs olmuştur." diyor. Güneşe tapılır mı? Hiç mi beyin yok? Beyninde hiç mi hücre yok?

"Homomekaniküs olmuştur." diyor.

Ama dünyada sayılı devletlerden biri olmuş. Bu kadar kıt kafalı adam, kıt akıllı adamAma dünyada sayılı devletlerden biri olmuş. Bu kadar kıt kafalı adam, kıt akıllı adam beni geçerse ben durur muyum ya, ben ondan geri kalır mıyım, yakışık alır mı? beni geçerse ben durur muyum ya, ben ondan geri kalır mıyım, yakışık alır mı?

Benim kalbim var, pırıl pırıl iman dolu! Müslümanın imanının yanına kim yanaşabilir?Benim kalbim var, pırıl pırıl iman dolu! Müslümanın imanının yanına kim yanaşabilir? Benim kafam var, benim insanlara bakış tarzım, insan sevgim, mahlukâta bakış tarzım,Benim kafam var, benim insanlara bakış tarzım, insan sevgim, mahlukâta bakış tarzım, çevreye bakış tarzım, ağaca çiçeğe bile... çevreye bakış tarzım, ağaca çiçeğe bile...

Mesela Peygamber Efendimiz cihada gönderdiği mücahitlere demiş ki; Mesela Peygamber Efendimiz cihada gönderdiği mücahitlere demiş ki;

"Kadınlara, çocuklara dokunmayın. Kendi başına ibadet eden rahiplere, ibadethanelere dokunmayın."Kadınlara, çocuklara dokunmayın. Kendi başına ibadet eden rahiplere, ibadethanelere dokunmayın. Hurmaları, ağaçları yakıp yıkmayın, kırmayın. Ekinlere zarar vermeyin." Hurmaları, ağaçları yakıp yıkmayın, kırmayın. Ekinlere zarar vermeyin."

İslâm'da müslümanın çevre sevgisini görüyor musun?İslâm'da müslümanın çevre sevgisini görüyor musun? Şimdi ben ondan kalbimle, kafamla, mâzimle, imanımla, dinimle, irfanımlaŞimdi ben ondan kalbimle, kafamla, mâzimle, imanımla, dinimle, irfanımla çok daha üstünken niye ondan geri kalayım? Eskişehir'de biz karar verdik. çok daha üstünken niye ondan geri kalayım?

Eskişehir'de biz karar verdik.

Neden bu kararı burada size söylüyorum? Sizi de bu kararın içine iştirak ettirmek için. Neden bu kararı burada size söylüyorum?

Sizi de bu kararın içine iştirak ettirmek için.

Herkesin cebinde bir kitap bulunacak. Dedik ki; "Üç gün mühlet veriyoruz.Herkesin cebinde bir kitap bulunacak.

Dedik ki;

"Üç gün mühlet veriyoruz.
Üç gün içinde herkes cebine bir kitap sağlayacak. Üç gün içinde herkes cebine bir kitap sağlayacak. Üçüncü günden sonra cebinde arama yaptığımız zaman kitap bulunmayana vakfa 10 bin lira ceza keseceğiz." Üçüncü günden sonra cebinde arama yaptığımız zaman kitap bulunmayana vakfa 10 bin lira ceza keseceğiz."

Vakıfların geçim yolunu da bulduk, sizin anlayacağınız...Vakıfların geçim yolunu da bulduk, sizin anlayacağınız... Çünkü çok kimse kitabı koymayacak cebine; biz de cazır cazır Çünkü çok kimse kitabı koymayacak cebine; biz de cazır cazır 10 bin 10 bin yazacağız, inşaallah vakfımıza hayır toplayacağız. 10 bin 10 bin yazacağız, inşaallah vakfımıza hayır toplayacağız.

Amerika da böyle, Avrupa da böyle... Almanya mesela, ben çok gördüm, Hocamız da görmüştür,Amerika da böyle, Avrupa da böyle... Almanya mesela, ben çok gördüm, Hocamız da görmüştür, Almanya'da uzun zaman yaşadı, eski müftü hocanız... Almanya'da uzun zaman yaşadı, eski müftü hocanız... Otobüste bile okurlar, trende bile okurlar; bir eliyle tutunur, sallanır, öbür eliyle okur. Otobüste bile okurlar, trende bile okurlar; bir eliyle tutunur, sallanır, öbür eliyle okur.

Her kitap insana bir hayat tecrübesi kazandırır, bir görgü kazandırır. Her kitap insana bir hayat tecrübesi kazandırır, bir görgü kazandırır.

Benim okuduğum 40 sayfada çizdiğim 40 tane mesele var, aklıma gelen 40 tane yeni mesele oldu.Benim okuduğum 40 sayfada çizdiğim 40 tane mesele var, aklıma gelen 40 tane yeni mesele oldu. Demek ki ben onlardan faydalanacağım... İnsan kitap okudu mu, ne oluyor? Demek ki ben onlardan faydalanacağım...

İnsan kitap okudu mu, ne oluyor?

Hayat kazanıyor. Hayatına, hayat tecrübesine hayat tecrübesi katılıyor.Hayat kazanıyor. Hayatına, hayat tecrübesine hayat tecrübesi katılıyor. Demek ki okuya okuya... Hele okuduğumuz kitaplar büyük âriflerin, büyük alimlerin kitapları olursa, Demek ki okuya okuya... Hele okuduğumuz kitaplar büyük âriflerin, büyük alimlerin kitapları olursa, dinimizin imanımızın eserleri olursa, Kur'an'ın, hadisin eserleri olursa ne kadar güzel olacak! dinimizin imanımızın eserleri olursa, Kur'an'ın, hadisin eserleri olursa ne kadar güzel olacak!

Onun için, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'inOnun için, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in bu akşam size okumak istediğim hadislerinden bir tanesi de şu: bu akşam size okumak istediğim hadislerinden bir tanesi de şu:

el-İlmü hayâtü'l-İslâm. "İlim, İslâm'ın canıdır, hayatıdır." Neden kitap tavsiye ediyorum size? el-İlmü hayâtü'l-İslâm. "İlim, İslâm'ın canıdır, hayatıdır."

Neden kitap tavsiye ediyorum size?

İslâm canlansın diye. el-İlmü hayâtü'l-İslâm. "İlim, İslâm'ın hayatıdır." İslâm canlansın diye.

el-İlmü hayâtü'l-İslâm. "İlim, İslâm'ın hayatıdır."

İlim yoksa İslâm'ın hayatı söndü! İlim yoksa İslâm'ın hayatı söndü!

Bak nasıl söndürüyorlar; sönmese bile, cılız cılız devam etse bile nasıl bombaları yağdırıyorlar! Bak nasıl söndürüyorlar; sönmese bile, cılız cılız devam etse bile nasıl bombaları yağdırıyorlar!

Eski bir bakan arkadaş geldi, bana bilgi verdi. Saddam demiş ki; Eski bir bakan arkadaş geldi, bana bilgi verdi. Saddam demiş ki;

"Bu Amerikalılar'ın dediği şeyler doğru değil. Mesele onun basında, radyoda,"Bu Amerikalılar'ın dediği şeyler doğru değil. Mesele onun basında, radyoda, televizyonda anlattığı tarzda değil. Gelin meseleyi ben anlatayım,televizyonda anlattığı tarzda değil. Gelin meseleyi ben anlatayım, işin iç yüzünü size söyleyim." diye, dünyanın muhtelif yerlerine davetiyeler göndermiş,işin iç yüzünü size söyleyim." diye, dünyanın muhtelif yerlerine davetiyeler göndermiş, 300 tane İslâm'ın ileri gelen insanını çağırmış.300 tane İslâm'ın ileri gelen insanını çağırmış. Bizim Türkiye'den de bir tanesi benim talebem olmak üzere,Bizim Türkiye'den de bir tanesi benim talebem olmak üzere, ilahiyâttan mezun üç-dört kişiyi de çağırmış. O da gidenler arasında.ilahiyâttan mezun üç-dört kişiyi de çağırmış. O da gidenler arasında. Onların hepsine el-Reşid otelinde toplantı tertiplemiş. Onların hepsine el-Reşid otelinde toplantı tertiplemiş.

Amerikalı nereyi bombalıyor, bunu bilin muhterem kardeşlerim, bu önemli! Amerikalı nereyi bombalıyor, bunu bilin muhterem kardeşlerim, bu önemli!

