Namaz Vakitleri

23 Cemâziye'l-Âhir 1446
24 December 2024
İmsak
06:48
Güneş
08:20
Öğle
13:09
İkindi
15:27
Akşam
17:47
Yatsı
19:14
Detaylı Arama

Cami Âdâbı

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

22 Rebîü'l-Âhir 1413 / 18.10.1992
İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Namaz İçin Mescidde Oturan Namazda Gibidir, Mescid Yaptırmanın Mükâfatı, Allah Tevbeleri Kabul Eder, Gıybet | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Cami Âdâbı

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

22 Rebîü'l-Âhir 1413 / 18.10.1992
İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Namaz İçin Mescidde Oturan Namazda Gibidir, Mescid Yaptırmanın Mükâfatı, Allah Tevbeleri Kabul Eder, Gıybet | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Bismillâhirrahmânirrahîm Bismillâhirrahmânirrahîm

Elhamülillâhi rabbi'l-âlemîne hamden kesîran tayyiben mübâreken fîh,Elhamülillâhi rabbi'l-âlemîne hamden kesîran tayyiben mübâreken fîh, alâ külli hâlin ve fî küllihîn. es-Salâtü ve's-selâmu alâ seyyidi'l-evvelîne ve'l-âhirînealâ külli hâlin ve fî küllihîn.

es-Salâtü ve's-selâmu alâ seyyidi'l-evvelîne ve'l-âhirîne
Muhammedini'l-Mustafâ ve âlihî ve sahbihî ve mentebiahû bi-ihsânin ilâ yevmi'd-dîn. Emmâ ba'd: Muhammedini'l-Mustafâ ve âlihî ve sahbihî ve mentebiahû bi-ihsânin ilâ yevmi'd-dîn.

Emmâ ba'd:

Fa'lemu eyyühe'l-ihvân fe inne efdale'l-hadîsi kitâbullah ve efdale'l-hedyi hedyu Fa'lemu eyyühe'l-ihvân fe inne efdale'l-hadîsi kitâbullah ve efdale'l-hedyi hedyu seyyidinâ Muhammedin sallallahu aleyhi ve sellem ve şerra'l-umûri muhdesâtuhâ seyyidinâ Muhammedin sallallahu aleyhi ve sellem ve şerra'l-umûri muhdesâtuhâ ve külle muhdesetin bid'atün ve külle bid'atin dalâletün ve külle dalâletinve külle muhdesetin bid'atün ve külle bid'atin dalâletün ve külle dalâletin ve sâhibehâ fi'n-nâr ve bi's-senedili muttasılı ile'n-nebiyyi sallallahu aleyhi ve sellemeve sâhibehâ fi'n-nâr ve bi's-senedili muttasılı ile'n-nebiyyi sallallahu aleyhi ve selleme ve âlihi ve selleme tesliman kesira ennehû kâl: ve âlihi ve selleme tesliman kesira ennehû kâl:

İzâ dehale ehadükümü'l-mescide kâne fî salâtin mâ kâneti's-salâtu tahbisuhûİzâ dehale ehadükümü'l-mescide kâne fî salâtin mâ kâneti's-salâtu tahbisuhû ve'l-melâiketihû yusallûne alâ ehadüküm mâ dâme fî meclisihillezî sallâ fîhi yekûlün:ve'l-melâiketihû yusallûne alâ ehadüküm mâ dâme fî meclisihillezî sallâ fîhi yekûlün: Allahümme'r-hamhu Allahümme tüb aleyhi mâ lem yu'zi fîhi mâ lem yuhdis fîhi. Allahümme'r-hamhu Allahümme tüb aleyhi mâ lem yu'zi fîhi mâ lem yuhdis fîhi.

Sadaka Resûlullah fî mâ kâl ev kemâ kâl. Aziz ve muhterem kardeşlerim! Sadaka Resûlullah fî mâ kâl ev kemâ kâl.

Aziz ve muhterem kardeşlerim!

Allahu Teâlâ hazretlerinin selamı, rahmeti, bereketi üzerinize olsun. Allahu Teâlâ hazretlerinin selamı, rahmeti, bereketi üzerinize olsun. Rabbimiz dünya ve âhiret saadetine cümlemizi nail eyleyip cennetiyle cemaliyle müşerref eylesin, Rabbimiz dünya ve âhiret saadetine cümlemizi nail eyleyip cennetiyle cemaliyle müşerref eylesin, Peygamber Efendimiz'e komşu eylesin. Peygamber Efendimiz'e komşu eylesin.

Peygamber sallallahu aleyhi ve selem Efendimiz hazretlerininPeygamber sallallahu aleyhi ve selem Efendimiz hazretlerinin mübarek hadîs-i şerîflerinden bir miktar okuyup tefeyyüz etmek, mübarek hadîs-i şerîflerinden bir miktar okuyup tefeyyüz etmek, dinimizi taallüm eylemek üzere toplandık. dinimizi taallüm eylemek üzere toplandık.

Bu hadîs-i şerîflerin okunmasına ve izahına başlamadan önce Bu hadîs-i şerîflerin okunmasına ve izahına başlamadan önce Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in rûh-u pâkine,Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in rûh-u pâkine, bizlerden aciz nâçiz bir hediye-i Kur'âniye olsun diye ve onun cümle âl'inin, bizlerden aciz nâçiz bir hediye-i Kur'âniye olsun diye ve onun cümle âl'inin, ashâbının, etbâının ruhlarına hediye olsun diye; ashâbının, etbâının ruhlarına hediye olsun diye; hasseten Peygamber Efendimiz'in mânevî varisleri, hasseten Peygamber Efendimiz'in mânevî varisleri, ümmetin emanet edildiği irşat ile vazifeli sâdâd ve meşâyıh-ı turûk-u aliyyemizin ruhlarına,ümmetin emanet edildiği irşat ile vazifeli sâdâd ve meşâyıh-ı turûk-u aliyyemizin ruhlarına, cümle evliyâullahın, salihlerin, velîlerin ruhlarına; cümle evliyâullahın, salihlerin, velîlerin ruhlarına; bu beldeleri fetheden fatihlerin, şehitlerin, gazilerin ruhlarına; bu beldeleri fetheden fatihlerin, şehitlerin, gazilerin ruhlarına; cümle hayır ve hasenat sahiplerinin; hasseten şu camiyi yapan,cümle hayır ve hasenat sahiplerinin; hasseten şu camiyi yapan, genişleten, tamir eden, tevsi eden,genişleten, tamir eden, tevsi eden, hayır sahiplerinin ruhlarına ve uzaktan yakından bu hadîs-i şerîfleri dinlemeye gelenhayır sahiplerinin ruhlarına ve uzaktan yakından bu hadîs-i şerîfleri dinlemeye gelen siz kardeşlerimizin âhirete göçmüş olan bütün geçmişlerinin, sevdiklerinin, siz kardeşlerimizin âhirete göçmüş olan bütün geçmişlerinin, sevdiklerinin, kardeşlerinin, ahbaplarının ruhlarına ve bu eseri yazan [Mehmed Zahid] Hocamız'ın kardeşlerinin, ahbaplarının ruhlarına ve bu eseri yazan [Mehmed Zahid] Hocamız'ın hocası Gümüşhâneli Ahmed Ziyâüddin Efendi hazretlerinin ruhunahocası Gümüşhâneli Ahmed Ziyâüddin Efendi hazretlerinin ruhuna ve bu hadîs-i şerîfleri bize kadar nakil ve rivayet etmiş olan alimlerin, ve bu hadîs-i şerîfleri bize kadar nakil ve rivayet etmiş olan alimlerin, râvilerin ruhlarına hediye olsun, sâir mü'minîn ü mü'minât ve râvilerin ruhlarına hediye olsun, sâir mü'minîn ü mü'minât ve müslimîn ü müslimât kardeşlerimizin ruhlarına da Allah ikram eylesin, müslimîn ü müslimât kardeşlerimizin ruhlarına da Allah ikram eylesin, cümlesinin ruhları şad olsun, kabirleri nur dolsun, makamları âlâ, dereceleri yüksek olsun,cümlesinin ruhları şad olsun, kabirleri nur dolsun, makamları âlâ, dereceleri yüksek olsun, Rabbimiz onları da bizleri de rahmetine erdirsin diye ömrümüzü rızâ-i Bârî'ye uygun, Rabbimiz onları da bizleri de rahmetine erdirsin diye ömrümüzü rızâ-i Bârî'ye uygun, Peygamber Efendimiz'in yolunda geçirelim, Rabbimizin huzuruna sevdiği, Peygamber Efendimiz'in yolunda geçirelim, Rabbimizin huzuruna sevdiği, razı olduğu kullar olarak varalım diye, Firdevs-i âlâda Peygamber Efendimiz'e razı olduğu kullar olarak varalım diye, Firdevs-i âlâda Peygamber Efendimiz'e komşu olalım diye bir Fâtiha, on bir İhlâs-ı Şerîf okuyalım, öyle başlayalım. komşu olalım diye bir Fâtiha, on bir İhlâs-ı Şerîf okuyalım, öyle başlayalım.

Okuyacağımız hadîs-i şerîfler Râmûzü'l-ehâdîs kitabımızın 44. Sayfasındadır. Okuyacağımız hadîs-i şerîfler Râmûzü'l-ehâdîs kitabımızın 44. Sayfasındadır.

Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem Ebû Hüreyre radıyallahu anh'ın Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem Ebû Hüreyre radıyallahu anh'ın bize nakil ve rivayet eylediğine göre buyuruyor ki; bize nakil ve rivayet eylediğine göre buyuruyor ki;

İzâ dehale ehadükümü'l-mescide kâne fî salâtin mâ kâneti's-salâtu tahbisuhû İzâ dehale ehadükümü'l-mescide kâne fî salâtin mâ kâneti's-salâtu tahbisuhû ve'l-melâiketuhû yusallûne alâ ehadiküm mâ dâme fî meclisihi'llezî sallâ fîhi yekûlün:ve'l-melâiketuhû yusallûne alâ ehadiküm mâ dâme fî meclisihi'llezî sallâ fîhi yekûlün: Allahümme'r-hamhu Allahümme tüb aleyhi mâ lem yu'zi fîhi mâ lem yuhdis fîhi. Allahümme'r-hamhu Allahümme tüb aleyhi mâ lem yu'zi fîhi mâ lem yuhdis fîhi.

"Sizden biriniz mescide girdiği, mescide dâhil olduğu zaman"Sizden biriniz mescide girdiği, mescide dâhil olduğu zaman namazda sayılır, namazda olur, namazda olmuş gibi sevap kazanmaya devam eder durur.namazda sayılır, namazda olur, namazda olmuş gibi sevap kazanmaya devam eder durur. Namaz orada tuttuğu müddetçe, namaz niyetiyle orada beklediği müddetçeNamaz orada tuttuğu müddetçe, namaz niyetiyle orada beklediği müddetçe namazdaymış kadar çok sevabı almaya devam eder durur." namazdaymış kadar çok sevabı almaya devam eder durur."

Sevabı yazılmaya başlıyor ve devam ediyor.Sevabı yazılmaya başlıyor ve devam ediyor. Ama sebep namaz ise! Namaz onu orada tutmuyorsa namazdan başka bir sebep varsa o ayrı. Ama sebep namaz ise!

Namaz onu orada tutmuyorsa namazdan başka bir sebep varsa o ayrı.

"Hele şu namaz da bitsin de mendili yayarım ondan sonra para toplarım…" "Hele şu namaz da bitsin de mendili yayarım ondan sonra para toplarım…"

"Birisi var, namaz kılsın da onunla bir konuşma yapacağım..." "Birisi var, namaz kılsın da onunla bir konuşma yapacağım..."

