Namaz Vakitleri

22 Cemâziye'l-Âhir 1446
23 December 2024
İmsak
06:47
Güneş
08:20
Öğle
13:08
İkindi
15:26
Akşam
17:47
Yatsı
19:14
Detaylı Arama

Şeyh Sâdî'nin Nefes, Nimetler ve Resûlullah'ın Yolu Hakkındaki Düşünceleri (Sorular ve Cevaplar)

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

16 Cemâziye'l-Evvel 1411 / 03.12.1990

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Şeyh Sâdî'nin Nefes, Nimetler ve Resûlullah'ın Yolu Hakkındaki Düşünceleri (Sorular ve Cevaplar)

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

16 Cemâziye'l-Evvel 1411 / 03.12.1990

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Konuşma Metni

Bismillâhirrahmânirrahîm. Bismillâhirrahmânirrahîm.

Bu çeşit konuşmaların saatleri Kur'ân-ı Kerîm'i anlatmaya kâfi gelmez. Çok devamlı bir hocalık ister.Bu çeşit konuşmaların saatleri Kur'ân-ı Kerîm'i anlatmaya kâfi gelmez. Çok devamlı bir hocalık ister. Çok devamlı bir talebelik ister. Yıllarca sürmesi lazım gelir. Ondan sonra olabilir. Çok devamlı bir talebelik ister. Yıllarca sürmesi lazım gelir. Ondan sonra olabilir. Tabii bunun kestirme yolu sizin evinizde kendinizi vererek çalışmanız lazım.Tabii bunun kestirme yolu sizin evinizde kendinizi vererek çalışmanız lazım. Her akşam böyle bir toplantı olamaz. Gidemezsiniz. Her akşam böyle bir toplantı olamaz. Gidemezsiniz. Ama her akşam bir saat, iki saat Kur'ân-ı Kerîm'den on âyet okuyacağımAma her akşam bir saat, iki saat Kur'ân-ı Kerîm'den on âyet okuyacağım ve onu açıklamasını dikkatli bir şekilde elime kalem alarak, not alarak takip edeceğim diyebilirsiniz. ve onu açıklamasını dikkatli bir şekilde elime kalem alarak, not alarak takip edeceğim diyebilirsiniz.

Her gün on ayet okumayı prensip edinirsiniz. Bir zaman sonra o tamamlanır.Her gün on ayet okumayı prensip edinirsiniz. Bir zaman sonra o tamamlanır. Belki ilk okuyuşta sonuna kadar her şeyi tam anlamanız mümkün olmaz ama anlamasanız bile okumaya devam edin. Belki ilk okuyuşta sonuna kadar her şeyi tam anlamanız mümkün olmaz ama anlamasanız bile okumaya devam edin. Çünkü bitirdiğiniz zaman bir kültür olacak. Yani zihninizde bir birikim olacak.Çünkü bitirdiğiniz zaman bir kültür olacak. Yani zihninizde bir birikim olacak. İkinci defa aynı şeyi yapmaya başladığınız zaman o birikime göre daha yeni anlayışlar edineceksiniz.İkinci defa aynı şeyi yapmaya başladığınız zaman o birikime göre daha yeni anlayışlar edineceksiniz. İki defa, üç defa devam edecek bu. İki defa, üç defa devam edecek bu.

Biliyorsunuz Kur'ân-ı Kerîm bitirildi mi tekrar başlanıyor. Tekrar bitiriliyor.Biliyorsunuz Kur'ân-ı Kerîm bitirildi mi tekrar başlanıyor. Tekrar bitiriliyor. Hatta hatim duasında dikkatinizi çekerim ne yapılıyor? Kulhüvallah okunuyor, Kuleuzubirabbil felak okunuyor. Hatta hatim duasında dikkatinizi çekerim ne yapılıyor? Kulhüvallah okunuyor, Kuleuzubirabbil felak okunuyor. Kuleuzubirabbinas okunuyor. Kur'ân'ın son sûresi. Kur'ân-ı Kerîm bitiyor. O zaman dua etmiyoruz. Kuleuzubirabbinas okunuyor. Kur'ân'ın son sûresi. Kur'ân-ı Kerîm bitiyor. O zaman dua etmiyoruz. Bir zarif hareket yapıyoruz. Ne yapıyoruz? Tekrar Fâtiha'ya geçiyoruz, Kur'ân'ın başına.Bir zarif hareket yapıyoruz. Ne yapıyoruz? Tekrar Fâtiha'ya geçiyoruz, Kur'ân'ın başına. Tekrar Fâtiha'nın karşısındaki sayfayı okuyoruz. Bakara sûresinin başı. Eli lam mim'i.Tekrar Fâtiha'nın karşısındaki sayfayı okuyoruz. Bakara sûresinin başı. Eli lam mim'i. Ondan sonra dua ediyoruz. Bu şu demek oluyor: Ondan sonra dua ediyoruz. Bu şu demek oluyor:

"Yâ Rabbi! ben senin kitabını okumayı bırakmadım."Yâ Rabbi! ben senin kitabını okumayı bırakmadım. Bitirdim ama yeniden başladım." diyoruz ondan sonra dua ediyoruz. Bu bir zarafettir yani güzel bir şeydir. Bitirdim ama yeniden başladım." diyoruz ondan sonra dua ediyoruz. Bu bir zarafettir yani güzel bir şeydir. Yoksa Kuleuzubirabbinnas deyip Sadakallahul azim deyip bitirmesi lazım. Mantıkî olarak böyle olması lazım.Yoksa Kuleuzubirabbinnas deyip Sadakallahul azim deyip bitirmesi lazım. Mantıkî olarak böyle olması lazım. Ama biz Fâtiha'ya başlayıp yeni bir hatme başlayıp ondan sonra duayı yapıyoruz. Ama biz Fâtiha'ya başlayıp yeni bir hatme başlayıp ondan sonra duayı yapıyoruz.

Bizim fakültede mûsiki hocasıydı İsmail Baha Sürelsan. Meşhur bir bestekârdır.Bizim fakültede mûsiki hocasıydı İsmail Baha Sürelsan. Meşhur bir bestekârdır. Ben de dinî musikiyi merak ettiğim için gidiyordum derslerini takip ediyordum, not alıyordum.Ben de dinî musikiyi merak ettiğim için gidiyordum derslerini takip ediyordum, not alıyordum. İsmail Baha Sürelsan salât-ı ümmiyye dediğimiz salavatı anlatıyor. İsmail Baha Sürelsan salât-ı ümmiyye dediğimiz salavatı anlatıyor. Hani Ramazanlarda beraberce Hani Ramazanlarda beraberce Allahumme salli ala seyyidinâ Muhammedininnebiyyi ümmiyyi ve ala âlihî ve sahbihî ve sellem.Allahumme salli ala seyyidinâ Muhammedininnebiyyi ümmiyyi ve ala âlihî ve sahbihî ve sellem. Segâh makamında Itrî'nin salât-ı ümmiyye bestesidir bu. Segâh makamında Itrî'nin salât-ı ümmiyye bestesidir bu.

İzah ediyor, bu işin üstadı o. Mûsikî üstadı. Diyor ki; makamı getirip öyle bir yerde bırakıyor ki noktalamıyor.İzah ediyor, bu işin üstadı o. Mûsikî üstadı. Diyor ki; makamı getirip öyle bir yerde bırakıyor ki noktalamıyor. Virgülde bırakıyor. Virgülde bırakıyor. Makamı öyle anlatayımMakamı öyle anlatayım Cümle ne zaman biter? Sonuna nokta koyduğumuz zaman biter. Cümle ne zaman biter? Sonuna nokta koyduğumuz zaman biter. Virgülde cümle bitmez, daha devamı var demektir. Öyle bir nağmede bırakıyor ki yarıda bırakıyor.Virgülde cümle bitmez, daha devamı var demektir. Öyle bir nağmede bırakıyor ki yarıda bırakıyor. Ancak başa döndüğü zaman tamam olacak şekilde bırakıyor. Ancak başa döndüğü zaman tamam olacak şekilde bırakıyor.