Sağlam yerden, doğrudan doğruya birinci sınıf haber: Sağlam yerden, doğrudan doğruya birinci sınıf haber:

O oteli bombalıyor.O oteli bombalıyor. Müslümanların ileri gelenlerinin misafir olarak bulunduğu oteli bombalıyor! Müslümanların ileri gelenlerinin misafir olarak bulunduğu oteli bombalıyor!

Orada yaralanan senin kardeşin; Pakistan'ın ileri gelen filanca şahsı, falanca yerin falanca şahsı... Orada yaralanan senin kardeşin; Pakistan'ın ileri gelen filanca şahsı, falanca yerin falanca şahsı...

Bu bal gibi domuzluk, başka bir şey değil! Bu bal gibi domuzluk, başka bir şey değil!

Öbür tarafta "askerî hedefi bombalıyor" filan diyor gazeteler ama buna benden haber; %100 doğru.Öbür tarafta "askerî hedefi bombalıyor" filan diyor gazeteler ama buna benden haber; %100 doğru. %99 değil, %100 doğru haber!%99 değil, %100 doğru haber! 300 tane müslüman ülkelerin muhtelif yerlerinden gelmiş olan insanın300 tane müslüman ülkelerin muhtelif yerlerinden gelmiş olan insanın toplandığı turistik bir oteli bombalıyor. toplandığı turistik bir oteli bombalıyor. Sivil hedef bir kere, ikincisi de lâlettâyin bir sivil hedef değil;Sivil hedef bir kere, ikincisi de lâlettâyin bir sivil hedef değil; öteki müslümanların davet edildiği bir yer, misafirlerin olduğu yer.öteki müslümanların davet edildiği bir yer, misafirlerin olduğu yer. Bunda bir âşikâr bir domuzluk olduğu belli.Bunda bir âşikâr bir domuzluk olduğu belli. Bunu da protesto edin! Nasıl protesto etmeniz gerekiyorsa... Bunu da protesto edin! Nasıl protesto etmeniz gerekiyorsa...

"Bizi enayi yerine koymayın, yaptığınız da hiç de söylediğiniz gibi değil!" diye söyleyin. "Bizi enayi yerine koymayın, yaptığınız da hiç de söylediğiniz gibi değil!" diye söyleyin.

Ama ben asıl şunu söylemek istiyorum ki; el-İlmü hayâtü'l-İslâm. "İlim, İslâm'ın hayatıdır." Ama ben asıl şunu söylemek istiyorum ki;

el-İlmü hayâtü'l-İslâm. "İlim, İslâm'ın hayatıdır."

İlim olmayınca hayat da gidiyor, mum gibi kendiliğinden sönüyor.İlim olmayınca hayat da gidiyor, mum gibi kendiliğinden sönüyor. Kendiliğinden sönmese de İslâm düşmanları tepesine bomba atıp söndürüyor. Kendiliğinden sönmese de İslâm düşmanları tepesine bomba atıp söndürüyor.

Allahu Teâlâ hazretleri Kur'ân-ı Kerîm'de; Allahu Teâlâ hazretleri Kur'ân-ı Kerîm'de;

Ve eıddû lehüm mesteta'tüm min kuvvetin.Ve eıddû lehüm mesteta'tüm min kuvvetin. "Gücünüz yettiğince onlara karşı silah hazırlayın." buyurmadı mı? "Gücünüz yettiğince onlara karşı silah hazırlayın." buyurmadı mı?

22 yaşındaki sarı sakallı Sultan Mehmed o zamana kadar kimsenin bilmediği topları neden yaptı?22 yaşındaki sarı sakallı Sultan Mehmed o zamana kadar kimsenin bilmediği topları neden yaptı? Hiç kimsenin bilmediği havan topunu buldu, kocaman şâhi topları döktürdü.Hiç kimsenin bilmediği havan topunu buldu, kocaman şâhi topları döktürdü. Gemileri hiç kimsenin o zamana kadar aklına gelmeyen bir şekilde bir vadiden öteki bir vadiye,Gemileri hiç kimsenin o zamana kadar aklına gelmeyen bir şekilde bir vadiden öteki bir vadiye, Haliç'e kızaklar üstünde kaydırmadı mı? Teknolojinin en ilerisini yapmadı mı? Haliç'e kızaklar üstünde kaydırmadı mı? Teknolojinin en ilerisini yapmadı mı? Sekiz-dokuz tane lisan bilmiyor muydu? Sevmiyor musun Fatih'i? Sekiz-dokuz tane lisan bilmiyor muydu? Sevmiyor musun Fatih'i?

Fatih Sultan Mehmed hadîs-i şerîfle methedilmiş bir komutan! Fatih Sultan Mehmed hadîs-i şerîfle methedilmiş bir komutan!

Niye onun gibi olamıyor şimdiki insanlar, niye ondan geri kalmışız? Niye onun gibi olamıyor şimdiki insanlar, niye ondan geri kalmışız?

el-İlmü hayâtü'l-İslâm. İlim varsa İslâm canlıdır; ilim yoksa İslâm, gözünüzü açın, gidiyor! Gider! el-İlmü hayâtü'l-İslâm. İlim varsa İslâm canlıdır; ilim yoksa İslâm, gözünüzü açın, gidiyor! Gider!

Ya alim olacaksınız ya ötekileri ilimde geçeceksiniz. Ya alim olacaksınız ya ötekileri ilimde geçeceksiniz.

Japonya da bizim gibi imiş; Avrupa ile yarışa başlamış, yetişmiş, şimdi geçiyor. Biz niye geçemeyelim? Japonya da bizim gibi imiş; Avrupa ile yarışa başlamış, yetişmiş, şimdi geçiyor. Biz niye geçemeyelim?

Biz de geçebiliriz! el-İlmü hayâtü'l-İslâm ve imâdü'l-imân. "Ve ilim, imanın direğidir." Biz de geçebiliriz!

el-İlmü hayâtü'l-İslâm ve imâdü'l-imân. "Ve ilim, imanın direğidir."

İlim bir taraftan İslâm'ın hayatıdır, bir taraftan da iman ilme dayanır. İlim olmayınca iman da çöker.İlim bir taraftan İslâm'ın hayatıdır, bir taraftan da iman ilme dayanır. İlim olmayınca iman da çöker. Müslümanlık da yok olur. Öldürürler; işte Bosna'da, Hersek'de, Kafkasya'da, Abhazya'da, Pakistan'da,Müslümanlık da yok olur. Öldürürler; işte Bosna'da, Hersek'de, Kafkasya'da, Abhazya'da, Pakistan'da, Hindistan'da acı acı misallerini görüyoruz. İslâmiyet de kalkar, imanı da insanın kendi içinde söner. Hindistan'da acı acı misallerini görüyoruz. İslâmiyet de kalkar, imanı da insanın kendi içinde söner.

Neden? İlim, imanın direğidir. Neden?

İlim, imanın direğidir.

Şimdi müftü efendi alsa seni karşısına, imtihan etse;Şimdi müftü efendi alsa seni karşısına, imtihan etse; "Sen nice zamandır bu koca camiye gelip giden tanıdığım bir hacı efendisin, otur bakalım şuraya...""Sen nice zamandır bu koca camiye gelip giden tanıdığım bir hacı efendisin, otur bakalım şuraya..." 10 tane soru sorsa; kaç tanesine cevap vereceksin? Hem de ince sorulardan sorsa?.. 10 tane soru sorsa; kaç tanesine cevap vereceksin? Hem de ince sorulardan sorsa?..

İnce meseleye cemaatin %99'u cevap veremez. İnce meseleye cemaatin %99'u cevap veremez.

O ince meselelere cevap veremediği zaman bu iman, sapasağlam imanın kalesi kalpte nasıl duracak? O ince meselelere cevap veremediği zaman bu iman, sapasağlam imanın kalesi kalpte nasıl duracak?

Onun için de ilim lazım. Demek ki tam mü'min olmak için de ilim lazım.Onun için de ilim lazım.