Olmadı! Niyet başka! Namaz için ise, namaz orada tuttuğu müddetçe o zaman Olmadı! Niyet başka! Namaz için ise, namaz orada tuttuğu müddetçe o zaman namazdaymış gibi sevap almaya devam eder durur. namazdaymış gibi sevap almaya devam eder durur.

"Ve namaz kıldığı o oturma yerinde olduğu müddetçe"Ve namaz kıldığı o oturma yerinde olduğu müddetçe melekler sizden birinizin üzerine salât u selam getirir, dua eder dururlar." melekler sizden birinizin üzerine salât u selam getirir, dua eder dururlar."

İki şey anlıyoruz: Bir; namaz kılıncaya kadar beklediği müddetçe namazda sayılıyor, oradan sevap kazanıyor. İki şey anlıyoruz:

Bir; namaz kılıncaya kadar beklediği müddetçe namazda sayılıyor, oradan sevap kazanıyor.

İki; namaz kıldıktan sonra namaz kıldığı yerde oturduğu müddetçeİki; namaz kıldıktan sonra namaz kıldığı yerde oturduğu müddetçe melekler ona dua edip duruyorlar, salât u selam getirip, melekler ona dua edip duruyorlar, salât u selam getirip, onun için Allah'tan rahmet isteyip duruyorlar. onun için Allah'tan rahmet isteyip duruyorlar.

Tabii meleklerin duası da kabul olur. Tabii meleklerin duası da kabul olur. Allah meleklerine öyle dua ettirdi mi meleklerin dua ettiği kimse nice hayırlara erer. Allah meleklerine öyle dua ettirdi mi meleklerin dua ettiği kimse nice hayırlara erer. O melekler derler ki; O melekler derler ki;

"Yâ Rabbi! Bu kuluna rahmetini ihsan et, bu kuluna rahmeyle yâ Raabbi!" derler. "Yâ Rabbi! Bu kuluna rahmetini ihsan et, bu kuluna rahmeyle yâ Raabbi!" derler.

Başka? "Yâ Rabbi sen bu kuluna teveccüh eyle, bu kulunu rahmetine mazhar eyle, Başka?

"Yâ Rabbi sen bu kuluna teveccüh eyle, bu kulunu rahmetine mazhar eyle,
bu kulunu rahmeyle ve lütfeyle, teveccüh eyle!" derler. bu kulunu rahmeyle ve lütfeyle, teveccüh eyle!" derler.

Şartı var: Orada kimseyi ezalandırmadıkça Şartı var:

Orada kimseyi ezalandırmadıkça
ve orada abdestini bozacak bir şey yapmayıp abdestli olduğu müddetçe! ve orada abdestini bozacak bir şey yapmayıp abdestli olduğu müddetçe!

Demek ki abdesti kaçarsa o zaman iş bitiyor. Demek ki abdesti kaçarsa o zaman iş bitiyor. Abdestini kaçırmadığı müddetçe ve kimseye eza vermediği müddetçe! Abdestini kaçırmadığı müddetçe ve kimseye eza vermediği müddetçe!

Muhterem kardeşlerim! Allahu Teâlâ hazretlerinin rahmeti çoktur, Muhterem kardeşlerim!

Allahu Teâlâ hazretlerinin rahmeti çoktur,
bize rahmetini ihsan etmek için, bize rahmetini ihsan etmek için, küçük sayılabilecek bizim için çok kolay sebepleri vesile ediyor, lütfediyor. küçük sayılabilecek bizim için çok kolay sebepleri vesile ediyor, lütfediyor. Bir şey yapmadan veriyor: Bir şey yapmadan veriyor:

Namaza gidiyorsunuz, namazı bekliyorsunuz; namazdaymış gibi sevap veriyor. Namaza gidiyorsunuz, namazı bekliyorsunuz; namazdaymış gibi sevap veriyor. Namazı bitiriyorsunuz; oturduğunuz müddetçe melekler dua ediyor, insan sevap kazanıyor. Namazı bitiriyorsunuz; oturduğunuz müddetçe melekler dua ediyor, insan sevap kazanıyor.

Bu hadîs-i şerîfte ne var? Bu hadîs-i şerîfte ne var?

Namaza erken gelmenin, ezan okunmadan camiye gelmenin çok kârlı olduğuna dair işaret var. Namaza erken gelmenin, ezan okunmadan camiye gelmenin çok kârlı olduğuna dair işaret var. Zaten bu hususta hadîs-i şerîfler de var.Zaten bu hususta hadîs-i şerîfler de var. Ezan okunduğu zaman gelenin sevabı başka, ezan okunmadan evvel gelenin sevabı başka,Ezan okunduğu zaman gelenin sevabı başka, ezan okunmadan evvel gelenin sevabı başka, daha önce gelenin sevabı başka, ezan okunduktan sonra gelenin sevabı daha az; derecelenme var.daha önce gelenin sevabı başka, ezan okunduktan sonra gelenin sevabı daha az; derecelenme var. Bir insan Allah'ın evine geldi mi erken gelişine göre mükâfatı daha çok oluyor. Bir insan Allah'ın evine geldi mi erken gelişine göre mükâfatı daha çok oluyor.

Cami; Allah'ın evi, Allah'a ibadet edilen ibadethane.Cami; Allah'ın evi, Allah'a ibadet edilen ibadethane. Bu mülkün sahibi Allah, burası Allah'a ibadet edilen yer ama Bu mülkün sahibi Allah, burası Allah'a ibadet edilen yer ama dışarıda çeşitli şeyler pislikler, kötülükler, çirkinlikler, fenalıklar dönüyor.dışarıda çeşitli şeyler pislikler, kötülükler, çirkinlikler, fenalıklar dönüyor. Mescitler Allah'a ibadet edilen yer olduğundan Allah'ın evleri sayılır. Mescitler Allah'a ibadet edilen yer olduğundan Allah'ın evleri sayılır. En büyüğü en kıymetlisi en şereflisi Kâbetullah'ın olduğu Mescid-i Haram.En büyüğü en kıymetlisi en şereflisi Kâbetullah'ın olduğu Mescid-i Haram. Ondan sonra bütün mescitler -isterse üstü hurma dallarıyla örtülmüş çardak olsun-Ondan sonra bütün mescitler -isterse üstü hurma dallarıyla örtülmüş çardak olsun- hepsi Allah'ın evi sayılır. hepsi Allah'ın evi sayılır.

Ve Allah'ın evine gelen her misafire Allah'ın ikramda bulunması mutlaka olacak. Ve Allah'ın evine gelen her misafire Allah'ın ikramda bulunması mutlaka olacak. Ev sahibi evine gelene mutlaka ikram eder ya, Allah da gelen kimseye bir ikramda bulunacak. Ev sahibi evine gelene mutlaka ikram eder ya, Allah da gelen kimseye bir ikramda bulunacak.

"Kim Allah rızası için -içinde ibadet edilsin, benim de bir hayrım olsun diye- bir mescit bina ederse"Kim Allah rızası için -içinde ibadet edilsin, benim de bir hayrım olsun diye- bir mescit bina ederse Allah da ona cennette bir köşk inşa eder.Allah da ona cennette bir köşk inşa eder. Eğer parası az da yol kenarında namaz kılınsın diyeEğer parası az da yol kenarında namaz kılınsın diye dört tane direği dikmiş de arasına dalları uzatmış, üstüne yaprakları örtmüş, dört tane direği dikmiş de arasına dalları uzatmış, üstüne yaprakları örtmüş, çardak yapmış, namazgâh yapmışsa bile o sevabı gene alır." çardak yapmış, namazgâh yapmışsa bile o sevabı gene alır."

Hatta o mescitlerin o namazgâhların temizlenmesi, süpürülmesi bir kenara; Hatta o mescitlerin o namazgâhların temizlenmesi, süpürülmesi bir kenara; temizlenmesi o kadar sevap ki o süprüntüler hûri kızlarının mehirleri oluyor. temizlenmesi o kadar sevap ki o süprüntüler hûri kızlarının mehirleri oluyor. Hûri kızları ile evlenecek de düğünde mehir lazım; altın lazım gümüş lazım vs.Hûri kızları ile evlenecek de düğünde mehir lazım; altın lazım gümüş lazım vs. Çeşitli hadîs-i şerîflerde; o onun gibi kıymetli oluyor, diye bildirilmiş. Çeşitli hadîs-i şerîflerde; o onun gibi kıymetli oluyor, diye bildirilmiş.

Demek ki namaza erken geleceğiz, caminin adabına riayet edeceğiz; girerken dua var, Demek ki namaza erken geleceğiz, caminin adabına riayet edeceğiz; girerken dua var, Peygamber Efendimiz'e salât u selâm getireceğiz. Peygamber Efendimiz'e salât u selâm getireceğiz.

Allahümme'ftahlanâ ebvâbe rahmetike diye sağ ayağımızla gireceğiz; Allahümme'ftahlanâ ebvâbe rahmetike diye sağ ayağımızla gireceğiz; içerde gürültü patırtı etmeyeceğiz, Allah'ın evinde saygısızlık sayılabilecek işleri yapmayacağız,içerde gürültü patırtı etmeyeceğiz, Allah'ın evinde saygısızlık sayılabilecek işleri yapmayacağız, kimseyi ezalandırmayacağız. kimseyi ezalandırmayacağız.

Ezâlandırmanın çeşitleri vardır: Yüksek sesle bağırıyorsun, Ezâlandırmanın çeşitleri vardır: Yüksek sesle bağırıyorsun, kendi kendine okuyorsun, o bile bazen sağdakini soldakini ezalandırıyor. kendi kendine okuyorsun, o bile bazen sağdakini soldakini ezalandırıyor.

Geçen gün birisi geldi, diyor ki; Geçen gün birisi geldi, diyor ki;

"Hocam camide birkaç defa yer değiştirmek zorunda kaldım. "Hocam camide birkaç defa yer değiştirmek zorunda kaldım. Bir adam var onun yanında namaza durmak hiç istemiyorum.Bir adam var onun yanında namaza durmak hiç istemiyorum. Çünkü yanında namazında okuduğu kıraatini öyle yüksek sesle okuyor ki benim aklım karışıyor.Çünkü yanında namazında okuduğu kıraatini öyle yüksek sesle okuyor ki benim aklım karışıyor. Onun için onun yanında durmak istemiyorum." Onun için onun yanında durmak istemiyorum."

Demek ki üzüyor; yanındakinin aklını karıştırdığına göre, Demek ki üzüyor; yanındakinin aklını karıştırdığına göre, ibadetinin aksattığına göre o bile doğru değil. Fıs fıs, yavaş yavaş, kendisi duyacak gibi yapacak. ibadetinin aksattığına göre o bile doğru değil. Fıs fıs, yavaş yavaş, kendisi duyacak gibi yapacak.

Bir de ezalandırmak; itmek kakmak, hakaret etmek olabilir. Bir de ezalandırmak; itmek kakmak, hakaret etmek olabilir.

Mesela temiz niyetli birisi camiye yeni geliyor;Mesela temiz niyetli birisi camiye yeni geliyor; annesi-babası, komşusu teşvik etmiş, sevaptır demiş vs.annesi-babası, komşusu teşvik etmiş, sevaptır demiş vs. Zavallı, camiye ilk defa geliyor geliyor. Bilmiyor, yanlış bir şey yapar mıyım filan diye ürkek bir kuş gibi korkuyor.Zavallı, camiye ilk defa geliyor geliyor. Bilmiyor, yanlış bir şey yapar mıyım filan diye ürkek bir kuş gibi korkuyor. Hacı babanın birisi oradan bastonunu sallıyor: "Höt, öyle yapılmaz!" Hacı babanın birisi oradan bastonunu sallıyor:

"Höt, öyle yapılmaz!"