Vesellimm diye insan "tamam bitti" artık diyecek bir nokta yapmıyor besteyi, öyle yapmamış. Devam ettirtiyor.Vesellimm diye insan "tamam bitti" artık diyecek bir nokta yapmıyor besteyi, öyle yapmamış. Devam ettirtiyor. Dikkat ederseniz tekrar tekrar. İki defa, üç defa söyleriz bitmez. Dikkat ederseniz tekrar tekrar. İki defa, üç defa söyleriz bitmez. Orada da "Yâ Resûlallah biz sana salât u selâmı devamlı yapmak istiyoruz." gibi bir mâna var.Orada da "Yâ Resûlallah biz sana salât u selâmı devamlı yapmak istiyoruz." gibi bir mâna var. Zât bestesinde onu düşünmüş.Zât bestesinde onu düşünmüş. İnsana istirahat duygusu veren, kulakta 'nağme tamam oldu' hissini verecek nağmede bırakmıyor. İnsana istirahat duygusu veren, kulakta 'nağme tamam oldu' hissini verecek nağmede bırakmıyor. Yarım nağmede bırakıyor ki baş tarafa geçme hissi olsun. Sürüklesin diye yani. Yarım nağmede bırakıyor ki baş tarafa geçme hissi olsun. Sürüklesin diye yani.

Öyle bir yerde bırakıyor ki, ben bunun üstüne bir bilye koysam. Burada durur mu?Öyle bir yerde bırakıyor ki, ben bunun üstüne bir bilye koysam. Burada durur mu? Aşağı düşecek muhakkak. Çünkü meyilli. Meyilli bırakıyor ki öbür tarafa devam etsin.Aşağı düşecek muhakkak. Çünkü meyilli. Meyilli bırakıyor ki öbür tarafa devam etsin. Yani hep salât u selam getirmeye itiyor. Satırı meyilli yapmış o tarafa doğru, diye anlatmıştı.Yani hep salât u selam getirmeye itiyor. Satırı meyilli yapmış o tarafa doğru, diye anlatmıştı. Bilmem tam anlatabildim mi meseleyi.Bilmem tam anlatabildim mi meseleyi. Bunlar tabii incelikler her mesleğin kendine göre çeşitli zarafeti, incelikleri var. Bunlar tabii incelikler her mesleğin kendine göre çeşitli zarafeti, incelikleri var.

Kur'ân-ı Kerîm'i tekrar tekrar okumak konusuna ben getirmek istiyordum, yani Kur'ân-ı Kerîm de hatmedilir.Kur'ân-ı Kerîm'i tekrar tekrar okumak konusuna ben getirmek istiyordum, yani Kur'ân-ı Kerîm de hatmedilir. Nokta denmeyen, denmeyecek bir kitap. Tekrar başa geçilecek bir kitap.Nokta denmeyen, denmeyecek bir kitap. Tekrar başa geçilecek bir kitap. Satıhta bırakıyoruz ki yani bırakılıyor ki tekrar kaysın öbür tarafa, başa tekrar gelsin diye.Satıhta bırakıyoruz ki yani bırakılıyor ki tekrar kaysın öbür tarafa, başa tekrar gelsin diye. Tabii bir okuyacaksınız, tam anlamayacaksınız. İki okuyacaksınız, üç okuyacaksınız.Tabii bir okuyacaksınız, tam anlamayacaksınız. İki okuyacaksınız, üç okuyacaksınız. Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem buyuruyor ki. Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem buyuruyor ki.

Her hatim yapıldığı zaman yapılan duayı Allah kabul eder. Makbul bir dua zamanı o.Her hatim yapıldığı zaman yapılan duayı Allah kabul eder. Makbul bir dua zamanı o. Onun için sık sık hatmedeceğiz. Hatmettikçe dua edeceğiz. Yeniden hatmedeceğiz.Onun için sık sık hatmedeceğiz. Hatmettikçe dua edeceğiz. Yeniden hatmedeceğiz. Böyle böyle, yavaş yavaş alışacaksınız. Böyle böyle, yavaş yavaş alışacaksınız.

Mesela bir sabah kalksa 15 dakika kolunu, ayağını çevirse o zaman üçgen vücutlu olunmuyor.Mesela bir sabah kalksa 15 dakika kolunu, ayağını çevirse o zaman üçgen vücutlu olunmuyor. Uzun zamanlar bu işi yapmak gerekiyor ki vücudunda adeleler ona göre değişsin, gelişsin. Uzun zamanlar bu işi yapmak gerekiyor ki vücudunda adeleler ona göre değişsin, gelişsin.

Şevk olunca, aşk olunca yavaş yavaş bir de başladığı zaman bir lezzet de verir Allah.Şevk olunca, aşk olunca yavaş yavaş bir de başladığı zaman bir lezzet de verir Allah. Mesela bizim camimizde hadis dersleri yaparız biz her pazar günü.Mesela bizim camimizde hadis dersleri yaparız biz her pazar günü. Benim temennim, keşke daha başka dersler de koysak. Benim temennim, keşke daha başka dersler de koysak. Gerçi biz tefsir dersi koyuyoruz ama çok yoğun, ağır oluyor galiba.Gerçi biz tefsir dersi koyuyoruz ama çok yoğun, ağır oluyor galiba. Mısır'da doktora yapmış bir kardeşimiz var, bizim camide salı akşamları yatsıdan sonra Mısır'da doktora yapmış bir kardeşimiz var, bizim camide salı akşamları yatsıdan sonra bir Kur'ân-ı Kerîm anlatımı yapıyor ama çok uzun, mufassal bir anlatım yapıyor. Bilimsel bir anlatım oluyor. bir Kur'ân-ı Kerîm anlatımı yapıyor ama çok uzun, mufassal bir anlatım yapıyor. Bilimsel bir anlatım oluyor. Herhalde biraz daha kısa geçerek biraz da konuyu iyi anlaşılmasını sağlayacakHerhalde biraz daha kısa geçerek biraz da konuyu iyi anlaşılmasını sağlayacak bazı şeylerle anlatması bence uygun olabilir. bazı şeylerle anlatması bence uygun olabilir.

Bize Şişli'den bir doktor hanım ile beyi haber göndermişlerdi seneler önce.Bize Şişli'den bir doktor hanım ile beyi haber göndermişlerdi seneler önce. Biz Kur'ân öğrenmek istiyoruz, diye. Nerde öğrenebiliriz, diye sormuşlar.Biz Kur'ân öğrenmek istiyoruz, diye. Nerde öğrenebiliriz, diye sormuşlar. Ben de bizim İlahiyat Fakültesi'nden mezun talebelerimiz, var kaliteli. Ben de bizim İlahiyat Fakültesi'nden mezun talebelerimiz, var kaliteli. Hem hanım hem erkek çok talebelerimiz var. Hem hanım hem erkek çok talebelerimiz var. Onlardan birisini göndeririz Kur'ânı öğrenirler dedim. Onlardan birisini göndeririz Kur'ânı öğrenirler dedim. Yok, hocam onlar tefsir istiyorlar yani Kur'ân-ı Kerîmin açıklamasını istiyorlar, dediler.Yok, hocam onlar tefsir istiyorlar yani Kur'ân-ı Kerîmin açıklamasını istiyorlar, dediler. Neresi var böyle İstanbul'da? Düşündüm taşındım, ben böyle bir yer bilmiyorum.Neresi var böyle İstanbul'da?

