Namaz Vakitleri

22 Cemâziye'l-Âhir 1446
23 December 2024
İmsak
06:47
Güneş
08:20
Öğle
13:08
İkindi
15:26
Akşam
17:47
Yatsı
19:14
Detaylı Arama

Rehberimiz Rasûlüllah Sas (Sorular ve Cevaplar)

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

28 Muharrem 1414 / 18.07.1993

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Türkçe Kur'ân-ı Kerîm meâlleri çok. Hangisini alalım?, Body-building sporu yapmanın günümüze | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Rehberimiz Rasûlüllah Sas (Sorular ve Cevaplar)

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

28 Muharrem 1414 / 18.07.1993

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Türkçe Kur'ân-ı Kerîm meâlleri çok. Hangisini alalım?, Body-building sporu yapmanın günümüze | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Türkçe Kur'ân-ı Kerîm meâlleri çok. Hangisini alalım? Türkçe Kur'ân-ı Kerîm meâlleri çok. Hangisini alalım?

Biz dergimizde hediye olarak Hasan Basri Hoca merhumun meâlini verdik.Biz dergimizde hediye olarak Hasan Basri Hoca merhumun meâlini verdik. Çünkü açıklamaları ciddi ve dipnotları vardı. Ve titiz bir şekilde hazırlanmıştı, güzeldi.Çünkü açıklamaları ciddi ve dipnotları vardı. Ve titiz bir şekilde hazırlanmıştı, güzeldi. Onu beğeniyorum. Ahmed Davudoğlu Hocamız büyük bir alimdir.Onu beğeniyorum. Ahmed Davudoğlu Hocamız büyük bir alimdir. Allah rahmet eylesin, sevdiğim bir kimseydi. Onun bir meâli var.Allah rahmet eylesin, sevdiğim bir kimseydi. Onun bir meâli var. Baktım, ötekilere nispetle oldukça güzel. Baktım, ötekilere nispetle oldukça güzel.

Fakat ben meâl okumaktan ziyade iyi bir tefsir okumanızı tavsiye ederim.Fakat ben meâl okumaktan ziyade iyi bir tefsir okumanızı tavsiye ederim. Çünkü meâlden anlamanız gerekli mânaları tam çıkartamazsa yanlış şeyler düşünür, Çünkü meâlden anlamanız gerekli mânaları tam çıkartamazsa yanlış şeyler düşünür, aklınız yanlış yerlere kayarsa o zaman vebal bile olur. aklınız yanlış yerlere kayarsa o zaman vebal bile olur. Onun için, meâl çok kısa olduğundan, kısa sözü herkes anlayamadığından meâl değil deOnun için, meâl çok kısa olduğundan, kısa sözü herkes anlayamadığından meâl değil de tefsir okumanızı tavsiye ederim.tefsir okumanızı tavsiye ederim. Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır, Ömer Nasuhi Bilmen Hoca,Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır, Ömer Nasuhi Bilmen Hoca, İbn Kesîr tefsiri gibi tefsirleri okumanızı tavsiye ederim. İbn Kesîr tefsiri gibi tefsirleri okumanızı tavsiye ederim.

Birisi rüyasını anlatıyor. "Efendimiz'i gördüm, yüzünü göremedim. Elini uzatmıştı..." Birisi rüyasını anlatıyor. "Efendimiz'i gördüm, yüzünü göremedim. Elini uzatmıştı..."

Peygamber Efendimiz'i rüyada görüp de yüzünü görememesi Peygamber Efendimiz'i rüyada görüp de yüzünü görememesi Efendimiz'in sünnetine tam uymadığını gösteriyor. Elini tutmuş. Efendimiz'in sünnetine tam uymadığını gösteriyor. Elini tutmuş. Elini tutunca da ışık gibi bir şeyin içine aktığını görmüş. Elini tutunca da ışık gibi bir şeyin içine aktığını görmüş. Demek ki Efendimiz'e bağlılık olmuş oluyor.Demek ki Efendimiz'e bağlılık olmuş oluyor. Bu rüyası gereği olarak şu bizim tarif ettiğimiz dersleri yapsınBu rüyası gereği olarak şu bizim tarif ettiğimiz dersleri yapsın ve tasavvufî zikirlere devam etsin. ve tasavvufî zikirlere devam etsin.

Beyim hacca gitmiş. Fakat namaza dikkat göstermiyor. Beyim hacca gitmiş. Fakat namaza dikkat göstermiyor. Rüyasında da çok uçtuğunu görüyor. Bu rüyaya itibar edilir mi? Rüyasında da çok uçtuğunu görüyor. Bu rüyaya itibar edilir mi?

Cevap: Uçmak meziyet değildir. İnsan rüyada uçabilir. Çünkü rüya başka bir âlem. Cevap: Uçmak meziyet değildir. İnsan rüyada uçabilir. Çünkü rüya başka bir âlem. Uçmak mertebe değildir. Rüyada kendisini uçuyor görüyor. Sinek de uçuyor.Uçmak mertebe değildir. Rüyada kendisini uçuyor görüyor. Sinek de uçuyor. Ama sinek kıymetli mahluk değildir. Hele mesela sivrisinek daha muzır bir mahluktur. Ama sinek kıymetli mahluk değildir. Hele mesela sivrisinek daha muzır bir mahluktur. Kuş da uçuyor. Karga da uçuyor. Bu uçmak bir şey ifade etmez.Kuş da uçuyor. Karga da uçuyor. Bu uçmak bir şey ifade etmez. En büyük keramet, istikamet. Namaz kılmıyorsa müstakim değil. En büyük keramet, istikamet. Namaz kılmıyorsa müstakim değil. Eksiye büyür. Ve namaz dinin direği olduğundan onu yapmadığı için vaziyet çok fena demektir. Eksiye büyür. Ve namaz dinin direği olduğundan onu yapmadığı için vaziyet çok fena demektir. Uçuyorsa cehenneme doğru uçuyor demektir. Uçuyorsa cehenneme doğru uçuyor demektir. Yani o öyle kendisini adam sanmasın. Hem namaz kılmıyor, gevşek tutuyor, hem de uçuyor. Yani o öyle kendisini adam sanmasın. Hem namaz kılmıyor, gevşek tutuyor, hem de uçuyor. O eksikliktir. Allah kendisine âsi kulları sevmez. Onu bilsin. O eksikliktir. Allah kendisine âsi kulları sevmez. Onu bilsin.

Body-building sporu yapmanın günümüze göre yasak tarafı var mı? Body-building sporu yapmanın günümüze göre yasak tarafı var mı?

Hayır. Sporun yasak tarafı yoktur. Hayır. Sporun yasak tarafı yoktur. Body-building dediği, adale [vesaire üzerine] çeşitli gösterişli [spor] yapmak. Body-building dediği, adale [vesaire üzerine] çeşitli gösterişli [spor] yapmak. Tabii bu da bir idman oluyor; kuvvet, meziyet kazandırıyor.Tabii bu da bir idman oluyor; kuvvet, meziyet kazandırıyor. Bedenin meziyetli, kuvvetli olması bir tâlim demektir.Bedenin meziyetli, kuvvetli olması bir tâlim demektir. Nispeten iyi bir şeydir. Yalnız bu sporları yaparken nâmahrem yerlerini açmamak esastır. Nispeten iyi bir şeydir. Yalnız bu sporları yaparken nâmahrem yerlerini açmamak esastır. Açarsa o zaman günah olur. Normal bir sporda bile [buna dikkat etmek lazım.]Açarsa o zaman günah olur. Normal bir sporda bile [buna dikkat etmek lazım.] Mesela güreşi Efendimiz tavsiye etmiş. İncecik bir mayoyla yapar da Mesela güreşi Efendimiz tavsiye etmiş. İncecik bir mayoyla yapar da eti budu meydanda olursa o spor o zaman günah olur.eti budu meydanda olursa o spor o zaman günah olur. Yani [giyimine] dikkat etmesi lazım. Yani [giyimine] dikkat etmesi lazım.