Demek ki tam mü'min olmak için de ilim lazım.
Cebinizde kitap lazım. İslâmiyet'in hâkim olması için de, müslümanların kavî olması için de,Cebinizde kitap lazım. İslâmiyet'in hâkim olması için de, müslümanların kavî olması için de, yeryüzünde aziz olması için de cebinde kitabın olması lazım!yeryüzünde aziz olması için de cebinde kitabın olması lazım! Kafanda ilim olması için ilme çalışmak gerekiyor. Okuduğum hadîs-i şerîfte bir de müjde var: Kafanda ilim olması için ilme çalışmak gerekiyor.

Okuduğum hadîs-i şerîfte bir de müjde var:

Ve men alleme ilmen enma'llâhu lehû ecrehû.Ve men alleme ilmen enma'llâhu lehû ecrehû. "Kim bir ilim bilirse, öğrenirse Allah onun sevabını tamam eder, çok büyük mükâfat verir." "Kim bir ilim bilirse, öğrenirse Allah onun sevabını tamam eder, çok büyük mükâfat verir."

Geceleyin kalkmak şu kadar sevap, şu namazı kılmak bu kadar sevap,Geceleyin kalkmak şu kadar sevap, şu namazı kılmak bu kadar sevap, Cuma namazı kılmak şu kadar sevap; hepsini vaiz kardeşlerimizden duyuyorsunuz, biliyorsunuz.Cuma namazı kılmak şu kadar sevap; hepsini vaiz kardeşlerimizden duyuyorsunuz, biliyorsunuz. Tamam, sevaplı olduğunu biliyorsunuz. Ama en büyük sevap ilme veriliyor! Tamam, sevaplı olduğunu biliyorsunuz. Ama en büyük sevap ilme veriliyor!

Eski büyük alimlerden birisine sormuşlar: "'Bir gün ömrün kaldı.' deseler, söyleseler ki,Eski büyük alimlerden birisine sormuşlar:

"'Bir gün ömrün kaldı.' deseler, söyleseler ki,
belli olsa ki, rüyada gördün veya başka bir şekilde gördün; 'Bir gün ömrün kaldı. belli olsa ki, rüyada gördün veya başka bir şekilde gördün; 'Bir gün ömrün kaldı. Yarın öleceksin.' deseler, ne ile meşgul olurdun? Ne yapardın? Yarın öleceksin.' deseler, ne ile meşgul olurdun? Ne yapardın? Hangi ibadeti yapardın, hangi duayı yapardın? Artık öleceksin...Hangi ibadeti yapardın, hangi duayı yapardın? Artık öleceksin... Kur'an mı okurdun, tesbih mi çekerdin, İsm-i Âzam duasını mı okurdun? Ne yapardın?"Kur'an mı okurdun, tesbih mi çekerdin, İsm-i Âzam duasını mı okurdun? Ne yapardın?" Böyle bir şey bekliyorlar. Büyük alim, bakalım en kıymetli şeyi söylesin diye sıkıştırıyorlar. Böyle bir şey bekliyorlar. Büyük alim, bakalım en kıymetli şeyi söylesin diye sıkıştırıyorlar.

"Yarın ölecek olsan ne işi yapardın?" diye sormuşlar. "İlimle meşgul olurdum." demiş. "Yarın ölecek olsan ne işi yapardın?" diye sormuşlar.

"İlimle meşgul olurdum." demiş.

Çünkü en sevap olan iş o. Çünkü en sevap olan iş o.

Yaşlı adamcağızın bir tanesi camiye gelir giderken hoca efendiye yanaşmış, demiş ki; Yaşlı adamcağızın bir tanesi camiye gelir giderken hoca efendiye yanaşmış, demiş ki;

"Bana mehâric-i hurûfu öğretir misin hocam?"Bana mehâric-i hurûfu öğretir misin hocam? Ben sana her sabah şu saatte geleyim, bana hurûfun telaffuzunu talim et." diye söylemiş. Ben sana her sabah şu saatte geleyim, bana hurûfun telaffuzunu talim et." diye söylemiş.

Birisi de şaka yapmış, hani yaşlılar birbirlerinin yaşıtı olunca şaka yapabiliyorlar.Birisi de şaka yapmış, hani yaşlılar birbirlerinin yaşıtı olunca şaka yapabiliyorlar. Gençler yapsa olmaz ama... Birisi de ona takılmış, demiş ki; Gençler yapsa olmaz ama... Birisi de ona takılmış, demiş ki;

"Yahu zaten bir ayağın çukurda, sen mehâric-i hurûfu öğrensen ne olacak öğrenmesen ne olacak?"Yahu zaten bir ayağın çukurda, sen mehâric-i hurûfu öğrensen ne olacak öğrenmesen ne olacak? Yaşlanmışsın zaten; ne imamlık yapacak hâlin var, ne vaizlik yapacak hâlin var..." Yaşlanmışsın zaten; ne imamlık yapacak hâlin var, ne vaizlik yapacak hâlin var..."

"Yaşlanmışsın, belin iki kat olmuş, ayağının birisi çukurda,"Yaşlanmışsın, belin iki kat olmuş, ayağının birisi çukurda, yarın öbür gün vefatın yakın." demek istiyor. Gayet ciddi ona cevap vermiş, hoşuma gidiyor, demiş ki; yarın öbür gün vefatın yakın." demek istiyor.

Gayet ciddi ona cevap vermiş, hoşuma gidiyor, demiş ki;

"Ayağımın çukurda olduğunu biliyorum, bunu ondan istiyorum."Ayağımın çukurda olduğunu biliyorum, bunu ondan istiyorum. İstiyorum ki ilim yolunda iken Allah benim canımı alsın!" İstiyorum ki ilim yolunda iken Allah benim canımı alsın!"

İlim yolundayken, ilme giderken, camiye giderken yolda ihtiyarcık yıkılıverdi... Nereye gidiyordu? İlim yolundayken, ilme giderken, camiye giderken yolda ihtiyarcık yıkılıverdi...

Nereye gidiyordu?

Mehâric-i hurûfu öğrenmeye... Mehâric-i hurûfu öğrenmeye...

İlim yolundayken Allah canını alsın diye, ondan... Onun da bir kurnazlığı var. İlim yolundayken Allah canını alsın diye, ondan... Onun da bir kurnazlığı var.

Muhterem kardeşlerim! Onun için kim ilim öğrenirse Allah onun ecrini, sevabını artırır. Muhterem kardeşlerim!

Onun için kim ilim öğrenirse Allah onun ecrini, sevabını artırır.

Cebinize bir kitap koyun. Ben size yetişemem ceza yazmaya ama, Allah size mükâfat versin;Cebinize bir kitap koyun. Ben size yetişemem ceza yazmaya ama, Allah size mükâfat versin; cebinizde bir cep kitabı bundan sonra olsun. Söz mü? Söz, tamam. cebinizde bir cep kitabı bundan sonra olsun.

Söz mü?

Söz, tamam.

Ve men teâlleme fe amile allemahullahu mâ lem ya' lem. Ve men teâlleme fe amile allemahullahu mâ lem ya' lem.

Efendimiz bir müjde daha veriyor, size bir iltifat daha geliyor. Buyuruyor ki: Efendimiz bir müjde daha veriyor, size bir iltifat daha geliyor.


Buyuruyor ki:

"Kim bir ilmi öğrenir de o ilmi de uygularsa, ilmiyle âmil olursa Allah ona bilmediklerini de öğretir.""Kim bir ilmi öğrenir de o ilmi de uygularsa, ilmiyle âmil olursa Allah ona bilmediklerini de öğretir." Tabi ilimden maksat ilmini uygulamak, tatbik etmek, ilmiyle âmil olmak.Tabi ilimden maksat ilmini uygulamak, tatbik etmek, ilmiyle âmil olmak. Bir insan söylediğini tutmuyorsa, nasihatine uygun yaşamıyorsa olur mu? Olmaz. İlmiyle âmil olacak. Bir insan söylediğini tutmuyorsa, nasihatine uygun yaşamıyorsa olur mu? Olmaz. İlmiyle âmil olacak. İlmiyle âmil olursa mükâfatı ne? İlmiyle âmil olursa mükâfatı ne? İnsanın bilmediği her şey olabilir de bu, maneviyatını da açar manasına geliyor.İnsanın bilmediği her şey olabilir de bu, maneviyatını da açar manasına geliyor. Gönül gözünü de açar. "Takva ehli olursanız Allah manevi şeyleri de öğretir." diye âyet-i kerimede geçiyor.Gönül gözünü de açar. "Takva ehli olursanız Allah manevi şeyleri de öğretir." diye âyet-i kerimede geçiyor. Allah insanın basiretini açar, gönül gözü açılır.Allah insanın basiretini açar, gönül gözü açılır. O zaman daha güzel şeyleri görmesi mümkün olur. Onun için ilme çalışın. O zaman daha güzel şeyleri görmesi mümkün olur. Onun için ilme çalışın.