Düşündüm taşındım, ben böyle bir yer bilmiyorum.
Halbuki kurmalıyız. Yani böyle bir yeri kurmalıyız. Halbuki kurmalıyız. Yani böyle bir yeri kurmalıyız. Koskoca dünyadaki İslâm aleminin bir ara merkezi olmuş olan İstanbul'da,Koskoca dünyadaki İslâm aleminin bir ara merkezi olmuş olan İstanbul'da, Hilafet merkezi olmuş İstanbul'da İslâm dininin kutsal kitabı olan Kur'ân-ı Kerîm'i anlatacak.Hilafet merkezi olmuş İstanbul'da İslâm dininin kutsal kitabı olan Kur'ân-ı Kerîm'i anlatacak. tabii imam hatip okullarında anlatılıyordur.tabii imam hatip okullarında anlatılıyordur. İlahiyat Fakültelerinde anlatılıyordur ama "ben galeri sahibiyim, ben talebe değilim ki."İlahiyat Fakültelerinde anlatılıyordur ama "ben galeri sahibiyim, ben talebe değilim ki." "Ev bark sahibi bir insanım. Ben ne yapacağım?" diyen bir insan için. Doktor."Ev bark sahibi bir insanım. Ben ne yapacağım?" diyen bir insan için. Doktor. "Benim muayenehanem var. Hastalarım var. Sosyal hizmetim var." diyen bir insan için ne olacak? "Benim muayenehanem var. Hastalarım var. Sosyal hizmetim var." diyen bir insan için ne olacak?

Bence mesela 7'den 10'a kadar haftanın her akşamında böyle muntazaman ders verilen bir şeyler yapmalıyız.Bence mesela 7'den 10'a kadar haftanın her akşamında böyle muntazaman ders verilen bir şeyler yapmalıyız. Ne bileyim. Sirkeci'de bir bina. Eminönü'nde bina. Karaköy'de bir bina olmalı. Salonu olmalı. Ne bileyim. Sirkeci'de bir bina. Eminönü'nde bina. Karaköy'de bir bina olmalı. Salonu olmalı. Oturmalı herkes. Bilmeli ki saat 7'den 10'a kadar arada 15 dakika 20 dakika molalı teneffüslü,Oturmalı herkes. Bilmeli ki saat 7'den 10'a kadar arada 15 dakika 20 dakika molalı teneffüslü, iki ders halinde Kur'ân-ı Kerîm dersi verilir. Her oturumda 10-15 âyet okunur. İzah edilir. iki ders halinde Kur'ân-ı Kerîm dersi verilir. Her oturumda 10-15 âyet okunur. İzah edilir. Böyle bir müessese var diyebilmeli. Durumu olan gitmeli. Böyle bir müessese var diyebilmeli. Durumu olan gitmeli.

Yığınla. Eski yazıyı, Kur'ân-ı Kerîm'i yüzünden kendi harfleriyle okuyabilecek hâle gelmek için kurs olsun.Yığınla.

Eski yazıyı, Kur'ân-ı Kerîm'i yüzünden kendi harfleriyle okuyabilecek hâle gelmek için kurs olsun.
Bahsettiğiniz kurs, güzel, buna büyük ihtiyaç var. Gidilir. Ve herhalde öğrencileri çok fazladır.Bahsettiğiniz kurs, güzel, buna büyük ihtiyaç var. Gidilir. Ve herhalde öğrencileri çok fazladır. Şimdi bu olmalı. Bir de sizin istediğiniz tefsir dersimiz olmalı. Her akşam o da olmalı. Şimdi bu olmalı. Bir de sizin istediğiniz tefsir dersimiz olmalı. Her akşam o da olmalı. Ve herkes bilmeli telefon edebilmeli ki bugün hangi sûrenin hangi âyetinden hangi âyetine kadar. Ve herkes bilmeli telefon edebilmeli ki bugün hangi sûrenin hangi âyetinden hangi âyetine kadar. Şöyle bir sıkmayacak bir miktar, bir ders. İkinci ders bir başka hoca veya aynı hoca. Her akşam olmalı.Şöyle bir sıkmayacak bir miktar, bir ders. İkinci ders bir başka hoca veya aynı hoca. Her akşam olmalı. Veya haftanın birer atlamalı akşamları olmalı. Pazartesi, Perşembe, Cumartesi filan gibi mesela.Veya haftanın birer atlamalı akşamları olmalı. Pazartesi, Perşembe, Cumartesi filan gibi mesela. Biz Gümüşhaneli Hocaefendimizin, 1311'de vefat etmiş, yazmış olduğu bir kitabı okuyoruz.Biz Gümüşhaneli Hocaefendimizin, 1311'de vefat etmiş, yazmış olduğu bir kitabı okuyoruz. Bitirdik, yeniden başladık şimdi ama biz de ağır gidiyoruz. Biraz hızlı mı gitmeliyiz bilmiyorum.Bitirdik, yeniden başladık şimdi ama biz de ağır gidiyoruz. Biraz hızlı mı gitmeliyiz bilmiyorum. Yani eğitimin ilerlemesi için. Yani eğitimin ilerlemesi için.

Eskiler kitabı alırlarmış. Arapça'sını okuyup geçerlermiş. Hatim mukabele okur gibi.Eskiler kitabı alırlarmış. Arapça'sını okuyup geçerlermiş. Hatim mukabele okur gibi. Tabii hepsi Arapça'yı biliyor. Biz biraz Türkçe izahat verdiğimiz için belki uzun sürüyor.Tabii hepsi Arapça'yı biliyor. Biz biraz Türkçe izahat verdiğimiz için belki uzun sürüyor. Temenni ediyorum, şahsen benim malî imkânım olsaTemenni ediyorum, şahsen benim malî imkânım olsa kadın ve erkeklerin beraberce oturabileceği muhakkem koltuklu böyle iki salon yaparım.kadın ve erkeklerin beraberce oturabileceği muhakkem koltuklu böyle iki salon yaparım. Şöyle büyük. İki salon olmalı. Aksettirilmeli perdeye, konuşmacının görüntüsünü.Şöyle büyük. İki salon olmalı. Aksettirilmeli perdeye, konuşmacının görüntüsünü. Orada Kur'ân-ı Kerîm'i anlatmalı. Ve bu tamamlanmalı. Bunun bir serisi olmalı. Videoları olmalı.Orada Kur'ân-ı Kerîm'i anlatmalı. Ve bu tamamlanmalı. Bunun bir serisi olmalı. Videoları olmalı. 40 tane 50 tane video, orada dinleyebilen orada. Dinleyemeyen evinde çoluk çocuğuyla dinleyebilmeli.40 tane 50 tane video, orada dinleyebilen orada. Dinleyemeyen evinde çoluk çocuğuyla dinleyebilmeli. Böyle bir şeyi yapmayı isterim ben. Şimdi organize edin, ben bu dersi vermeye hazırım. Böyle bir şeyi yapmayı isterim ben. Şimdi organize edin, ben bu dersi vermeye hazırım.

Musa aleyhisselam firavundan kurtulmuş. Kızıldeniz'i geçmiş. Firavun boğulmuş.Musa aleyhisselam firavundan kurtulmuş. Kızıldeniz'i geçmiş. Firavun boğulmuş. Sina çöllerinde Allah bıldırcın göndermiş. Bulutlandırmış havayı. Güneşten cayır cayır yanmamışlar. Sina çöllerinde Allah bıldırcın göndermiş. Bulutlandırmış havayı. Güneşten cayır cayır yanmamışlar. Gölgede geçmişler. Bıldırcınlar sapır sapır dökülmüş. Bıldırcın yemişler. Mantar bitirmiş. Gölgede geçmişler. Bıldırcınlar sapır sapır dökülmüş. Bıldırcın yemişler. Mantar bitirmiş. Kudret helvası denilen. Onları yemişler.Kudret helvası denilen. Onları yemişler. Bakkala, kasaba, manava ihtiyaç olmadan şeye Filistin tarafına gelmişler.Bakkala, kasaba, manava ihtiyaç olmadan şeye Filistin tarafına gelmişler. Fakat Filistin'de bir kâfir yönetim var, devlet var. Fakat Filistin'de bir kâfir yönetim var, devlet var. Musa aleyhisselamın kavmi oraya giremiyor. Onları yurtlarından çıkartmak lazım. Musa aleyhisselamın kavmi oraya giremiyor. Onları yurtlarından çıkartmak lazım.