Bir mü'min kul dünyada hastalık çekmiş, hastanelerde yatmış. Bir mü'min kul dünyada hastalık çekmiş, hastanelerde yatmış. Vücudunun bazı âzâsına ameliyatla yapma organ veya protez takılmış. Vücudunun bazı âzâsına ameliyatla yapma organ veya protez takılmış. Âhirette o kişinin çıkarılan kısımları yeniden diriltildiği zaman ne olur? Âhirette o kişinin çıkarılan kısımları yeniden diriltildiği zaman ne olur? Günahlara kefâret denilen hâdise nasıl tecellî eder? Günahlara kefâret denilen hâdise nasıl tecellî eder?

İnsanın kendi uzvundan olmayan bir şeyi kullanması câiz midir? İnsanın kendi uzvundan olmayan bir şeyi kullanması câiz midir?

Câizdir. Peygamber Efendimiz'in zamanında takma diş kullanılmıştır.Câizdir. Peygamber Efendimiz'in zamanında takma diş kullanılmıştır. İşin yani vazifenin görülmesi için bazı şeyler yapılabilir. İşin yani vazifenin görülmesi için bazı şeyler yapılabilir. Ayağı olmayanın ayağına bir takma tahta bacak takması bile az çok bir ilavedir.Ayağı olmayanın ayağına bir takma tahta bacak takması bile az çok bir ilavedir. Ne yapsın, yürümek, dengesini sağlamak için bunu yapıyor. Bunlar olur. Ne yapsın, yürümek, dengesini sağlamak için bunu yapıyor. Bunlar olur. Âhirette onun kendi uzuvları kendisine gelir. Bu şeylerin bir mahzuru yoktur. Âhirette onun kendi uzuvları kendisine gelir. Bu şeylerin bir mahzuru yoktur.

Günahlara kefâret çeşitli şekillerde oluyor. Günahlara kefâret çeşitli şekillerde oluyor. Bunu Peygamber Efendimiz hadîs-i şerîflerde bildiriyor.Bunu Peygamber Efendimiz hadîs-i şerîflerde bildiriyor. Bir insan bir kötülük yaptığı zaman günah kazanır, bir iyilik yaptığı zaman sevap kazanır. Bir insan bir kötülük yaptığı zaman günah kazanır, bir iyilik yaptığı zaman sevap kazanır.

İnne'l-hasenâti yüzhibne's-seyyiât. "İyilikler kötülükleri götürür." İnne'l-hasenâti yüzhibne's-seyyiât. "İyilikler kötülükleri götürür."

Bir insan kötülükten iyiye döner de iyi hal [gösterirse] kötülükleri silinir. Bir insan kötülükten iyiye döner de iyi hal [gösterirse] kötülükleri silinir. Namaz kefâret olur. Ramazan orucu kefâret olur. Hac kefâret olur.Namaz kefâret olur. Ramazan orucu kefâret olur. Hac kefâret olur. Bunların hepsi vardır. Allah affediyor, kötüden iyi hâle geldiği için siliniyor demek. Bunların hepsi vardır. Allah affediyor, kötüden iyi hâle geldiği için siliniyor demek. Yani matematik diliyle artılar eksileri götürüyor demek. Yani matematik diliyle artılar eksileri götürüyor demek.

Sayın hocam, sabah namazına hanımımı kaldıramıyorum. Doğum durumu var. Sayın hocam, sabah namazına hanımımı kaldıramıyorum. Doğum durumu var. Fazla zorlayamıyorum. Şer'an hükmü nedir? Fazla zorlayamıyorum. Şer'an hükmü nedir?

Kaldırmaya çalışmak lazım. Kaldırmanın şartlarını hazırlayın. Kaldırmaya çalışmak lazım. Kaldırmanın şartlarını hazırlayın. Erken yatın, uykusunu almasını sağlayın, kaldırın. Erken yatın, uykusunu almasını sağlayın, kaldırın. İltifat edin. Kavgaya, dövmeye vesaireye götürmeden iltifatla işi yaptırmaya çalışın.İltifat edin. Kavgaya, dövmeye vesaireye götürmeden iltifatla işi yaptırmaya çalışın. Eşinizdir, hayat arkadaşınızdır; günahlı olmasın. Eşinizdir, hayat arkadaşınızdır; günahlı olmasın. Kalkamadığı zaman günah oluyor. Hamile olması sabah namazına kalkmamak için mazeret değildir. Kalkamadığı zaman günah oluyor. Hamile olması sabah namazına kalkmamak için mazeret değildir. Hamile bile olsa kalkacak, abdestini alacak, yine namazını kılacak. Hamile bile olsa kalkacak, abdestini alacak, yine namazını kılacak.

"Abdest almaya kalkamıyor." Olduğu yerden teyemmüm abdesti alır. "Abdest almaya kalkamıyor."

Olduğu yerden teyemmüm abdesti alır.

"Elini ayağını kıpırdatamıyor." Başıyla gözüyle îma eder kılar."Elini ayağını kıpırdatamıyor."

Başıyla gözüyle îma eder kılar.
Ama o namazı o vaktinde kılacak. Allah'ın emri böyledir. Ama o namazı o vaktinde kılacak. Allah'ın emri böyledir. Yapmak ve yaptırtmaya çalışmak lazım. Yapmak ve yaptırtmaya çalışmak lazım.

Kabir hayatından korkuyorum. Bazı arkadaşlar ruhların ruhlar âlemine gittiğini söylüyorlar.Kabir hayatından korkuyorum. Bazı arkadaşlar ruhların ruhlar âlemine gittiğini söylüyorlar. Öyle olursa kabir azabı ve kabire verdiğimiz selam nasıl oluyor? Öyle olursa kabir azabı ve kabire verdiğimiz selam nasıl oluyor?

Ruh orada olduğu için oluyor. İnsanın "ruhlar âlemi" dediği yerin neresi olduğunu sen bilmiyorsun. Ruh orada olduğu için oluyor. İnsanın "ruhlar âlemi" dediği yerin neresi olduğunu sen bilmiyorsun. O ruhlar âleminde olduğu halde kabrinde azap görüyor.O ruhlar âleminde olduğu halde kabrinde azap görüyor. Veya kabrinde olan bir kimseye selam verdiğin zaman selâmını alıyor.Veya kabrinde olan bir kimseye selam verdiğin zaman selâmını alıyor. Ruhlar âlemi ille yıldızların ötesi değil, bu âlemde iç içe olabiliyor. Ruhlar âlemi ille yıldızların ötesi değil, bu âlemde iç içe olabiliyor. Peygamber Efendimiz buyuruyor ki; Peygamber Efendimiz buyuruyor ki;

"Benim mihrabım ile evimin arası cennet bahçelerinden bir bahçedir." "Benim mihrabım ile evimin arası cennet bahçelerinden bir bahçedir."

Peygamber Efendimiz'in mescidi nasıl cennet bahçesi oluyor? Peygamber Efendimiz'in mescidi nasıl cennet bahçesi oluyor?

Demek ki ikili bir şey var. Perdenin arkasında başka şeyler var. Demek ki ikili bir şey var. Perdenin arkasında başka şeyler var.