Üçüncü hadîs-i şerîfi de Ebû Sâid el-Hudrî hazretleri rivayet etmiş. Üçüncü hadîs-i şerîfi de Ebû Sâid el-Hudrî hazretleri rivayet etmiş.

Gözünüzü kapayın, Efendimiz'in size nasihat ettiğini düşünün.Gözünüzü kapayın, Efendimiz'in size nasihat ettiğini düşünün. Hayalinizde mübarek nurdan bir selvi gibi karşınıza gelse, pırıl pırılHayalinizde mübarek nurdan bir selvi gibi karşınıza gelse, pırıl pırıl boylu boyunca gözünüzün önünde belirse de size nasihat etse, diye hayalinize getirin... boylu boyunca gözünüzün önünde belirse de size nasihat etse, diye hayalinize getirin...

Aleyke bi-takvallâhi buyurmuş; "Sana takvâyı tavsiye ederim." Aleyke bi-takvallâhi buyurmuş; "Sana takvâyı tavsiye ederim."

Yani size, yani bize, hepimize Resûlullah takvâyı tavsiye ediyor ve buyuruyor ki; Yani size, yani bize, hepimize Resûlullah takvâyı tavsiye ediyor ve buyuruyor ki;

Fe-innehû cimâu külli hayr.Fe-innehû cimâu külli hayr. "Çünkü takvâ her hayrı sinesinde toplayan, içinde ihtivâ eden bir vasıftır." "Çünkü takvâ her hayrı sinesinde toplayan, içinde ihtivâ eden bir vasıftır."

Takvâlı oldun mu oh...Takvâlı oldun mu oh... Bir çanta aldın, bir bavul aldın, evine getirdin, içinde ne olduğunu bilmiyorsun ama her şey var! Bir çanta aldın, bir bavul aldın, evine getirdin, içinde ne olduğunu bilmiyorsun ama her şey var! Takvâ bu. Takvânın içinde her hayır var. Takvâ ne demek? Takvâ bu. Takvânın içinde her hayır var.

Takvâ ne demek?

"Sakınmak, çekinmek, titizlenmek, dikkatli olmak" demek. "Sakınmak, çekinmek, titizlenmek, dikkatli olmak" demek.

Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem takvâyı tavsiye ediyor. Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem takvâyı tavsiye ediyor.

O halde nasıl müslüman olacağız? Titiz müslüman olacağız. Sakınan müslüman olacağız.O halde nasıl müslüman olacağız?

Titiz müslüman olacağız. Sakınan müslüman olacağız.
Attığımız adımı, söylediğimiz sözü, yaptığımız işi ölçüp biçip düşünen müslüman olacağız. Attığımız adımı, söylediğimiz sözü, yaptığımız işi ölçüp biçip düşünen müslüman olacağız.

"Bir söz söyledim ama pişman oldum." Olmadı."Bir söz söyledim ama pişman oldum."

Olmadı.
Önceden düşünseydin, takvâ ehli olsaydın, söylemeseydin, günaha girmeseydin. Önceden düşünseydin, takvâ ehli olsaydın, söylemeseydin, günaha girmeseydin.

"Bir iş yaptım ama hay Allah, pişman oldum!" Yapmayacaktın."Bir iş yaptım ama hay Allah, pişman oldum!"

Yapmayacaktın.
Önceden düşünecektin, günah olan işten vazgeçecektin, sevap olan işi yapacaktın. Önceden düşünecektin, günah olan işten vazgeçecektin, sevap olan işi yapacaktın.

Takvâ, dikenli bir tarlada ayağına diken batmasın, üstünü dikenler yırtmasın diye yürümek gibidir. Takvâ, dikenli bir tarlada ayağına diken batmasın, üstünü dikenler yırtmasın diye yürümek gibidir.

Bu dünya hayatının âhirete doğru giden yolu çok dikenlidir!Bu dünya hayatının âhirete doğru giden yolu çok dikenlidir! Bastığın yere dikkat etmeden yürürsen ayağına dikenler batar, kanatırsın, ayağını sakatlarsın,Bastığın yere dikkat etmeden yürürsen ayağına dikenler batar, kanatırsın, ayağını sakatlarsın, elbiseni pantolununu dikenler yırtar, üstün parça parça olur, rezil olursun. Peki nasıl olacak? elbiseni pantolununu dikenler yırtar, üstün parça parça olur, rezil olursun.

Peki nasıl olacak?

Her yaptığın şeyde Allah'tan korkacaksın. Takvâ ehli olacaksın. Düşüne taşına yapacaksın.Her yaptığın şeyde Allah'tan korkacaksın. Takvâ ehli olacaksın. Düşüne taşına yapacaksın. Söyleyeceğin söz uygun değilse söylemeyeceksin, yutacaksın. Yapacağın iş günahsa yapmayacaksın. Söyleyeceğin söz uygun değilse söylemeyeceksin, yutacaksın. Yapacağın iş günahsa yapmayacaksın.

Derler ki; "Hocam işte ibadet yapıyorum, tesbih çekiyorum da zevkine varamıyorum, tadı yok.Derler ki;

"Hocam işte ibadet yapıyorum, tesbih çekiyorum da zevkine varamıyorum, tadı yok.
Yaptığım ibadetlerden bir tat alamıyorum. Neden?" Günahtan, muhterem kardeşlerim! Yaptığım ibadetlerden bir tat alamıyorum. Neden?"

Günahtan, muhterem kardeşlerim!

Günaha daldı mı, günah yaptı mı insan, ibadetin bile tadı kalmaz. Ağzının tadı kalmaz.Günaha daldı mı, günah yaptı mı insan, ibadetin bile tadı kalmaz. Ağzının tadı kalmaz. Müslümanlıktan bir zevk almamaya başlar. Müslümanlıktan bir zevk almamaya başlar.

Müslümanlıktan zevk almak için, havalarda uçmak için, bulutlarda gezmek için,Müslümanlıktan zevk almak için, havalarda uçmak için, bulutlarda gezmek için, yüzünden tebessümün eksik olmaması için insanın haramlardan kaçınacak bir iradesi olması lazım! yüzünden tebessümün eksik olmaması için insanın haramlardan kaçınacak bir iradesi olması lazım! Bir günahtan kaçındı mı, Allah onun ağzına çok büyük bir iman lezzeti ve ibadet zevki verir. Bir günahtan kaçındı mı, Allah onun ağzına çok büyük bir iman lezzeti ve ibadet zevki verir. Bunu hiç unutmayın! Bunu hiç unutmayın!

Günahtan kaçının, harama bakmayın, haram işi yapmayın. Günahtan kaçının, harama bakmayın, haram işi yapmayın. Zor gelse de yapmayın ki Allah arkasından çok büyük bir zevk verecek. Zor gelse de yapmayın ki Allah arkasından çok büyük bir zevk verecek. Çok büyük bir keyif olacak, çok büyük bir hâlet-i ruhiye hâsıl olacak.Çok büyük bir keyif olacak, çok büyük bir hâlet-i ruhiye hâsıl olacak. Takvâyı öğrenin. Takvâ böyle kolayca anlatılan bir şey değil.Takvâyı öğrenin. Takvâ böyle kolayca anlatılan bir şey değil. Bunu İmam Gazzâlî'nin İhya'u Ulum'id-din'ini açın öğrenin.Bunu İmam Gazzâlî'nin İhya'u Ulum'id-din'ini açın öğrenin. Kitapları açın, okuyun, takvanın ne olduğunu öğrenin. Kitapları açın, okuyun, takvanın ne olduğunu öğrenin.

Ve aleyke bil cihad. Ve aleyke bil cihad.

Peygamber Efendimiz; "Sana cihadı da tavsiye ederim." buyurmuş. Peygamber Efendimiz; "Sana cihadı da tavsiye ederim." buyurmuş.