Ya Musa sen git Rabbinle o kavimle savaş. Biz burada bekliyoruz, diyorlar.Ya Musa sen git Rabbinle o kavimle savaş. Biz burada bekliyoruz, diyorlar. Gülüyorum ama aslında gülünecek bir şey değil. Belki ağlanacak bir şey. Gülüyorum ama aslında gülünecek bir şey değil. Belki ağlanacak bir şey. Bir şeyi başkasına havale ettiniz mi olmuyor.Bir şeyi başkasına havale ettiniz mi olmuyor. Bence bu topluluk yapsın bir şey, ben de hocalığını kabul ediyorum. Siz yapın.Bence bu topluluk yapsın bir şey, ben de hocalığını kabul ediyorum. Siz yapın. Siz otelinizde salon açın. Ben de dersini vereyim. Bu da videosunu çeksin. Bitti bu iş. Mesela. Siz otelinizde salon açın. Ben de dersini vereyim. Bu da videosunu çeksin. Bitti bu iş. Mesela.

Müftülere bırakırsanız, o yapsın derseniz "Musa'yla Rabbi gitsin, çarpışsın, biz bekliyoruz" gibi geliyor bana.Müftülere bırakırsanız, o yapsın derseniz "Musa'yla Rabbi gitsin, çarpışsın, biz bekliyoruz" gibi geliyor bana. O âyeti hatırlıyorum. Biz yapalım. Burada fabrikatör var, zengin var. İstesek yaparız. O âyeti hatırlıyorum. Biz yapalım. Burada fabrikatör var, zengin var. İstesek yaparız. Yani yapım gücü var. Ve ihtiyaç da var. Siz de ihtiyacı söylediniz ben de biliyorum. Doktordan da biliyorum.Yani yapım gücü var. Ve ihtiyaç da var. Siz de ihtiyacı söylediniz ben de biliyorum. Doktordan da biliyorum. Yapalım bunu. Elbirliğiyle. Yapalım bunu. Elbirliğiyle.

Bir finans kurumunda çalışıyorum ben. Kuveyt Türk Finans kurumu. Bir finans kurumunda çalışıyorum ben.

Kuveyt Türk Finans kurumu.

Ticarî işlem yapıyoruz. Peşin parayla alıp vadeli satıyoruz.Ticarî işlem yapıyoruz. Peşin parayla alıp vadeli satıyoruz. Bu çok tartışmalara konu oluyor. Faizden bir farkı yok diyenler çıkıyor. Biz farklıdır diyoruz.Bu çok tartışmalara konu oluyor. Faizden bir farkı yok diyenler çıkıyor. Biz farklıdır diyoruz. Cevap veremediğimiz yerler oluyor. Cevap veremediğimiz yerler oluyor.

O işin detayını o finans kurumları bazı hocaefendilerdenO işin detayını o finans kurumları bazı hocaefendilerden heyet teşkil etmişler, soruyorlar diye duyuyorum ben. heyet teşkil etmişler, soruyorlar diye duyuyorum ben. Bir insan malı alır, alım muamelesi sağlamsa sağlamdır. Güzel yani. Parayı verdiniz, malı aldınız.Bir insan malı alır, alım muamelesi sağlamsa sağlamdır. Güzel yani. Parayı verdiniz, malı aldınız. Peşin mal alabilirsiniz. Vadeli alabilirsiniz. Taksitlere bağlayabilirsiniz. Peşin mal alabilirsiniz. Vadeli alabilirsiniz. Taksitlere bağlayabilirsiniz. Oto alım satımlarında arkadaşların hep yaptığı şeyler, olabilir. Parayı verebilir.Oto alım satımlarında arkadaşların hep yaptığı şeyler, olabilir. Parayı verebilir. Aylara göre taksim ederek de verebilir. Alışı tamamladınız. Aylara göre taksim ederek de verebilir. Alışı tamamladınız. Alışını tamamladığınız şeyde satışını istediğiniz gibi yaparsınız. Bu da serbest.Alışını tamamladığınız şeyde satışını istediğiniz gibi yaparsınız. Bu da serbest. Yani siz iktisap etmiş olduğunuz bir malı, başkasına satıyorsunuz.Yani siz iktisap etmiş olduğunuz bir malı, başkasına satıyorsunuz. Satış da normalse, satış işlerinin içinde Allah'ın haram kıldığı bir başka muamele yoksa normaldir. Satış da normalse, satış işlerinin içinde Allah'ın haram kıldığı bir başka muamele yoksa normaldir.

Bir insan peşin aldığı bir malı veresiye satabilir mi? Satar. Pek çok tüccarın yaptığı budur.Bir insan peşin aldığı bir malı veresiye satabilir mi? Satar. Pek çok tüccarın yaptığı budur. Peşin aldığı zaman avantajlı oluyor. Bir kamyon pirinç gelmiş.Peşin aldığı zaman avantajlı oluyor. Bir kamyon pirinç gelmiş. Tüccarın sermayesi varsa peşin parayla aldı mı ucuza almış oluyor. Sattığı zaman kârı çok oluyor.Tüccarın sermayesi varsa peşin parayla aldı mı ucuza almış oluyor. Sattığı zaman kârı çok oluyor. Gömlekçi bir imalatçı kardeşimiz. Gömlekçi bir imalatçı kardeşimiz. Parası çoksa, kumaşları gidip peşin parayla alıyorsa gömleği ucuza mal ediyor, kârı çok oluyor. Parası çoksa, kumaşları gidip peşin parayla alıyorsa gömleği ucuza mal ediyor, kârı çok oluyor. Eğer alışta parası gücü yetmediği için taksitle alıyorsa maliyet yükseliyor. Eğer alışta parası gücü yetmediği için taksitle alıyorsa maliyet yükseliyor.

Peşin almak kendisi için uygun oluyor.Peşin almak kendisi için uygun oluyor. Ondan sonra satarken de alıcının istediği şartlara uygun taksitlerle satabilir. Taksitle satış caizdir.Ondan sonra satarken de alıcının istediği şartlara uygun taksitlerle satabilir. Taksitle satış caizdir. Bunda bir şey yok.Bunda bir şey yok. Yalnız taksitle satışta tespit edilmiş fiyatta tespit edilen zamanlarda ödeme yapılmadı diye değiştirme yapılamaz.Yalnız taksitle satışta tespit edilmiş fiyatta tespit edilen zamanlarda ödeme yapılmadı diye değiştirme yapılamaz. Zamanın değişmesinden dolayı fiyata yapılan zam faiz olduğundan böyle bir şey dinen doğru olmaz. Zamanın değişmesinden dolayı fiyata yapılan zam faiz olduğundan böyle bir şey dinen doğru olmaz. Önce konuşulan şeyi aynı almak zorundadır. Başkaca bir şey yok. Önce konuşulan şeyi aynı almak zorundadır. Başkaca bir şey yok.

Aylara göre yapılan taksitler yanlış, değil mi? Hayır ben öyle demedim. Aylara göre yapılan taksitler yanlış, değil mi?

Hayır ben öyle demedim.

Aylara göre diyenler gündeme gelmişti.Aylara göre diyenler gündeme gelmişti. Aylara göre on bin liralık bir malı on iki ay vade veriyorsa on beş bin lira yapıyorsa bu yanlıştır. Aylara göre on bin liralık bir malı on iki ay vade veriyorsa on beş bin lira yapıyorsa bu yanlıştır.

Müşahhas misalle anlatayım. Otomobilim var. Müşteriye otomobil satıyorum. 15 ay taksitle satıyorum.Müşahhas misalle anlatayım. Otomobilim var. Müşteriye otomobil satıyorum. 15 ay taksitle satıyorum. Taksitler ikişer milyon, tamam mı? Bonoları imzalattırdım. Arabayı adama teslim ettim.Taksitler ikişer milyon, tamam mı? Bonoları imzalattırdım. Arabayı adama teslim ettim. Adam her ay iki milyon verecek. Aksattı. Aksattığı için fiyatı değiştiremem.Adam her ay iki milyon verecek. Aksattı. Aksattığı için fiyatı değiştiremem. Çünkü alışverişi yapmışım. Adamın borcu belli. Benim alacağım belli. Çünkü alışverişi yapmışım. Adamın borcu belli. Benim alacağım belli. Vadenin değişmesinden dolayı fiyatı değiştirirsem arada istediğim miktar faiz olur. Haramdır. Bunu dedim. Vadenin değişmesinden dolayı fiyatı değiştirirsem arada istediğim miktar faiz olur. Haramdır. Bunu dedim.