Eyvah! Öbür taraftan bir başka hacı; "Öyle yapma!" Eyvah! Eyvah! Öbür taraftan bir başka hacı;

"Öyle yapma!"

Eyvah!

"Öne gittin, geriye kaldın, şöyle yaptın böyle yaptın!.." "Öne gittin, geriye kaldın, şöyle yaptın böyle yaptın!.."

Bizim bir komşu vardı, diyor ki; "Hocam, bir kere camiye gittim bir daha gitmem!" Bizim bir komşu vardı, diyor ki;

"Hocam, bir kere camiye gittim bir daha gitmem!"

"Neden?" "Ödüm patladı, hacı babalardan ödüm patladı." diyor. "Neden?"

"Ödüm patladı, hacı babalardan ödüm patladı." diyor.

Tabi ilk geliyor, hatalı yapmış. Bilmiyor. Tabi ilk geliyor, hatalı yapmış. Bilmiyor.

"Elin öyle bağlanmaz, ayağın öyle tutulmaz; parmağını öyle kaldıracak, şu şöyle olacak…" "Elin öyle bağlanmaz, ayağın öyle tutulmaz; parmağını öyle kaldıracak, şu şöyle olacak…"

Dur bakalım adamcağız daha yeni yeni öğrenecek. Sen ilk önce bir tanış: Dur bakalım adamcağız daha yeni yeni öğrenecek. Sen ilk önce bir tanış: "Kimsin?" de, hâlini bir anla, bir güzel birkaç söz söyle. Önce güzel söz söyleyeceksin! "Kimsin?" de, hâlini bir anla, bir güzel birkaç söz söyle.

Önce güzel söz söyleyeceksin!

Bak Allah'tan bile bir şey isterken önce ne diyoruz? Bak Allah'tan bile bir şey isterken önce ne diyoruz?

Elhamdü lillâhi Rabbi'l-âlemîn diyoruz. Allah'a bir hamd ediyoruz.Elhamdü lillâhi Rabbi'l-âlemîn diyoruz. Allah'a bir hamd ediyoruz. Onun şanını övecek sözler kullanıyoruz, er-Rahmâni'r-Rahîm diyoruz, Mâliki yevmi'd-dîn… diyoruzOnun şanını övecek sözler kullanıyoruz, er-Rahmâni'r-Rahîm diyoruz, Mâliki yevmi'd-dîn… diyoruz neden sonra İhdina's-sırâte'l-müstakîm diyoruz. Her şeyin bir adabı var. neden sonra İhdina's-sırâte'l-müstakîm diyoruz. Her şeyin bir adabı var.

Birisine bir nasihat edeceksen bile ilk önce bir methet: Birisine bir nasihat edeceksen bile ilk önce bir methet:

"Allah razı olsun, iyi ki camiye gelmişsin. "Allah razı olsun, iyi ki camiye gelmişsin. Allah sevabını bol etsin, Allah sevdiği kullar arasına seni de katsın…Allah sevabını bol etsin, Allah sevdiği kullar arasına seni de katsın… Ama ben şöyle bir şey duydum acaba senin bu hususta başka bilgin mi var?" Ama ben şöyle bir şey duydum acaba senin bu hususta başka bilgin mi var?"

"Yok, amca ben de bilmiyordum, böyle yaptım. Teşekkür ederim…" diyebileceği gibi olsun. "Yok, amca ben de bilmiyordum, böyle yaptım. Teşekkür ederim…" diyebileceği gibi olsun.

Bağırıp çağırıp da eza etmemek lazım, o da bir eza olabilir. Şefkatli olmamız lazım. Bağırıp çağırıp da eza etmemek lazım, o da bir eza olabilir. Şefkatli olmamız lazım.

Küçük çocuklar ön safa geliyor, ondan sonra bir tokat yiyor; Küçük çocuklar ön safa geliyor, ondan sonra bir tokat yiyor; bir daha cami deyince tokat aklına geliyor, tokadı görünce cami aklına geliyor! bir daha cami deyince tokat aklına geliyor, tokadı görünce cami aklına geliyor! Ters şartlandırılmış oluyor! Dövmeyeceksin, yumuşak konuşacaksın!Ters şartlandırılmış oluyor!

Dövmeyeceksin, yumuşak konuşacaksın!
Gülüşürler, tamam. Çocuk; ikisi bir araya geldi mi onun omzuna o vurur, Gülüşürler, tamam. Çocuk; ikisi bir araya geldi mi onun omzuna o vurur, ötekisine vurur, tamam. Aralarına girivereceksin: ötekisine vurur, tamam. Aralarına girivereceksin:

"Sen şöyle dur bakalım, aferin. "Sen şöyle dur bakalım, aferin. Sen şurada dur bakalım, aferin sana. Maşallah…" filan diyeceksin.Sen şurada dur bakalım, aferin sana. Maşallah…" filan diyeceksin. Aralarına gir, şöyle bir idare et, sevdir. Bunların hepsi eza etmek bâbında,Aralarına gir, şöyle bir idare et, sevdir. Bunların hepsi eza etmek bâbında, eza edilmemesi için söylediğim, hatırıma gelen şeyler oluyor. eza edilmemesi için söylediğim, hatırıma gelen şeyler oluyor.

Namazdan önce namazdaymış gibi sevap kazanıyor, Namazdan önce namazdaymış gibi sevap kazanıyor, namazdan sonra da meleklerin duasına mazhar oluyor, gene kâr ediyor. namazdan sonra da meleklerin duasına mazhar oluyor, gene kâr ediyor.

Melekler ona ne diye dua ediyorlar? "Yâ Rabbi, bu kuluna rahmeyle!" Melekler ona ne diye dua ediyorlar?

"Yâ Rabbi, bu kuluna rahmeyle!"

Rahmeylemek ne demek? Rahmeylemek ne demek?

"Yâ Rabbi! Bu kuluna acı da bunun neye ihtiyacı varsa hayırlara ersin; gönlü şen olsun,"Yâ Rabbi! Bu kuluna acı da bunun neye ihtiyacı varsa hayırlara ersin; gönlü şen olsun, hatırı hoş olsun, kâr etsin, kazansın. Yâ Rabbi, ona teveccüh eyle…" demek. hatırı hoş olsun, kâr etsin, kazansın. Yâ Rabbi, ona teveccüh eyle…" demek.

Allahu Teâlâ Hazretleri Tevvâb'dır. Allahu Teâlâ Hazretleri Tevvâb'dır.

Tâbe, alâ ile kullanılırsa "Allah'ın kula teveccüh etmesi" mânasına gelir. Tâbe, alâ ile kullanılırsa "Allah'ın kula teveccüh etmesi" mânasına gelir.

Tâbe, ilâ harf-i cerr'i ile kullanılırsa o zaman da "kulun Allah'a tövbe etmesi" mânasına gelir. Tâbe, ilâ harf-i cerr'i ile kullanılırsa o zaman da "kulun Allah'a tövbe etmesi" mânasına gelir.

Tübdi ileyhi. "Ben Allah'a tövbe ettim." demek. Tübdi ileyhi. "Ben Allah'a tövbe ettim." demek.

Tâballâhu aleyhi. "Allah ona teveccüh buyurdu." demek. Tâballâhu aleyhi. "Allah ona teveccüh buyurdu." demek.

Birisi alâ harf-i cerr'i ile kullanılıyor ötekisi ilâ harf-i cerr'i ile kullanılıyor, Birisi alâ harf-i cerr'i ile kullanılıyor ötekisi ilâ harf-i cerr'i ile kullanılıyor, mânada bir fark oluyor. mânada bir fark oluyor.

Ama esas itibariyle tâbe fiili ne mânaya geliyor? Ama esas itibariyle tâbe fiili ne mânaya geliyor?

Teveccüh etmek, yönelmek demek. Kul Allah'a yönelip de el açıp da,Teveccüh etmek, yönelmek demek.

Kul Allah'a yönelip de el açıp da,
"Yâ Rabbi, affet beni!" dediği zaman kul Allah'a tövbe etmiş demek oluyor. "Yâ Rabbi, affet beni!" dediği zaman kul Allah'a tövbe etmiş demek oluyor. Tâbe aleyhi dendiği zaman Allah kuluna teveccüh etmiş; rahmetine mazhar etmiş, Tâbe aleyhi dendiği zaman Allah kuluna teveccüh etmiş; rahmetine mazhar etmiş, ihramına erdirmiş, ona lütfetmiş oluyor.ihramına erdirmiş, ona lütfetmiş oluyor. Çünkü Allah bazı kullarına nazar etmez!Çünkü Allah bazı kullarına nazar etmez! Sen "Yâ Rabbi" dersini Allahümme yâ Rabbenâ dersin de Allah bazen teveccüh etmeyebilir! Sen "Yâ Rabbi" dersini Allahümme yâ Rabbenâ dersin de Allah bazen teveccüh etmeyebilir!

Bir hadîs-i şerîfte geçiyor: "Kul "Yâ Rabbi!" der, Allah ona nazar etmez!" Bir hadîs-i şerîfte geçiyor:

"Kul "Yâ Rabbi!" der, Allah ona nazar etmez!"

Yüzüne bakmıyor. Kulun günahı çok olduğundan, edepsiz, Yüzüne bakmıyor. Kulun günahı çok olduğundan, edepsiz, suçlu olduğundan, müstahak olduğundan Allah yüzüne bakmıyor. suçlu olduğundan, müstahak olduğundan Allah yüzüne bakmıyor. Kul gene yalvarıyor; "Yâ Rabbi!" diyor, ne yapsın; o kul, ötekisi âlemlerin Rabbi!" Kul gene yalvarıyor; "Yâ Rabbi!" diyor, ne yapsın; o kul, ötekisi âlemlerin Rabbi!"

"Yâ Rabbi!.." "Gene Allah teveccüh etmez, yüzüne bakmaz, ona nazar etmez!" diyor. "Yâ Rabbi!.."

"Gene Allah teveccüh etmez, yüzüne bakmaz, ona nazar etmez!" diyor.

Kul gene boynunu bükmüş, gözyaşlarıyla "Yâ Rabbi, Kul gene boynunu bükmüş, gözyaşlarıyla "Yâ Rabbi, ben ettim sen etme yâ Rabbi, pişmanım yâ Rabbi…" ben ettim sen etme yâ Rabbi, pişmanım yâ Rabbi…"

Böyle üç defa ısrar edince, Allahu Teâlâ hazretleri dermiş ki; Böyle üç defa ısrar edince, Allahu Teâlâ hazretleri dermiş ki;

"Ey meleklerim! Şahit olun, ben bu kulumu affettim! "Ey meleklerim! Şahit olun, ben bu kulumu affettim! Çünkü bu kulum benden başka Rabbi olmadığını bildi, bana yöneldi, benden istiyor.Çünkü bu kulum benden başka Rabbi olmadığını bildi, bana yöneldi, benden istiyor. O böyle yapmışken ona suçundan dolayı karşılık vermemem, nazar etmemem,O böyle yapmışken ona suçundan dolayı karşılık vermemem, nazar etmemem, benim şanıma yakışmaz. Kulumdan utandım, onu affettim!" benim şanıma yakışmaz. Kulumdan utandım, onu affettim!"

Kad istahyeyyü min abdî. "Kulumdan utandım, hayâ eyledim." Kad istahyeyyü min abdî. "Kulumdan utandım, hayâ eyledim."

"Yâ Rabbi, yâ Rabbi…" derken, "Defol, seni kabul etmedim!" demeye"Yâ Rabbi, yâ Rabbi…" derken, "Defol, seni kabul etmedim!" demeye âlemlerin Rabbi hayâ ediyor. âlemlerin Rabbi hayâ ediyor.