Fe-innehû rehbâniyyetü'l-müslimîn.Fe-innehû rehbâniyyetü'l-müslimîn. "Çünkü müslümanların ruhbanlığı işte budur!" buyurmuş. "Çünkü müslümanların ruhbanlığı işte budur!" buyurmuş.

Müslüman dağ başına çekilip evlenmekten, zürriyetten kesilip bir kenarda köşede beklemez! Müslüman dağ başına çekilip evlenmekten, zürriyetten kesilip bir kenarda köşede beklemez!

Tasavvufu tenkit ediyorlar ya şimdi; "Tasavvuf miskinliktir, bir kenara çekilmektir..." Tasavvufu tenkit ediyorlar ya şimdi;

"Tasavvuf miskinliktir, bir kenara çekilmektir..."

Ben onlara gülüyorum. Yahu siz hıristiyan mistisizmini söylüyorsunuz.Ben onlara gülüyorum. Yahu siz hıristiyan mistisizmini söylüyorsunuz. O hıristiyanların mistisizmi öyledir.O hıristiyanların mistisizmi öyledir. Evet dağ başına çekilirlermiş, manastırlara kapanırlarmış, ibadet ederlermiş. Evet dağ başına çekilirlermiş, manastırlara kapanırlarmış, ibadet ederlermiş.

Müslümanın mutasavvıfı, mistiği yerinde durmaz, cıva gibidir! Şeyh Şamil gibidir! Müslümanın mutasavvıfı, mistiği yerinde durmaz, cıva gibidir! Şeyh Şamil gibidir!

Müslümanın mistiği, mutasavvıfı nasıldır? Şeyh Şamil gibidir! Sen hıristiyanlarla karıştırma.Müslümanın mistiği, mutasavvıfı nasıldır?

Şeyh Şamil gibidir!

Sen hıristiyanlarla karıştırma.
Şap da şeker de birbirine benzer ama birisi insanı zehirler, ötekisi ağzı tatlandırır.Şap da şeker de birbirine benzer ama birisi insanı zehirler, ötekisi ağzı tatlandırır. Öyle dış görünüşten ikisinin de mistik olduğuna aldanma. Öyle dış görünüşten ikisinin de mistik olduğuna aldanma.

Bu ümmetin ruhbanlığı öyle dağ başlarına çekilmek, evlenmeyi kendisine yasak etmek, vesaire değildir. Bu ümmetin ruhbanlığı öyle dağ başlarına çekilmek, evlenmeyi kendisine yasak etmek, vesaire değildir.

Nedir? Cihat etmektir. Nasıl cihat etmek? Nedir?

Cihat etmektir.

Nasıl cihat etmek?

Nefsinin arzularına karşı cihat etmek, düşmanın hücumlarına karşı cihat etmek,Nefsinin arzularına karşı cihat etmek, düşmanın hücumlarına karşı cihat etmek, İslâm'ın karşısına çıkan engelleri yıkmak için çalışmak, çabalamak, para vermek,İslâm'ın karşısına çıkan engelleri yıkmak için çalışmak, çabalamak, para vermek, malı ile canı ile gayretli insan olmak. Çünkü bunun büyük sevabı var. malı ile canı ile gayretli insan olmak. Çünkü bunun büyük sevabı var. Çünkü bunun sayesinde din ayakta duruyor. Bunun sayesinde müslümanlar rahat yaşıyorlar.Çünkü bunun sayesinde din ayakta duruyor. Bunun sayesinde müslümanlar rahat yaşıyorlar. Bunlar sayesinde düşman müslümanlara yan bakamıyor, huzur içinde yaşanıyor. Bunlar sayesinde düşman müslümanlara yan bakamıyor, huzur içinde yaşanıyor.

Şimdi Bosna-Hersek'teki kardeşlerimiz camiye böyle gelebiliyor mu?Şimdi Bosna-Hersek'teki kardeşlerimiz camiye böyle gelebiliyor mu? Miraç kandilini böyle kutlayabildiler mi? Kandil günü oruç tutabildiler mi? Miraç kandilini böyle kutlayabildiler mi? Kandil günü oruç tutabildiler mi? İbadetlerini yapabiliyorlar mı? Tesbihlerini çekebiliyor mu? Çok zor! Neden? İbadetlerini yapabiliyorlar mı? Tesbihlerini çekebiliyor mu?

Çok zor!

Neden?

Harp var, darp var, düşman var, hücum var. Harp var, darp var, düşman var, hücum var.

Demek ki onların olmaması için önceden tedbir olacaktı ki... Demek ki onların olmaması için önceden tedbir olacaktı ki...

Olmuyorsa, biz bu memlekette camide toplanabilmişsek, rahatsak, karnımız tok sırtımız pek ise,Olmuyorsa, biz bu memlekette camide toplanabilmişsek, rahatsak, karnımız tok sırtımız pek ise, demek ki hazır olmanın büyük faydası var! Onun için Peygamber Efendimiz buyurmuş ki; demek ki hazır olmanın büyük faydası var!

Onun için Peygamber Efendimiz buyurmuş ki;

"Hudutlarda bekleyen insanın gözüne cehennem ateşi değmeyecek." Neden? "Hudutlarda bekleyen insanın gözüne cehennem ateşi değmeyecek."

Neden?

Onun sayesinde içerideki huzur içinde yaşıyor.Onun sayesinde içerideki huzur içinde yaşıyor. Ötekinin huzur içinde yaşamasına, ibadetine vesile olduğu için berikisi sevap alıyor. Ötekinin huzur içinde yaşamasına, ibadetine vesile olduğu için berikisi sevap alıyor.

O bakımdan, cihadın her çeşidine karşı hassas olacaksınız,O bakımdan, cihadın her çeşidine karşı hassas olacaksınız, muhabbetli olacaksınız ve her çeşidini yapacaksınız. muhabbetli olacaksınız ve her çeşidini yapacaksınız.

Nefsinizle cihat, cihâd-ı ekber; nefsin arzularını yerine getirmeyeceksiniz.Nefsinizle cihat, cihâd-ı ekber; nefsin arzularını yerine getirmeyeceksiniz. Aklın ve dinin arzularına göre hayatınızı tanzim edeceksiniz. Düşmana karşı hazırlıklı olacaksınız.Aklın ve dinin arzularına göre hayatınızı tanzim edeceksiniz. Düşmana karşı hazırlıklı olacaksınız. Gerektiği zaman İstiklal harbinde olduğu gibi çarpışacaksınız. "Ölmek var, dönmek yok.Gerektiği zaman İstiklal harbinde olduğu gibi çarpışacaksınız. "Ölmek var, dönmek yok. Ölürsem şehidim, kalırsam gaziyim." diye bir gül bahçesine girercesine müslüman icabında canını verecek. Ölürsem şehidim, kalırsam gaziyim." diye bir gül bahçesine girercesine müslüman icabında canını verecek.

Demek ki Peygamber Efendimiz önce takvâyı tavsiye etmiş, bir. Ondan sonra cihadı tavsiye etmiş, iki. Demek ki Peygamber Efendimiz önce takvâyı tavsiye etmiş, bir. Ondan sonra cihadı tavsiye etmiş, iki.

Üçüncüsü; ve aleyke bi-zikrillâhi ve tilâveti kitâbillâhi.Üçüncüsü; ve aleyke bi-zikrillâhi ve tilâveti kitâbillâhi. "Ve senin boynuna yine vazife olsun; Allah'ı zikretmek ve Allah'ın kitabını tilavet etmek, okumak." "Ve senin boynuna yine vazife olsun; Allah'ı zikretmek ve Allah'ın kitabını tilavet etmek, okumak."

Bunu da vazife olarak veriyor. Bunu da vazife olarak veriyor.

Zikri yapıyorsunuzdur ama onu belki az yapıyorsunuzdur, az yapıyoruzdur.Zikri yapıyorsunuzdur ama onu belki az yapıyorsunuzdur, az yapıyoruzdur. Hani namazlardan sonra 33 sübhanallah, 33 elhamdülillah, 33 Allahu ekber değil; Hani namazlardan sonra 33 sübhanallah, 33 elhamdülillah, 33 Allahu ekber değil;

Yâ eyyühe'llezîne âmenû'zküru'llâhe zikran kesîrâ... Ve'z-zâkirîna'llâhe kesîran ve'z-zâkirât... Yâ eyyühe'llezîne âmenû'zküru'llâhe zikran kesîrâ...