Adam beş taksitini veremedi, siz takip ettiniz vesaire filan. 15 ayda ödeyecekti. 20 ayda ödedi.Adam beş taksitini veremedi, siz takip ettiniz vesaire filan. 15 ayda ödeyecekti. 20 ayda ödedi. Siz de 30 milyon tutuyordu ama araba 40 milyon istiyorsunuz şimdi. İsteyemezsin.Siz de 30 milyon tutuyordu ama araba 40 milyon istiyorsunuz şimdi. İsteyemezsin. Çünkü almışsınız, satmışsınız, fiyat belli. Adam borçlanmış. O kadar alabilirsiniz. Tamam. Çünkü almışsınız, satmışsınız, fiyat belli. Adam borçlanmış. O kadar alabilirsiniz.

Tamam.
Şimdi o kişi bana ödemediği için ben zarara girdim. Ondan mütevellit zararım var.Şimdi o kişi bana ödemediği için ben zarara girdim. Ondan mütevellit zararım var. Ben bunu karşılamam içinde bir taraftan ya da bankadan ya da sağdan soldan parayla karşılayabildim. Ben bunu karşılamam içinde bir taraftan ya da bankadan ya da sağdan soldan parayla karşılayabildim.

Bunu açıklama istiyordum. Bunu açıklama istiyordum.

Bir şeyin alışveriş ya peşin olacak. Ver 20 bin lirayı, al şu Skoda arabayı. Peşin. Hiç problem yok.Bir şeyin alışveriş ya peşin olacak. Ver 20 bin lirayı, al şu Skoda arabayı. Peşin. Hiç problem yok. Ama bunu her zaman herkes yapamıyor çünkü herkesin cebinde 20 milyon lira olmuyor.Ama bunu her zaman herkes yapamıyor çünkü herkesin cebinde 20 milyon lira olmuyor. Satıcı da 20 milyon lira herkeste bulamadığından sürüm olsun diyeSatıcı da 20 milyon lira herkeste bulamadığından sürüm olsun diye "Ben de birer milyon taksitle bunu satarım." diyor. 30 milyon diyor fiyatı. "Ben de birer milyon taksitle bunu satarım." diyor. 30 milyon diyor fiyatı. Peşin olan 20 milyon olan şeye 30 milyon diyor. Anlaşmayı öyle yapıyorlar.Peşin olan 20 milyon olan şeye 30 milyon diyor. Anlaşmayı öyle yapıyorlar. 20 milyon peşin fiyatı olan şeye 30 milyon demek bir şey değil. Mahsuru yok. 20 milyon peşin fiyatı olan şeye 30 milyon demek bir şey değil. Mahsuru yok. Çünkü daha alış yok, satış yok. Beğenmezse almasın. Yani sen satıcısın o alıcı. Çünkü daha alış yok, satış yok. Beğenmezse almasın. Yani sen satıcısın o alıcı. İsterse alır istemezse almaz. Sen de istemezsen satmazsın. Serbestsiniz. İsterse alır istemezse almaz. Sen de istemezsen satmazsın. Serbestsiniz.

Bu serbestlikte sen malına bir fiyat istiyorsun. O da kabul ederse eder. Etmezse etmez.Bu serbestlikte sen malına bir fiyat istiyorsun. O da kabul ederse eder. Etmezse etmez. Peşin olursa 20 milyon, 10 ay vadeli olursa 30 milyon demekte mahsur yok. Ama aldın mı kardeşim?Peşin olursa 20 milyon, 10 ay vadeli olursa 30 milyon demekte mahsur yok. Ama aldın mı kardeşim? Aldım. Sattın mı? Sattım. Getir bonoları. İmzaladı.Aldım. Sattın mı? Sattım. Getir bonoları. İmzaladı. O satış bitti mi satış kesinleşti mi ödemedeki aksamalardan ve gecikmelerden dolayıO satış bitti mi satış kesinleşti mi ödemedeki aksamalardan ve gecikmelerden dolayı fiyatı değiştirdiğiniz zaman faiz oluyor. O zaman haram oluyor. fiyatı değiştirdiğiniz zaman faiz oluyor. O zaman haram oluyor.

"Peki hocam adam ödemedi." Var ya da yok. "Biz bunu icraya verdik.""Peki hocam adam ödemedi." Var ya da yok. "Biz bunu icraya verdik." "Kanunen müeyyideler var, haklar var. Vade farkları var."Kanunen müeyyideler var, haklar var. Vade farkları var. Mahkemenin getirdiği bazı masraflar var. Bunu karşı tarafın ödemesi gerekiyor." Öder. Mahkemenin getirdiği bazı masraflar var. Bunu karşı tarafın ödemesi gerekiyor."

Öder.
Mahkemenin masraflarını öder. İcra memurunun masrafını.Mahkemenin masraflarını öder. İcra memurunun masrafını. Ama siz alışverişinizdeki fiyatınızı değiştiremezsiniz. O hepsini yapar. Ama siz alışverişinizdeki fiyatınızı değiştiremezsiniz. O hepsini yapar. Ceza olarak ne yaparsa yapar. Siz 30 milyon lirayı 40 milyon yapamazsınız. 35 yapamazsınız.Ceza olarak ne yaparsa yapar. Siz 30 milyon lirayı 40 milyon yapamazsınız. 35 yapamazsınız. Yani vade farkından dolayı fiyatı değiştiremezsiniz. Alışveriş takarrur ettikten sonra.Yani vade farkından dolayı fiyatı değiştiremezsiniz. Alışveriş takarrur ettikten sonra. Anlatabildim mi bilmiyorum meseleyi. İnce bir mesele. Anlatabildim mi bilmiyorum meseleyi. İnce bir mesele. Yani satış olmadan önce istediğin şeyi yapabilirsin. İstediğin fiyatı teklif edebilirsin.Yani satış olmadan önce istediğin şeyi yapabilirsin. İstediğin fiyatı teklif edebilirsin. Nitekim pazarda da öyle oluyor. Kaça bu fasulye? 7 bin lira.Nitekim pazarda da öyle oluyor. Kaça bu fasulye? 7 bin lira. "Ya 5 bin liraya olmaz mı?" "Olmaz abi ne kadar zahmet çektik de aldık bunu. "Ya 5 bin liraya olmaz mı?" "Olmaz abi ne kadar zahmet çektik de aldık bunu. Hem bu bizim pazardaki öteki fasulyelere benziyor mu baksana boncuk Ayşe." Hem bu bizim pazardaki öteki fasulyelere benziyor mu baksana boncuk Ayşe." Süt gibi çat diye kırıldığı zaman suyu üstüne sıçrıyor. Süt gibi çat diye kırıldığı zaman suyu üstüne sıçrıyor. "Ama hadi gül hatırın için sen eskiden de benden alışveriş yapıyordun 6 bin olsun." "Ama hadi gül hatırın için sen eskiden de benden alışveriş yapıyordun 6 bin olsun."