Onun için Şeyh Sâdî, kitabında bu hadîs-i şerîfi bahis konusu ediyor da diyor ki; Onun için Şeyh Sâdî, kitabında bu hadîs-i şerîfi bahis konusu ediyor da diyor ki;

"Şu Rabbimizin rahmetinin, lütfunun genişliğine bak ki günahı kul işliyor da "Şu Rabbimizin rahmetinin, lütfunun genişliğine bak ki günahı kul işliyor da Rab affetmemeye utanıyor! Günahı işleyen kul, affetmemeye utanan Rab!" diyor. Rab affetmemeye utanıyor! Günahı işleyen kul, affetmemeye utanan Rab!" diyor.

Şu rahmetinin genişliğine bak ki üç-beş defa ısrar edip "Yâ Rabbi…" dedi mi Şu rahmetinin genişliğine bak ki üç-beş defa ısrar edip "Yâ Rabbi…" dedi mi demek ki sonunda affediliyor. Onun için bir de duada ısrar etmek vardır. demek ki sonunda affediliyor. Onun için bir de duada ısrar etmek vardır.

"İstedim, olmadı." "Kaç defa istedin?" "İstedim, olmadı."

"Kaç defa istedin?"

"Dilimin ucuyla bir istedim ama aklım başka yerdeydi, fikrim, kalbim başka yerdeydi…" "Dilimin ucuyla bir istedim ama aklım başka yerdeydi, fikrim, kalbim başka yerdeydi…"

Biraz devam et bakalım, bir iki Cuma gecesi uyuma, biraz yalvar,Biraz devam et bakalım, bir iki Cuma gecesi uyuma, biraz yalvar, hayrını hasenâtını sürdür bakalım; sonunda elbet muradına erersin. hayrını hasenâtını sürdür bakalım; sonunda elbet muradına erersin. Rabbülâlemîn sana kızmıştır, gazap etmiştir; affettirmeye çalış. Rabbülâlemîn sana kızmıştır, gazap etmiştir; affettirmeye çalış.

Etrafında, kapısında dönüp duracaksın: "Bu kapıdan gitmem yâ Rabbi!.." diyeceksin.Etrafında, kapısında dönüp duracaksın: "Bu kapıdan gitmem yâ Rabbi!.." diyeceksin. Halkaya yapışacaksın, aman yâ Rabbi diyeceksin, yalvaracaksın! Halkaya yapışacaksın, aman yâ Rabbi diyeceksin, yalvaracaksın!

Tabi edepli olmaya dikkat edeceğiz, hiç günah işlememeye dikkat edeceğiz de Tabi edepli olmaya dikkat edeceğiz, hiç günah işlememeye dikkat edeceğiz de ne kadar işlemesek her işimiz hatadır. Ne kadar işlememeye çalışsak suçluyuz, günahkârız. ne kadar işlemesek her işimiz hatadır. Ne kadar işlememeye çalışsak suçluyuz, günahkârız.

Derviş, dervişlikten haberi yok! İşi gücü gıybet, dedikodu, suizan vs. Derviş, dervişlikten haberi yok! İşi gücü gıybet, dedikodu, suizan vs.

Neler nelerle karşılaşıyoruz! Birisi diyor ki; "Hocam, Yalova'da birileri var, Neler nelerle karşılaşıyoruz!

Birisi diyor ki;

"Hocam, Yalova'da birileri var,
[Mehmed Zâhid Kotku] Hocamız'ın aleyhinde konuşuyorlar." [Mehmed Zâhid Kotku] Hocamız'ın aleyhinde konuşuyorlar."

"Kim onlar?" dedim. "Falancanın dervişleri." "Kim onlar?" dedim.

"Falancanın dervişleri."

"İslam'da, dervişlikte başkasının aleyhinde gıybet etmek var mı?" "İslam'da, dervişlikte başkasının aleyhinde gıybet etmek var mı?"

Derviş, "daha titiz müslüman" demek. Hem de ölmüş bir insandan bahsedilir mi? Derviş, "daha titiz müslüman" demek.

Hem de ölmüş bir insandan bahsedilir mi?
Hem de böyle kerametleri zahir büyük evliyâullahtan bir zatın aleyhinde konuşulur mu? Hem de böyle kerametleri zahir büyük evliyâullahtan bir zatın aleyhinde konuşulur mu? Ne biçim dervişlik? Onu kötüleyecek kendisine taraftar toplayacak. Ne biçim dervişlik? Onu kötüleyecek kendisine taraftar toplayacak. Birisini kötüleyerek birisinin aleyhinde konuşarak dervişlik olur mu?!.. Birisini kötüleyerek birisinin aleyhinde konuşarak dervişlik olur mu?!..

Hakikaten olan bir şeyi söyledi mi gıybet oluyor, günah! Hakikaten olan bir şeyi söyledi mi gıybet oluyor, günah! Olmayan bir şeyi söyledi mi iftira oluyor, o da günah! Olmayan bir şeyi söyledi mi iftira oluyor, o da günah!

Birisini kötüleyerek taraftar kazanan bir tarikattan hayır gelir mi? Gelmez! Neden? Birisini kötüleyerek taraftar kazanan bir tarikattan hayır gelir mi?

Gelmez!

Neden?

Günahla yapılan bir şeyin sonundan hayır gelmez. Çünkü günahla yapılıyor. Günahla yapılan bir şeyin sonundan hayır gelmez. Çünkü günahla yapılıyor.

"Kötülüyor..." Dedim ki; "Hiç olmazsa bari beni kötüleseydi! "Kötülüyor..."

Dedim ki;

"Hiç olmazsa bari beni kötüleseydi!
Ben yaşıyorum, işte gencim, vs. ama [Mehmed Zâhid Kotku] Hocamız; Ben yaşıyorum, işte gencim, vs. ama [Mehmed Zâhid Kotku] Hocamız; her sözü hoş, her sözü tatlı, her konuşan kaç tane kerametini görmüştür…" her sözü hoş, her sözü tatlı, her konuşan kaç tane kerametini görmüştür…"

Hiç mi kötüleyecek adam bulamadın?!.. Hiç mi kötüleyecek adam bulamadın?!..

Birisi, evliyâullahtan birisinin huzurunda gıybet yapıyormuş, birisinin aleyhinde konuşuyormuş. Birisi, evliyâullahtan birisinin huzurunda gıybet yapıyormuş, birisinin aleyhinde konuşuyormuş. O evliyâullah, mübarek alim zat onu durdurmuş: O evliyâullah, mübarek alim zat onu durdurmuş:

"Sana bir soru soracağım. Söyle bakalım sen Hindistan taraflarına cihada gittin mi?" "Sana bir soru soracağım. Söyle bakalım sen Hindistan taraflarına cihada gittin mi?"

"Gitmedim efendim." demiş. Eski zamanda oluyor. "Çin taraflarına savaşa gittin mi?" "Gitmedim efendim." demiş.

Eski zamanda oluyor.

"Çin taraflarına savaşa gittin mi?"

"Hayır oraya da gitmedim efendim." "Rum taraflarına cihada gittin mi?" "Hayır oraya da gitmedim efendim."

"Rum taraflarına cihada gittin mi?"

"Hayır oraya da gitmedim efendim." "Afrika taraflarına cihada gittin mi?" "Hayır oraya da gitmedim efendim."

"Afrika taraflarına cihada gittin mi?"

"Hayır oraya da gitmedim efendim…" "Hayır oraya da gitmedim efendim…"

İslâm âleminin her köşesindeki, her hududundaki devletleri soruyor: İslâm âleminin her köşesindeki, her hududundaki devletleri soruyor:

"Oraya cihada gittin mi, buraya gittin mi, buraya gittin mi?.." "Gitmedim, gitmedim…" "Oraya cihada gittin mi, buraya gittin mi, buraya gittin mi?.."

"Gitmedim, gitmedim…"

Gıybete başlamıştı. Dikkatini toplamak için soruyu soruyor. Gıybete başlamıştı. Dikkatini toplamak için soruyu soruyor. Dikkatini toplattırmış toplattırmış sorular soruyor, Dikkatini toplattırmış toplattırmış sorular soruyor, bakalım bu soruların arkasından ne gelecek diye merak ediyor. bakalım bu soruların arkasından ne gelecek diye merak ediyor. Birden sen filanca yere cihada gittin mi, diye bir soru soruyor. Birden sen filanca yere cihada gittin mi, diye bir soru soruyor.

Mübarek en sonunda yapıştırmış: "Peki ya Hint'in, Çin'in, Rum'un, Acem'in kâfirleri Mübarek en sonunda yapıştırmış:

"Peki ya Hint'in, Çin'in, Rum'un, Acem'in kâfirleri
senden bir zarar görmüyor. senden bir zarar görmüyor. Onlara, kâfirlere dokunmuyorsun; müslüman kardeşlerinden ne istiyorsun?.." demiş. Onlara, kâfirlere dokunmuyorsun; müslüman kardeşlerinden ne istiyorsun?.." demiş.

Onlar kâfir, dervişlik yapacaksan git cihat et! git Bosna'ya, Hersek'e, Onlar kâfir, dervişlik yapacaksan git cihat et! git Bosna'ya, Hersek'e, git Karadağ'a Karabağ'a, git Kosova'ya; cihat et!git Karadağ'a Karabağ'a, git Kosova'ya; cihat et! Müslüman kardeşinden ne istiyorsun? Evliyâullahtan, salihlerden ne istiyorsun,Müslüman kardeşinden ne istiyorsun? Evliyâullahtan, salihlerden ne istiyorsun, günahkâr da olsa müslüman kardeşinden ne istiyorsun? günahkâr da olsa müslüman kardeşinden ne istiyorsun?

Birisini kötüleyerek, bilmediğin konularda ileri geri yalan yanlış konuşarak… Birisini kötüleyerek, bilmediğin konularda ileri geri yalan yanlış konuşarak…

Şahit lazım ispat lazım, şahit yok ispat yok! Şahit lazım ispat lazım, şahit yok ispat yok! Hatta suç olsa bile konuşmak doğru değil, gıybet oluyor.Hatta suç olsa bile konuşmak doğru değil, gıybet oluyor. Suç da değil, öteki adam suçlu da değil; bu konuşuyor! Neden? Suç da değil, öteki adam suçlu da değil; bu konuşuyor!

Neden?

Çünkü derviş değil! Çünkü yolu doğru değil, Çünkü derviş değil! Çünkü yolu doğru değil, günah üzerine kurulmuş bir düzen, pohpohlamak üzerine,günah üzerine kurulmuş bir düzen, pohpohlamak üzerine, reklam üzerine kurulmuş yalan yanlış bir şey! reklam üzerine kurulmuş yalan yanlış bir şey! Ondan, hayır yok bereket yok! Ondan, hayır yok bereket yok!

Demek ki camide duran insan meleklerin duasına mazhar olur ama Demek ki camide duran insan meleklerin duasına mazhar olur ama kimseye eza etmediği ve bir de abdestini kaçırmadığı takdirde! kimseye eza etmediği ve bir de abdestini kaçırmadığı takdirde!

Abdest ne kadar hayırların işi; abdestli durdukça dua geliyor,Abdest ne kadar hayırların işi; abdestli durdukça dua geliyor, sevap geliyor, rahmet yağıyor da abdesti kaçıverse iş gidiyor. sevap geliyor, rahmet yağıyor da abdesti kaçıverse iş gidiyor. Onun için büyüklerimiz demişler ki derviş her zaman abdestli olacak! Onun için büyüklerimiz demişler ki derviş her zaman abdestli olacak!