Ve'z-zâkirîna'llâhe kesîran ve'z-zâkirât...

Çok zikretmek lazım! Çok zikretmek lazım!

"Her ağacın, her taşın, her toprağın yanında zikredin." diyor Peygamber Efendimiz. "Her ağacın, her taşın, her toprağın yanında zikredin." diyor Peygamber Efendimiz.

Müslümanın dili çok zikirli olacak, kalbi çok zikirli olacak. Müslüman çok Allah diyen,Müslümanın dili çok zikirli olacak, kalbi çok zikirli olacak. Müslüman çok Allah diyen, çok lâ ilâhe illallah diyen bir insan olacak. Onun için zikrullah önemli. çok lâ ilâhe illallah diyen bir insan olacak. Onun için zikrullah önemli.

Bunu belki içinizde derviş olanlar yapıyordur. Az yapanlar çoğaltsın. Bunu belki içinizde derviş olanlar yapıyordur. Az yapanlar çoğaltsın.

Benden size yâdigâr ve vazife olsun: Benden size yâdigâr ve vazife olsun:

Her biriniz, yapmıyorsanız günde en aşağı 100 estağfirullah çekin, hadîs-i şerîfte var.Her biriniz, yapmıyorsanız günde en aşağı 100 estağfirullah çekin, hadîs-i şerîfte var. 100 lâ ilâhe illallah çekin, hadîs-i şerîfte var. 100 defa, 1000 defa Allah Allah deyin.100 lâ ilâhe illallah çekin, hadîs-i şerîfte var. 100 defa, 1000 defa Allah Allah deyin. 100 defa salavât-ı şerîfe getirin. 100 defa da Kulhüvallâhuehad'ı okuyun. 100 defa salavât-ı şerîfe getirin. 100 defa da Kulhüvallâhuehad'ı okuyun.

Beş tane hatıra benden size, bu kürsüden yâdigâr olsun. Bunlar zaten ders-i teberrüktür.Beş tane hatıra benden size, bu kürsüden yâdigâr olsun. Bunlar zaten ders-i teberrüktür. Zikir vazifeniz böylece yapılmış olsun. Ve tilâveti kitâbillâhi. "Allah'ın kitabını okuyun." Zikir vazifeniz böylece yapılmış olsun.

Ve tilâveti kitâbillâhi. "Allah'ın kitabını okuyun."

Allah'ın kitabı, size Allah'ın hitabı demektir. Allah'ın size mektubu demektir.Allah'ın kitabı, size Allah'ın hitabı demektir. Allah'ın size mektubu demektir. Allah'tan size mektup gelmiş gibi düşünün. "Ne yazmış acaba, ne istemiş Rabbim benden?" diye Allah'tan size mektup gelmiş gibi düşünün. "Ne yazmış acaba, ne istemiş Rabbim benden?" diye şu kitabı mânasını anlayarak okuyun. Mânasını anlayacak hoca bulun. şu kitabı mânasını anlayarak okuyun. Mânasını anlayacak hoca bulun. Mânasını anlayacak hocalardan rica edin; "Hocam, şu kitabı yıllar yılı okuyuruz, Mânasını anlayacak hocalardan rica edin; "Hocam, şu kitabı yıllar yılı okuyuruz, sakalımıza ak düştü, belimiz büküldü, ihtiyarlık hâli belirdi; şu kitabı bize başından sonuna anlat!sakalımıza ak düştü, belimiz büküldü, ihtiyarlık hâli belirdi; şu kitabı bize başından sonuna anlat! Mübarek ağzını seveyim, kurbanın olayım; şunu bize bir anlat!" diye, Kur'ân-ı Kerîm'i öğrenin, öğretin. Mübarek ağzını seveyim, kurbanın olayım; şunu bize bir anlat!" diye, Kur'ân-ı Kerîm'i öğrenin, öğretin. Çünkü Allah'ın emirleri yasakları, rızası burada. Çünkü Allah'ın emirleri yasakları, rızası burada. Bu, Allah'ın kurtuluş ipidir; Kur'an'a sarılan kurtulacak, Kur'an'dan ayrılan helâk olur. Bu, Allah'ın kurtuluş ipidir; Kur'an'a sarılan kurtulacak, Kur'an'dan ayrılan helâk olur.

Okuyoruz, mânasını bilmiyoruz! Okuyoruz, mânasını bilmiyoruz!

Orada da hoşuma giden bir şey oldu. Onu her yerde söylüyorum. Size de söyleyeceğim. Orada da hoşuma giden bir şey oldu. Onu her yerde söylüyorum. Size de söyleyeceğim.

Sevgili kardeşlerim! Sevgili kardeşlerim!

Peygamber Efendimiz'in hanımları bizim neyimiz? Annelerimiz. Nereden belli? Peygamber Efendimiz'in hanımları bizim neyimiz?

Annelerimiz.

Nereden belli?

Kur'ân-ı Kerîm'de Allah buyuruyor ki; Kur'ân-ı Kerîm'de Allah buyuruyor ki;

Ve ezvâcühû ümmehâtühüm. "Onun zevceleri sizin analarınızdır." diyor.Ve ezvâcühû ümmehâtühüm. "Onun zevceleri sizin analarınızdır." diyor. Allah celle celâlühû buyuruyor. O halde Arapça bizim neyimiz? Anadilimiz! Allah celle celâlühû buyuruyor.

O halde Arapça bizim neyimiz?

Anadilimiz!

İnsan anadilini bilmez mi ya? Hepiniz anadilinizi öğreneceksiniz!İnsan anadilini bilmez mi ya?

Hepiniz anadilinizi öğreneceksiniz!
İngilizce'yi nasıl biliyorsunuz, turist geldiği zaman welcome diyorsunuz,İngilizce'yi nasıl biliyorsunuz, turist geldiği zaman welcome diyorsunuz, how are you? diyorsunuz, thank you diyorsunuz. Kıvırttıkça da kelimeleri hoşunuza gidiyor... how are you? diyorsunuz, thank you diyorsunuz. Kıvırttıkça da kelimeleri hoşunuza gidiyor... Gençler biliyorum, zevk alıyorlar... Tamam, iyi güzel; ama anadilinizi de öğrenin.Gençler biliyorum, zevk alıyorlar... Tamam, iyi güzel; ama anadilinizi de öğrenin. Analarınızla sonra cennette nasıl konuşacaksınız? Anadilinizi de öğrenin. Bunu neden söylüyorum? Analarınızla sonra cennette nasıl konuşacaksınız?

Anadilinizi de öğrenin.

Bunu neden söylüyorum?

Anadilini öğrenirseniz Kur'ân-ı Kerîm'i iyi anlarsınız.Anadilini öğrenirseniz Kur'ân-ı Kerîm'i iyi anlarsınız. Arapça'yı öğrenince Kur'ân-ı Kerîm'i iyi anlarsınız. Dinlemezseniz anlamazsınız. Arapça'yı öğrenince Kur'ân-ı Kerîm'i iyi anlarsınız. Dinlemezseniz anlamazsınız.

Hoca efendi geliyor, nikâh kıyılacak bir yerde, bir âyet-i kerîme okuyor; ölümle ilgili!Hoca efendi geliyor, nikâh kıyılacak bir yerde, bir âyet-i kerîme okuyor; ölümle ilgili! Vefat olan yerde geliyor bir âyet-i kerîme okuyor...Vefat olan yerde geliyor bir âyet-i kerîme okuyor... Mânası bilinmeyince terslikler de oluyor, yanlış oluyor, Mânası bilinmeyince terslikler de oluyor, yanlış oluyor, Keloğlan'ın masalındaki gibi ters işler de oluyor. Keloğlan'ın masalındaki gibi ters işler de oluyor.

Allah'ın kelâmını hem okuyacaksınız hem de anadilini öğreneceksiniz. Allah'ın kelâmını hem okuyacaksınız hem de anadilini öğreneceksiniz.

Hapı yuttunuz bu akşam siz... Bu camiye geldiniz, benim önüme kısıldınız, yakalandınız. Hapı yuttunuz bu akşam siz... Bu camiye geldiniz, benim önüme kısıldınız, yakalandınız.

Bundan sonra cebinizde kitap taşıyacaksınız. Bundan sonra cebinizde kitap taşıyacaksınız.