Üç tane fiyat çıktı ortaya. 7 bin dendi, 5 bin dendi, 6 bin dendi. Bir şey yok. Hangisi.Üç tane fiyat çıktı ortaya. 7 bin dendi, 5 bin dendi, 6 bin dendi. Bir şey yok. Hangisi. Beğenirsen alırsın beğenmezsen bir bakayım dersin, dolaşırsın öbür taraftan belki 4 bine bulur alırsın.Beğenirsen alırsın beğenmezsen bir bakayım dersin, dolaşırsın öbür taraftan belki 4 bine bulur alırsın. O ayrı. O 6 bin istedi diye bir şey yok. Sen almadın diye bir şey yok. Verdi diye bir şey yok. O ayrı. O 6 bin istedi diye bir şey yok. Sen almadın diye bir şey yok. Verdi diye bir şey yok. Takarrur etmiş olan bir şeyde, "benim sana 10 bin lira borcum var." Ödeyemedim.Takarrur etmiş olan bir şeyde, "benim sana 10 bin lira borcum var." Ödeyemedim. "Sen iki ay geciktin 12 bin lira vereceksin." diyemiyorsun."Sen iki ay geciktin 12 bin lira vereceksin." diyemiyorsun. Zaman farkından dolayı fiyata yüklediğin fazlalık faiz oluyor. Faiz haram olduğundan olmuyor.Zaman farkından dolayı fiyata yüklediğin fazlalık faiz oluyor. Faiz haram olduğundan olmuyor. Pazarlığı kestikten sonra olmuyor. Kesmeden serbest oluyorsun. Pazarlığı kestikten sonra olmuyor. Kesmeden serbest oluyorsun.

Borçlu da misal olarak benim beş milyonumu on beş aydan sonra beş ay daha uzattı.Borçlu da misal olarak benim beş milyonumu on beş aydan sonra beş ay daha uzattı. Öyle kabul edelim. Bunun müsait olunca beş milyon lirasını versek, Öyle kabul edelim. Bunun müsait olunca beş milyon lirasını versek, onun parası da bende beş ay kalsa adalet yerini bulmaz mı böyle? onun parası da bende beş ay kalsa adalet yerini bulmaz mı böyle?

İyi olur tabii yaparsan yap. Yapabilirsen, verirsen yap. Böyle telafi et. İyi olur tabii yaparsan yap. Yapabilirsen, verirsen yap. Böyle telafi et.

Şimdi bu devirde satışlar oluyor. Büyük rakamlar dönüyor. Bir kamyon 100 milyon lira.Şimdi bu devirde satışlar oluyor. Büyük rakamlar dönüyor. Bir kamyon 100 milyon lira. Borçlanmak suretiyle satıyorsunuz. Borçlu bu parayı gününde ödemiyor.Borçlanmak suretiyle satıyorsunuz. Borçlu bu parayı gününde ödemiyor. Başka türlü işlerini kendi bünyesinde değerlendiriyor, aldığı malın kendi bünyesinde kârını sağlıyor.Başka türlü işlerini kendi bünyesinde değerlendiriyor, aldığı malın kendi bünyesinde kârını sağlıyor. Fakat alacaklıya gününde bu parayı ödemiyor. Aradan bir sene geçiyor, iki sene geçiyor. Fakat alacaklıya gününde bu parayı ödemiyor. Aradan bir sene geçiyor, iki sene geçiyor. Tutuyor bu parayı 100 milyon lira olarak ödüyor. Tutuyor bu parayı 100 milyon lira olarak ödüyor. Fakat satmış olduğu vasıta veyahut mal 100 milyon liraya satmış olduğu vaaddeFakat satmış olduğu vasıta veyahut mal 100 milyon liraya satmış olduğu vaadde 2 sene sonra aldığı parayla tekrar alamıyor. 2 sene sonra aldığı parayla tekrar alamıyor. Ancak 100 milyon lira daha ilave etmeli ki o malı yerine koyabilir. Böyle bir zarar doğuyor. Ancak 100 milyon lira daha ilave etmeli ki o malı yerine koyabilir. Böyle bir zarar doğuyor.

Bu böyle de bu fiyatın piyasadaki enflasyon dolayısıyla oynaması etkilemiyor.Bu böyle de bu fiyatın piyasadaki enflasyon dolayısıyla oynaması etkilemiyor. Yani hangi birim üzerinden anlaştıysa kişiye "lira olarak ben sana şu kadar borçlandım, Yani hangi birim üzerinden anlaştıysa kişiye "lira olarak ben sana şu kadar borçlandım, borçluyum dediysem" birim liraysa lira.borçluyum dediysem" birim liraysa lira. Eğer lira bu zararı meydana getiriyorsa o zaman zararı meydana getirmeyen bir sistem düşünürsün borçlandırırken.Eğer lira bu zararı meydana getiriyorsa o zaman zararı meydana getirmeyen bir sistem düşünürsün borçlandırırken. "Arkadaş sen bana 37 cumhuriyet altını borçlusun." dersin mesela."Arkadaş sen bana 37 cumhuriyet altını borçlusun." dersin mesela. Veyahut "şu kadar Dolar borçlusun." dersin. Veyahut "şu kadar Mark borçlusun." dersin.Veyahut "şu kadar Dolar borçlusun." dersin. Veyahut "şu kadar Mark borçlusun." dersin. Oradan yine sabit alırsın. Oradan yine sabit alırsın.

Alışveriş yaptığın birimde birim ayrı olunca borcunu değiştirmeye hakkın olmuyor.Alışveriş yaptığın birimde birim ayrı olunca borcunu değiştirmeye hakkın olmuyor. Faiz işlemi o zaman tahakkuk ediyor.Faiz işlemi o zaman tahakkuk ediyor. Birimi değiştirirsen sistemi başka türlü kurarsan bu mağduriyetten kurtulabilirsin.Birimi değiştirirsen sistemi başka türlü kurarsan bu mağduriyetten kurtulabilirsin. Çünkü fıkıhtaki muamelede piyasadaki para birimlerinin Enflasyonların dalgalanmaların bakılmıyor.Çünkü fıkıhtaki muamelede piyasadaki para birimlerinin Enflasyonların dalgalanmaların bakılmıyor. Borcun üzerine vadeden dolayı yapılan ilave faiz sadece sayılıyor. Tarif bu. Borcun üzerine vadeden dolayı yapılan ilave faiz sadece sayılıyor. Tarif bu.

Bu dediğimiz haksızlık gibi durum türk parasının enflasyonundan kaynaklanıyor.Bu dediğimiz haksızlık gibi durum türk parasının enflasyonundan kaynaklanıyor. Reel değeri ile hakiki kıymeti ileReel değeri ile hakiki kıymeti ile üstünde yazan 100, 1000, 10.000, 50.000 rakamı,üstünde yazan 100, 1000, 10.000, 50.000 rakamı, öyle. Adı ile hakiki değeri arasındaki farklılaşmanın artmasından kaynaklanıyor.öyle. Adı ile hakiki değeri arasındaki farklılaşmanın artmasından kaynaklanıyor. Hiç farklılaşma olmasa borcu aynı kalacak. Zaten faizsiz olan bir sistemde farklılaşma olmaz. Hiç farklılaşma olmasa borcu aynı kalacak. Zaten faizsiz olan bir sistemde farklılaşma olmaz. Faizli olan bir sistemde bu farklılaşma oluyor. Enflasyon dediğimiz şey faizli sistemde oluyor.Faizli olan bir sistemde bu farklılaşma oluyor. Enflasyon dediğimiz şey faizli sistemde oluyor. O zaman sizin gibi müslüman olan tüccarların faiz işlemine kaymaması düşmemesi için,O zaman sizin gibi müslüman olan tüccarların faiz işlemine kaymaması düşmemesi için, aynı birimden vadeden dolayı karşısındakinden fazla para isteme durumuna düşmemesi içinaynı birimden vadeden dolayı karşısındakinden fazla para isteme durumuna düşmemesi için sattığı malın kıymetini enflasyon etkisinden uzak olan bir birimle ifade etmesi gerekiyor. sattığı malın kıymetini enflasyon etkisinden uzak olan bir birimle ifade etmesi gerekiyor.