O "âlem" dediğimiz şey ille öbür tarafta olmuyor.O "âlem" dediğimiz şey ille öbür tarafta olmuyor. Âlem-i gayb ve âlem-i şehadet iç içe. Ama perdeli, arka tarafında… Âlem-i gayb ve âlem-i şehadet iç içe. Ama perdeli, arka tarafında… Şu anda biz bir âlemdeyiz ama bu âlemin arkasında yine burada bir âlem var. Şu anda biz bir âlemdeyiz ama bu âlemin arkasında yine burada bir âlem var.

Mehmed Zahid Efendi hazretlerinin Tasavvufî Ahlâk isimli eserinin 1. cildinde Mehmed Zahid Efendi hazretlerinin Tasavvufî Ahlâk isimli eserinin 1. cildinde tasavvufun ve mürşid-i kâmile bağlanmanın farz olduğu beyan ediliyor. tasavvufun ve mürşid-i kâmile bağlanmanın farz olduğu beyan ediliyor. "Kim zamanının imamını bilmeden ölürse muhakkak ki o kimse cahiliye ölümü ile ölmüş olur." "Kim zamanının imamını bilmeden ölürse muhakkak ki o kimse cahiliye ölümü ile ölmüş olur."

Bir insanın tasavvufî terbiye almasının âyetlerden ve hadislerden delili vardır. Bir insanın tasavvufî terbiye almasının âyetlerden ve hadislerden delili vardır. Kur'ân-ı Kerîm'den delili: Kad efleha men zekkâhâ. Ve kad hâbe men dessâhâ. Kur'ân-ı Kerîm'den delili:

Kad efleha men zekkâhâ. Ve kad hâbe men dessâhâ.
"Nefsini ıslah eden felah bulur, ıslah etmeyen pişman ve perişan olur, ziyana uğrar." deniliyor. "Nefsini ıslah eden felah bulur, ıslah etmeyen pişman ve perişan olur, ziyana uğrar." deniliyor.

Demek ki Kur'ân-ı Kerîm nefis terbiyesinin, tasavvufun olması gerektiğini, Demek ki Kur'ân-ı Kerîm nefis terbiyesinin, tasavvufun olması gerektiğini, olmadığı zaman insanın felah bulmadığını ve çok pişman ve perişan olacağınıolmadığı zaman insanın felah bulmadığını ve çok pişman ve perişan olacağını söylediğine göre bu Allah'ın istediği bir şey oluyor.söylediğine göre bu Allah'ın istediği bir şey oluyor. Sonra daha başka pek çok âyet-i kerîmelerden çıkan mâna budur. Sonra daha başka pek çok âyet-i kerîmelerden çıkan mâna budur.

O bakımdan, bu zaruret sadece o hadîs-i şerîf değildir, O bakımdan, bu zaruret sadece o hadîs-i şerîf değildir, Kur'ân-ı Kerîm'in nice nice âyetlerinin hepsinden çıkan yüzlerce delildendir.Kur'ân-ı Kerîm'in nice nice âyetlerinin hepsinden çıkan yüzlerce delildendir. Nefsini terbiye edecek. Ahlâkını takviye edecek. Kalbini nurlandıracak.Nefsini terbiye edecek. Ahlâkını takviye edecek. Kalbini nurlandıracak. Allah'ın sevdiği bir kul olacak. Sevdiği işleri yapacak. Böylece kendisini kurtaracak.Allah'ın sevdiği bir kul olacak. Sevdiği işleri yapacak. Böylece kendisini kurtaracak. Kendisini kurtarması Allah'ın emridir. Kendisini kurtarması Allah'ın emridir. Allah; "Ey insanlar! Ben sizi imtihan için dünyaya gönderdim." demiyor mu?Allah; "Ey insanlar! Ben sizi imtihan için dünyaya gönderdim." demiyor mu? "Benim emirlerimi tutun, cenneti elde etmeye çalışın, cehennemden korunun." demiyor mu? "Benim emirlerimi tutun, cenneti elde etmeye çalışın, cehennemden korunun." demiyor mu?

İşte bunların hepsi onun delilidir. İşte bunların hepsi onun delilidir.

Yurt dışında lisansüstü tahsil yapmak üzere Almanya'ya gideceğim. Hanımım peçeli, tesettürlü.Yurt dışında lisansüstü tahsil yapmak üzere Almanya'ya gideceğim. Hanımım peçeli, tesettürlü. Oradaki mevcut İslâm hakkındaki önyargıları yıkmak için ve sağlıklı tebliğ ortamına kavuşabilmek içinOradaki mevcut İslâm hakkındaki önyargıları yıkmak için ve sağlıklı tebliğ ortamına kavuşabilmek için hanımın tesettüründen taviz verip vermemek hususunda kararsızım. hanımın tesettüründen taviz verip vermemek hususunda kararsızım.

Taviz verilmez. İslâm'ın emri neyse tesettür öyle olur. Ondan taviz verilmez.Taviz verilmez. İslâm'ın emri neyse tesettür öyle olur. Ondan taviz verilmez. Allah'ın emrini çiğneyerek Allah'ın dinine hizmet olmaz.Allah'ın emrini çiğneyerek Allah'ın dinine hizmet olmaz. İslâmî vazifeni yapacaksın. Hizmetlerini o sınırların içinde götüreceksin. İslâmî vazifeni yapacaksın. Hizmetlerini o sınırların içinde götüreceksin.

Bir kişi nafile oruç tutmak isterse fakat tutamazsa, Bir kişi nafile oruç tutmak isterse fakat tutamazsa, çok halsiz düşüyorsa nasıl nafile oruç tutabilir?çok halsiz düşüyorsa nasıl nafile oruç tutabilir? Bizi aydınlatır mısınız? Bizi aydınlatır mısınız?

Nafile oruç tutmaya tâkati yoksa tutmaz. Zaten farz orucu bile, Nafile oruç tutmaya tâkati yoksa tutmaz. Zaten farz orucu bile, tutmaya tâkati olmadığı zaman oruç fidyesi ödüyor.tutmaya tâkati olmadığı zaman oruç fidyesi ödüyor. Yani fukaraya parasını veriyor. Yani fukaraya parasını veriyor.

Ve ale'llezîne yutîkûnehû fidyetün taâmü miskîn diye âyet-i kerîmede bu müsaade verilmiş. Ve ale'llezîne yutîkûnehû fidyetün taâmü miskîn diye âyet-i kerîmede bu müsaade verilmiş.

Soru: Bir kişinin oruç borcu olursa ve tutamazsa, Soru: Bir kişinin oruç borcu olursa ve tutamazsa, para da veremezse ne yapması gerekir? para da veremezse ne yapması gerekir? Bizi aydınlatır mısınız? Bizi aydınlatır mısınız?

Oruç tutmayan bir insanın zamanında kaza etmesi lazım. Oruç tutmayan bir insanın zamanında kaza etmesi lazım. Kaza da edemiyor. Kaza edemeyince fidye-i savm, oruç fidyesi vermesi lazım.Kaza da edemiyor. Kaza edemeyince fidye-i savm, oruç fidyesi vermesi lazım. Parası da yok. O zaman ne kalıyor? Parası da yok. O zaman ne kalıyor?

İlerideki bir tarihte buna imkân bulduğu zaman yapmak üzere; İlerideki bir tarihte buna imkân bulduğu zaman yapmak üzere; "Şimdilik affet yâ Rabbi! İmkânım yok." diye dua etmek kalıyor. "Şimdilik affet yâ Rabbi! İmkânım yok." diye dua etmek kalıyor.