Namaz kılarken abdest almak tamam, Kur'an okurken abdest almak tamam, Namaz kılarken abdest almak tamam, Kur'an okurken abdest almak tamam, camiye gidiyorum abdest alacağım, her zaman abdestli oldu mu her zaman lütfa mazhar olur.camiye gidiyorum abdest alacağım, her zaman abdestli oldu mu her zaman lütfa mazhar olur. Bir insan geceleyin abdestli yattı; abdestini aldı, dört rekât namaz kıldı, abdestli yattı. Bir insan geceleyin abdestli yattı; abdestini aldı, dört rekât namaz kıldı, abdestli yattı. Abdestli yattığı için Peygamber Efendimiz diyor ki; Abdestli yattığı için Peygamber Efendimiz diyor ki;

"İç çamaşırıyla vücudu arasında bir melek; "İç çamaşırıyla vücudu arasında bir melek; Siâr: insanın kıllarına değen iç çamaşırı demek. Siâr: insanın kıllarına değen iç çamaşırı demek.

Demek ki Arabistan'da filan sıcak olduğundan üst elbisesini çıkartıyor, Demek ki Arabistan'da filan sıcak olduğundan üst elbisesini çıkartıyor, belki iç çamaşırıyla yatıyor diyelim. belki iç çamaşırıyla yatıyor diyelim.

'Yâ Rabbi! Bu kulun abdestli yattı, sen buna rahmetini ihsan eyle! Bu kulunu lütfuna erdir!' diye dua eder." 'Yâ Rabbi! Bu kulun abdestli yattı, sen buna rahmetini ihsan eyle! Bu kulunu lütfuna erdir!' diye dua eder."

Abdestli yattı diye! Burada da ne görüyoruz? Abdestli yattı diye!

Burada da ne görüyoruz?

Abdestli olduğun müddetçe camide beklerken sevap kazanmaya devam, Abdestli olduğun müddetçe camide beklerken sevap kazanmaya devam, meleklerin duasına ermeye devam ediyor.meleklerin duasına ermeye devam ediyor. Demek ki büyüklerimizin bize tavsiyesi, nasihati, Demek ki büyüklerimizin bize tavsiyesi, nasihati, tarikatın adabı olan devamlı abdestli gezmek kârlı bir şeymiş. tarikatın adabı olan devamlı abdestli gezmek kârlı bir şeymiş. Demek doğruymuş Allah büyüklerimizden razı olsun ki bize bu edebi öğrettiler,Demek doğruymuş Allah büyüklerimizden razı olsun ki bize bu edebi öğrettiler, biz de buna riayet edelim ki meleklerin duası, salât u selâmı daima üzerimize olsun. biz de buna riayet edelim ki meleklerin duası, salât u selâmı daima üzerimize olsun.

Camiye mümkün olduğu kadar erken gelmeliyiz, kârı çok! Kimisi camiye geliyor. Camiye mümkün olduğu kadar erken gelmeliyiz, kârı çok! Kimisi camiye geliyor. Namaza kaç dakika var? On beş dakika var… Karşı tarafa oturuyor. Namaza kaç dakika var? On beş dakika var… Karşı tarafa oturuyor. Bizim cami için demiyorum da Anadolu'yu gezdiğim zaman herhangi bir camide görüyorum. Bizim cami için demiyorum da Anadolu'yu gezdiğim zaman herhangi bir camide görüyorum. Sakallı, değnekli bastonlu, hacı babalar avluya geliyorlar, Sakallı, değnekli bastonlu, hacı babalar avluya geliyorlar, kumrular gibi, devrilmiş bir kavak ağacı vs. oraya diziliyorlar. kumrular gibi, devrilmiş bir kavak ağacı vs. oraya diziliyorlar. Öyle diziliyorlar, oraya oturuyorlar; hepsi konuşuyor. Öyle diziliyorlar, oraya oturuyorlar; hepsi konuşuyor.

Caminin kapısı açık, içerisi serin, güzel cennet gibi; Kur'an okuyabilir, tespih çekebilir… Caminin kapısı açık, içerisi serin, güzel cennet gibi; Kur'an okuyabilir, tespih çekebilir…

"Ne yapıyorsunuz burada?" "Daha ezan okunmadı!" "Ne yapıyorsunuz burada?"

"Daha ezan okunmadı!"

Mübarek içerde sevap var, burada bir şey yok; içeri gir, sevap kazan!Mübarek içerde sevap var, burada bir şey yok; içeri gir, sevap kazan! Bir sûreyi ezberle, unuttuğun bir şeyi hatırla, tespih çek, Bir sûreyi ezberle, unuttuğun bir şeyi hatırla, tespih çek, oradaki sohbette bir fayda yok ki! Oradaki dünya konuşması!oradaki sohbette bir fayda yok ki! Oradaki dünya konuşması! İçeri gir, sevap kazan; bunu bilmiyorlar. İçeri gir, sevap kazan; bunu bilmiyorlar.

Camiye erken geleceğiz, kimseyi ezalandırmayacağız! Camiye erken geleceğiz, kimseyi ezalandırmayacağız!

Cahil insanları da ezalandırmayalım, yumuşak yumuşak söyleyelim,Cahil insanları da ezalandırmayalım, yumuşak yumuşak söyleyelim, çoluk çocuğu da pataklamayalım, "Höt, konuşma, gülme, arkaya git şöyle yap böyle yap…" çoluk çocuğu da pataklamayalım, "Höt, konuşma, gülme, arkaya git şöyle yap böyle yap…"

Çocuk en öne geliyor, sonra "Hadi bakalım, arkaya!" diyorlar,Çocuk en öne geliyor, sonra "Hadi bakalım, arkaya!" diyorlar, birisi kolundan tutuyor ikinci safa, üçüncüsü arka safa, daha arka safa, daha arka safa… birisi kolundan tutuyor ikinci safa, üçüncüsü arka safa, daha arka safa, daha arka safa… Çocuğun içi bir burkuluyor, sonra etrafa bakıyor, kimse yok; Çocuğun içi bir burkuluyor, sonra etrafa bakıyor, kimse yok; kapıdan çıkıp gidiyor! Çünkü en arka safa atıldı. kapıdan çıkıp gidiyor! Çünkü en arka safa atıldı.

Ne yapmak lazım? "Evladım, ön safta büyükler durur,Ne yapmak lazım?

"Evladım, ön safta büyükler durur,
büyüklere hürmet etti mi insanın sevabı daha çok olur, büyüklere hürmet etti mi insanın sevabı daha çok olur, aferin sen en ön safa gelmiş oturmuşsun amaaferin sen en ön safa gelmiş oturmuşsun ama hacı amcalara ihtiyarlara bırakırsan burada sevap daha çok. hacı amcalara ihtiyarlara bırakırsan burada sevap daha çok. Peygamber Efendimiz'in zamanında çocuklar arka safta dururlarmış.Peygamber Efendimiz'in zamanında çocuklar arka safta dururlarmış. Gel ben de seninle beraber şurada [duralım]…" Gel ben de seninle beraber şurada [duralım]…"

Çocuğu kaldırıyor, kendisi oturuyor. Çocuğu kaldırıyor, kendisi oturuyor. Bu sefer çocuğun kafasında "Bu ne biçim iş!" diye bir soru, aklı ermiyor. Bu sefer çocuğun kafasında "Bu ne biçim iş!" diye bir soru, aklı ermiyor. Yüreği parçalanıyor. Eza vermeyeceğiz, üzmeyeceğiz, gürültü patırtı yapmayacağız. Yüreği parçalanıyor. Eza vermeyeceğiz, üzmeyeceğiz, gürültü patırtı yapmayacağız. Abdestli olarak bulunacağız. O zaman bu ecirlere, sevaplara nail olmak mümkün olur. Abdestli olarak bulunacağız. O zaman bu ecirlere, sevaplara nail olmak mümkün olur. Allah her yerde her zaman bizi edepli eylesin, dikkatli eylesin. Allah her yerde her zaman bizi edepli eylesin, dikkatli eylesin.

Bir profesör kardeşimiz var. Bir profesör kardeşimiz var.

Profesör olup da namazlı niyazlı olmak çok mühim bir şeydir. Profesör olup da namazlı niyazlı olmak çok mühim bir şeydir. Kolay değil çünkü bunların hepsi başka türlü eğitim aldılar:Kolay değil çünkü bunların hepsi başka türlü eğitim aldılar: "Amerikalı gibi ol, Fransız gibi, imansız gibi ol…" diye papyon kravatla,"Amerikalı gibi ol, Fransız gibi, imansız gibi ol…" diye papyon kravatla, içkiyle şunla bunla yetiştirildiler. içkiyle şunla bunla yetiştirildiler. Bilgi öğrenmek için değil onlara entegre olsun diye Avrupa'ya gönderildiler. Bilgi öğrenmek için değil onlara entegre olsun diye Avrupa'ya gönderildiler. Onlar gibi olsun diye gönderdiler. Ama [bizim kardeşlerimiz] Amerika'ya gitti, İngiltere'ye gitti;Onlar gibi olsun diye gönderdiler. Ama [bizim kardeşlerimiz] Amerika'ya gitti, İngiltere'ye gitti; gene müslüman döndü. gene müslüman döndü. Namazlarını bırakmadılar, İslâm'dan ayrılmadılar; sağlam müslüman olarak döndüler. Namazlarını bırakmadılar, İslâm'dan ayrılmadılar; sağlam müslüman olarak döndüler. Bu, kıymetli bir şey. Kıymetini bilmek lazım çünkü o kadar tahsili görüp de bozulmamak kolay değil!Bu, kıymetli bir şey. Kıymetini bilmek lazım çünkü o kadar tahsili görüp de bozulmamak kolay değil! Köyde durup bozulmamak kolay, tahsil görüp bozulmamak kolay değil! Köyde durup bozulmamak kolay, tahsil görüp bozulmamak kolay değil!

Çünkü bizim tahsiller insanı çileden çıkartmak için ayarlanmıştır. Çünkü bizim tahsiller insanı çileden çıkartmak için ayarlanmıştır. Ayarı, dozajı öyledir. Talebe İmam-Hatibe gidince "Vatan haini! Buraya ne diye geldin?.." Ayarı, dozajı öyledir. Talebe İmam-Hatibe gidince "Vatan haini! Buraya ne diye geldin?.." diye soruyla muhatap oluyor. diye soruyla muhatap oluyor.

Benim kendi oğlum İman-Hatipte okudu. Bir hoca sorarmış: Benim kendi oğlum İman-Hatipte okudu. Bir hoca sorarmış:

"Vatan hainleri! Ne geldiniz bu okula, İman-Hatibe ne geldiniz?"Vatan hainleri! Ne geldiniz bu okula, İman-Hatibe ne geldiniz? Dinî olmayan bir mektebe gitseydiniz ya!.." Dinî olmayan bir mektebe gitseydiniz ya!.."

Bir de; "Vatan haini!" diyor. Vatanı kurtaranlar şehitler, gaziler, mü'minler! Bir de; "Vatan haini!" diyor. Vatanı kurtaranlar şehitler, gaziler, mü'minler! Çocuğa İmam-Hatibe geldi diye vatan haini diyor. Çocuğa İmam-Hatibe geldi diye vatan haini diyor.

"Burada ne işiniz var, aptal olduğunuzdan mı geldiniz, ölü mü yıkayacaksınız?.." "Burada ne işiniz var, aptal olduğunuzdan mı geldiniz, ölü mü yıkayacaksınız?.."

Peki ölü yıkamayı kimse öğrenmesin, ölülerimizi yıkamadan mı bırakacağız?!.. Peki ölü yıkamayı kimse öğrenmesin, ölülerimizi yıkamadan mı bırakacağız?!..

Ölü yıkamak sevap ya! "Ölü yıkamaya mı geldiniz?" diyor, çocuğu ölüden korkutuyor. Ölü yıkamak sevap ya!