Pratik zorluğu olabilir ama dinî bakımdan günaha girmemek için çare budur. Şöyle diyebilirsiniz.Pratik zorluğu olabilir ama dinî bakımdan günaha girmemek için çare budur. Şöyle diyebilirsiniz. Türkiye'de en geçerli, en istikrarlı şey nedir? Bir tek bir mal mıdır? Altın, lira bir birim midir?Türkiye'de en geçerli, en istikrarlı şey nedir? Bir tek bir mal mıdır? Altın, lira bir birim midir? O zaman cumhuriyet altını dersiniz. Altının da kendi içinde enflasyonun çıkması inmesi oluyor.O zaman cumhuriyet altını dersiniz. Altının da kendi içinde enflasyonun çıkması inmesi oluyor. Petrol fiyatı mıdır? Onun da enflasyonu oluyor. Toptan eşya indeksi midir?Petrol fiyatı mıdır? Onun da enflasyonu oluyor. Toptan eşya indeksi midir? En istikrarlı şey neyse ona göre dersiniz ki: "Senin bana şu birim borcun var.En istikrarlı şey neyse ona göre dersiniz ki: "Senin bana şu birim borcun var. Bak bu borcunun ne zaman ödersen bu kadar isterim, bu borcu isterim senden." Bak bu borcunun ne zaman ödersen bu kadar isterim, bu borcu isterim senden."

Türk parası 100 bin borç görünürken, 100 milyon görünürken değeri düştüğü içinTürk parası 100 bin borç görünürken, 100 milyon görünürken değeri düştüğü için senin o asıl değişmeyen sisteme göre bu borcu ödemesi için bir sene sonra 200 milyon ödemesi gerekir. senin o asıl değişmeyen sisteme göre bu borcu ödemesi için bir sene sonra 200 milyon ödemesi gerekir. Çünkü bunun enflasyonu vardı. 160 milyon ödemesi gerekir. Sen buradan biliyorsun onu.Çünkü bunun enflasyonu vardı. 160 milyon ödemesi gerekir. Sen buradan biliyorsun onu. Ama Türk parasıyla işlem yaptığın zaman aynı devir içinde fark yapamıyorsun.Ama Türk parasıyla işlem yaptığın zaman aynı devir içinde fark yapamıyorsun. Mesela 100 ton buğday aldın o sana 100 ton buğday ödeyecek. Satıcıya alıcı 100 ton ödeyecek. Mesela 100 ton buğday aldın o sana 100 ton buğday ödeyecek. Satıcıya alıcı 100 ton ödeyecek. 110 ton isterse satıcı. Ben sana bunu 100 ton buğday satıyorum sen bana 110 ton vereceksin.110 ton isterse satıcı. Ben sana bunu 100 ton buğday satıyorum sen bana 110 ton vereceksin. 10 ton faiz oluyor. 10 ton faiz oluyor.

Cins aynı olduğu zaman ölçülen, tartılan malzemede, altında, gümüşte, vesairede, cins aynı olduğu zamanCins aynı olduğu zaman ölçülen, tartılan malzemede, altında, gümüşte, vesairede, cins aynı olduğu zaman vadeden dolayı arttırmalar faiz dendiği için, İslâm bu faizi yasakladığından olmuyor.vadeden dolayı arttırmalar faiz dendiği için, İslâm bu faizi yasakladığından olmuyor. Ama değişmeyen bir birimle hesaplayabilirsek o zaman o kimsedenAma değişmeyen bir birimle hesaplayabilirsek o zaman o kimseden "arkadaş ben senden 100 tane cumhuriyet altınımı istiyorum. "arkadaş ben senden 100 tane cumhuriyet altınımı istiyorum. Sen bunu aldığı zaman bu öyleydi." diyebilirsin. Çok müsterih olarak yapabilirsin. Sen bunu aldığı zaman bu öyleydi." diyebilirsin. Çok müsterih olarak yapabilirsin.

Türkiye'de faizli sistem kabul edilmiş olduğundan ve devletin bu işine geldiğindenTürkiye'de faizli sistem kabul edilmiş olduğundan ve devletin bu işine geldiğinden bu bir dolaylı vergilendirme şekli olduğundan, faizli sistem tasarruf sahibini cezalandırıyor.bu bir dolaylı vergilendirme şekli olduğundan, faizli sistem tasarruf sahibini cezalandırıyor. Halbuki adil bir sistem tasarruf sahibini teşvik etmeli. Taltif etmeli ki.Halbuki adil bir sistem tasarruf sahibini teşvik etmeli. Taltif etmeli ki. Kimin tasarrufu varsa cebinde, 100 bin lirası varsa senenin sonunda 60 bin lira demektir o.Kimin tasarrufu varsa cebinde, 100 bin lirası varsa senenin sonunda 60 bin lira demektir o. Bir sene beklettin 60 bin lira demektir. Tabii bunu neden böyle yapıyor?Bir sene beklettin 60 bin lira demektir. Tabii bunu neden böyle yapıyor? Diyebilir ki bir ekonomist, yani bir bakan, bir uzman. Diyebilir ki bir ekonomist, yani bir bakan, bir uzman. "Biriktirmesin parasını, versin bir yere." Yani atıl tutmasın, çalıştırsın demek isteyebiliyor. "Biriktirmesin parasını, versin bir yere." Yani atıl tutmasın, çalıştırsın demek isteyebiliyor. İyi ama yani yapamadıysa âciz insan var, ihtiyar kadın var, dul var.İyi ama yani yapamadıysa âciz insan var, ihtiyar kadın var, dul var. Herkes parasını güzel bir tarzda çalıştıramaz. Onu böyle mağdur etmek doğru değil. Herkes parasını güzel bir tarzda çalıştıramaz. Onu böyle mağdur etmek doğru değil.

Bu bir ekenomik sistem münakaşasıdır. Ona biz bir şey diyemiyoruz.Bu bir ekenomik sistem münakaşasıdır. Ona biz bir şey diyemiyoruz. Ama İslâm'da haksız olan fazlalık haram olduğundan o haksız fazlalığı almaması gerekiyor. Ama İslâm'da haksız olan fazlalık haram olduğundan o haksız fazlalığı almaması gerekiyor. Onu telafi etmek için de borcunu daha başka bir şeyle tarif etmek gerekiyor. Benim anladığım kadarıyla. Onu telafi etmek için de borcunu daha başka bir şeyle tarif etmek gerekiyor. Benim anladığım kadarıyla.

Benden bir doktor kardeşimiz borç istedi. Seneler önce. Olur dedim, veririm. Ama altın lira olarak veririm.Benden bir doktor kardeşimiz borç istedi. Seneler önce. Olur dedim, veririm. Ama altın lira olarak veririm. Sen de bana altın lira olarak ödersin. Ben sana hayır yapmak istiyorum. "Yoo Türk parası olarak verirsen ver."Sen de bana altın lira olarak ödersin. Ben sana hayır yapmak istiyorum. "Yoo Türk parası olarak verirsen ver." Türk parası olarak vermem. Çünkü sizin dediğiniz şey olacak, ben ona 100 bin lira vereceğim.Türk parası olarak vermem. Çünkü sizin dediğiniz şey olacak, ben ona 100 bin lira vereceğim. O zaman 100 bin liraya bir tane altın alınırken bir sene sonra yarım altın alınır. O bir haksızlık.O zaman 100 bin liraya bir tane altın alınırken bir sene sonra yarım altın alınır. O bir haksızlık. Ama bu sistemden kaynaklanıyor. Onu telafi etmek için böyle bir çare benim hatırıma geliyor.Ama bu sistemden kaynaklanıyor. Onu telafi etmek için böyle bir çare benim hatırıma geliyor. Ama öyle yapmazsanız faiz işlemi oluyor. Ama öyle yapmazsanız faiz işlemi oluyor.

Hocam diyelim ki 15 ay müddetle 2'şer milyon toplamda 30 milyon borçlandırdık bir vatandaşı.Hocam diyelim ki 15 ay müddetle 2'şer milyon toplamda 30 milyon borçlandırdık bir vatandaşı. Beşinci ayında borcunu ödemedi. Ama 6. ve 7. Ayda ödedi.Beşinci ayında borcunu ödemedi. Ama 6. ve 7. Ayda ödedi. 5. Ayda borcunu ödemediğinde ben bu adama "Arkadaş şu anda söz gelimi mark 2 bin lira.5. Ayda borcunu ödemediğinde ben bu adama "Arkadaş şu anda söz gelimi mark 2 bin lira. Sen bana 2 bin lira ödemedin. Dolayısıyla 2 bin mark borcun var." Diyemezsin geçmiş ola. Sen bana 2 bin lira ödemedin. Dolayısıyla 2 bin mark borcun var."