Soru: Dersimi yaparken içimden sanki irademin yok olması gerektiği gibi bir his duymakta Soru: Dersimi yaparken içimden sanki irademin yok olması gerektiği gibi bir his duymakta ve bu anlamda dersimi yapamadığım için rahatsız olmaktayım.ve bu anlamda dersimi yapamadığım için rahatsız olmaktayım. İrademi kaybedecek kadar da teslimiyeti ilk olarakİrademi kaybedecek kadar da teslimiyeti ilk olarak Eyüp İlksav'daki zikirden sonra hissetmeye başladım.Eyüp İlksav'daki zikirden sonra hissetmeye başladım. Sanki bende eksik olan bir şey var. Onun için bu zikri dolu dolu yapamıyordum.Sanki bende eksik olan bir şey var. Onun için bu zikri dolu dolu yapamıyordum. Zikir esnasında kendimi yokladığımda bilincimin yerinde olmasına müteessir oluyorum.Zikir esnasında kendimi yokladığımda bilincimin yerinde olmasına müteessir oluyorum. Asıl olması gereken nedir? Bu durumun izahını yapar mısınız? Asıl olması gereken nedir? Bu durumun izahını yapar mısınız?

Bir insanın zikri yaparken kendisini zikre vermesi Bir insanın zikri yaparken kendisini zikre vermesi ve zikrettiği Zât-ı Ecelli Âlâ'yı düşünmesi lazım.ve zikrettiği Zât-ı Ecelli Âlâ'yı düşünmesi lazım. Ondan başka şeyleri düşünmek zihni oyalayıcı şeylerdir.Ondan başka şeyleri düşünmek zihni oyalayıcı şeylerdir. Allah'ı zikrediyor, Allah'ı düşünmesi lazım, Allah'ın huzurunda olduğunu düşünmesi lazım. Allah'ı zikrediyor, Allah'ı düşünmesi lazım, Allah'ın huzurunda olduğunu düşünmesi lazım. Kendisini kontrole dönüp asıl zikirle ilgisini kesmemesi lazım. Önemli olan o. Kendisini kontrole dönüp asıl zikirle ilgisini kesmemesi lazım. Önemli olan o.

70 yaşındaki uzak bir akrabası insana nâmahrem olur mu?70 yaşındaki uzak bir akrabası insana nâmahrem olur mu? İçkiliyken ölen bir şahıs ebediyen cehennemde mi kalır? İçkiliyken ölen bir şahıs ebediyen cehennemde mi kalır?

Nâmahrem bir insan nâmahremidir. İnsanın mahremi değilse nâmahremidir. Nâmahrem bir insan nâmahremidir. İnsanın mahremi değilse nâmahremidir. Bu yaşla ilgili değildir. Yaşlı da olsa nâmahremdir.Bu yaşla ilgili değildir. Yaşlı da olsa nâmahremdir. İçkiliyken ölen bir insan günah üzere ölmüş demektir.İçkiliyken ölen bir insan günah üzere ölmüş demektir. Ama içki, günah imanı yok eden bir şey değil. Bir suç olmuş oluyor.Ama içki, günah imanı yok eden bir şey değil. Bir suç olmuş oluyor. İnsan nefsine mağlup olduğu için, şeytana mağlup olduğu için yapabiliyor amaİnsan nefsine mağlup olduğu için, şeytana mağlup olduğu için yapabiliyor ama yine mü'min olabiliyor, Allah'a inanmış bir kimse olabiliyor.yine mü'min olabiliyor, Allah'a inanmış bir kimse olabiliyor. Onun için suçu kadar ceza çeker. Ama mü'min olduğu için yine mü'min muamelesi görür. Onun için suçu kadar ceza çeker. Ama mü'min olduğu için yine mü'min muamelesi görür.

Soru: Kur'an okurken ve dua yaparken kendimi bir karınca misâli, Soru: Kur'an okurken ve dua yaparken kendimi bir karınca misâli, belki daha da küçüldüğümü, sonra büyüdüğümü;belki daha da küçüldüğümü, sonra büyüdüğümü; ama o denli büyümüş ki tek bir parmağım dahi bulunduğum odadan dışarı taştığını hissediyorum.ama o denli büyümüş ki tek bir parmağım dahi bulunduğum odadan dışarı taştığını hissediyorum. Bazen de duada avucumun içinde müthiş bir ağırlık çöktüğünü Bazen de duada avucumun içinde müthiş bir ağırlık çöktüğünü ve taşıyamayacak durumda olduğumu hissediyorum. ve taşıyamayacak durumda olduğumu hissediyorum. Bu hal beni korkutuyor. Acaba izahı nedir? Bu hal beni korkutuyor. Acaba izahı nedir?

Zikrin merhaleleri içinde fenâ fillah hâli, makamı vardır.Zikrin merhaleleri içinde fenâ fillah hâli, makamı vardır. O gibi durumdayken insan kendisini bir zerre gibi, bir zerre-i nâçiz gibi, bir yok gibi hisseder.O gibi durumdayken insan kendisini bir zerre gibi, bir zerre-i nâçiz gibi, bir yok gibi hisseder. O bir duygudur. Ondan sonra kendisini bütün kâinâtı kaplamış gibi hisseder. O bir duygudur. Ondan sonra kendisini bütün kâinâtı kaplamış gibi hisseder. O da ayrı bir duygudur. Bunlar zikrin insana verdiği feyizlerden ibaret şeylerdir. O da ayrı bir duygudur. Bunlar zikrin insana verdiği feyizlerden ibaret şeylerdir. Onlara aldırmayıp zikre müdâvim olun. Onlara aldırmayıp zikre müdâvim olun.

İbn Teymiyye'nin kitaplarını okumamızı tavsiye eder misiniz?İbn Teymiyye'nin kitaplarını okumamızı tavsiye eder misiniz? Onun hakkında bilgi verirseniz memnun oluruz. Onun hakkında bilgi verirseniz memnun oluruz.

İbn Teymiyye'nin özel ve aşırı fikirleri olduğunu biliyorsunuz.İbn Teymiyye'nin özel ve aşırı fikirleri olduğunu biliyorsunuz. Bizim ehli sünnet ulemâmızın kanaatlerine uymayan bazı görüşleri vardır.Bizim ehli sünnet ulemâmızın kanaatlerine uymayan bazı görüşleri vardır. Onun için ehli sünnet ulemâmızın kitaplarını okumanızı tavsiye ederim.Onun için ehli sünnet ulemâmızın kitaplarını okumanızı tavsiye ederim. Bunları iyice öğrenin ki hakkı bilin. Hakkı bildikten sonra insan haktan ayrı olan Bunları iyice öğrenin ki hakkı bilin. Hakkı bildikten sonra insan haktan ayrı olan şeylerin ne olduğunu o zaman anlar.şeylerin ne olduğunu o zaman anlar. Osmanlı medreselerinde son zamana kadar kendi ehli sünnet akidesi ve fıkhı öğretilirmiş,Osmanlı medreselerinde son zamana kadar kendi ehli sünnet akidesi ve fıkhı öğretilirmiş, en son sene hilâfiyat, mezhepler arasındaki farklar öğretilirmiş.en son sene hilâfiyat, mezhepler arasındaki farklar öğretilirmiş. Bu güzel bir usul. İnsan ilk önce doğruyu öğrenecek, Bu güzel bir usul. İnsan ilk önce doğruyu öğrenecek, doğruyu kendisi iyice bildikten sonra başka farklılıkları kolay değerlendirebilir. doğruyu kendisi iyice bildikten sonra başka farklılıkları kolay değerlendirebilir.