"Ölü yıkamaya mı geldiniz?" diyor, çocuğu ölüden korkutuyor.
İmam-Hatibe gelmesin diye öyle yetiştirmeye çalışıyorlar. Menfî yetiştirmeye çalışıyorlar. İmam-Hatibe gelmesin diye öyle yetiştirmeye çalışıyorlar. Menfî yetiştirmeye çalışıyorlar.

Bu kadar menfî yetişmeden sonra adam profesör olmuş,Bu kadar menfî yetişmeden sonra adam profesör olmuş, hem de sağlam profesör hem de bizim kardeşlerimizden! hem de sağlam profesör hem de bizim kardeşlerimizden! Sakin sakin de konuşur, Allah selamet versin. Edepli edepli de konuşuyor anlatıyor: Sakin sakin de konuşur, Allah selamet versin. Edepli edepli de konuşuyor anlatıyor:

"Hocam, sabahtan akşama yemek yememiştim."Hocam, sabahtan akşama yemek yememiştim. Kandaki şeker miktarının azaldığını hissettim.Kandaki şeker miktarının azaldığını hissettim. Doktorum, biliyorum, başım dönmeye başladı.Doktorum, biliyorum, başım dönmeye başladı. Onun için bir kırıkkırak aldım, vapurda Kadıköy tarafına geçerken Onun için bir kırıkkırak aldım, vapurda Kadıköy tarafına geçerken bir tarafta kırıkkırağı yemeye başladım!" diyor. bir tarafta kırıkkırağı yemeye başladım!" diyor.

Bir-iki lokma ekmek filan yiyince şeker miktarı düzeliyor, kriz geçiyor. Bir-iki lokma ekmek filan yiyince şeker miktarı düzeliyor, kriz geçiyor. Hatta şeker hastaları yanlarında şeker filan taşırlarmış. Hatta şeker hastaları yanlarında şeker filan taşırlarmış. Böyle bir durum oldu mu geçsin diye hemen ağızlarına biraz şeker atıp emerlermiş. Böyle bir durum oldu mu geçsin diye hemen ağızlarına biraz şeker atıp emerlermiş. Ben bunu yeni öğrendim. Ben bunu yeni öğrendim.

"Karşımdaki sırada bir sakallı adam yüksek sesle bağırmaya başladı, 'Bre kâfir...'"Karşımdaki sırada bir sakallı adam yüksek sesle bağırmaya başladı, 'Bre kâfir...' Ben de, 'Olur ya, kime kızdıysa kızmıştır.' Ben de, 'Olur ya, kime kızdıysa kızmıştır.' -Kendisi sakin bir insan, etliye sütlüye karışmaz bir insan- gene devam ettim.-Kendisi sakin bir insan, etliye sütlüye karışmaz bir insan- gene devam ettim. Adam gene hücumla devam ediyor, dikkat ettim;Adam gene hücumla devam ediyor, dikkat ettim; bir de baktım ki 'Kâfir!' dediği muhatap meğer benmişim." diyor. bir de baktım ki 'Kâfir!' dediği muhatap meğer benmişim." diyor.

zavallı profesör! zavallı profesör!

Namazlı niyazlı profesör ne yapmış? Namazlı niyazlı profesör ne yapmış?

"Kırıkkırağın bir parçası -dikkat ediyorum ama farkında değilim "Kırıkkırağın bir parçası -dikkat ediyorum ama farkında değilim - aşağı ayağımın dibine düşmüş, "Lokmaya hürmet etmiyorsun, bre kâfir…" - aşağı ayağımın dibine düşmüş, "Lokmaya hürmet etmiyorsun, bre kâfir…"

"Ben öyle olduğunu bilsem onu yerden alırım. "Ben öyle olduğunu bilsem onu yerden alırım. Söylese alırım, dikkat etmediğim için farkında değilim, yemeye de mecburdum.Söylese alırım, dikkat etmediğim için farkında değilim, yemeye de mecburdum. Ben hiç konuşmamışım. Çünkü kendime alınmadım kâfir sözü vs. ben değilim ki!" Ben hiç konuşmamışım. Çünkü kendime alınmadım kâfir sözü vs. ben değilim ki!"

Birisi olmadık laflar söyleyince bu şahıs kendisi üzerine niye alınsın! Birisi olmadık laflar söyleyince bu şahıs kendisi üzerine niye alınsın!

"Ben alınmamıştım…" Fakat sağdan soldan o adama; "Ben alınmamıştım…"

Fakat sağdan soldan o adama;

"Def ol git buradan! Bak adam kibar, sana ses çıkartmıyor, gık demiyor; "Def ol git buradan! Bak adam kibar, sana ses çıkartmıyor, gık demiyor; sen oturduğun yerden hop oturup hop kalkıp köpürüp patlıyorsun çatlıyorsun. sen oturduğun yerden hop oturup hop kalkıp köpürüp patlıyorsun çatlıyorsun. Kalk buradan!" demişler. Ne oldu şimdi? Kalk buradan!" demişler.

Ne oldu şimdi?

O adam İslâm namına bir söz söylemişti, bu sefer herkesin İslâm'a karşı reaksiyon O adam İslâm namına bir söz söylemişti, bu sefer herkesin İslâm'a karşı reaksiyon göstermesine sebep oldu. göstermesine sebep oldu.

Sevap mı kazandı günaha mı girdi? Vallahi günaha girdi! Sevap mı kazandı günaha mı girdi? Vallahi günaha girdi! Çünkü zaten bir müslümana kâfir denmez!Çünkü zaten bir müslümana kâfir denmez! Sen ilk önce karşındaki adamı bir yokla bakalım, "Kimsin?" de, dur bakalım, ne oluyorsun?Sen ilk önce karşındaki adamı bir yokla bakalım, "Kimsin?" de, dur bakalım, ne oluyorsun? Bilmediğin kılıkta Allah'ın nice kulları vardır. Bilmediğin kılıkta Allah'ın nice kulları vardır. Sende o göz yoksa biraz ihtiyatlı ol. Sende o göz yoksa biraz ihtiyatlı ol. Büyüklerimiz "Her gördüğünü Hızır bil!" demişler. Hırpani görürsün, adam evliyâ çıkar. Büyüklerimiz "Her gördüğünü Hızır bil!" demişler. Hırpani görürsün, adam evliyâ çıkar.

Dün bir zatla tanıştık: Dün bir zatla tanıştık:

"Seneler önce Bursa'da Şemseddin Efendi diye çok yaşlı, 90 yaşında birisi vardı. "Seneler önce Bursa'da Şemseddin Efendi diye çok yaşlı, 90 yaşında birisi vardı. Siz tanıdınız mı?" dedi, ben "Hayır. Herhalde ona yetişmedim." dedim. Siz tanıdınız mı?" dedi, ben "Hayır. Herhalde ona yetişmedim." dedim. "Biz o zatı ziyarete gidiyorduk." diyor. "Biz o zatı ziyarete gidiyorduk." diyor.

Bu; "Dur! Bir telgraf çekeceğim." demiş. Etrafındakiler de ne telgrafı filan demişler. Bu; "Dur! Bir telgraf çekeceğim." demiş. Etrafındakiler de ne telgrafı filan demişler. Bursa'da Şemseddin Efendi'nin rahmetullahi aleyh meclisine varmışlar.Bursa'da Şemseddin Efendi'nin rahmetullahi aleyh meclisine varmışlar. O mübarek yaşlı zat, bu ziyaretçiye; "Tamam, telgrafını aldım." demiş. O mübarek yaşlı zat, bu ziyaretçiye;

"Tamam, telgrafını aldım." demiş.

Hâle bak! Gönülden gönle yol var! Hâle bak! Gönülden gönle yol var!

Bana; "Telgrafını aldım, dedi. Ben zevkten mest oldum." diyor. Bana; "Telgrafını aldım, dedi. Ben zevkten mest oldum." diyor.

Ötekiler ne telgrafı diye işin farkında değil, işte bu başka telgraf! Ötekiler ne telgrafı diye işin farkında değil, işte bu başka telgraf!

Demek ki kimseyi üzmeyeceğiz, kimseye kötü gözle bakmayacağız; Demek ki kimseyi üzmeyeceğiz, kimseye kötü gözle bakmayacağız; yumuşak davranacağız, tatlı tatlı konuşacağız. yumuşak davranacağız, tatlı tatlı konuşacağız.

Bir başka terzi kardeşimiz var, iyi derviş; tam hazmetmiş maşallah. Bir başka terzi kardeşimiz var, iyi derviş; tam hazmetmiş maşallah. [Mehmed Zâhid] Hocamız'ın sevdiği bir derviş kardeşimiz anlatıyor: [Mehmed Zâhid] Hocamız'ın sevdiği bir derviş kardeşimiz anlatıyor:

Kaş yapayım derken göz çıkartma misali. Kaş yapayım derken göz çıkartma misali. İslâm'a yardım edeyim derken İslâm'a reaksiyon uyandıranİslâm'a yardım edeyim derken İslâm'a reaksiyon uyandıran emr-i mâruf nehy-i münkerin usulünü bilmeyen insanın misali.emr-i mâruf nehy-i münkerin usulünü bilmeyen insanın misali. "Ebû Eyyûb el-Ensârî Efendimiz'in türbesini ziyaret ettim. "Ebû Eyyûb el-Ensârî Efendimiz'in türbesini ziyaret ettim. Avludan çıkacağım. Baktım avlunun ön tarafında blue jean pantolonlu Avludan çıkacağım. Baktım avlunun ön tarafında blue jean pantolonlu bir adamla açık bir kadın! Adam kadının omzuna elini atmış. bir adamla açık bir kadın! Adam kadının omzuna elini atmış. Fe-sübhanallah, adımımı atacaktım, dışarıya gidecektim; gidemedim, durdum." Fe-sübhanallah, adımımı atacaktım, dışarıya gidecektim; gidemedim, durdum."

Bu makama bu hâl yakışır mı? Bu makama bu hâl yakışır mı?

"Ebû Eyyûb el-Ensârî Efendimiz'in türbesinin önünde blue jean pantolonlu erkek, açık saçık kadın; "Ebû Eyyûb el-Ensârî Efendimiz'in türbesinin önünde blue jean pantolonlu erkek, açık saçık kadın; o onun omzuna el atmış filan... o onun omzuna el atmış filan... Allah'a sığınarak dualar ederek kendi kendime döndüm…" Allah'a sığınarak dualar ederek kendi kendime döndüm…"

Edeple erkânla selam vermiş: "Aziz kardeşlerim, kıymetli kardeşlerim. Edeple erkânla selam vermiş: "Aziz kardeşlerim, kıymetli kardeşlerim. Sizinle birkaç kelime konuşmak istiyorum, müsaade eder misiniz?" Sizinle birkaç kelime konuşmak istiyorum, müsaade eder misiniz?"

"Buyur hoca amca." "Çünkü güzel, kibar yanaştım." diyor. Demiş ki; "Buyur hoca amca."

"Çünkü güzel, kibar yanaştım." diyor.

Demiş ki;

"Buraya gelmeniz buranın kıymetini bildiğiniz gösteriyor."Buraya gelmeniz buranın kıymetini bildiğiniz gösteriyor. Burada yatan zatın ne kadar yüksek mertebeli bir insan olduğunu,Burada yatan zatın ne kadar yüksek mertebeli bir insan olduğunu, Peygamber Efendimiz'in ev sahibi olduğunu, sancaktarı olduğunu,Peygamber Efendimiz'in ev sahibi olduğunu, sancaktarı olduğunu, buralara cihat için geldiğini, evliyâullahın hepsinden büyük kimselerden olduğunu biliyorsunuz.buralara cihat için geldiğini, evliyâullahın hepsinden büyük kimselerden olduğunu biliyorsunuz. Ama bağışlayın beni, affedin, bir şey hatırlatmadan gidemedim:Ama bağışlayın beni, affedin, bir şey hatırlatmadan gidemedim: Bir kardeşinizim, kusurum varsa beni bağışlayın,Bir kardeşinizim, kusurum varsa beni bağışlayın, yüksek makam olduğu için buralara daha biraz saygılı gelmek lazım!yüksek makam olduğu için buralara daha biraz saygılı gelmek lazım! Hani bu bacım başını örtse idi siz de burada biraz daha saygılı dursaydınız… " Hani bu bacım başını örtse idi siz de burada biraz daha saygılı dursaydınız… "

Çok güzel konuşmuş. Onlar da; Çok güzel konuşmuş. Onlar da;

"Teşekkür ederiz amca, biz bunu bilmiyorduk, kusura bakma." demişler. "Teşekkür ederiz amca, biz bunu bilmiyorduk, kusura bakma." demişler.