Her gün 100 estağfirullah, 100 lâ ilâhe illallah, 100 Allah, 100 salavât-ı şerîfe,Her gün 100 estağfirullah, 100 lâ ilâhe illallah, 100 Allah, 100 salavât-ı şerîfe, 100 Kulhüvallah'ı okuyacaksınız. Üstelik Kur'ân-ı Kerîm'i öğreneceksiniz. 100 Kulhüvallah'ı okuyacaksınız.

Üstelik Kur'ân-ı Kerîm'i öğreneceksiniz.

Üstelik bir de anadil diye Arapça'yı öğreneceksiniz. Hapı yuttuğunuzun resmidir.Üstelik bir de anadil diye Arapça'yı öğreneceksiniz.

Hapı yuttuğunuzun resmidir.
Çek bunların hepsinin resmini, hapı yuttuklarının resmi girsin [makinenin] içine... Çek bunların hepsinin resmini, hapı yuttuklarının resmi girsin [makinenin] içine...

Fe-innehû nûrun leke fi'l-ardi ve zikrün leke fi's-semâ'. Fe-innehû nûrun leke fi'l-ardi ve zikrün leke fi's-semâ'.

Peygamber Efendimiz nasıl methediyor, muhterem kardeşlerim, şaka bir tarafa; Peygamber Efendimiz nasıl methediyor, muhterem kardeşlerim, şaka bir tarafa;

"Allah'ın zikrini çok yapın ve Allah'ın kelâmını çok okuyun. Çünkü bu;" "Allah'ın zikrini çok yapın ve Allah'ın kelâmını çok okuyun. Çünkü bu;"

Nûrun leke fi'l-ardi. "Yeryüzünde sana nur olur." Ve zikrün leke fi's-semâ'.Nûrun leke fi'l-ardi. "Yeryüzünde sana nur olur." Ve zikrün leke fi's-semâ'. "Gökyüzünde senin nâmın yürür." diyor. Yeryüzünde nur olması ne demek? "Gökyüzünde senin nâmın yürür." diyor.

Yeryüzünde nur olması ne demek?

Karanlıkta insan yol yürüyemez.Karanlıkta insan yol yürüyemez. Kur'ân-ı Kerîm insanın yolunu gösterir, nurlu yolda insan yürür, Allah'ın istediği yolda yürür. Kur'ân-ı Kerîm insanın yolunu gösterir, nurlu yolda insan yürür, Allah'ın istediği yolda yürür. Bunu okuyunca yürür. Bunun yolunda gidince yolu nurlanır.Bunu okuyunca yürür. Bunun yolunda gidince yolu nurlanır. Yüzüne de nur gelir, kalbine de nur gelir, evine de nur gelir, işine de nur gelir,Yüzüne de nur gelir, kalbine de nur gelir, evine de nur gelir, işine de nur gelir, dünyasına da nur gelir, kabrine de nur gelir. Yeryüzünde nur olur. dünyasına da nur gelir, kabrine de nur gelir. Yeryüzünde nur olur.

Gökyüzünde de Allah'ın meleklerinin yanında itibarı artar, nâmı yürür. Gökyüzünde de Allah'ın meleklerinin yanında itibarı artar, nâmı yürür.

Çünkü Allah kulunu zikreder. Bir kul aşağıda Allah'ı "Allah Allah" diye zikredince;Çünkü Allah kulunu zikreder. Bir kul aşağıda Allah'ı "Allah Allah" diye zikredince; "Fezkürûni ezkürküm" Allah da daha hayırlı bir topluluğa karşı o kulu zikreder."Fezkürûni ezkürküm" Allah da daha hayırlı bir topluluğa karşı o kulu zikreder. Muhterem kardeşlerim! Allah tarafından zikredilmek insanın gözlerini yaşartır, tüylerini diken diken eder. Muhterem kardeşlerim! Allah tarafından zikredilmek insanın gözlerini yaşartır, tüylerini diken diken eder.

Peygamber Efendimiz, Ebû Bekir Sıddîk Efendimiz'e dedi ki; Peygamber Efendimiz, Ebû Bekir Sıddîk Efendimiz'e dedi ki;

"Cebrail geldi, Allah'tan sana selamlar getiriyor." deyince"Cebrail geldi, Allah'tan sana selamlar getiriyor." deyince Ebû Bekr-i Sıddîk Efendimiz'in gözleri doldu.Ebû Bekr-i Sıddîk Efendimiz'in gözleri doldu. "Rabbim benim adımı andı mı, bana selam mı söylüyor?!" diye ağlamaya başladı. "Rabbim benim adımı andı mı, bana selam mı söylüyor?!" diye ağlamaya başladı.

Bu çok büyük bir şereftir. Bu çok büyük bir şereftir.

Onun için, zikrullahı, söylediğim beş zikri yapın ve Kur'ân-ı Kerîm'i okuyun.Onun için, zikrullahı, söylediğim beş zikri yapın ve Kur'ân-ı Kerîm'i okuyun. Çünkü yeryüzünde nurlanacaksınız. Gökte Allah sizi meleklerine methedecek;Çünkü yeryüzünde nurlanacaksınız. Gökte Allah sizi meleklerine methedecek; "Bak kullarıma, görüyor musunuz nasıl zikirde, nasıl Kur'ân-ı Kerîm yolunda, "Bak kullarıma, görüyor musunuz nasıl zikirde, nasıl Kur'ân-ı Kerîm yolunda, nasıl Kur'an'a sarılmışlar!" diye Allah tarafından sevilen, methedilen kullar olacaksınız. nasıl Kur'an'a sarılmışlar!" diye Allah tarafından sevilen, methedilen kullar olacaksınız.

Vahsim lisâneke illa min hayrin. "Dilini ağzının içinde sakla ancak hayır konuş."Vahsim lisâneke illa min hayrin.

"Dilini ağzının içinde sakla ancak hayır konuş."
Hayırdan başka bir şey oldu mu bu kapı kapansın, dil içeriye girsin, mahpus kalsın. Hayırdan başka bir şey oldu mu bu kapı kapansın, dil içeriye girsin, mahpus kalsın. Hazineye bir şeyin tıkıldığı gibi tıkılsın. Hayır hariç ağzını kapat, dilini ağzına tık. Hazineye bir şeyin tıkıldığı gibi tıkılsın. Hayır hariç ağzını kapat, dilini ağzına tık.

Fe-inneke bi-zâlike tağlibu'ş-şeytân. "Çünkü şeytanı böyle yenebilirsin."Fe-inneke bi-zâlike tağlibu'ş-şeytân.

"Çünkü şeytanı böyle yenebilirsin."
Diline hâkim olarak yenebilirsin.Diline hâkim olarak yenebilirsin. Diline hâkim olmadın mı, şeytan seni tuzağa düşürür, çok konuşturur,Diline hâkim olmadın mı, şeytan seni tuzağa düşürür, çok konuşturur, yalan söylettirir, yalancı şahitlik yaptırır, küfür ettirir, şarkı söylettirir, gevezelik ettirir,yalan söylettirir, yalancı şahitlik yaptırır, küfür ettirir, şarkı söylettirir, gevezelik ettirir, malayani konuşturur, günah olacak şeyler, insanın vebal altında kalmasınamalayani konuşturur, günah olacak şeyler, insanın vebal altında kalmasına sebep olacak şeyler söylettirir. Şeytan seni yener. sebep olacak şeyler söylettirir. Şeytan seni yener.

Şeytana galip olmak için ne yapmak lazım? Diline sahip olmak lazım. Şeytana galip olmak için ne yapmak lazım?

Diline sahip olmak lazım.

Özetleyelim: Özetleyelim:

Bir; tevbe ayındayız, acele tevbe edin. Allah ömür versin ama bakarsın ölürsünüz.Bir; tevbe ayındayız, acele tevbe edin. Allah ömür versin ama bakarsın ölürsünüz. Ölüme hazırlıklı olun, tevbeli olun. Cenâb-ı Hakk'ın yoluna girin.Ölüme hazırlıklı olun, tevbeli olun. Cenâb-ı Hakk'ın yoluna girin. Eğri yolu bırakın, doğru yolda yürüyün. Eğri yolu bırakın, doğru yolda yürüyün.