Tamamen maddî nedenlerden dolayı evlenemiyorum. 29 yaşındayım.Tamamen maddî nedenlerden dolayı evlenemiyorum. 29 yaşındayım. Kazancım sadece kiraya ve evin geçimine yetiyor.Kazancım sadece kiraya ve evin geçimine yetiyor. Düğün ve eve gereken eşya takımlarını alacak parayı biriktiremiyorum.Düğün ve eve gereken eşya takımlarını alacak parayı biriktiremiyorum. Şimdiki anne babalar da kendilerince haklı sebepler öne sürerekŞimdiki anne babalar da kendilerince haklı sebepler öne sürerek kızlarını ben ve benim durumumda olan kimselere vermiyorlar. kızlarını ben ve benim durumumda olan kimselere vermiyorlar. Maddî değerler mânevî değerlerin önüne geçmiş.Maddî değerler mânevî değerlerin önüne geçmiş. Artık içki içmemek, kumar oynamamak ya da zina yapmamış olmak hiç önemli değil gibi.Artık içki içmemek, kumar oynamamak ya da zina yapmamış olmak hiç önemli değil gibi. Bunun yerine kaç tane anahtarınız olduğu soruluyor.Bunun yerine kaç tane anahtarınız olduğu soruluyor. Lütfen bu konuda topluma daha fazla vaazda bulunursanız iyi olur. Lütfen bu konuda topluma daha fazla vaazda bulunursanız iyi olur. Bir de şu özel konu: Ben zaman zaman özellikle çok sıkılıp yalnız kaldığımdaBir de şu özel konu: Ben zaman zaman özellikle çok sıkılıp yalnız kaldığımda düşünürken konuşmaya başladığımı fark ediyorum.düşünürken konuşmaya başladığımı fark ediyorum. Yani yüksek sesle düşünüyorum. Hatta bir psikoloğa gitmeyi bile düşündüm.Yani yüksek sesle düşünüyorum. Hatta bir psikoloğa gitmeyi bile düşündüm. Sonra çekinip vazgeçtim. Öğütlerinizle yol gösterirseniz memnun olurum. Sonra çekinip vazgeçtim. Öğütlerinizle yol gösterirseniz memnun olurum.

Tabii bir insanın evlenmesini Peygamber Efendimiz tavsiye ediyor. Tabii bir insanın evlenmesini Peygamber Efendimiz tavsiye ediyor. Diyor ki; "Ey gençler topluluğu! Sizden evlenmeye güç yetiren evlensin." Diyor ki;

"Ey gençler topluluğu! Sizden evlenmeye güç yetiren evlensin."

Güç yetirmek, "maddî imkânı olmak" demek. Güç yetirmek, "maddî imkânı olmak" demek.

"Güç yetiren evlensin. Eğer güç yetiremiyorsanız o zaman oruç tutun; "Güç yetiren evlensin. Eğer güç yetiremiyorsanız o zaman oruç tutun; çünkü bu sizi günaha sapmaktan, yanlış işlerden yapmaktan alıkoyar." diyor. çünkü bu sizi günaha sapmaktan, yanlış işlerden yapmaktan alıkoyar." diyor.

Demek ki güç yetirememe durumunda yapılacak başka bir şey yok. Demek ki güç yetirememe durumunda yapılacak başka bir şey yok.

Şu var: Böyle salih gençlere zengin salih müslümanlar yardımcı olursa bir yuva kurdurmuş olurlar. Şu var: Böyle salih gençlere zengin salih müslümanlar yardımcı olursa bir yuva kurdurmuş olurlar.

Ama bir insanın da netice itibariyle, taşıma suyla değirmen dönmediği için kendi ailesini, Ama bir insanın da netice itibariyle, taşıma suyla değirmen dönmediği için kendi ailesini, yuvasını geçindirmesi için para kazamaya gayret etmesi lazım.yuvasını geçindirmesi için para kazamaya gayret etmesi lazım. Ya evi küçültecek, ya bir yerden bir gecekondu ev alacak, biraz uzak bir semte gidecek,Ya evi küçültecek, ya bir yerden bir gecekondu ev alacak, biraz uzak bir semte gidecek, ya işini değiştirecek, biraz gayret sarf edecek. ya işini değiştirecek, biraz gayret sarf edecek.

Biz Peygamber Efendimiz'in hadîs-i şerîfini her zaman söylüyoruz.Biz Peygamber Efendimiz'in hadîs-i şerîfini her zaman söylüyoruz. "Bir kimse -kız veya erkek- güzelliği için, parası için,"Bir kimse -kız veya erkek- güzelliği için, parası için, soyu için, mevki makamı için evlenmek isteyebilir.soyu için, mevki makamı için evlenmek isteyebilir. Ama dindarlığı için olan önemlidir." diye bunu her zaman söylüyoruz. Ama dindarlığı için olan önemlidir." diye bunu her zaman söylüyoruz. Dindarlık önemli. Dindar olmak büyük bir sermayedir. Dindarlık önemli. Dindar olmak büyük bir sermayedir.

Allah hayırlı, anlayışlı kimselerle karşılaştırsın. Allah hayırlı, anlayışlı kimselerle karşılaştırsın. Bazen kızın parası olur, böyle bir maddî eksikliği olan kimse onunla evlendiği zaman Bazen kızın parası olur, böyle bir maddî eksikliği olan kimse onunla evlendiği zaman yuva da kurulabilir.yuva da kurulabilir. Allah böyle bir imkân nasip eylesin. Allah böyle bir imkân nasip eylesin.

"Böyle olacak, şöyle olacak…" diye gaybdan haber vermek doğru mu? "Böyle olacak, şöyle olacak…" diye gaybdan haber vermek doğru mu?

Bunlar pek makbul şeyler değil. "Allah bilir." diyecek, edebini takınacak. Bunlar pek makbul şeyler değil. "Allah bilir." diyecek, edebini takınacak. Tabii bazen insana Allah rüyada bir şeyler gösterebilir; ama o da insanın bayağı güçlü kuvvetli,Tabii bazen insana Allah rüyada bir şeyler gösterebilir; ama o da insanın bayağı güçlü kuvvetli, mâneviyatı ileri bir derecede olmasını gerektiriyor.mâneviyatı ileri bir derecede olmasını gerektiriyor. Herkes buna kalkışırsa ortalık karmakarışık olur, çeşitli sıkıntılar çıkar. Herkes buna kalkışırsa ortalık karmakarışık olur, çeşitli sıkıntılar çıkar.

Namazını kılmış bir kişi benim de farz namaz sevabı alabilmem için benimle cemaat yapabilir mi? Namazını kılmış bir kişi benim de farz namaz sevabı alabilmem için benimle cemaat yapabilir mi?

Hayır. Cemaat yapabilmesi için bir insanın yine aynı cinsten namazı kılacak Hayır. Cemaat yapabilmesi için bir insanın yine aynı cinsten namazı kılacak bir başka kimseyle cemaati teşkil etmesi lazım. bir başka kimseyle cemaati teşkil etmesi lazım. Böyle bir cemaati teşkil etmiş bir kimse bu cemaate nafile niyetine uyabilir. Böyle bir cemaati teşkil etmiş bir kimse bu cemaate nafile niyetine uyabilir. Ama birisi farz, birisi başka niyetle olunca cemaat teşekkül etmez. Ama birisi farz, birisi başka niyetle olunca cemaat teşekkül etmez. Yani aynı namazı kılıyor olmaları lazım. Yani aynı namazı kılıyor olmaları lazım.

Yiyecekler meselesinde size sual soracaktım.Yiyecekler meselesinde size sual soracaktım. Evde yemek yiyeceğim, yemekler margarinle yapılıyor.Evde yemek yiyeceğim, yemekler margarinle yapılıyor. Çalışıyorum, öğlen yemek yiyeceğim, margarinle yapılıyor. Çalışıyorum, öğlen yemek yiyeceğim, margarinle yapılıyor. Misafirliğe gidiyorum, margarinle yapılıyor. Misafirliğe gidiyorum, margarinle yapılıyor. Yani yiyeceklerin neden ve nasıl yapıldığı belli değil. Bu da beni huzursuz ediyor.Yani yiyeceklerin neden ve nasıl yapıldığı belli değil. Bu da beni huzursuz ediyor. Bu konuda ne yapmamı tavsiye buyurursunuz? Bu konuda ne yapmamı tavsiye buyurursunuz?