Diyemezsin geçmiş ola.

Diyemezsin. Başında diyecektin. Başında yani alışveriş meclisinde. İmza atılmadan. Arada ve sonunda yok.Diyemezsin. Başında diyecektin. Başında yani alışveriş meclisinde. İmza atılmadan. Arada ve sonunda yok. Arada ve sonunda değiştirmeye hakkın olmuyor. Başında oluyor. Arada ve sonunda değiştirmeye hakkın olmuyor. Başında oluyor.

Hocam peki başında derseniz "Sen borcunu ödemediğinde bu ödemediğin tutarınHocam peki başında derseniz "Sen borcunu ödemediğinde bu ödemediğin tutarın mark karşılığı neyse ben senden onu tahsil ederim." diye mark karşılığı neyse ben senden onu tahsil ederim." diye anlaşmalı olarak ticaret yaptığınızda bu geçerli olur mu? anlaşmalı olarak ticaret yaptığınızda bu geçerli olur mu?

Başında bütün olarak mark hesabı üzerine yaparsanız olur. "Borçlandırıyorum.Başında bütün olarak mark hesabı üzerine yaparsanız olur. "Borçlandırıyorum. Şu kadar mark borçlusun." Kabul ederse çok âlâ olur.Şu kadar mark borçlusun." Kabul ederse çok âlâ olur. Ama aslında mark da kendi içinde enflasyonu olan bir maddedir. Ama aslında mark da kendi içinde enflasyonu olan bir maddedir. O da yüzde 5 enflasyonu var ama ihmal edilebiliyor. O da yüzde 5 enflasyonu var ama ihmal edilebiliyor.

Şu var hocam, biliyorsunuz bizim sistemimizde normalde Türk lirasının haricinde bir para birimi kullanılmıyor. Şu var hocam, biliyorsunuz bizim sistemimizde normalde Türk lirasının haricinde bir para birimi kullanılmıyor.

Fiziken kullanılıyor şimdi.Fiziken kullanılıyor şimdi. kararları dolayısıyla bugün herkesin cebinde parası var. Belki benim cebimde bile bazen olabiliyor.kararları dolayısıyla bugün herkesin cebinde parası var. Belki benim cebimde bile bazen olabiliyor. Mark, dolar bir şey olabiliyor. Mark, dolar bir şey olabiliyor.

Dolayısıyla başlangıçta bir anlaşma yaparken o tür bir anlaşma yapamıyorsunuz.Dolayısıyla başlangıçta bir anlaşma yaparken o tür bir anlaşma yapamıyorsunuz. Yani belki şifaen yapıyorsunuz ama pratikte olamıyor. Yani belki şifaen yapıyorsunuz ama pratikte olamıyor.

Ya peşin satması lazım ya da sağlam bir insana satması lazım.Ya peşin satması lazım ya da sağlam bir insana satması lazım. Ya da sağlam insan bir kusur yapıp da ödeme yapamadığında sineye çekmek gerekiyor.Ya da sağlam insan bir kusur yapıp da ödeme yapamadığında sineye çekmek gerekiyor. Değiştirdiğin zaman faiz oluyor da ondan. Değiştirdiğin zaman faiz oluyor da ondan.

Bankada parası varmış ve bunun bundan elde ettiği gelirle geçimini sağlıyormuş. Bankada parası varmış ve bunun bundan elde ettiği gelirle geçimini sağlıyormuş.

Faizle yaşıyor. Haram. Farklı hiçbir gelir kaynağı yok. Haram. Allah haram etmiş.Faizle yaşıyor. Haram. Farklı hiçbir gelir kaynağı yok. Haram. Allah haram etmiş. Parasını birisine verip de parasının kârından kârı değil, faizinden. Faiz haram.Parasını birisine verip de parasının kârından kârı değil, faizinden. Faiz haram. Allah faizi haram kılmış. O hanım haram yiyor. Yarın parası biterse bunun sonu ne olacak? Allah faizi haram kılmış. O hanım haram yiyor.

Yarın parası biterse bunun sonu ne olacak?

Parası zaten bitiyor. Bitiyor ama tümü bitiyor ondan sonra ne olacak? Parası zaten bitiyor.

Bitiyor ama tümü bitiyor ondan sonra ne olacak?

Haram olmayan bir yolla haram olmayan çaresini bulacak. Zaten şimdi bak bize veriyor. Haram olmayan bir yolla haram olmayan çaresini bulacak. Zaten şimdi bak bize veriyor.

Baştan ne vereceğini kimse söyleyemez. Baştan değil ama bankalar düşürdükçe sizde düşürürsünüz. Baştan ne vereceğini kimse söyleyemez.

Baştan değil ama bankalar düşürdükçe sizde düşürürsünüz.

Bugünkü dönem içinde. Bugünkü dönem içinde.

O onların meselesidir ama "ben bu sizin paranızla kârlı işler yapıyorumO onların meselesidir ama "ben bu sizin paranızla kârlı işler yapıyorum o kârlı işlerden o hâsıl olan kârı size veriyorum." diyor.o kârlı işlerden o hâsıl olan kârı size veriyorum." diyor. O hacı teyze veya hacı olmayan kimse bilmiyoruz. Bu kardeşimizin tavsiyesi var.O hacı teyze veya hacı olmayan kimse bilmiyoruz. Bu kardeşimizin tavsiyesi var. Bak "bize göndersin biz işletiyoruz." diyor. Bak "bize göndersin biz işletiyoruz." diyor. İşletmenin kârını işletmenin sonucu ortaya çıkan kârı veriyoruz, diyor. Haram olan faizi vermiyoruz.İşletmenin kârını işletmenin sonucu ortaya çıkan kârı veriyoruz, diyor. Haram olan faizi vermiyoruz. İşletmeden hâsıl olan kârı veriyoruz, diyor. İşletmeden hâsıl olan kârı veriyoruz, diyor.

Arkadaş değil.O banka, ben İslâm bankası diye yatırdım.Arkadaş değil.O banka, ben İslâm bankası diye yatırdım. Diğer bankalar yüzde 80 verirken bu da yüzde 80 civarında kâr veriyor. Diğer bankalar faizi düşürdü.Diğer bankalar yüzde 80 verirken bu da yüzde 80 civarında kâr veriyor. Diğer bankalar faizi düşürdü. Bu da kârı düşürdü. Aklım ermedi. O olabilir. Samimiyetsiz olabilir, hilekâr olabilir. Bu da kârı düşürdü. Aklım ermedi.

O olabilir. Samimiyetsiz olabilir, hilekâr olabilir.
Ama bundan size bir zarar gelmez çünkü paranızı çalıştırıyor.Ama bundan size bir zarar gelmez çünkü paranızı çalıştırıyor. Siz paranızın çalışmasından hâsıl olarak kârı yiyorsunuz. Alnınız açık.Siz paranızın çalışmasından hâsıl olarak kârı yiyorsunuz. Alnınız açık. Onun yaptığı bir eksik ödeme veya bir şey varsa o ona ait bir şey.Onun yaptığı bir eksik ödeme veya bir şey varsa o ona ait bir şey. Eğer sizin hakkınızın birazını cebine koymuşsa âhirette siz yine ondan alırsınız. Ama faiz olmuyor.Eğer sizin hakkınızın birazını cebine koymuşsa âhirette siz yine ondan alırsınız. Ama faiz olmuyor. Tabii orada haksızlık varsa samimiyetsizse o âhirette çeker. Tabii orada haksızlık varsa samimiyetsizse o âhirette çeker. Ama yaptığı muamele itibariyle Allah'ın yasak kıldığı muamele olmadığından kurtarır. Ama yaptığı muamele itibariyle Allah'ın yasak kıldığı muamele olmadığından kurtarır.

Allah hepinizden razı olsun. Bi-hürmeti esrârı sûreti'l-Fâtiha. Allah hepinizden razı olsun.

Bi-hürmeti esrârı sûreti'l-Fâtiha.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2