Kadın da erkeğe demiş ki; "Ben sana bir başörtüsü alsaydık da öyle girseydik demedim mi!.." Kadın da erkeğe demiş ki;

"Ben sana bir başörtüsü alsaydık da öyle girseydik demedim mi!.."

Ama memnun ayrılmışlar. Bu da meseleyi güzel bir şekilde söylemek. Ama memnun ayrılmışlar. Bu da meseleyi güzel bir şekilde söylemek. Kimseyi ezalandırmayacağız, camide kimseyi üzmeyeceğiz, abdestli olduğu müddetçe Kimseyi ezalandırmayacağız, camide kimseyi üzmeyeceğiz, abdestli olduğu müddetçe insan sevap kazanmaya devam ediyor. insan sevap kazanmaya devam ediyor. Bu hatırımızda kalsın! Bu hatırımızda kalsın!

İzâ dehale ehadükümü'l-mescide fe'l-yüsellim sümme'l-yekûl: İzâ dehale ehadükümü'l-mescide fe'l-yüsellim sümme'l-yekûl: Allahümmeftahlî ebvâbe rahmetike ve izâ harece fe'l-yekûl: Allahümmeftahlî ebvâbe rahmetike ve izâ harece fe'l-yekûl: Allahümmefetahlî ebvâbe fadlik. Allahümmefetahlî ebvâbe fadlik.

Peygamber Efendimiz bu hadîs-i şerîfinde diyor ki; Peygamber Efendimiz bu hadîs-i şerîfinde diyor ki;

"Sizden biriniz mescide girdiği zaman önce selam versin. "Sizden biriniz mescide girdiği zaman önce selam versin. Çünkü mescitte kimse olmasa bile melekler vardır, senin görmediğin varlıklar vardır. Çünkü mescitte kimse olmasa bile melekler vardır, senin görmediğin varlıklar vardır.

Sonra desin ki; Allahümmefetahlî ebvâbe rahmetike." Sonra desin ki; Allahümmefetahlî ebvâbe rahmetike." es-Selâmu aleyküm ve rahmetullah denilir. es-Selâmu aleyküm ve rahmetullah denilir. İnsan kendi evine girerken de selam vererek girer.İnsan kendi evine girerken de selam vererek girer. Hatta hiç kimse yoksa es-Selâmu aleynâ ve alâ îbâdillâhi's-sâlihîn.Hatta hiç kimse yoksa es-Selâmu aleynâ ve alâ îbâdillâhi's-sâlihîn. "Selam bizim üzerimize olsun ve Allah'ın görünen görünmez,"Selam bizim üzerimize olsun ve Allah'ın görünen görünmez, insten cinden varlıkların üzerine olsun." diye dua edilir. Camiye de girerken selam verilir. insten cinden varlıkların üzerine olsun." diye dua edilir. Camiye de girerken selam verilir.

Bazı rivayetlerde "Peygamber Efendimiz'e selam getirin." denir. Bazı rivayetlerde "Peygamber Efendimiz'e selam getirin." denir. Salât u selâm getirmek de var. Efendimiz diyor ki; Salât u selâm getirmek de var. Efendimiz diyor ki;

"Selam versin, sonra da desin ki; Allahummeftahlî ebvâbe rahmetike. "Selam versin, sonra da desin ki; Allahummeftahlî ebvâbe rahmetike. Yâ Rabbi! Sen bana rahmetinin kapılarını aç!" Yâ Rabbi! Sen bana rahmetinin kapılarını aç!"

"Nasip oldu, mescidin kapısından içeri giriyorum."Nasip oldu, mescidin kapısından içeri giriyorum. Yâ Rabbi bana rahmetinin kapılarını da aç!" demiş oluyor. Yâ Rabbi bana rahmetinin kapılarını da aç!" demiş oluyor.

Allahummeftahlî ebvâbe rahmetike. Allahummeftahlî ebvâbe rahmetike.

İnsan, rahmetinin çeşitli kapılarının kendisine açılmasına dua edecek. İnsan, rahmetinin çeşitli kapılarının kendisine açılmasına dua edecek. Girerken sağ ayağıyla giriyor, güzel yerden çıkarken de sol ayağıyla çıkacak. Girerken sağ ayağıyla giriyor, güzel yerden çıkarken de sol ayağıyla çıkacak. Çıkılırken sol ayakla çıkılıyor, bırakılmak istenmiyor. Çıkılırken sol ayakla çıkılıyor, bırakılmak istenmiyor. Girilmek uğurlu kademle olsun diye girerken sağ ayakla girilir. Girilmek uğurlu kademle olsun diye girerken sağ ayakla girilir. Sol ayağıyla çıkarken diyecek ki; Allahummeftahlî ebvâbe fazlik. Sol ayağıyla çıkarken diyecek ki;

Allahummeftahlî ebvâbe fazlik.
"Yâ Rabbi! Bana fazl u kereminin, ihsanının kapılarını aç!" "Yâ Rabbi! Bana fazl u kereminin, ihsanının kapılarını aç!" Dışarıda kazanç olur, alış veriş, ticaret olur. Dışarıda kazanç olur, alış veriş, ticaret olur.

"İkramlarının fazl u keremlerinin kapılarını aç!" İçerde ne olur? "İkramlarının fazl u keremlerinin kapılarını aç!"

İçerde ne olur?

Mânevî bir kazanç olur. "İçeri girerken, 'Rahmetinin kapılarını aç!' diye; Mânevî bir kazanç olur.

"İçeri girerken, 'Rahmetinin kapılarını aç!' diye;
dışarı çıkarken, 'İhsanın kapıların aç!' diye dua edilsin, buyurmuş. dışarı çıkarken, 'İhsanın kapıların aç!' diye dua edilsin, buyurmuş.

İzâ dehale ehadükümü'l-mescide fe'l-yusellim ale'n-nebiyyi ve'l-yekûl: İzâ dehale ehadükümü'l-mescide fe'l-yusellim ale'n-nebiyyi ve'l-yekûl: Allahümmefetahlî ebvâbe rahmetike ve izâ harace fe'l-yusellim ale'n-nebiyy ve'l-yekûl: Allahümmefetahlî ebvâbe rahmetike ve izâ harace fe'l-yusellim ale'n-nebiyy ve'l-yekûl: Allahümme asımnî mine'ş-şeytân. Ebû Hüreyre radıyallahu anh'ten. Allahümme asımnî mine'ş-şeytân.

Ebû Hüreyre radıyallahu anh'ten.

"Sizden biriniz mescide girince Peygamber'e salât u selâm getirsin!"Sizden biriniz mescide girince Peygamber'e salât u selâm getirsin! Ve desin ki; 'Yâ Rabbi. Bana rahmetinin kapılarını aç, içeri giriyorum; Ve desin ki; 'Yâ Rabbi. Bana rahmetinin kapılarını aç, içeri giriyorum; sevaplara gark eyle, mânevî bakımdan lütuflarına erdir.' sevaplara gark eyle, mânevî bakımdan lütuflarına erdir.' Çıkarken de gene Peygamber Efendimiz'e salât u selâm getirsin." Çıkarken de gene Peygamber Efendimiz'e salât u selâm getirsin."

Burada Peygamber'e salât u selâm bu hadîs-i şerîf de bir başka duayı öğretiyor: Burada Peygamber'e salât u selâm bu hadîs-i şerîf de bir başka duayı öğretiyor:

Allahümme asımnî mine'ş-şeytân.Allahümme asımnî mine'ş-şeytân. "Yâ Rabbi! Beni şeytandan koru!" Burası mescit; burası sevaplı, melekli yer."Yâ Rabbi! Beni şeytandan koru!"

Burası mescit; burası sevaplı, melekli yer.
Dışarısı şeytanlı yer, dışarıda şeytanlar fıldır fıldır dolaşır. Dışarısı şeytanlı yer, dışarıda şeytanlar fıldır fıldır dolaşır.

Şeytanların en çok dolaştığı yer çarşı pazardır, en çok dolaştığı, Şeytanların en çok dolaştığı yer çarşı pazardır, en çok dolaştığı, en kalabalık olduğu yer orasıdır.en kalabalık olduğu yer orasıdır. Yalan yere yemin edilir, çeşit çeşit günahlar, aldatmacalar,Yalan yere yemin edilir, çeşit çeşit günahlar, aldatmacalar, tartılarda hileler, malların dizilmesinde, alınmasında satılmasında çeşit çeşit şeyler olur. tartılarda hileler, malların dizilmesinde, alınmasında satılmasında çeşit çeşit şeyler olur.

Mescitten dış âleme çıkıyorsun, Allah seni korusun! Kurtlar var, canavarlar,Mescitten dış âleme çıkıyorsun, Allah seni korusun! Kurtlar var, canavarlar, haydutlar var, şeytan var, dışarıda her şey var. haydutlar var, şeytan var, dışarıda her şey var. Mescidin içi cennet bahçesi gibi! Mescidin dışında kalan insanı Allah korusun. Mescidin içi cennet bahçesi gibi! Mescidin dışında kalan insanı Allah korusun.

Çıkarken diyecek ki; "Yâ Rabbi! Beni şeytandan koru!Çıkarken diyecek ki; "Yâ Rabbi! Beni şeytandan koru! Şurada sevap işledim; dışarı çıkıp da günahlara daldırma, şeytana uydurma!" Şurada sevap işledim; dışarı çıkıp da günahlara daldırma, şeytana uydurma!"

Muhterem kardeşlerim! Şeytandan kurtulmak, nefsi yenmek çok zor! Muhterem kardeşlerim!

Şeytandan kurtulmak, nefsi yenmek çok zor!
Hele şimdi daha da zor çünkü şeytanın işi kolaylaştı, günah kazanma [sebepleri] çoğaldı.Hele şimdi daha da zor çünkü şeytanın işi kolaylaştı, günah kazanma [sebepleri] çoğaldı. Eskiden kadınlar açık olmuyordu, yüzleri örtülü oluyordu; bakmayan bakmıyordu. Eskiden kadınlar açık olmuyordu, yüzleri örtülü oluyordu; bakmayan bakmıyordu. Şimdi kadınlar süsleniyor, kokulanıyor, donanıyor; hiç utanma arlanma yok!Şimdi kadınlar süsleniyor, kokulanıyor, donanıyor; hiç utanma arlanma yok! Fotoğraflar çektiriyorlar; gazetelere bastırıyorlar, mecmualarda, kapaklarda çıkıyor... Fotoğraflar çektiriyorlar; gazetelere bastırıyorlar, mecmualarda, kapaklarda çıkıyor...

İnsan yürürken bir gazete kulübesinin önünden geçerken İnsan yürürken bir gazete kulübesinin önünden geçerken gözlerini yumup geçmesi lazım veyahut diğer tarafa dönüp geçmesi lazım.gözlerini yumup geçmesi lazım veyahut diğer tarafa dönüp geçmesi lazım. "Aman gazetelerde ne haber var…" filan diye bakarken"Aman gazetelerde ne haber var…" filan diye bakarken felaket manzaralar ve resimler olabiliyor. felaket manzaralar ve resimler olabiliyor.