Bir kere şunu söyleyeyim: Margarinlerin hepsi haram değildir. Bir kere şunu söyleyeyim: Margarinlerin hepsi haram değildir. Margarin belki sıhhate zararlı bir yağdır. Margarin belki sıhhate zararlı bir yağdır. Yağların zaten çoğu belli bir yaştan sonra tavsiye edilmiyor. Yağların zaten çoğu belli bir yaştan sonra tavsiye edilmiyor. Margarin bitkiden yapılmışsa, ayçiçeğinden, pamuk çekirdeğindenMargarin bitkiden yapılmışsa, ayçiçeğinden, pamuk çekirdeğinden veyahut başka bir şeyden yapılmışsa bu belki sıhhî bakımdanveyahut başka bir şeyden yapılmışsa bu belki sıhhî bakımdan iyi bir malzeme değildir ama haram değildir. iyi bir malzeme değildir ama haram değildir. Domuz yağından yapılmışsa haramdır. Nebâtî margarinler ile yapılmış yemekler yenilebilir.Domuz yağından yapılmışsa haramdır. Nebâtî margarinler ile yapılmış yemekler yenilebilir. Sıhhate uygun olmadığı için tavsiye etmiyoruz; ama yenilebilir. Sıhhate uygun olmadığı için tavsiye etmiyoruz; ama yenilebilir. Margarin tarzında katı değil de likit, akıcı, berrak yağlar daha sıhhate uygun deniliyor.Margarin tarzında katı değil de likit, akıcı, berrak yağlar daha sıhhate uygun deniliyor. Ama haram değildir. Bir insan her yerde her şeyin dibini, kökünü, Ama haram değildir.

Bir insan her yerde her şeyin dibini, kökünü,
astarını uzun boylu araştırmak zorunda değildir. astarını uzun boylu araştırmak zorunda değildir. Birisinin evine gittin, pasta yiyorsun.Birisinin evine gittin, pasta yiyorsun. "Bunun margarini nedir?" adama âhiret sualleri sorup da "Bunun margarini nedir?" adama âhiret sualleri sorup da ondan sonra pastasını yemek diye bir şey yoktur.ondan sonra pastasını yemek diye bir şey yoktur. Genellikle yenilebilir. Çünkü genel olarak bunların mahzuru yok.Genellikle yenilebilir. Çünkü genel olarak bunların mahzuru yok. Lokantadaki [yemek] yenilebilir. Ama Avrupa'ya, falanca yere gittin.Lokantadaki [yemek] yenilebilir. Ama Avrupa'ya, falanca yere gittin. O zaman tabii "Et domuz eti mi, değil mi?" diye sorarsın. Mahzuru yoktur, üzülmesin. O zaman tabii "Et domuz eti mi, değil mi?" diye sorarsın. Mahzuru yoktur, üzülmesin.

Bir senaryoya binâen "Temmuz ayında bir savaş çıkabilir." denilmişti.Bir senaryoya binâen "Temmuz ayında bir savaş çıkabilir." denilmişti. Şu anda bu senaryonun ciddiyeti nedir? Şu anda bu senaryonun ciddiyeti nedir?

Evet, geçen sene Hürriyet gazetesi yazmıştı;Evet, geçen sene Hürriyet gazetesi yazmıştı; "Ağustos ayında Balkanlar'da bir savaş çıkabilir."Ağustos ayında Balkanlar'da bir savaş çıkabilir. Avrupa da bu savaşın içine girer." gibi laflar vardı. Avrupa da bu savaşın içine girer." gibi laflar vardı. Tabii biz bunu gazetelerde hep okuduk. Siz de okudunuz, biz de okuduk.Tabii biz bunu gazetelerde hep okuduk. Siz de okudunuz, biz de okuduk. "Bu nedir? Bu adamların palavrası mıdır, niyeti midir, "Bu nedir? Bu adamların palavrası mıdır, niyeti midir, planı projesi midir?" diye araştırdık, inceledik. planı projesi midir?" diye araştırdık, inceledik.

Adamların birtakım niyetleri var. Onlar da bize gelip niyetlerini açıkça söylemezler.Adamların birtakım niyetleri var. Onlar da bize gelip niyetlerini açıkça söylemezler. Ama birtakım davranışlarından anlıyoruz ki, bazen de gazetelerde yazıyorlar kiAma birtakım davranışlarından anlıyoruz ki, bazen de gazetelerde yazıyorlar ki Avrupa'da müslüman devlet istemiyorlarmış, onun için Boşnaklar'ı kesiyorlar.Avrupa'da müslüman devlet istemiyorlarmış, onun için Boşnaklar'ı kesiyorlar. Adamlar yaşıyor! Sen hani medeniydin?Adamlar yaşıyor!

Sen hani medeniydin?
Hani kimsenin hürriyetine tecavüz etmiyordun? İnancına karışmıyordun? Hani kimsenin hürriyetine tecavüz etmiyordun? İnancına karışmıyordun?

Demek ki yalancıymışsın! Bu yalancılar, bu alçaklar Demek ki yalancıymışsın!

Bu yalancılar, bu alçaklar
aralarında müslümanları görmek istemiyorlar.aralarında müslümanları görmek istemiyorlar. Almanya'da dazlaklar saldırıyor. Yugoslavya'da Sırplar saldırıyor. Almanya'da dazlaklar saldırıyor. Yugoslavya'da Sırplar saldırıyor. Kafkasya'da Ermeniler saldırıyor. Tacikistan'da Ruslar saldırıyor.Kafkasya'da Ermeniler saldırıyor. Tacikistan'da Ruslar saldırıyor. Her yerde gâvurdan dostun olmadığını, niyetlerinin kötü olduğunu görüyoruz. Her yerde gâvurdan dostun olmadığını, niyetlerinin kötü olduğunu görüyoruz.

Bunun çaresi nedir? Bunun çaresi nedir?

Bunun çaresini eskiden beri Kur'ân-ı Kerîm bize ortaya koymuş, söylemiş: Bunun çaresini eskiden beri Kur'ân-ı Kerîm bize ortaya koymuş, söylemiş:

Ve eiddû lehüm mesteta'tüm min kuvvetin.Ve eiddû lehüm mesteta'tüm min kuvvetin. "Gücünüzün yettiği kadar kâfirlere karşı kuvvet hazırlayın." "Gücünüzün yettiği kadar kâfirlere karşı kuvvet hazırlayın." Turhibûne bihî adüvvallâhi ve adüvveküm. Turhibûne bihî adüvvallâhi ve adüvveküm. "Allah'ın düşmanlarını ve sizin düşmanlarınızı korkutacak silahlı hazırlık yapın." "Allah'ın düşmanlarını ve sizin düşmanlarınızı korkutacak silahlı hazırlık yapın."

Adam sizden korkacak. Silahlanmanızdan, gücünüzden kuvvetinizden korkacak. Adam sizden korkacak. Silahlanmanızdan, gücünüzden kuvvetinizden korkacak. Bunun başka çaresi yoktur. Adamlar İstanbul'u almak isterler. Bunun başka çaresi yoktur.