İkincisi; İslâm'ın hayatı ilimle olduğundan, ilim öğrenin.İkincisi; İslâm'ın hayatı ilimle olduğundan, ilim öğrenin. Cebinize bir kitap gezdirin, hiçbir zamanınızı boş geçirmeyin. Çoluk çoğununuzla da kitap okuyun.Cebinize bir kitap gezdirin, hiçbir zamanınızı boş geçirmeyin. Çoluk çoğununuzla da kitap okuyun. Evde de kitap okuyun, yolda da kitap okuyun, işyerinde de müşteri gelmediği zaman kitap okuyun. Evde de kitap okuyun, yolda da kitap okuyun, işyerinde de müşteri gelmediği zaman kitap okuyun. Tezgahta beklerken, tezgahın üstüne kitabı açın, müşteri gelince kalkarsınız, koyarsınız,Tezgahta beklerken, tezgahın üstüne kitabı açın, müşteri gelince kalkarsınız, koyarsınız, kapatırsınız ama gittikten sonra yine okursunuz. İlim öğrenin. kapatırsınız ama gittikten sonra yine okursunuz. İlim öğrenin. Çünkü ilim, İslâmiyet'in canıdır, hayatıdır, imanın da direğidir.Çünkü ilim, İslâmiyet'in canıdır, hayatıdır, imanın da direğidir. İmanın ayakta kalması için, İslâm'ın muzaffer olması için bu şart. İmanın ayakta kalması için, İslâm'ın muzaffer olması için bu şart.

Ondan sonra Peygamber Efendimiz'in birkaç nasihatini ihtivâ eden bir hadîs-i şerîfini okuduk. Ondan sonra Peygamber Efendimiz'in birkaç nasihatini ihtivâ eden bir hadîs-i şerîfini okuduk.

"Sana takvâyı tavsiye ederim çünkü bu her hayrı içinde toplayan bir güzel vasıftır." Bir. "Sana takvâyı tavsiye ederim çünkü bu her hayrı içinde toplayan bir güzel vasıftır." Bir.

Ve aleyke bi'l-cihâdi ve innehû rahbâniyyetü'l-müslimîn.Ve aleyke bi'l-cihâdi ve innehû rahbâniyyetü'l-müslimîn. "Sana cihat etmeyi tavsiye ederim çünkü müslümanların ruhbanlığı budur." "Sana cihat etmeyi tavsiye ederim çünkü müslümanların ruhbanlığı budur."

Nefsinle de cihat et, düşmanla da cihat et; canını vererek de cihat et, malını vererek de cihat et.Nefsinle de cihat et, düşmanla da cihat et; canını vererek de cihat et, malını vererek de cihat et. Canınla malınla, her türlü imkân ve müktesebâtınla cihatta ol. İki. Canınla malınla, her türlü imkân ve müktesebâtınla cihatta ol. İki.

Ve aleyke bi-zikrillâhi. "Zikrullaha müdâvim ol." Beş zikri yapacaksınız: Ve aleyke bi-zikrillâhi. "Zikrullaha müdâvim ol."

Beş zikri yapacaksınız:

100 estağfirullah, 100 lâ ilâhe illallah, 100 Allah, 100 salavât-ı şerîfe,100 estağfirullah, 100 lâ ilâhe illallah, 100 Allah, 100 salavât-ı şerîfe, 100 Kulhüvallâhuehad her gün vazifeniz olsun. 100 Kulhüvallâhuehad her gün vazifeniz olsun.

Dördüncüsü; ve tilâveti kitâbillâhi. Kur'ân-ı Kerîm'i çok okuyacaksınız. Her gün okuyacaksınız.Dördüncüsü; ve tilâveti kitâbillâhi. Kur'ân-ı Kerîm'i çok okuyacaksınız. Her gün okuyacaksınız. Her gün bir parçasını okuyup ilerleyeceksiniz.Her gün bir parçasını okuyup ilerleyeceksiniz. Her gün ya bir aşir okuyun, ya bir sayfa okuyun, ya hızlı gidebiliyorsanız bir cüz okuyunHer gün ya bir aşir okuyun, ya bir sayfa okuyun, ya hızlı gidebiliyorsanız bir cüz okuyun veyahut daha hızlı gidebiliyorsanız biraz daha hızlı okuyun. veyahut daha hızlı gidebiliyorsanız biraz daha hızlı okuyun. Ama her gün Kur'ân-ı Kerîm'le bir sohbetiniz, bir başbaşa olmanız olsun.Ama her gün Kur'ân-ı Kerîm'le bir sohbetiniz, bir başbaşa olmanız olsun. Bir de sadece okumayın, mânasını da bilmek lazım. Bir hocaya mânasını size anlatsın diye rica edin.Bir de sadece okumayın, mânasını da bilmek lazım. Bir hocaya mânasını size anlatsın diye rica edin. Bir de anadiliniz olan Arapça'yı öğrenmeye başlayın.Bir de anadiliniz olan Arapça'yı öğrenmeye başlayın. Çünkü zikretmek ve Kur'an-ı Kerîm okumak, insan için yeryüzünde nurdurÇünkü zikretmek ve Kur'an-ı Kerîm okumak, insan için yeryüzünde nurdur ve gökyüzünde nâmının yürümesi için güzel bir hayırla zikredilmesi vesilesidir.ve gökyüzünde nâmının yürümesi için güzel bir hayırla zikredilmesi vesilesidir. Kabri, kabri, aklı, evi, yüzü, her şeyi nurlanır. Kabri, kabri, aklı, evi, yüzü, her şeyi nurlanır.

Dördüncüsü bu. Beşincisi de, dilini tutmak. Bu da hatırda kalır. Dördüncüsü bu.

Beşincisi de, dilini tutmak. Bu da hatırda kalır.

Beş tane. Bu da hatırda kalır; beş tane zikir de hatırda kalır, beş tane tavsiye de hatırda kalır.Beş tane. Bu da hatırda kalır; beş tane zikir de hatırda kalır, beş tane tavsiye de hatırda kalır. İki defa söyledim. Allah celle celâlühû şu konuşmalarımızı hayra vesile eylesin.İki defa söyledim.

Allah celle celâlühû şu konuşmalarımızı hayra vesile eylesin.
Rızasını kazanmanızı nasip eylesin. Ömrünüzü Allah'ın rızasına uygun geçirmenizi nasip eylesin.Rızasını kazanmanızı nasip eylesin. Ömrünüzü Allah'ın rızasına uygun geçirmenizi nasip eylesin. Hepinize sıhhat versin, âfiyet versin, helal bol hayırlı para versin.Hepinize sıhhat versin, âfiyet versin, helal bol hayırlı para versin. O paraların müslümanda bol olması iyidir, kimseye muhtaç etmeden yaşayın.O paraların müslümanda bol olması iyidir, kimseye muhtaç etmeden yaşayın. Paralarınızın fazlalıklarıyla da hayır hasenât yapın. İslâm'a fâideli olun.Paralarınızın fazlalıklarıyla da hayır hasenât yapın. İslâm'a fâideli olun. Malınızla canınızla cihat edin.Malınızla canınızla cihat edin. Allahu Teâlâ hazretleri sıhhatli âfiyetli, huzurlu saadetli uzun ömürler versin.Allahu Teâlâ hazretleri sıhhatli âfiyetli, huzurlu saadetli uzun ömürler versin. İmân-ı kâmil ile âhirete göçmeyi nasip eylesin.İmân-ı kâmil ile âhirete göçmeyi nasip eylesin. Bizi burada bu camide tıklım tıklım, kadın erkek, çocuk yaşlı delikanlı topladığı gibiBizi burada bu camide tıklım tıklım, kadın erkek, çocuk yaşlı delikanlı topladığı gibi Peygamber Efendimiz'in livâu'l hamdi altında da toplasın.Peygamber Efendimiz'in livâu'l hamdi altında da toplasın. Arş-ı âlanın gölgesinde de gölgelendirsin. Arş-ı âlanın gölgesinde de gölgelendirsin. Bu topluluğumuzla beraberce cennete girmemiz nasip eylesin. Peygamber Efendimiz'e komşu eylesin. Bu topluluğumuzla beraberce cennete girmemiz nasip eylesin. Peygamber Efendimiz'e komşu eylesin. Cemalini müşahede şerefine bizleri de nail eylesin. Cemalini müşahede şerefine bizleri de nail eylesin.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2