Allah cümlemizi şeytandan korusun. Allah cümlemizi şeytandan korusun. Şeytan hem insanın dışında hem insanın damarlarının içinde geziyor.Şeytan hem insanın dışında hem insanın damarlarının içinde geziyor. İçerden de vesvese verip çalışıyor. İçerden de vesvese verip çalışıyor. İçerden de çalışıyor dışarıdan da, hem kalenin içinde hem dışında! İçerden de çalışıyor dışarıdan da, hem kalenin içinde hem dışında!

Ne yapacak? Abdestli olacak, ağzı dualı olacak, Ne yapacak?

Abdestli olacak, ağzı dualı olacak,
çarşıya pazara girerken tespih çeke çeke zikir ede ede dolaşacak, Allah'a sığınacak… çarşıya pazara girerken tespih çeke çeke zikir ede ede dolaşacak, Allah'a sığınacak…

Camiden çıkarken şeytandan Allah'a sığınıyor, öyle olursa korunur. Camiden çıkarken şeytandan Allah'a sığınıyor, öyle olursa korunur.

Sonra; başı önde olacak, etrafa çok bakmayacak.Sonra; başı önde olacak, etrafa çok bakmayacak. Baktı mı gözü takılır, gözü bir takıldı mı daha takılır.Baktı mı gözü takılır, gözü bir takıldı mı daha takılır. İkinci bakış günahtır; birinci bakışta mazur oluyor, ikinci bakışta günah başlıyor. İkinci bakış günahtır; birinci bakışta mazur oluyor, ikinci bakışta günah başlıyor. Allah korusun, Allah saklasın! Şu kadarını söyleyeyim ki; Allah korusun, Allah saklasın!

Şu kadarını söyleyeyim ki;

Şeytan ta insanoğlu yaratıldığı zamandan beri var ve çalışıyor; Şeytan ta insanoğlu yaratıldığı zamandan beri var ve çalışıyor; sen daha toysun, senin daha dünyadan haberin yok, o aldatmanın her çeşidini biliyor.sen daha toysun, senin daha dünyadan haberin yok, o aldatmanın her çeşidini biliyor. Âbidleri, zâhidleri, dervişleri nasıl aldatırım, zenginleri nasıl, Âbidleri, zâhidleri, dervişleri nasıl aldatırım, zenginleri nasıl, kadınları, erkekleri nasıl aldatırım, insanları birbirlerine nasıl düşürürüm,kadınları, erkekleri nasıl aldatırım, insanları birbirlerine nasıl düşürürüm, karıyı kocayı birbirlerine nasıl kapıştırırım, karıyı kocayı birbirlerine nasıl kapıştırırım, evde nasıl kavga çıkartırım nasıl birbirlerini boşattırırım…evde nasıl kavga çıkartırım nasıl birbirlerini boşattırırım… Şeytan hepsini bilir, kandırmanın âlâsını bilir, her çeşidini bilir. Şeytan hepsini bilir, kandırmanın âlâsını bilir, her çeşidini bilir.

Onun için çok dikkatli olmak lazım! Onun için çok dikkatli olmak lazım! Allah bizi şeytanın şerrinden ve yarattığı her mahlûkun her çeşit şerrinden korusun,Allah bizi şeytanın şerrinden ve yarattığı her mahlûkun her çeşit şerrinden korusun, hıfz u himayesine daim eylesin. hıfz u himayesine daim eylesin.

İnsanın tehlikelerden korunması için üç tane kale var: İnsanın tehlikelerden korunması için üç tane kale var:

Bir: Mescit. Ama mescitte her zaman duramıyoruz; ticaret yapacağız,Bir: Mescit. Ama mescitte her zaman duramıyoruz; ticaret yapacağız, evimize gideceğiz, işimiz var gücümüz var. evimize gideceğiz, işimiz var gücümüz var.

İki: Kur'ân-ı Kerîm. İki: Kur'ân-ı Kerîm.

Üç: Zikrullah. İnsan Kur'ân okursa korunur, zikre devam ederse zikrettiği müddetçe korunur.Üç: Zikrullah.

İnsan Kur'ân okursa korunur, zikre devam ederse zikrettiği müddetçe korunur.
Çünkü zikrettiği zaman yanına şeytan gelmez. Allah zikredenle beraber olur. Çünkü zikrettiği zaman yanına şeytan gelmez. Allah zikredenle beraber olur. Allah celle celâlüh'un beraber olduğu kulun yanına şeytanAllah celle celâlüh'un beraber olduğu kulun yanına şeytan -haddine mi düşmüş- yanaşabilir mi? Bucak bucak kaçar. -haddine mi düşmüş- yanaşabilir mi? Bucak bucak kaçar.

Peygamber Efendimiz Ebû Bekir es-Sıddîk Efendimiz'le oturuyordu. Peygamber Efendimiz Ebû Bekir es-Sıddîk Efendimiz'le oturuyordu. Müşrik, kâfir birisi geldi,Müşrik, kâfir birisi geldi, Ebû Bekir es-Sıddîk Efendimiz'e hakaret etmeye, ağır sözler söylemeye başladı.Ebû Bekir es-Sıddîk Efendimiz'e hakaret etmeye, ağır sözler söylemeye başladı. O da sakin duruyor bir taraftan da ne yapacak diye Peygamber Efendimiz'e bakıyor. O da sakin duruyor bir taraftan da ne yapacak diye Peygamber Efendimiz'e bakıyor. Sonra ona cevap vermeye başladı. Sonra ona cevap vermeye başladı. Cevap vermeye başlayınca Peygamber Efendimiz yerinden kalktı yürümeye başladı.Cevap vermeye başlayınca Peygamber Efendimiz yerinden kalktı yürümeye başladı. O hemen cevabı filan bıraktı. Başımızın tacı Ebû Bekir es-Sıddîk Efendimiz hemen koştu; O hemen cevabı filan bıraktı. Başımızın tacı Ebû Bekir es-Sıddîk Efendimiz hemen koştu;

"Anam babam sana feda olsun yâ Resûlallah, hatalı bir şey mi yaptım? "Anam babam sana feda olsun yâ Resûlallah, hatalı bir şey mi yaptım? Seni üzmek istemezdim, adam böyle ters sözler söylüyor diye cevap vermek istemiştim.Seni üzmek istemezdim, adam böyle ters sözler söylüyor diye cevap vermek istemiştim. Seni üzecek bir şey mi yapım yâ Resûlallah, kıracak bir şey mi yaptım?" Seni üzecek bir şey mi yapım yâ Resûlallah, kıracak bir şey mi yaptım?"

"Hayır, kıracak bir şey yapmadın ama "Hayır, kıracak bir şey yapmadın ama sen susarken senin namına bir melek o herife cevap veriyordu.sen susarken senin namına bir melek o herife cevap veriyordu. Sen konuşmaya başlayınca melek oradan ayrıldı, bir şeytan geldi; Sen konuşmaya başlayınca melek oradan ayrıldı, bir şeytan geldi; şeytanın gelme durumunda olduğu bir yerde deşeytanın gelme durumunda olduğu bir yerde de benim kalmam uygun olmadığından kalktım!" diyor. benim kalmam uygun olmadığından kalktım!" diyor.

Demek ki şeytan nerelere gelebiliyor, nasıl geliyor! Demek ki şeytan nerelere gelebiliyor, nasıl geliyor! İnsan okudu mu buralardan bazı ipuçları öğrenir.İnsan okudu mu buralardan bazı ipuçları öğrenir. Hadîs-i şerîfleri okudu mu mânevî hayatın esrarını öğrenir. Hadîs-i şerîfleri okudu mu mânevî hayatın esrarını öğrenir. Bak Ebû Bekir es-Sıddîk Efendimiz görmüyor ama Bak Ebû Bekir es-Sıddîk Efendimiz görmüyor ama Peygamber Efendimiz o zamana kadar meleğin cevap verdiğini,Peygamber Efendimiz o zamana kadar meleğin cevap verdiğini, ondan sonra şeytanın geldiğini görüyor. ondan sonra şeytanın geldiğini görüyor.

Müşrikin birisi gene açmış ağzını yummuş gözünü, Müşrikin birisi gene açmış ağzını yummuş gözünü, Peygamber Efendimiz'e hakaret ediyor! Peygamber Efendimiz beddua etmiş. Peygamber Efendimiz'e hakaret ediyor! Peygamber Efendimiz beddua etmiş. Cebrail aleyhisselam kalkmış, adamın yanına gitmiş; bir şey yapmış, dönmüş. Cebrail aleyhisselam kalkmış, adamın yanına gitmiş; bir şey yapmış, dönmüş.

"Ne yaptın yâ Cebrail?" "Ne yaptın yâ Cebrail?"

"Ben onun içinden şu damarına şöyle bir şey yaptım ki tamam, onun işi bitik." "Ben onun içinden şu damarına şöyle bir şey yaptım ki tamam, onun işi bitik."

Kim bilir ne kadar zaman sonra işi bitik! Cebrail gitti, Kim bilir ne kadar zaman sonra işi bitik! Cebrail gitti, Peygamber Efendimiz'in bedduası üzerine bir şey yaptı; onun hâli harap! Peygamber Efendimiz'in bedduası üzerine bir şey yaptı; onun hâli harap!

Ama nasıl bir şey? Başka insanlar görmüyor. Ama nasıl bir şey?

Başka insanlar görmüyor.

O bakımdan dışarı çıkarken abdestli olacağız, zikirli olacağız; Allah yardım eder! O bakımdan dışarı çıkarken abdestli olacağız, zikirli olacağız; Allah yardım eder!

Camiden çıkarken ne diyecek? Allahummeftahli ebvâbe fadlike. Camiden çıkarken ne diyecek?

Allahummeftahli ebvâbe fadlike.
"Fazlının kereminin kapısını aç." Alluhümme asımnî mine'ş-şeytân. "Fazlının kereminin kapısını aç."

Alluhümme asımnî mine'ş-şeytân.
"Beni şeytandan koru." Çünkü kandırıverir, aldatıverir; damarına girer baktırır, "Beni şeytandan koru."

Çünkü kandırıverir, aldatıverir; damarına girer baktırır,
konuşturur, söylettirir, söylemeye başladı mı da iki taraf kızışır, kavga gürültü kopar. konuşturur, söylettirir, söylemeye başladı mı da iki taraf kızışır, kavga gürültü kopar.

Allahu Teâlâ hazretleri bizi dinimizi iyi bilenlerden eylesin Allahu Teâlâ hazretleri bizi dinimizi iyi bilenlerden eylesin çünkü insan iyi bilmediği zaman ibadeti, sevabı kaçırabilir, çünkü insan iyi bilmediği zaman ibadeti, sevabı kaçırabilir, kaş yapayım derken göz çıkartabilir, sevap umarken günaha düşebilir. kaş yapayım derken göz çıkartabilir, sevap umarken günaha düşebilir.

Öğrenmek lazım, Allah alim kullarını sever alim kullarını yükseltir. Öğrenmek lazım, Allah alim kullarını sever alim kullarını yükseltir. İlim yolunda olan kullarını cennetine sokar, İlim yolunda olan kullarını cennetine sokar, ilim yolu cennet yoludur onun için müslüman detay gibi de teferruat gibi de ilim yolu cennet yoludur onun için müslüman detay gibi de teferruat gibi de görünse bütün incelikleri bir bir öğrenecek. Allah razı olsun. görünse bütün incelikleri bir bir öğrenecek.

Allah razı olsun.

Fâtiha-i Şerîfe mea'l-Besmele. Fâtiha-i Şerîfe mea'l-Besmele.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2