Adamlar İstanbul'u almak isterler.
Anadolu'yu almak isterler. Balkanlar'dan atmak isterler. Kafkasya'dan kovmak isterler. Anadolu'yu almak isterler. Balkanlar'dan atmak isterler. Kafkasya'dan kovmak isterler. GAP bölgesini ele geçirmek isterler. Van bölgesine oturmak isterler.GAP bölgesini ele geçirmek isterler. Van bölgesine oturmak isterler. Irak petrollerini sömürüyorlar zaten, tamamen almak isterler.Irak petrollerini sömürüyorlar zaten, tamamen almak isterler. Suudi Arabistan'ı almak isterler. Onlar almak istiyor. Sen de vermeyeceksin.Suudi Arabistan'ı almak isterler. Onlar almak istiyor. Sen de vermeyeceksin. Sen de var gücünle, derli toplu, her türlü tedbiri alarak fırsat vermeyeceksin.Sen de var gücünle, derli toplu, her türlü tedbiri alarak fırsat vermeyeceksin. Sen de Balkanlar'daki kardeşlerimizi kurtarmaya çalışacaksın.Sen de Balkanlar'daki kardeşlerimizi kurtarmaya çalışacaksın. Yugoslavya'daki kardeşlerimizi kurtarmaya, oraları tekrar İslâm diyarı yapmaya çalışacaksın.Yugoslavya'daki kardeşlerimizi kurtarmaya, oraları tekrar İslâm diyarı yapmaya çalışacaksın. İspanya'yı, Endülüs'ü tekrar müslüman diyarı yapmaya çalışacaksın.İspanya'yı, Endülüs'ü tekrar müslüman diyarı yapmaya çalışacaksın. Viyana'ya tekrar İslâm'ı götürmeye çalışacaksın. Afrika'ya, Amerika'ya,Viyana'ya tekrar İslâm'ı götürmeye çalışacaksın. Afrika'ya, Amerika'ya, dünyanın her yerine İslâm'ı yaymaya, sen de Allah'ın emrini anlatmaya çalışacaksın. dünyanın her yerine İslâm'ı yaymaya, sen de Allah'ın emrini anlatmaya çalışacaksın. Sahabe gibi gayret göstereceksin. Ve hazırlıklı olacaksın, silahlı olacaksın.Sahabe gibi gayret göstereceksin.

Ve hazırlıklı olacaksın, silahlı olacaksın.
Devletçe silahlı olacaksın. Milletçe silahlı olacaksın. Atom gerekiyorsa atom yapacaksın.Devletçe silahlı olacaksın. Milletçe silahlı olacaksın. Atom gerekiyorsa atom yapacaksın. Füze gerekiyorsa füze yapacaksın. Bunun için masraf gerekiyorsa masraf yapacaksın. Füze gerekiyorsa füze yapacaksın. Bunun için masraf gerekiyorsa masraf yapacaksın. Tasarruf gerekiyorsa tasarruf yapacaksın. Kahramanlık gerekiyorsa kahramanlık yapacaksın. Tasarruf gerekiyorsa tasarruf yapacaksın. Kahramanlık gerekiyorsa kahramanlık yapacaksın.

Hocam bizlere "Filanca filancayı mı, yoksa falanca filancaya mı benimsiyorsunuz?" diye soruyorlar.Hocam bizlere "Filanca filancayı mı, yoksa falanca filancaya mı benimsiyorsunuz?" diye soruyorlar. Allah rızasını kazanmak için hangi tarafta olmamız gerekiyor, açıklar mısınız? Allah rızasını kazanmak için hangi tarafta olmamız gerekiyor, açıklar mısınız?

Onların hepsini birlik ve beraberliğe davet edin. Onların hepsini birlik ve beraberliğe davet edin. "Birlik beraberlik [içinde] olmazsanız size tâbi olmayız." diye birleştirmeye gayret edin. "Birlik beraberlik [içinde] olmazsanız size tâbi olmayız." diye birleştirmeye gayret edin.

Tegannî nedir? Ne zaman olur? Ezanda tegannî olur mu?Tegannî nedir? Ne zaman olur? Ezanda tegannî olur mu? Ezanlar genelde tegannî midir? Açıklar mısınız? Ezanlar genelde tegannî midir? Açıklar mısınız?

Tegannî, Kur'ân-ı Kerîm okunmasını Kur'ân-ı Kerîm okunması ciddiyetinden çıkartıp Tegannî, Kur'ân-ı Kerîm okunmasını Kur'ân-ı Kerîm okunması ciddiyetinden çıkartıp şarkıya benzetmektir.şarkıya benzetmektir. Hani şarkılar var ya… Havasını şarkıya benzetmektir.Hani şarkılar var ya… Havasını şarkıya benzetmektir. Kur'ân-ı Kerîm'in bir ciddiyeti vardır, bir okunma tarzı vardır. Kur'ân-ı Kerîm'in bir ciddiyeti vardır, bir okunma tarzı vardır. Peygamber Efendimiz diyor ki; "Kur'ân-ı Kerîm'i Arap lahni üzere okuyunuz.Peygamber Efendimiz diyor ki;

"Kur'ân-ı Kerîm'i Arap lahni üzere okuyunuz.
Kur'ân-ı Kerîm'i tertil ile okuyunuz. Kur'anı Kerîm'i okumanızı makamla okuyarak,Kur'ân-ı Kerîm'i tertil ile okuyunuz. Kur'anı Kerîm'i okumanızı makamla okuyarak, güzel bir sesle okuyarak süsleyiniz." güzel bir sesle okuyarak süsleyiniz."

Zeyyinu'l-Kur'âne bi-esvâtiküm diye hadîs-i şerîf var. Zeyyinu'l-Kur'âne bi-esvâtiküm diye hadîs-i şerîf var.

Demek ki makamlı okunacak, musikîyle okunacak. Demek ki makamlı okunacak, musikîyle okunacak. Ama bu musikî gayriciddi, hafifmeşrep bir şarkı havasına dönüşmeyecek.Ama bu musikî gayriciddi, hafifmeşrep bir şarkı havasına dönüşmeyecek. Tegannî budur. Ciddiyetle olmakla beraber musikî zevkini de gösterecek.Tegannî budur. Ciddiyetle olmakla beraber musikî zevkini de gösterecek. Demek ki insanda huşû, güzel duygular, ciddi hisler uyandırıyorsa normaldir.Demek ki insanda huşû, güzel duygular, ciddi hisler uyandırıyorsa normaldir. Şıkır şıkır oynama arzusu uyandırıyorsa eğridir.Şıkır şıkır oynama arzusu uyandırıyorsa eğridir. Bazen bir şarkı vesaire filan radyodan duydu mu,Bazen bir şarkı vesaire filan radyodan duydu mu, çocuğa bile bakıyorsun yerinde [oynamaya] başlıyor. çocuğa bile bakıyorsun yerinde [oynamaya] başlıyor.

Neden? Oynak bir hava olduğundan. Neden?

Oynak bir hava olduğundan.

Kur'an okurken böyle bir şıkır şıkır oynama havası geliyorsa demek ki o iyi değil. Kur'an okurken böyle bir şıkır şıkır oynama havası geliyorsa demek ki o iyi değil.

Ama ciddiyetle, eûzübesmeleyi çekerek, sarsılmadan, sallanmadan güzel okuyor daAma ciddiyetle, eûzübesmeleyi çekerek, sarsılmadan, sallanmadan güzel okuyor da karşısındakine haşyet duygusu veriyorsa, huşû duygusu veriyorsa güzel. karşısındakine haşyet duygusu veriyorsa, huşû duygusu veriyorsa güzel.

Ezan da böyle. Kur'ân-ı Kerîm de böyle. Ölçüsü bu.Ezan da böyle. Kur'ân-ı Kerîm de böyle. Ölçüsü bu. Yani tesiri ne olacak ve şarkıdan farklılığı belli olacak. Şarkı değil.Yani tesiri ne olacak ve şarkıdan farklılığı belli olacak. Şarkı değil. Ezan da şarkı değil, Kur'ân-ı Kerîm de şarkı değil. Onun bir ciddiyeti var. Ezan da şarkı değil, Kur'ân-ı Kerîm de şarkı değil. Onun bir ciddiyeti var. O ciddiyetle okunması normaldir. Çeşitli makamlarda okunması normaldir. O ciddiyetle okunması normaldir. Çeşitli makamlarda okunması normaldir. Sabahleyin yanık yanık filanca makamda, öğleyin filanca makamda olabilir.Sabahleyin yanık yanık filanca makamda, öğleyin filanca makamda olabilir. Ama şarkıya benzetmek, oyun havasına benzetmek doğru değil. Ama şarkıya benzetmek, oyun havasına benzetmek doğru değil.

Yabancı dil öğrenmek istiyorum. Ama hafızam çok zayıf. Çoğu şeyi çabuk unutuyorum.Yabancı dil öğrenmek istiyorum. Ama hafızam çok zayıf. Çoğu şeyi çabuk unutuyorum. Hem yabancı dil öğrenmek için hem de hafızamın kuvvetlenmesi için ne tavsiye edersiniz? Hem yabancı dil öğrenmek için hem de hafızamın kuvvetlenmesi için ne tavsiye edersiniz?

Günahlar hafızayı zayıflatır. Günahlardan kesilmek önemlidir. Günahlar hafızayı zayıflatır. Günahlardan kesilmek önemlidir. Gözle etrafa bakmak hafızayı zayıflatır. Gözüne sahip olmak önemlidir.Gözle etrafa bakmak hafızayı zayıflatır. Gözüne sahip olmak önemlidir. Helal lokma yemek önemlidir. Ama bazen bazı kimselerin hafızalarının zayıflığı görünüştedir.Helal lokma yemek önemlidir. Ama bazen bazı kimselerin hafızalarının zayıflığı görünüştedir. Dikkat ederler, azmederlerse hafızalarının zayıf olmadığını, ezberlemeye başladıklarını görürler.Dikkat ederler, azmederlerse hafızalarının zayıf olmadığını, ezberlemeye başladıklarını görürler. İlk baştaki zorluktan ürkmesinler. Mesela benim tanıdığım kimseler var. İlk baştaki zorluktan ürkmesinler.

Mesela benim tanıdığım kimseler var.
Kur'ân-ı Kerîm ezberlemeye başlamış. İlk sayfaları ezberleyemiyor. Kur'ân-ı Kerîm ezberlemeye başlamış. İlk sayfaları ezberleyemiyor. Kendisini yerden yere atıyormuş. Annesi yalvarıyormuş; Kendisini yerden yere atıyormuş. Annesi yalvarıyormuş; "Evlâdım, hadi hafızlığa çalış." O da; "Ezberleyemiyorum anne!" diyormuş, üzülüyormuş. "Evlâdım, hadi hafızlığa çalış." O da; "Ezberleyemiyorum anne!" diyormuş, üzülüyormuş. "Hadi evlâdım, çalış. Hadi evlâdım, üzülme. Çarşıya ben giderim, suya ben giderim…" "Hadi evlâdım, çalış. Hadi evlâdım, üzülme. Çarşıya ben giderim, suya ben giderim…" Sonunda hafız olmuş. "Birkaç şeyden sonra insan açılıyor." diyor. Sonunda hafız olmuş. "Birkaç şeyden sonra insan açılıyor." diyor.

Demek ki hafızanın almaması tam sarılmamaktan oluyor.Demek ki hafızanın almaması tam sarılmamaktan oluyor. Tam sarıldığı zaman ezberlemeye başlar. Bir de o tarafı var.Tam sarıldığı zaman ezberlemeye başlar. Bir de o tarafı var. Günahlardan kesileceksiniz. Helal lokma yiyeceksiniz. Günahlardan kesileceksiniz. Helal lokma yiyeceksiniz. Ama bir de ilk baştaki ezberleyemiyorum sanma duygusuna kapılıpAma bir de ilk baştaki ezberleyemiyorum sanma duygusuna kapılıp moralinizi bozmayacaksınız, çalışmaya devam edeceksiniz. moralinizi bozmayacaksınız, çalışmaya devam edeceksiniz.

Bir kardeşimiz ders yapamama korkusundan ders almak istemiyor. Bir kardeşimiz ders yapamama korkusundan ders almak istemiyor.

Bu doğru değildir. Ders almak, zikir yapmak, tarikate girmek gerekli olduğuna göre Bu doğru değildir. Ders almak, zikir yapmak, tarikate girmek gerekli olduğuna göre korkarak bunu yapmamak doğru değildir. Korkup ibadeti yapmamak, korkarak bunu yapmamak doğru değildir. Korkup ibadeti yapmamak, doğru olan bir şeyi yapmamak doğru değildir.doğru olan bir şeyi yapmamak doğru değildir. "Yapamıyorum" diye korkmak da doğru değildir. Alacak ve yapmaya çalışacak. Zor da değildir. "Yapamıyorum" diye korkmak da doğru değildir. Alacak ve yapmaya çalışacak. Zor da değildir.

Saffetü't-tefâsir isimli bir Kur'an tefsiri var, okuyup faydalanılması uygun mudur? Saffetü't-tefâsir isimli bir Kur'an tefsiri var, okuyup faydalanılması uygun mudur?

Güzel bir tefsir. Sâbûnî'nin. İyi bir özet. İyi bir zât-ı muhterem. Okunabilir. Güzel bir tefsir. Sâbûnî'nin. İyi bir özet. İyi bir zât-ı muhterem. Okunabilir.

Cennet ve cehennemden ayrı a'râf denilen bir yerin var olduğunu duydum. Cennet ve cehennemden ayrı a'râf denilen bir yerin var olduğunu duydum.

Evet, Kur'ân-ı Kerîm'de A'râf sûresi de var. Evet, Kur'ân-ı Kerîm'de A'râf sûresi de var.

Ve ale'l-a'râfi ricâlün ya'rifûne küllen bi-sîmâhüm diye âyet-i kerîmede geçiyor. Ve ale'l-a'râfi ricâlün ya'rifûne küllen bi-sîmâhüm diye âyet-i kerîmede geçiyor.

A'râf, işte o sûrede detaylı [anlatılır]. O kimselerin ne olduğunu oradaki tefsirden okusun. A'râf, işte o sûrede detaylı [anlatılır]. O kimselerin ne olduğunu oradaki tefsirden okusun.

Hesapsız cennete girmenin yolu nedir? Hangi ameller buna vesile olur? Hesapsız cennete girmenin yolu nedir? Hangi ameller buna vesile olur?

Her birisi ayrı uzun vaaz verme konusu olan şeyler.Her birisi ayrı uzun vaaz verme konusu olan şeyler. Allah bazı kullarını seviyor, mertebesi yüksek olduğu için bi-gayri hisâb cennetine giriyor. Allah bazı kullarını seviyor, mertebesi yüksek olduğu için bi-gayri hisâb cennetine giriyor. Bela ehli de defter divan açılmadan bi-gayri hisâb giriyor.Bela ehli de defter divan açılmadan bi-gayri hisâb giriyor. Yani dünyada bir bela musibet hastalık vermiş de o da sabretmişseYani dünyada bir bela musibet hastalık vermiş de o da sabretmişse sabrının mükâfatı olarak o da bi-gayri hisâb girebiliyor. sabrının mükâfatı olarak o da bi-gayri hisâb girebiliyor. Tabii şehitler bi-gayri hisâb girecek, onu biliyoruz. İşte böyle kimseler.Tabii şehitler bi-gayri hisâb girecek, onu biliyoruz. İşte böyle kimseler. Demek ki iyi kul olmaya çalışmak lazım. Demek ki iyi kul olmaya çalışmak lazım.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2